22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 10 17/1/07 16:19 Page 1 CUMARTESİ EKİ 10 CMYK 10 20 OCAK 2007 CUMARTESİ rih Ta Türkiye Sovyet Dostluğu: Hayali Cihana Değer ERDOĞAN AYDIN Her İstanbullu veya İstanbul’a gelen herkes Taksim meydanını ve onun neredeyse hiç değişmeyen simgesi o muhteşem güzellikteki Cumhuriyet Anıtı’nı bilir. Peki ama Cumhuriyeti simgeleyen bu çok önemli anıtta yer alan belirgin çok az kişiden ikisinin Rus generali olduğunu kaçımız biliriz? Anıt, cumhuriyetin önderleri Mustafa Kemal, Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü’nün hemen arkasında Mareşal Kliment Yefremoviç Voroşilov ve General Mihail Vesilyeviç Frunze’yi resmetmektedir. Rus ve Komünist düşmanlığının kuşaklar boyu siyaseti belirlediği bir ülkenin en önemli meydanında, kurucu önderinin hemen arkasındaki 4 kişiden ikisinin komünist ve Rus olması inanılır gibi değil. İnanılır gibi değil, çünkü bu ülkenin pek çok şehrinde, pek çok töreninde pek çok üniversitesinde, kurucusuna atfen “Komünizm nerede görülürse ezilmelidir” diye sahtekarlık örneği plakalar asılmıştır. Daha önemlisi sol fikir ve taleplere karşı sistematik bir tenkil politikası izlenmiştir yıllar boyu. Cumhuriyetin kuruluşunu simgeleyen bu anıta iki Kızıl Ordu generalinin konulmasının bizzat Mustafa Kemal’in isteği ile gerçekleştiği bilinmektedir; ki zaten başka türlü de olamazdı. 1928’de, İtalyan yontu ustası Pietro Canonica’ya yaptırılan bu anıt, genç kuşaklara ve eski hilafet merkezine Cumhuriyeti ve Kurtuluş Savaşını anlatmak amacını taşımaktadır. Gerek General Frunze gerekse de Mareşal Voroşilov, Lenin’in isteğiyle Kurtuluş Savaşı’nın yürütülmesi ve desteklenmesinde fiilen katkı sağlamış, gerek düşmana karşı savaşın gerekse de İngiliz provokasyonlarıyla iki ülke arasında yaşanan tıkanma noktalarının aşılmasına yardımcı olmuş Sovyet subayları. İki Kızıl Ordu komutanının böylesi anlamlı bir anıtta yer alışı, hem genç Cumhuriyetin Sovyetler Birliği’ne bakış açısını göstermekte hem de Sovyetlerin ve Sovyet generallerinin Cumhuriyetin kuruluşuna katkısını resmen teyit etmektedir. Belli ki Sovyetler Birliği’nin Türkiye’nin kurtuluşu ve kuruluşuna yaptığı anlamlı yardımın, dosta düşmana karşı altı çizilmek, ülke olarak vefa borcu teyit edilmek istenmiştir. Ne ki Cumhuriyet kurucusunun bu anlamlı jestine neden olan Cumhuriyetin kuruluşundaki Sovyet katkısı, sonraki dönem yöneticilerince özellikle unutturulmaya ve gizlenmeye çalışılacaktı. Öyle ki Cumhuriyet Anıtı’na dair tanıtımlarda bile bu gerçek yer almayacaktı. Sosyalizm düşmanlığı üzerinden yapılan tahkimat nedeniyle iki Bolşevik generalin, İstiklal yürüyüşünde Mustafa Kemal ile omuz omuza yoldaşlık gerçeği, ülkenin sonraki yöneticileri için yok edilmeye çalışılan bir kâbus anısı olacaktır. Çünkü stanbul onlar Taksim Meydanı’ndaki Karabekir oyunu iyi okur: “Türkiye’yi bir ateş çemberinin içinde eritmek ve hiç değilse Ruslarla bizim ittifak etmemiz olanağını kaldırarak Doğu Cephesi birliklerinin batıya aktarılmasını engellemek ve böylece Yunanistan’ın istilasını kolaylaştırmak için mi Londra Konferansı açıldı?” diye sorar (İstiklal Harbimiz, s.864). “Londra Konferansının içyüzünün, Türkleri Kafkas emelleri peşinde sürüklemek, Ruslara karşı savaştırmak ve Ruslarla birlikte hareket etmesini engellemek için düzenlenmiş bir oyun” olduğunu söyler, “bizi her yandan saran İtilaf Devletleri propagandasının dehşetine” ve “Bakü, Tiflis ve başka yerlerdeki temsilcilerimizin karşı devrimin yatağı olmasına” (Age., s.882) dikkat çeker. Bu dönem Sovyet yardımlarının durduğu, buna karşın, Yunanistan’ın Ankara’yı işgale hazırlandığı dönemdir. İngilizler ise, Ankara’daki pek çok yöneticiyi Sovyetlerin Türkiye’ye saldıracağına inandırmıştır. Karabekir bu noktada, “İtilaf ajanlarının Moskova’da, Tiflis’te ve Batum’da delegelerimize müthiş bir propaganda yaparak, kuvvetlerimizi doğuda alıkoymaya çalıştıklarına kuşkum kalmadı” diyecektir. Oysa A. Fuat Cebesoy, Ankara’ya, “Bolşeviklerin İngilizlerle anlaşarak Kafkasya yönünden bize hücum etme olasılığından” söz eden rapor göndermektedir. Sovyetler de Türkiye’nin kendi aleyhine Fransızlarla anlaştığı kuşkusunda olduğundan ittifak taleplerini reddeder. Bu akıl tutulması, Lenin’in Frunze’yi, durumu aydınlatmak üzere Mustafa Kemal ile doğrudan görüşmeye göndermesiyle aşılır. e ç FRUNZE YOLDAŞ artık ülkenin istiklal ruhunu değil, tam tersine emperyalizm işbirlikçiliğini temsil etmektedir. Frunze’ler, Voroşilov’lar, Aralov’lar, hatırı sayılır bir kesim için ‘sapkın’ bir dönemin, bir ‘aşırlığın’, ‘çocukluk hastalığının’ tarihten silinmesi gereken kötü anılarıdır. Oysa bütün o ince güzelliği ile Cumhuriyet Anıtı, II. Dünya Savaşı sonrası atmosferinde bize unutturulan bir gerçeği, emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı verilen kurtuluş savaşında biricik dostumuzun Sovyetler Birliği olduğu gerçeğini bağırmaktadır. Bu doğrudan diyalogla tüm sorunlar çözülür. Moral ve güven hızla yükselir. Meclis, “Zafer kazanmış ÜŞTEREK MÜCADELEMİZ Kızılordu’nun en değerli ve kahraman komutanlarından Aslında emperyalizme karşıtlık iki ülkenin de temel biri ve halen Ukrayna Orduları Başkomutanı Frunze’yi sorunudur. Nitekim 23 Nisan 1920 günü Meclisin Ankara’ya göndermesini ve hele bu kararı Sakarya açılmasından hemen sonra Mustafa Kemal, Lenin’e Savaşından hemen önce, düşmanlarımızın kesin mektubunda; “Emperyalist hükümetler aleyhine, bunların bozgunumuzun yakın bulunduğunu ilan ettikleri bir esareti altındaki insanları kurtarmak için Sovyetler ile zamanda bize bildirmesini” öven bir telgraf yollarken işbirliği yapmayı ve Sovyetler Menşevik Gürcistan’a karşı Frunze de, Moskova’ya, “geri kalan 3.5 milyon altın harekete geçerse, Türkiye’nin de emperyalist Ermeni Ruble’yi hemen yollayın ve yeni yardımlar sağlayın” hükümetine karşı harekete geçmesi ve Azerbaycan’ı talebinde bulunur. (D. Avcıoğlu, Milli Kurtuluş Tarihi, Bolşevik zümresine sokmayı kabul ettiğini” bildirecektir. s.850) “Müşterek mücadelemiz için Buna karşın Mustafa Kemal, Frunze’ye: kuvvetlerimizi teşkilatlandırmak” “Türkiye’nin yaşamsal koşulları, en çok Atatürk, gereksiniminden söz edeceği tehlikelerle sarılı olduğu zamanda bile, mektubunu şöyle Fevzi Çakmak ve İsmet ‘Karadeniz’in öbür tarafında sadık dost ve sürdürecektir: müttefikleri bulunduğunu hatırlayın’ İnönü’nün hemen arkasında “Bütün diye kullandığınız cümleyi, Türk halkı yapılan General Frunze ve Mareşal çalışmalarımızı ve ve TBMM hükümeti adına Voroşilov, Lenin’in isteğiyle Kurtuluş askeri hareketlerimizi hoşnutlukla ve teşekkürle senet Rus Bolşevikleriyle Savaşı’nın yürütülmesi ve desteklenmesinde sayarım. Buna karşı Çar birleştirmek boyunduruğundan kurtulmuş olan fiilen katkı sağlamış, gerek düşmana karşı zorunluluğunu kabul Rus ve Ukrayna milletlerinin de savaşın gerekse de İngiliz etmekteyiz. her durumda Türk milletinin provokasyonlarıyla iki ülke arasında Bolşeviklerin sadakatine, sarsılmaz dostluğuna emperyalist yaşanan tıkanma noktalarının güvenebileceğini size garanti hükümetlere karşı ederim” şeklinde coşkun konuşmalar aşılmasına yardımcı olmuş savaşmayı ve bütün ezilen yapar. Sovyet subaylarıdır. milletleri emperyalistlerin “Frunze yoldaş, bizim de pek değerli hegemonyasından kurtarmayı bir arkadaşımız olmuştur. Buraya gelmesi, amaç edinmiş olduklarına inanıyoruz. daha birçok noktalardan değerli oldu. İhtimal ki, Ayrıca ülkemizi işgal eden emperyalist Rusya ile Türkiye halkı arasında bazı yanlış anlamaların kuvvetleri saf dışı bırakmak, emperyalizme karşı girişilen varolduğu sanılmakta idi. Bunlar birtakım bahtsızların genel savaşı sürdürebilmek amacıyla yurt içindeki gücümüzü yaydıkları aldatıcı söylentilerden meydana gelmiş olabilir. arttırmak için Sovyetler Birliğinin bize ilk önce (5 milyon Gerçekte ise bunlar kesinlikle temelsizdir” (Age., s.8513) altın lira) vermesini, yapılacak görüşmelerde tutar sayısı der. kararlaştırılacak (silah ve cephane) ve bundan başka (askeri Mustafa Kemal 4 Ocak 1922’de Lenin’e gönderdiği teknik ve tıbbi malzeme), birliklerimizin ihtiyacını mektupta; karşılayacak (gıda maddeleri) sağlanmasını istemekteyiz. “...İki halkın hangi koşullarda ve ne ölçüye kadar Saygı ve selamlarımızla samimi duygularımızı lütfen kabul birbirlerini anlayıp sevdiğini ve eski kavgaların, zalim buyurunuz, efendim TBMM Başkanı Mustafa Kemal” (Bkz., yöneticilerin kışkırtmaları ile çıktığını, son savaşta Rasih N. İleri, Atatürk ve Komünizm, s.102) subayların birbirleriyle nasıl isteksizce savaştığını görmüş olanlar, yeni durumun sürekli ve istikrarlı olduğunu kabul etmekte gecikmeyeceklerdir (...) milletlerarası politika OSTLARIN ARASINA alanında, TürkFransız anlaşması, Rusİngiliz anlaşması İNGİLİZ KEDİSİ GİRİYOR gibi koşulların zoru ile meydana gelmiştir. Bu anlaşma gelecekte imzalayacağımız anlaşmalar gibi, dostluk Ancak gelen yardımlara ve stratejik çıkar birliğine anlayışımızı zedeleyemez. Size TBMM’nin Sovyet karşın1921’de iki ülke ilişkilerine kuşkular düşer. Türkiye Rusya’ya karşı izlediği politikanın değişmediğini, Rusya’nın İngiltere ile yaptığı ticaret anlaşmasından, söylentilerin gerçeğe dayanmadığını söylemek isterim” der. Sovyetler ise Türkiye’nin Fransa ile anlaşmasından kendileri Mart 1922’de Millet Meclisinin Üçüncü Toplanma Yılı’nı aleyhine büyük kaygılara kapılır. Bu kaygıların kaynağı ise açarken ise, TürkSovyet ilişkilerinden şöyle sözedecektir: başarılı İngiliz dezenformasyonudur. Kafkasya’yı elinde “... Tam ve gerçek bağımsızlığımızı açık ve içten olarak en tutmak ve Yunan işgalini başarıya ulaştırmak için Türkiye’yi önce tanıyıp bize dostluk elini uzatan Sovyetler Birliği ile Sovyetler ile savaştırmayı amaçlamaktadır. Bu arada Londra kardeşçe bağlarımızın pekiştirilmesi, dış politikamızın Konferansıyla Kurtuluşçuları bölmeye çalışır. Bu oyuna esasıdır (sürekli ve şiddetli alkışlar, çok doğru ve yaşasın gelenler de vardır. Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve dostlarımız sesleri)” (Age, s.8567) Albay Kazım Dirik Kafkasya’ya saldırılmasını ister. Oysa M 37.812 ADET TÜFEK Sovyetler Birliği, 16 Mart 1921’de imzalanan Moskova Antlaşması ile, Büyük Millet Meclisi’nin Misak’ı Milli’sini resmen tanıyıp, kapitülasyonları hükümsüz saydığını ilan ediyor. İngiliz emperyalizminin basıncı nedeniyle resmi metinde geçmemekle birlikte Sovyetler Birliği, bu anlaşma çerçevesinde Türkiye’ye 10 milyon altın Ruble ve iki tümeni donatacak kadar silah vermeyi taahhüt ediyor. (Bkz., Alptekin Müderrisoğlu, Kurtuluş Savaşının Mali kaynakları, s.635). Yardımlar bu anlaşmadan da önce başlamıştır. Nitekim Temmuz 1920’de Moskova’da Halil Paşa’ya verilen yüz bin lira değerindeki külçe halindeki altın 8 Eylül 1920 günü Erzurum’a ulaştırılacaktı. Hastanedeki kantarda tartılarak teslim alınan bu külçelerin iki yüz kilo kadarı Doğu ordusu için alıkonurken diğerleri Ankara’ya gönderilecekti (Age., s. 635). Diğer yandan 3387 tüfek, 3623 sandık cephane ve 3000 dolayında süngüden oluşan ilk silah ve cephane yardımı da 1920 Eylül sonlarında Trabzon’a varacaktı (Age., s.636). “Moskova Antlaşmasının imzalanmasından sonra Sovyet yöneticileri yardımı arttırma kararı almışlardı. Bu sırada, II. İnönü muharebesinin kazanılması üzerine, Yunanlıların Anadolu’da yaptıkları tahribatı karşılamak için Türk hükümetine hediye edilen 30 bin altın Ruble, 9 Nisan 1921 günü Sovyet elçisi Mdivani tarafından Mustafa Kemal Paşaya sunulmuştu. Moskova Antlaşmasının imzalanmasını izleyen günlerde Türk heyeti üyelerinden ekonomi Bakanı Yusuf Kemal Tengirşenk ile Doktor Rıza Nur, 4 milyon altın Ruble ile Moskova’dan ayrılmışlar, 25 Nisan 1921 günü Sarıkamış’a varmışlardı.” Ardından “Mayıs Haziran 1921’de, 1.4 milyon, Kasım 1921’de 1.1 milyon ve Mayıs 1922’de 3.5 milyon olmak üzere 10 milyon altın Rublelik yardım yapıldığını göstermektedir. Böylece bu çok kritik dönemde Sovyetler Birliği Kurtuluş Savaşına toplam 11 milyon altın Ruble ve 100 bin lira değerindeki külçe altını yanında, 37.812 adet tüfek, 324 adet ağır ve hafif makinalı tüfek, 44.587 sandık mermi, 66 adet top ve 141.173 adet top mermisi ile destek olmuştur (Age, s.64042). Üstelik bu çok ciddi yardımı yapan ülkede o sırada, İngilizlerce yönlendirilen beyaz ordularla iç savaş yapılmakta ve tam bir yoksulluk yaşanmaktadır. Buna karşılık ülkenin halife padişahı ise İngiliz işbirlikçisi olarak iç ayaklanmalar ve ölüm fetvalarıyla Kurtuluşu bastırmaya çalışmaktadır. İ Cumhuriyet Anıtı’nı herkes bilir. Ama bu anıtta yer alan iki kişinin Rus generalleri olduğunu kaç kişi bilir? Cumhuriyetin kuruluşunu simgeleyen bu anıta iki Kızıl Ordu generalinin konulmasını bizzat Mustafa Kemal istemiştir. D eaydin?cumhuriyet.com.tr S ahne Anna tozu Karenina Sersemler Evi Devlet Tiyatroları, alışılmadık türde bir oyunla izleyici karşısına çıkıyor. Hiç diyaloğun olmadığı oyunda, sanatçılar yüzlerinde masklarla sahnedeler. Oyun, yüzyıllar önce batan bir geminin mürettebatının, üstlerinde bulunan bir evde yaşayan kiracının intihar etmesinden sonra, onun ruhunu huzura kavuşturmak için dirilmelerini konu alıyor. Sersemler Evi, 23, 24, 25, 26, 27, 30 ve 31 Ocak tarihlerinde Oda Tiyatrosu’nda sahnelenecek. (Tel: 0 212 252 75 73) Tolstoy’un ölümsüz romanı Anna Karenina, Türk tiyatroseverlerle buluşuyor. Helen Edmundson’un farklı oyunlaştırması ile geçmişteki sayısız tiyatro ve sinema uyarlamasından farklı olarak, bu kez sadece Anna’yı ve yasak aşkını değil; Tolstoy’un kendisini ve değişen Rusyasını da sahneye taşıyor.Anna Karenina, 25, 26, 27 ve 28 Ocak tarihlerinde Kenter Tiyatrosu’da sahnelenecek. (Tel: 0 212 246 35 89) S ergi Farklı Teknikler Aşkı Cana İstanbul ve Londra’da resim eğitimi aldıktan sonra resim çalışmalarına devam eden Canan Berber’in ‘Aşkı Cana’ adlı sergisi önce Bursa’da sonra İstanbul’da görülebilecek. Canan Berber, farklı teknikler kullanarak ayna, cam, kağıt, taş, boncuk, metal gibi materyalleri karıştırarak tuval üzerine yağlı boya ve akrilikle resimler yapıyor. Sergide, 14 Şubat Sevgililer Günü dolayısıyla ‘aşk’ temalı özel çalışmalarına da yer verecek olan sanatçı, resimlerinde Hitit gelinleri, elma, nar ve balıklarının yanı sıra fantastik figürler de kullanıyor.12 Şubat’a dek Bursa’da Hayela Sanat Galerisi’nde, 12 Şubat’tan itibaren İstanbul Toprak Sanat Galerisi’nde izlenebilir. (Tel: 0 212 326 35 80) Çekoslovakya asıllı Alman ressam Dokoupil, boyalarla değil alışık olmadığımız maddelerle resim yapıyor. Eserlerinde özellikle baskı tekniğini kullanan ressam, ‘Farklı Teknikler’ adını verdiği sergisinde, sabun köpüğü, mürekkep, anne sütü, su, çeşitli meyveler ve mumla çalışmış. Yaşamını Madrid, Berlin, Prag ve Tenerife, Santa Cruz’da sürdüren sıradışı ressamın çalışmaları 30 Ocak tarihine dek Galeri Artist’te izlenebilir. (Tel: 0 212 227 68 52) Azizname Aziz Nesin’in öykülerinden ve taşlamalarından derlenerek oluşturulan Azizname Yücel Erten’in imzasını taşıyor. Oyunun ilk bölümünde belgesellik savı taşımadan eserlerinden yola çıkılarak Aziz Nesin’in yaşamından örnekler sunulurken, ikinci bölümde, Aziz Nesin’in memleketin ve dünyanın haline ilişkin gözlemleri olağan dışı iktidarlardan olağan darbe girişimlerine kadar bir ülkenin geçmişi, komik bir o kadar da düşündürücü bir üslupla anlatılıyor. Azizname, CKM’de 21 Ocak tarihinde sahneleniyor. (Tel: 0 216 386 29 49) Arıza Arıza oyunu, ikili ilişkiler üzerine ironik bir deneme. Çağdaş tiyatro penceresinden yaşadığımız ikili ilişkilere biraz güleç bir yüzle bakan oyunda, 12 kişilik kadronun tamamı bir yatakta sahne alıyor. Yatağın mekan olarak seçilmesinin nedeni, hayatta yaşadığımız en önemli şeylerin yoğunlaşmış, sıkıştırılmış olarak yaşandığı bir mekan ve uzaktan bakıldığında anlaşılmayan bir mikro dünya olması. Arıza, 31 Ocak, 1,2 ve 3 Şubat tarihlerinde Garajistanbul’da sahnelenecek. (Tel: 0 212 244 44 99) Feridun Oral Nev’de Kızıltoprak’ta Nü Bugüne dek pek çok karma ve kişisel sergi açmış olan, Mahir Güven’in ‘Nü’ konulu sergisi Kızıltoprak Sanat Galerisi’nde açıldı. Sanatçının resimlerindeki lirik yaklaşım, özgün boya tekniği ile bütünleşirken, tekniğiyle doğu ve batı sanatını birleştiriyor. Sergi, 7 Şubat tarihine dek izlenebilir. (Tel: 0 216 418 38 06) 1986 yılından beri çocuk kitapları illüstrasyonları yapan, yurtiçi ve yurtdışında birçok sergiye ve illüstrasyon bienallerine katılan Feridun Oral’ın sergisi Galeri Nev’de görülebilir. Türkiye ve yurtdışında pek çok kitabın da illüstrasyonunu gerçekleştiren Oral’ın sergisi 2 Şubat tarihine dek devam edecek. (Tel: 0 212 231 67 63)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle