Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 11 28/9/06 15:58 Page 1 CUMARTESİ EKİ 11 CMYK 30 EYLÜL 2006 CUMARTESİ Bugün okulda ne yedin FİGEN ATALAY İlköğretim ikinci sınıfa başlayan kızımı her gün, ‘‘Bugün okulda ne yedin? Ne kadar yedin? Neden meyveni yemedin? Yoksa okulda kahvaltı yapmadın mı? Keşke evde yapsaydın. Öğlene kadar aç mı kaldın?’’ gibi sorularla bunaltıyorum! Bu konuda yalnız olmadığımdan da eminim! Zaten zayıf olan ve az yiyen kızımın gün içindeki eksiklerini, akşam öğününde telafi etmeye çalışıyor, bazen de çok abartıp kızımın tepkisine neden oluyorum! Diyetisyen görüşlerine geçmeden önce evdeki son marifetimizi yazayım. Evde olduğumuz zamanlar kızımla gökkuşağı beslenmesi uyguluyoruz. Her renkten sebze ve meyve yemeyi oyun haline getiriyoruz. Mor erikler, yeşil üzümler, kırmızı domatesler, sarı muzlar derken farkında olmadan gayet güzel besleniyoruz. Diyetisyen Nilüfer Bayram da, okul çağında sağlıklı beslenmeyi öğrenen çocukların, bu alışkanlıklarını hayat boyu sürdüreceklerini söylüyor. Çocukların enerji gereksinimlerinin, büyüme hızı, aktivite düzeyi ve kilo durumuna bağlı olarak değişebileceğine dikkat çeken Bayram, okul çağındaki bir çocuğun enerji gereksiniminin günde 1800 ile 2200 kalori olduğunu belirtiyor. Bayram’a göre, çocukların büyümeleri için gereken bu enerji, öğünlerin çeşitliliği ve yeterliliği dengelenerek sağlanabilir. Çocuklar temel beş besin grubunu (sütyoğurt, etyumurtakurubaklagil, ekmek ve benzeri, sebze, meyve) enerji gereksinimlerini karşılayacak miktarlarda tüketmeliler. Diyetisyen Nilüfer Bayram, çocuk beslenmesinde yardımcı stratejileri şöyle sıralıyor: ? Yemek saatlerini programlayın. Düzenli beslenme alışkanlığının kolaylıkla kazandırılabileceği bu yaşlardan mutlaka faydalanın. Öğün saatleri atlandığında daha fazla abur cubur tüketir ve sofraya yarı tok olarak otururlar. Bu durum bir süre sonra alışkanlık halini aldığında günün büyük bir kısmını buzdolabı önünde geçirirken sofraya hiç uğramamaya başlarlar. ? Yemek sofralarında buluşun! Sürekli besleyici özelliklerinden bahsettiğiniz besinleri sofrada beraber tüketmeye özen gösterin. ? Kendi besinlerini seçmelerine izin verin. Besin seçme şansı verildiğinde çocuklar daha iyi yemek yerler. Bu nedenle sofrada seçim yapabileceği değişik ve besleyici besinleri seçme şansı verin. ? Ara öğünleri, ana öğün eksiklerini (sütyoğurt, meyve gibi) tamamlayıcı yardımcı bir fırsat öğünü olarak görün. Sürekli olarak hareket eden aktif bir çocuğun ihtiyacı olan ve büyümesini sağlayan besinleri almasına yardımcı olacaktır. 10 altın kural ? 11 ? Yediği yiyeceklerin çeşitli olmasını sağlayın. Tabağında en az üç farklı çeşit yiyecek (eti, yoğurdu ve sebzesi) var mı? ? Sebze ve meyve alışkanlığının gelişmesini ertelemeyin. ? Televizyon veya bilgisayar başında çok vakit geçiyorsa günün belli zamanlarında mutlaka bir aktivite (yürümek, bisiklete binmek, top oynamak, yüzmek gibi) yapmaya yönlendirin. ? Güne kahvaltıyla başlamanın yararlarını anlatırken siz de onunla birlikte kahvaltı yapın. ? İçecekler konusunda sağlıklı seçimler yapmasına yardımcı olun. (taze meyve suyu, ayran vb). Unutmayın evde tüketilen içecekler, alışkanlığının gelişmesinde önemli rol oynar. ? Bir öğünde tek bir yiyeceği aşırı miktarda yememesini sağlayın. ? Sağlıklı yiyeceklerin faydalarını öğretirken yazarak buzdolabına asın. ? Sağlıklı beslenmeyi ve aktif olmayı arkadaşlarıyla oynadığı bir oyun halinde eğlenceli hale getirin. ? Zararlı olduğunu söylediğiniz yiyeceklerin ‘neden zararlı’ olduğunu sormasını sağlayın ve bilgilendirin. ? Acıktığı zaman paketli yiyecekler (bisküvi, çikolata, dondurma, gofret, kolalı içecekler) yerine meyve, süt, yoğurt, evde yapılmış kek, kurabiye yemesini önerin ve seçme şansı tanıyın. Turkcell’den park onarımı Turkcell Gönüllüleri, Yakacık H. Abbas Çocuk Yuvası Parkı’nı onardılar. Yaklaşık 800 Turkcell çalışanının katkısıyla onarılan park, çocuklar için düzenlenen bir şenlikle açıldı. Turkcell Gönüllüleri, Yakacık H. Abbas Çocuk Yuvası’nda kalan 93 çocuğa desteklerini, onları yıl boyunca sinema, tiyatro gibi etkinliklere Florya’da açılan Masal Bahçesi Paris götürerek sürdürecekler. Anaokulu’nda çocuklar, kendileri için Turkcell Gönüllüleri tarafından ayrılmış toprak alanlarda meyve ve şimdiye dek gerçekleştirilen projeler sebze yetiştiriyorlar. Her çocuğun bir arasında Diyarbakır YİBO meyve ağacının olduğu bahçede, Restorasyonu, Engelli Çağrı Merkezi, çocukların besleyebileceği hayvanlar Oyuncağını Paylaşır mısın?, Yukarı için de yer ayrılmış. Yaparak yaşayarak Tandır Köyü Sıcacık Olsun, Kitaplar eğitim modelinin uygulandığı Kutuya Çocuklar Okula ve Ayvalık’ı anaokulunda, çocuklar organik Yeşillendiriyoruz gibi projeler ürünlerle besleniyor. bulunuyor. figenatalay?yahoo.com Faks: 0212 343 62 74 Her miniğin bahçesi var... İşyerinde kâbus duygusal taciz fsaka@optimumbrand.com Düşünün biraz, hatırlamakta zorlanmayacaksınız. Size ‘‘günaydın’’ demeye zahmet etmeyen, söylediklerinizi dinlemediğini hissettirmek için tüm gayretini gösteren, iş yerindeki sorunlarınıza kulak asmayan, başarılarınızı görmezden gelen bir yöneticiniz mutlaka olmuştur. Eğer, bu soruya ‘‘hayır’’ diyebilen şanslı kişilerden biriyseniz ne ala ama çoğunluk bu tür yöneticilerin duygusal tacizlerine maruz kalarak işinde kariyer yapmaya ya da yaşamaya çabalıyor. İş yerinde yaşanan bu duygusal tacizin adı Mobbing. Ve mobbing, Türkiye için henüz yabancı bir tanımlama belki ama birçoğumuz bu sorunun pençesinden kurtulamıyoruz. İletişim yoksunluğu ve algılama bozukluğu, çalışanların özellikle kendi üstlerindeki yöneticilerle ciddi sorunlar yaşamalarına ve onlar tarafından duygusal baskı altında bırakılmalarına neden oluyor. Dil ve İletişim Uzmanıİstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Görevlisi Şaban Çobanoğlu, psikolojik taciz konusunda araştırmalar yapan bir isim ve Mobbing/İşyerinde Duygusal Saldırı ve Mücadele Yöntemleri adında bir de kitabı bulunuyor. Çobanoğlu mobbingin en basit anlatımla özetini şöyle yapıyor: ‘‘Kişide basit anlaşmazlıkları çözümlemeye yönelik bir istek olmazsa mobbing kışkırtılmış olur. Kurban çözüm aramaya çalıştıkça tacizci sorunu kilitlemeye çalışır. Karşılıklı FÜSUN SAKA suçlamalar durumu körükler.’’ Yani tam anlamıyla bir kısır döngüden söz ediliyor. Çobanoğlu’na göre; İşyerlerinde çok değişik karakterde insanlar çalışıyor. Bu bilinen bir gerçek. Örneğin; Evet efendimciler, hayırcılar, ilgililer, ilgisizler, kayıtsızlar, eskiler, yeniler, kozmopolitler, menfaatçiler, yereller, küresel anlayışı savunanlar vs... Bu kadar farklı rol ve kimlik sahibi insanın bir organizasyon içinde bulunması rol çatışmalarına dönüşebiliyor. Sonuçta bir güç diğer bir grubu ya da bireyi yıldırmak suretiyle işten ayrılmaya zorlayabiliyor. Ne kadar tanıdık değil mi? NPİstanbul Nöropsikiyatri Hastanesi Yönetim Kurulu BaşkanıPsikiyatr Prof. Dr. Nevzat Tahran, Mobbing kelimesini Türkçe de karşılayan kavramın ‘‘psikolojik taciz’’ olduğunu ve bu tacizi yapanların bilinçli bir şekilde baskı yaptıklarını söylüyor. Psikolojik tacizi yapanlar asıl olarak mağdur olanı pasifize etmeyi amaçlıyorlar. Bu yöneticilerin kişilik yapıları ise genelde sorunlu oluyor. Karşısındakine baskı yapan, kendi sözünün dinlenmesi dışında seçenek bırakmayan, en önemlisi eleştiriden nefret eden bu yöneticiler, çalışanlarda giderek hissizlik durumu yaratıyor. Bu hissizlik ise zaman içinde işyerindeki verimi azaltıyor. Çobanoğlu’nun araştırmalarına göre; Öncelikle, kişinin sosyal ilişkilerine saldırılarak, tükenmişlik ve yılgınlık duyguları oluşturulmaya çalışılıyor. Örneğin bunu yapan yönetici, selamlaşmaz, konuşmaz, kişi orada yokmuş gibi davranır. Çevresindeki, yani kendi tarafındaki insanlarla birlikte, o kişinin itibarına saldırlar. Asılsız söylentiler üreterek, alay eder, arkasından konuşarak insanı canından bezdirirler, istifa ve kavgaya kadar sürüklerler. Ayrıca, mesleki konumuna da saldırır. Ağır işlere yönlendirir. Kül tablasını yere fırlatmak, bardağı duvara çarpmak gibi dolaylı fiziksel şiddet uygular. SORULARLA TACİZ ? Tacizciler olgun değildir. ? Sözel ifadelerden korkar ve güvensizdir. ? Ayrıca kıskançtır. Kişilik bozukluğu da olabilir. ? Emrinde profesörü çalıştırıp egosunu tatmin eden çok işveren vardır. ? Genellikle kötü 0çocukluk dönemi bu kişilerin özgeçmişinde vardır. 1. Normal işyeri çatışmaları ile mobbing arasında ne fark vardır? İşyeri çatışmaları genelde eşit konumda ve statüde güç gösterisi yapan kişi ve gruplar arasında olur. Mobbing ise güçlü konumda bulunan kimselerin duygusal zekası ve kariyeri parlak kimselere uyguladıkları bir tür yıldırma ve taciz davranışıdır. 2. Mobbing uygulanan kişiye neler olur? Mesleki ve kişilik itibarını kaybeder, psikolojik ve fiziki sağlığı bozulur, kendine güvenini kaybeder, iş verimi düşer bunun sonucunda ya işte ayrılır, yada hastalık, intihar gibi daha kötü sonuçlarla karşılaşır. 3. Mobbing sürecinde tacizcinin ve kurbanın kişilikleri önemli bir rol oynamakta mıdır? Mobbing sürecinde tacizcinin kötü bir çocukluk dönemi geçirmesi, kötü kişiliği, kendini emniyet içerisinde hissetmemesi, etik ve sosyal değerlerden yoksun olması ve kendine çalıştığı yerin sanki ‘‘ilahi’’ olarak kabul etmesi gibi hususlar rol oynamaktadır. Ancak, kurbanın kişiliğinden kaynaklanan nedenlerle ilgili olarak, şu an için elimizde yeterli bir araştırma yok. ? Sürekli olarak sözünüz kesilir, 4. Mobbing bir kişiler arası sorun mudur, yoksa ? Bağırılır ve uluorta azarlanırsınız, yönetsel bir sorun mudur? ? Yaptığınız iş sürekli eleştirilir, Özünde mobbing kişilerarası bir ? Kendinizi gösteremeyeceğiniz işleri yaparsınız, iletişimsizliğin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. ? Özel yaşamınız sürekli eleştirilir, Ancak, bir yönetim işyerinde bir taciz söz ? Telefonla rahatsız edilirsiniz, konusu olduğunda bunu duyar, ama gerekli ? Yazılı ve sözlü tehditler alırsınız, iyileştirici ve önleyici adımları atmazsa ? Jest, mimik ve bakışlarla kurmak istediğiniz ilişki mobbinge ortak olur. reddedilir. 5. Mobbing kurbanı taciz sonucu ne tür ? İşyerinde başkalarına ulaşmanız engellenir, sağlık problemleriyle karşılaşır? ? Çevrenizdeki insanlar sizinle konuşmazlar, Kurbanda uyku bozuklukları, terleme, ? Orada değilmişsiniz gibi davranılır, sinir ve sindirim sistemi bozuklukları, panik ? Çalıştığınız alan izole edilmiştir. İtibarınıza saldırılır ataklar ve diğer psikosomatik rahatsızlıklar ? Hakkınızda asılsız söylentiler üretilir, kademe kademe görülebilir. Bazen travmanın ? İnsanlar arkanızdan kötü konuşmaktadırlar, şiddeti o kadar yüksektir ki, kişiyi büyük bir ? Gülünç durumlara düşürülürsünüz, hayal kırıklığı sonucu intihara kadar ? Akıl hastasıymışsınız gibi davranılır, ? Ruhi tedavi görmeniz için baskı yapılır, sürükleyebilir. ? Yürüyüşünüz, jestleriniz, sesiniz taklit edilir, 6. Toplumlarda mobbingin gerçek boyutları ? Bir özrünüzle alay edilir, nelerdir? ? Özel yaşamınızla alay edilir, İsveç’te, 4.4 milyon olan iş gücünün ? Dini veya siyasi görüşünüzle alay edilir, 154.000’inin mobbing kurbanı olduğu biliniyor. ? Kararlarınız sürekli olarak sorgulanır, İngiltere’de çalışan nüfusun yaklaşık yüzde 50’si ? Küçük düşürücü isimlerle anılırsınız, hayatlarında bir kez olsun mobbinge maruz kalmıştır. ? Çabalarınız ve başarılarınız küçümsenir, ABD’de mobbing oranı yüzde 25 olarak belirlenmiştir. ? Milliyetinizle alay edilir. Endüstriyel eşya üretimi, bankacılık, borsa, sağlık, medya ve ? Ekonomik kazanımlarınız engellenir, bilişim sektörlerinde mobbing oranı çok yüksektir. Kişisel ? İş ortamınıza zarar verilir. araştırmalarım sonucu ülkemizde mobbing kurbanlarının sayısının yüzde 30’ların üzerinde olduğunu tahmin ediliyor. Psikolojik şiddet başlıyor...