22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 03 17/1/07 16:23 Page 1 CUMARTESİ EKİ 3 CMYK 20 OCAK 2007 CUMARTESİ 3 Doktor reçeteye müzik yazdı ŞULE KÖKTÜRK Kimi zaman neşelenmek, rahatlamak, hüzünlenmek için dinlediğimiz müzik, kimi zaman da sohbetlerimize ve içkimize eşlik ederek yaşamın tadını damakta bırakıyor. Ancak müziğin hayatımızdaki yeri bunlarla sınırlı değil, müzik, beynimizin gelişmesinde de önemli rol oynuyor. Müzik dinlemek ve şarkı söylemek hareket, hafıza, dikkat, konuşma alanlarını harekete geçirerek beynin aktivitesini arttırırken özellikle enstrüman çalmak zekâyı geliştiriyor. Müziğin insana mutluluk ya da mutsuzluk verdiği, serotonin salınımı üzerindeki etkisi yine araştırmalarla kanıtlanmış. Nöropsikiyatri İstanbul Hastanesi’nde görevli psikiyatrist Dr. Adnan Çoban, ilaçla psikiyatri tedavisine destek olarak müzikle terapi seansları uygulayan hekimlerden biri. Aynı zamanda, yaklaşık 3 yıl TRT İstanbul Radyosu’nda da görev yapmış, müzikle haşır neşir bir hekim olan Çoban, psikiyatrist yardımına ihtiyaç duyacak kadar kötü durumda olmayan, ancak kendini depresif hissedenler için, “Eğer dinlediğiniz müzik o anda sizi rahatlatıyorsa, büyük ihtimalle sizin için yararlıdır” diyor. Bütün ısrarlarımıza karşın, terapi yapan bir şarkı listesi vermeyen Çoban, müzikle terapi konusundaki sorularımızı yanıtladı. Müzikle terapide öncelikle dikkat ettiğiniz noktalar nelerdir? İlk olarak kişinin sosyodemografik özeliklerini (Nereli, nasıl bir aile ortamında, hangi müziği dinleyerek büyümüş, eğitim seviyesi, kültür seviyesi nedir?) bunları belirlemeye çalışıyoruz. Bütün bu bulguların eşliğinde, kişinin bedensel ve zihinsel olarak hangi müziğe ve hangi enstrümana uygun olduğunu buluyoruz. Hangi hastalarda kullanılıyor? Psikiyatrideki bütün hastalar için kullanabiliyoruz. Ancak, müziği anlama kabiliyeti az olan, müzikal yeteneği olmayan, müziğe ilgisiz hastalarda bunu kullanmak istemiyoruz. Beraberinde ilaçlar kullanılıyor mu? Psikiyatrik rahatsızlıklarda, sadece ilaç tedavisi, sadece psikoterapi ya da sosyal terapi gibi bir anlayış yoktur. Öncelikle biyolojik ihtiyacı yani ilaçla tedaviyi belirlemek gerekiyor. Bunu tedavinin etkinliğini güçlendirmek için, psikolojik, sosyal ve müzikle terapileri devreye sokuyorsunuz. Müzikle tedavinin de biyolojik etkileri var mı? Evet, örneğin, enstrüman çalma beynin ön bölgesinin aktivitesini arttırıyor. Ne işe yarıyor bu? Motivasyon sağlıyor, bir işe başlama isteği, planlama programlama, problem çözme, muhakeme etme, dürtü kontrolü, kişinin sinirlerine hakim olması gibi etkileri var. Beynin ön bölgesi, dürtü kontrolünü sağlayan bir bölge. Alkol, madde bağımlılarında beynin ön bölgesini aktif hale getirmek, haliyle kişinin bu fonksiyonlarının güçlenmesine sebep olacaktır. Madde bağımlıları üzerinde etkisi var mı? Evet. Madde bağımlıları için ritm terapi çalışmalarına başlayacağız. Ritm eğitimi insanın beyninin beyincik, ön bölge ve orta alanlarının işbirliğini arttırıyor. Bu işbirliği alkol ve madde bağımlısı insanlarda büyük oranda bozuluyor. Aynı zamanda şizofreni hastalarında da bu işbirliği bozuluyor. Alkol ve madde bağımlılığında tedaviden sonraki sosyal ortam çok önemli. Hastaneden çıkış sonrasında da onlar için yeni bir sosyal ortam oluşturmuş oluyor müzikle tedavi. Enstrüman çalmak beyni aktif hale getiriyor ya müzik dinlemenin ne gibi etkileri var? 2002 yılında yapılan bir araştırmaya göre, Türk müziğindeki rast, mahur acemaşeyran gibi batı müziğindeki majör makamların beynin sol ön bölgesinin uyarımını arttırarak insanda mutluluk duygusunu arttırdığı tespit edilmiş. Tedavi için başvurmayan hastalar bu konuda ne yapabilirler? Tek başına müzikle terapi kullanılarak bir insanın tedavi edilmesi olanaklı değil, bütüncül bir yaklaşım olmaz. Biyolojik bir zemin gerekiyor. Eğer tedavi için başvurmuyorsa, en azından insanların majör makamlarda ve hızlı ritmlerde eserleri dinlemeleri, enstrüman çalmaları veya sözlü eserler, onlar için çok daha iyi olacaktır. Satacak Ferrarisi olmayan gezginlere otoğrafçı Mustafa Önder’in, geçen yıl dört ayı aşkın sürede Avustralya’dan Kamboçya’ya, Vietnam’dan Tokyo’ya 10 ülkeyi kapsayan gezisinde, uzaktakileri bize yakınlaştıran fotoğrafları “Stopovers” adında, 23 Ocak’tan itibaren Article Art Gallery’de sergilenecek. 1995 yılında Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Fotoğraf bölümünden mezun olduktan sonra, sırasıyla Aktüel, Yeni Yüzyıl gazetesi ve NStyle dergilerinde fotoğraf editörlüğü yapan Önder, 2001 yılından itibaren freelance fotoğrafçılıkla uğraşmaya başlamış. Amerika’da San Francisco sergileri sonrasında New York, Küba ve Haiti’den karelerin olduğu ‘Travel Triptych’ adlı fotoğraf albümü yayınlanan Önder’in, Küba fotoğraflarından oluşan “Joy in Havana” adını verdiği fotoğraf serisi 2003 yılında IPA (International Photograhy Award) Uluslararası Fotoğraf Yarışmasında “Recreation” dalında birincilik ödülü almış. Ayrıca kişisel ve karma sergilerde fotoğrafları sergilenen sanatçının fotoğrafları ve izlenimleri, yurtiçi ve yurtdışında çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanmaya devam ediyor. Notalar alkol bağımlılığından alzheimere kadar pek çok hastalığın tedavisinde ? Hiperaktif çocukların müzik kullanılıyor. Müzik kişinin dinleyerek ders çalışması veya sinirlerine hakim dinlenmesinin, beynin yan ve ön bölgelerinde kanlanmayı olmasına da yardım arttırdığı ve böylece bu çocukların davranış ve dikkat sorunlarının azaldığı ediyor belirlenmiş. F ? Günde yarım saatlik bir uygulamanın, alzheimer hastalarındaki, sürekli gezinme halini, agresif ve rahatsız edici davranışları azalttığı belirlenmiş. Alzheimer hastalarına bakanlar, onların gençliğinde sevdiği şarkıları, hergün sabah akşam 15’er dakika dinletsin. ? Depresif ve kaygılı insanlar, gevşeme ve solunum egzersizlerini bir müzik eşliğinde yapsınlar. ? Sosyal fobisi olanların, müzikli gruplarla etkinliklerde bulunması, enstrüman çalması kendini tanıma ve güven duygusunu arttırıyor. ? 7 yaşından önce piyano eğitimi alan çocuklarda, beynin orta bölgesindeki corpus callosum isimli köprünün çok daha geniş olduğu belirlenmiş. İnsan beynindeki bu köprü ne kadar geniş olursa sağdan sola, soldan sağa bilgi transferi o kadar kolay oluyor. Bu da anlama, muhakeme, planlama programlama süreçlerini hızlandırıyor, aritmetik zekâyı kuvvetlendiriyor. ? Viyolonsel çalan bir sanatçının, viyolonsel çalarken beyninin ön bölgesinin çok daha aktif hale geçtiği tespit edilmiş. ? Zekâ geriliği olan çocuklarda sosyal becerilerin gelişmesinde etkili oluyor. Alzheimer hastasına yarım saat müzik Yeşilçam emekçileri yeniden örgütleniyor HÜSEYİN KIVANÇ Yeşilçam’da ilk kooperatifleşme sözcüğünü, gerçek bir sinema emekçisi olan arkadaşım Halit Aysan’dan duymuştum. Yeşilçam’da ışıkçılık ve görüntü yönetmenliği yapan Halit Aysan’ın, Türk sinemasının içinde bulunduğu çıkmazlardan, sermaye sıkıntısından, sinemanın bir sektör olamamasından yakınıldığı 1970’li yıllarda özgün görüşleri vardı: Kooperatifçilik, küçük değerlerin bir araya getirilmesi ve güzel ürünler yaratılması. Hatta Halit, bu konuyu İzmit Cezaevi’nde yattığı günlerde Yılmaz Güney ile de tartışmış ve kooperatifleşme onun da aklına yatmıştı. SineKoop, hangi gereksinimden doğdu? 1970’li yıllarda emeğin yüceldiği dönemlerde, sanat emeğinin de birlikte üretimi gündeme geldi. Rahmetli Bilge Olgaç, Tarık Akan, Zeki Ökten ve sinemanın değişik dallarından emekçi arkadaşlarla birlikte Sinema Kooperatifi’nin kuruluş dilekçesi, Ankara’da bakanlığa verildi. O yıllarda kooperatif ne gibi etkinlikler yaptı? Birkaç büyük sinema prodüktörü, kooperatifin kurulmasıyla birlikte kooperatife karşı tavır aldı ve kooperatifin etkinleşmemesi doğrultusunda çaba gösterdi. Sonucunu da aldılar. O yıllarda Sinema Kooperatifi işlevini yerine getiremedi. Bir zaman sonra 12 Eylül askeri darbesinin olması, yıllarca kooperatifin duraksamasına neden oldu. Kaldı ki 12 Eylül’ün öncesindeki dönemde o zamanki Kültür Bakanı, sinema kooperatifinin üç projesine kesin destek vermişti. 12 Eylül sonrası dönemde, bu destek de ortadan kalktı. Daha sonra Sinema Kooperatifi nasıl canlandı? İmeceli sanat emeği üretiminin gereksiniminin sinema ve diğer sanat dallarındaki önemi, gün geçtikçe arttı. Kolları sıvadık. Alternatif sinema, alternatif tiyatro ve alternatif atölyeler kurarak emekçi halkın talepleri doğrultusunda sanat emeği üretimine geçtik. Altı film projemiz, şu anda çeşitli aşamalarda görüşülülüyor. Bir tiyatro oyunumuz olan “İnsan İnsana Armağandır” adlı çalışmamızın provaları başlamıştır. New York Film Akademisi 2006 yılı okul eğitim programı da dahil, birçok ülkenin sinema ve tiyatro eğitim programını inceleyerek bir atölye çalışması oluşturuyoruz şu sıralar. Herkes, sanat festivallerini ovada, kıyıda, sahillerde yapıyor. Buna karşın bizim, dağlarda sanat festivali yapmak projelerimiz var. Bu projenin başında da oyuncu Fatih Yıldız var. Yolculuk Serüveni Bu kez de Emirates Havayolları sponsorluğunda yollara düşmüş Önder ve yolculuk serüvenini almış kadrajına. Stopovers, ‘Bir yerden bir yere yapılan yolculuğun bir ya da birkaç yerde duraklama yapılarak tamamlanması’ anlamına geliyor. Güzergahlarını bu şekilde ayarlayan havayollarıyla uçup, uçağın aktarma yaptığı ülkelerde bir süre konaklayarak seyahat eden sanatçı, özellikle Amerika’da yaşadığı yıllarda insanların gezilerini bu sayede daha kolay yaptıklarına şahit olmuş. Geçen yıl İstanbul’dan Yeni Zelanda’ya gitme kararı aldığında araştırmaları sonucunda bu sistemi keşfeden sanatçı, Yeni Zelanda’ya giden uçağının durakladığı Dubai, Singapur ve Avustralya’da konaklamış, bu ülkelerin yakınlarındaki ülkeleri de ufak paralarla gezmiş. Kara ve deniz yoluyla dört ayı bulan bu seyahatin sonunda, gezdiği ülkelerin sayısı 10’u bulmuş. Önder’in, fotoğraflarıyla hem başka yerlerdeki yaşamları ayağımıza getirmeyi, hem de ‘alıp başını gitmenin’ önünde paranın o kadar da büyük bir engel olmadığını hatırlattığı sergisi, 23 Şubat’a dek görülebilir. 70’LERDE DENENMİŞTİ Sinemacılar Kooperatifi’nin (SineKoop) yeniden faaliyete geçtiğini duyunca, Halit’i anımsadım. Bugün, bir Yeşilçam emeklisi olarak zamanını Balıkesir’in küçük bir kıyı beldesinde sürdüren Halit’e bin selam. Sinema Kooperatifi, Yeşilçam’da yeniden gündeme gelmişti ve bir kısım Yeşilçam emekçisi, böyle bir etkinliğe destek vermişti. Sinemada kooperatifin ne anlama geldiğini SineKoop Başkanı Dr. Ahmet Yüzüak ile konuştuk: SANATIN TÜM DALLARI.. SineKoop’un üye profili nedir? Oyuncular, yönetmenler, görüntü yönetmenleri, set teknisyenleri, ışıkçılar, şairler, yazarlar... SineKoop, salt sinemayla mı uğraşacak? Sanatın tüm dallarıyla uğraşıyoruz. Sinemanın dışında; tiyatro, edebiyatın her dalı, sanat albümümüz hazırlanıyor. Casting konusunda, sinemada çok büyük istismarlar var. Biz, casting üyelerini ücretsiz kayıt yapıyoruz. Ve iş olanaklarını, komisyonculuk dışında sağlıyoruz. (Art Gallery, Faik Paşa Sokak No:37 Giriş Katı Cukurcuma Beyoğlu. Tel: 0 212 251 86 07)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle