18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 05 17/1/07 16:23 Page 1 CUMARTESİ EKİ 5 CMYK 20 OCAK 2007 CUMARTESİ 5 Kimsesiz bebekler kucak bekliyor FİGEN ATALAY Çocuk Esirgeme Kurumu’nun yuvalarına şimdiye kadar hiç gitmemiş olanlar için anlatalım. Yuvadan içeriye girdiğiniz anda minik çocuklar sarar çevrenizi. Büyük bir tensel temas gereksinimiyle sarılır, saçlarınızı okşarlar. Gözlerinizdeki yaşları tutmaya çalışarak siz de onlara sarılırsınız. Sonra bebek bölümüne geçersiniz. Yataklarında uyanık yatan bebekler, sizi görür görmez kollarını uzatırlar kucaklanmak için. Hangisini kucağınıza alacağınızı bilemezsiniz. Çocukları severken buraya yeniden gelmek için kendi kendinize söz verirsiniz. Yöneticiler uyarır sizi, ‘’Onlara veremeyeceğiniz sözler vermeyin. Düzenli olarak gelmeyecekseniz bir daha hiç gelmeyin. Sizi gözleri kapıda beklerler, gelemezseniz çok üzülür, hayal kırıklığına uğrarlar’’ diyerek canınız istediği zaman annelik yapamayacağınızı anlatırlar size. Kendi çocuğunuz, işiniz, eviniz zaman bırakmıyorsa bir daha gitmezsiniz ama aradan yıllar geçse de size uzanan kolları asla unutmazsınız. Ya da hayatınızda kimsesiz çocuklara da yer açar, bebekleri kucaklamak, banyolarını yaptırmak, miniklerle oyun oynamak için sürekli gidersiniz. Belki de sonunda bu çocuklardan birinin ‘’koruyucu ailesi’’ olmaya karar verirsiniz, kimbilir? Yükümlülükler ? Yanına yerleştirilen çocuğun öncelikle fiziksel ve psikososyal gelişiminin sağlıklı olabilmesi için gerekli koşulları sağlamak, ? Çocuğun yeteneklerininin ve becerisinin elverdiği ölçüde öncelikle eğitim ve öğretimi ya da iyi bir meslek sahibi edindirilmesi için gerekli çabayı göstermek, ? Çocuğun varsa öz ailesi ve akrabaları ile uygun görülen şekil ve zamanda görüşmesini sağlamak, ? Koruyucu aileye ve yerleştirilen çocuklara ilişkin olarak mesleki çalışmaları yürüten sosyal hizmet uzmanlarına gerekli koşulları sağlamak. Küçük Sanatçılar Stüdyosu A rt & Therapy, çocukların doğal yaratıcılıklarını ortaya koyabilmeleri için cesaretlendirmek ve onların dikkatlerini kendilerinde var olan görme biçiminin nasıl sanata dönüşebileceği noktasına çekmek amacıyla ‘’Küçük Sanatçılar Stüdyosu’’ düzenliyor. 815 yaş arası çocuklara, üç sıradışı ressam, Matisse, Picasso ve Klee’yi tanıtmayı amaçlayan bu atölyeler altı hafta sürüyor. 712 yaş arası çocuklara yönelik ücretsiz atölye çalışması ise bugün yapılacak. İsteyenler 0532 242 42 28 numaralı telefondan ayrıntılı bilgi alabilirler. EVLAT EDİNMEK ZOR Bebekler ve çocuklar, sağlıklı ve mutlu büyümeleri için kendilerini koruyacak, sevecek, bakacak, güven sağlayacak bir aileye gereksinim duyar. “Aile” derken yanlış anlaşılmasın. Bir anne ve bir çocuk, ya da baba ve çocuk da bir ailedir. Türkiye’de evlat edinmek zor iş. Üstelik evlatlık olarak verilecek bebek sayısı da çok değil. Evlat edinmek isteyenler yıllarca sıra bekliyor. Çünkü, kolayca terk ettikleri bebekleri “evlatlık” olarak vermiyor insanlar. ‘Mutsuz da olsa devlet baksın” diyorlar. Ama “koruyucu aile” olmak kolay. Üstelik evli olmak da gerekmiyor. Ücretsiz tiyatro ınar Çocuk Tiyatrosu, her cumartesi ve pazar Profilo Alışveris Merkezi’nde çocuk izleyicileri bekliyor. “Güldürmek Gerekli’’ adlı oyunu, isteyen herkes ücretsiz olarak izleyebiliyor. P AİLEYE DEVLET YARDIMI Koruyucu ailelere ve yerleştirilen çocuğa sağlanan olanaklar: Koruyucu aile olmak için ? T.C. vatandaşı olan, ? Türkiye’de sürekli ikamet eden, ? Okur yazar olan, ? Evli ya da bekâr, çocuklu ya da çocuksuz, çocuğun öz annebabası ya da vasisi dışında ? Koruyucu ailelere baktıkları her çocuk için bakım ücreti ödenir ? Özürlü çocuklar için yapılacak ödemeler iki katıra kadar artırılır ? Her öğretim yılı başında eğitim masrafı ödenir ? Şubat ve Ağustos aylarında çocukların yıllık giyim masrafları ödenir ? Koruyucu aile yanına yerleştirilen çocukların sağlık giderleri kurum tarafından karşılanır ? Koruyucu aileler ve korudukları çocuklar için gerektiğinde üniversitelerin ilgili bölümlerindeki uzmanlardan psikolojik ve psikiyatrik danışmanlık hizmeti sağlanır ? Okula giden ya da bu yaştaki çocuklara her ay harçlık ödenir. figenatalay?yahoo.com Faks: 0212 343 62 74 herkes başvurabilir Freud’un demir divanı İstanbul’da ESRA ALİÇAVUŞOĞLU 2000 yılında Londra’daki Freud Müzesi’nde ünlü [email protected] İngiliz sanatçı Sarah Lucas’ın kişisel bir sergisi gerçekleşmişti. Freud’un psikanaliz tarihinin dönüm noktalarından birini oluşturan “Haz İlkesinin Ötesinde” başlıklı makalesinden esinlenilerek gerçekleştirilen bu sergi aslında, psikanalizin özellikle de Freud’un sanatçıları ne denli etkilediğini gösteren örneklerden sadece biriydi. Psikanalitik dürtü kuramında bir dönüşüme işaret ettiği söylenen ve cinsellik kadar önemli bir başka güdülenmeyi, saldırganlığı psikanalizin sınırlara dahil eden bu makale çerçevesinde Lucas, Freud’un kuramını sanat aracılığıyla kendine özgü bir dille tekrar yorumluyordu. Hayli başarılı, bir o kadar da ilginç bir sergiydi bu. Psikanaliz hiç kuşku yok ki 20. yüzyılın en önemli olgularından biri... Sigmund Freud’un, bilinçaltına ilişkin geliştirdiği kuramlar ve bireyin iç dünyasının çözümlenmesine katkıları, sadece sıradan insanı değil sanatçıyı da son derece etkilemiş görünüyor. Bireyi çözümlemeyi, derinliklerine ve sırlarına inmeyi amaçlayan bir disiplin olarak özetleyebileceğimiz psikanaliz, 20. yüzyıldan itibaren başta Sürrealistler olmak üzere, hemen her dönem, sanatçıların başvurduğu kaynaklardan birini oluşturuyor. İşte hem Freud’den, hem de psikanalizden etkilenen çağdaş sanatın önemli isimlerinin yer aldığı sergi kısa bir süre için İstanbul’da. Viyana’ya giden hemen herkesin uğrak mekanlarından biri olan Freud Müzesi, ünlü psikanalistin pek çok yapıtını yazdığı, 18911938 yılları arasında yaşadığı Berggasse No.19’daki evi aslında. Bu müzeev, çağdaş sanatlar için de önemli bir adres işlevi üstleniyor son yıllarda. İlk kez 1989 yılında Joseph Kosuth’un Zero & Not adlı yerleştirmesini Freud’un yaşadığı dairede sergilemesi ile müze, alışılmış müzeev görüntüsünden sıyrılarak pek çok sanatçının yapıt bağışladığı ilginç bir mekana dönüşüyor. Bugünlerde Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Salonu’nda izleme olanağı bulduğumuz yapıtlar, Kosuth’un ilk adımı attığı Viyana Sigmund Freud Müzesi’nin Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nda yer alan çalışmalardan örnekler içeriyor. Küratörlüğünü Peter Pakesch ve Inge ScholzStrasser’in yaptığı “Freud ve Çağdaş Sanat Sergisi”nde John Baldessari, Pier Paolo Calzolari, Clegg & Guttmann, Jessica Diamond, Marc Goethals, Georg Herold, Jenny Holzer, Sherrie Levine, Ilya Kabakov, Haim Steinbach, Franz West, Heimo Zobernig ve Josef Kosuth’un yapıtları yer alıyor. Doğumun 150. yılında neredeyse tüm dünyada anılan Freud’un bu sergi ile etkileşim içinde olduğu bir başka alanın, sanatın, içine nasıl ve hangi bağlamlarda sızdığını da kavramak mümkün oluyor. sanatçıları ne denli etkilediğinin en somut kanıtlarından biri olarak değerlendirilebilir. Bir masa, sandalye ve ağaç bir korkuluk arkasında yer alan; neredeyse belli belirsiz bir figürün boş tuval üzerindeki salınışı Kabakov’un otobiyografisinden izler taşıyor. Sergide ayrıca, Piere Paolo Calzolari’nin “Avido”su ve Georg Heroldun “Eros ve Psykhe” adlı yapıtları ilginç... Herold’un bir kutu içerisinde, külotlu kadın çorabının ağına yerleştirdiği süpürge ile kurduğu kompozisyon pek çok kişi için cinsellikle ilgili kuramları nedeniyle direkt olarak Freud’u çağrıştıran önemli işlerden biri. Clegg & Guttmann’ın fotoğraf çalışması “Bağlam İçinde Metin” Freud külliyatını gösterirken, Jenny Holzer’ın “Yaşayan Seri”si Mao mu yoksa Lenin mi olduğu tam kestirilemeyen figür aracılığıyla izleyiciye direnme konusunda ilginç bir metin eşliğinde “sen” diye sesleniyor... “Freud ve Çağdaş Sanat” sergisi sanatın son dönem önemli temsilcilerini biraraya getirirken, psikanaliz ve sanat bağlamı üzerinde tekrar düşünmemize olanak sağlıyor. SANATÇI YORUMU Yapı Kredi’deki Freud Müzesi koleksiyon sergisi oldukça ilginç yapıtların biraradalığını izleyiciye sunarken, keşke mekân da bu yapıtlara biraz daha cömertçe kucak açsaydı dedirtiyor. Çünkü, mekânın küçüklüğü ve sergi salonu olarak düşünülmüş olmaması geniş alana ihtiyaç duyan kimi yapıtlarda dikkati azaltan bir etki uyandırıyor. Örneğin bu serginin en ilginç parçalarından biri olan ve Freud’u yakından izleyenizlemeyen için ilginç göndermeleri olan Franz West’in “Liége” adlı “demirden divan”ı sütunların arkasında kalmış olması ile hakettiği ilgiyi çekemiyor. Gündelik yaşamın hemen heryerine sızmış olan Freud’un bu ünlü divan metaforunun sanatçı tarafından yorumlanışı hayli ilginç ve görülmeye değer. Ancak uyaralım, Freud müzelerinde görmeye alıştığımız ve insanda uzanma hissi uyandıran divanlara hiç benzemiyor... Serginin girişindeki alana sıkışmış olan İlya Kabakov’un “Kendi Resminin İçine Uçan Adam” çalışması da Freud’un kuramlarının “Freud ve Çağdaş Sanat”, Yapı Kredi Kültür Merkezi Sermet Çifter Salonu, 13 – 31 Ocak 2007, İstiklal Caddesi, No: 285 Beyoğlu, Tel: 0212 252 47 00 Sigmund Freud’un, bilinçaltına ilişkin geliştirdiği kuramlar ve bireyin iç dünyasının çözümlenmesine katkıları, sadece sıradan insanı değil sanatçıyı da son derece etkilemiş görünüyor. Bireyi çözümlemeyi, derinliklerine ve sırlarına inmeyi amaçlayan bir disiplin olarak özetleyebileceğimiz psikanaliz, 20. yüzyıldan itibaren başta Sürrealistler olmak üzere, hemen her dönem, sanatçıların başvurduğu kaynaklardan birini oluşturuyor. İşte hem Freud’dan hem de psikanalizden etkilenen çağdaş sanatın önemli isimlerinin yer aldığı sergi kısa bir süre için İstanbul’da.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle