22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 04 24/8/06 15:01 Page 1 CUMARTESİ EKİ 04 CMYK 4 26 AĞUSTOS 2006 CUMARTESİ MÜZİK ‘Savaşa karşıyım’ derken işgalciyi unutmasak APTÜLKADİR ELÇİOĞLU ‘Rock’ denildi mi? İki nokta eşittir, deyip herkes kendi meşrebince bir şeyler yazar durur. Belki de tek edilmeyen kelam; onun müzikle olan ilişkisidir. Bazıları abartarak onun felsefesinin bile olduğunu söyler. Dünyada felsefesi olan tek müzik türü de bu olsa gerek. Aslında fena da olmaz hani, ömrü hayatında eline bir kez olsun felsefe ile ilgili kitap almamış biri ağzını açıp ‘rock’ dedi mi filozof kesilir. İşte sana felsefenin yanından geçmemiş filozof. Bunlarla kaldı mı? Kalmaz tabiki, ‘ Rock barışçıdır’, ‘Rock anarsisttir’, ‘Rock savaş karşıtıdır’, ‘Rock solcudur’ ... tabi kimi zamanda ‘Rock sağcıdır’. Peki rock denilen şeyin bu kadar yükü nasıl taşıyacağı düşünülmüyor mu? Ama hoşumuza gidiyor, bu payeleri rock’ın içine doldururken, yaşam mücadelesinden sıyrılabiliyoruz. Kitap okumadan, halkın arasına girmeden solcu olabiliyorsunuz (tabi bunun yanısıra bir de hapis korkusu da yok). Savaşın acılarını ve ardındaki nedenleri bilmeden ‘‘Savaşa karşıyım abi ya’’ deyip bir güzel savaş karşıtı oluveriyorsun. Mücadele etmeden, haftada bir devrim yapabiliyorsun. Hatta daha da ileri gidip rock dinlemeden rockçı bile olabiliyorsun. Rock’a öyle yükler yüklüyoruz ki, ismi kutsallaştıkça kendi yok oluyor. Zaten parasına para katmak isteyen müzik sermayesinin de istediği budur. Kavramlar öyle yerinden oynasın ki, gittikçe başka bir şeye dönüşşün ve biz daha kâra geçelim. Kısacası rock herşey oldu ama bunun bir müzik olduğu unutuldu. Tıpkı TV’lerde haberleri başka bir şey yapmaları gibi. Hani Edip Cansever’in ‘‘Masa da masaymış ha? Bana mısın demedi bu kadar yükle’’ şiirindeki gibi yığdık rock’ın üzerine ne varsa. Ama o şiirin başındaki gibi ilk önce ‘‘yaşama sevincimizi’’ koyabilseydik. Ve tabi ardından rock dinlemenin keyfini sonra gelecekti diğerleri de. Hatta felsefe bile. u yıl dördüncüsü düzenlenen B ‘Barışa Rock’ bugün ve yarın ‘Mehmet Akif Ersoy Piknik Alanın’nda yapılıyor. Saat 11.00’de başlayacak festivalde tüm şarkılar barış için söylenecek. Festivalde konserlerin dışında, tiyatro ve sinema gösterimleri, çeşitli söyleşiler ve atölyeler yapılacak. Etkinliğe gelirken çadırlarını yanında getiren ‘Mehmet Akif Ersoy Piknik Alanın’nda kamp da yapabilecekler. Festivale giriş ücretsiz ancak girişler davetiye ile yapılacak. Davetiyeleri Birgün, Cumhuriyet ve Evrensel gazetelerinden; Yüxexes ve Leman dergilerinden ve ‘www.belesix.com’ adresinden alabilirsiniz. Program CUMARTESİ 12:00 The Blow Up’s (İngiltere), 12.45 Erdal Bayrakoğlu, 13.30 Gevende, 14.15 Kara Güneş, 15.00 Çilekeş, 15.45 False in Truth, 16.30 Deli, 17.15 Çamur, 18.00 Zardanada, 18.45 Demirhan Baylan, 19.30 Aylin Aslım, 20.15 Işığın Yansıması, 21.00 Moğollar, 21.45 Mehmet Ali Alabora konuşması ve Savaşa Karşı Ses Çıkar, 22.00 Mor ve Ötesi, 22.45 Final PAZAR 12.00 Pinhani, 12.45 Yolgezer, 13.30 Soulitary, 14.15 Koma Rewşen, 15.00 Kara Kedi, 15.45 Anima, 16.30 Catafalque, 17.15 Nidal (Suriye), 18.00 Turgut Berkes, 18.45 Redd, 19.30 Demir Demirkan, 20.15 Yaşar Kurt, 21.00 Kurtalan Ekspres, 21.45 BGST Kardeş Türküler ve 45’lik şarkılar, 22.30 Bulutsuzluk Özlemi, 23.15 Final FESTİVALLİK 60’larda başlayan başkaldırı rüzgarında rock ön safları çekti. Tıpkı o günün popçuları gibi. İşte o günün yükselen rüzgarı rock’a böyle bir misyon yükledi. Ancak bu misyonu ilk farkeden de parababaları oldu ve hemen yeni tezgahlar hazırlandı. O 80’lere damgasını vuran ‘‘Afrikaya Yardım’’ konserlerini yani ‘‘Live Aid’’i nasıl unutabiliriz. Salak gibi nasıl da alkış tutmuştuk. On yıllar sonra bu ‘‘Live 8’’ adıyla tekrarlandı da komedi ortaya çıktı. Bu komedinin elebaşıları Bono ve Geldof, ‘‘majestelerinin solcusu’’ olduklarını kanıtlamak için birbirleriyle yarıştı. Rock’da her müzisyenin ve grubun kendi tavrı vardır. Kimisi politik, kimisi apolitiktir bence de en güzeli bu çeşitliliktir. Ama rock adına ortak bir başkaldırıdan sözetmek olanaksızdır. Bunun bir müzik türü olduğunu görmezsek bu sömürgenlerin ekmeğine yağ sürecektir. Alın size Live 8... O komediden tarihe tek kalacak olan, Pink Floyd’u tam tekmil kadrosu ile son kez izleyebilmemizdir. Çünkü orada müzik vardı. Arta kalan büyük ahkamların arkasındaki herşey foş çıktı. Eğer ki politik bir duruş arıyorsak, varolan gruplara sahip çıkalım. Festivaller artık sadece eğlencedir. ‘‘Karşı olmayı’’ da, rock’ı da ‘‘festivallik’’ olmaktan kurtaralım. ‘‘Savaşa karşıyım abi yavv’’... Peki ya emperyalizme? ROCK MÜZİSYENİNE GÖRE KİŞNER Rock’da dünya ile derdi olan müzisyenler vardır. Fakat bunlar iyi bir rock müzisyeni olma özelliğini de taşırlar. Ama onları idol yerine koyarsanız bu olsa olsa sistemin içine yarar. Rock, müzik varsa vardır, eylem ise bilinç varsa vardır. Gerisi imaj oyunlarından öteye gitmez. 2003’te ABD, Irak’ı işgal etmişti. İşte tam bu süreçte rock ile çok uluslu bir meşrubat şirketi bir festivalde biraraya gelmişti. İnsanlar şaşkınlıkla ‘‘Rock ile Cola ne alaka’’ diyeceklerdi. Eh hani pek haksız da sayılmazlardı. Durum biraz ‘‘Eniştem beni neden öptü’’ hesabıydı. Sonra birileri çıktı ve bu festivale karşı Barışarock’ı düzenlediler. Her iki festivalde bugünlere geldi. İkisinin de doğrusu şu oldu; festivale çıkanlar ve gidenlere cephe alınmadı. Açıkcası bu olur diye çok kaygılanmıştım. Çünkü bu bir kayıkçı kavgasına dönüşecek ve enişte unutulup gidecekti. Geçen üç yıla bakınca Rock’n Coke’a Türkiye’den çıkan isimler sadece işlerini yapmak ve bunu dünya standartlarına sahip bir teknik olanakla sunmak istiyorlardı. Rock’n Coke’un rock müziğine katkısı bu oldu. Bir çok grup bu sayede kendini dünya sahnesinde ifade edebilme şansını elde edebildi. Bu da bir lutuf değildi ve onların zaten hakkıydı. Bu her iki festivalinde var olma şansını daha da arttırıyordu. Çünkü bu sayede ‘‘onlar gerçek rockçı değil, biziz’’ atışmasının ötesine geçebilip, iki ayrı hassasiyeti sürdürüp ileri taşıyabilirdik. Barışarock’ın zaten başından beri bir amacı vardı: savaşa karşı çıkmak ve Türkiye’de rock’ın bir tekelin eline geçmesini önlemek. Dolayısıyla bu başarılmıştı. Hatta Rock Coke, Barışarock’ın gölgesinde kalarak ne kadar savaş karşıtı ve politik hassasiyeti de ıskalamadığını kanıtlamak istercesine Dead Kennedys gibi punk gruplarını bile getirmişti. Oysa Barışarock bu kazancını farkedemedi. Eğer ki bazı insanlar Barışarock’ı tercih ediyorsa bunun nedenleri vardı. Her sene karşıyız demekle karşı olmayı yok edersiniz. Bu karşı festivalin rock yanı ikinci plana itile itile yokolma tehlikesine girebilir. Bir diğer tehlike de ‘‘Sponsorsuz ve bedava’’ konserle övünmek. Evet bu bir seçimdir ama ‘‘zaten bunlara kim sponsor olur ki’’ ya da ‘‘parayla olsa kim giderki’’ havasını vermemeli. Geçen üç yıllık süreçte Cem Karaca, Objektif, Bulutsuzluk Özlemi, Gür Akad gibi yılların rockçıları da Barışarock’daydı. Bunlar Rock’n Coke’da çıkamadıkları için değil, tavırları olduğu için orodaydılar. ‘‘Rock şişeye sığmayacak’’ denilmişti ve tekelin elinden kurtarıldı. Peki şimdi yeni hedefler gerekmiyor mu? S ahne tozu Müzikli eğlenceli bir komedi Metin Zakoğlu’nun yönetip oynadığı ‘Sus Konuşma Çal Söyleme’ adlı oyun bugün saat 20.30’da Kulis Sanat Evi’nde sahnelenecek. Canlı müzikli eğlenceli bir komedi olan gösteride izleyenler gerçek bir odanın içinde kendi evlerinin salonunda film izler gibi gösteriyi izleyecekler. Tiplemelerin, şarkıcı kılıklı adamların, dansöz bozuntularının seyirciyi eğlendirebilmek için gösterdikleri uğraş hepinizi çok güldürecek. Çağdaş kabare örneği de sayılabilecek bu müzikli gösteride, solist ile baş başa kalacağınız anlarda da dinleyeceğiniz şarkıları bir kadeh şarap eşliğinde alkışlayabileceğinizi belirtmekte yarar var... (Bilet fiyatı 17 YTL) Evlenince deliren adam S ergi İstanbul’un altı mekânı İFSAK, Avrupa Birliği Kültürel ve Gençlik Programı Proje Sergisi ‘‘7 İstanbul Masalı”na ev sahipliği yapıyor. İstanbul’un tarihi ve kültürel çeşitliliğini, güzelliğini göstermek amacıyla hazırlanan proje kapsamında öncelikle kentte seçilen 6 mekanın (Galata Kulesi Pierre Loti Kız kulesi Yerebatan Sarayı Boğaz KöprüsüAyasofya) masalları fotoğraflarla anlatılmaya çalışıldı. Sonrasında yurtdışından gelen sanatçıların (LitvanyaPolonya Ispanya) katılımıyla 7. bir masal kurgulandı. Bugün saat 16.00’da açılacak sergi 10 Eylül tarihine kadar İFSAK’ta görülebilir. Sergi Katılımcıları: Koray Isik, Savas Keskiner, Burcu Gezegen, Zeynep Hazal Gonultas, Berkay Ahmet Tuncay, Sergio Martinez Gonzalez. Mine Artu’nun yazdığı, Metin Zakoğlu’nun yönettiği ‘Benimle Delirir misin?’ yarın saat 18.30’da Kulis Sanat Evi’nde sahnelenecek. Küçücük bir Oda, odanın içinde birazdan başlayacak olan büyük bir hengameye hazırlanan ve bu trajikomik hikayeye tanıklık edecek sadece 15 seyirci olacak. Oyunda, Zühtü her türlü engellemelere rağmen evlenmeye meraklı biri. Zaten odaya da kız istemek için giriyor. Kızı istiyor üstüne üstlük kızı alıyor da. Evleniyorlar ve gösteri başlıyor... (Bilet fiyatı 22,50, öğrenci 17,50 YTL Sinop’ta ‘şey’ bienali: Sinopale Açık ve kapalı alanlarda sergiler, yerleştirmeler, interaktif etkinlikler ve performansları kapsayan ‘Sinopale 1. Uluslararası Sinop Bienali’ başladı. Kavramsal çerçeve ‘‘şey, thing” olarak belirlendi. Prof. Dr. Melih Görgün’ün genel koordinatörlüğünü yaptığı, Sinop Valiliği, Sinop Belediyesi ve Avrupa Kültür Derneği gibi çeşitli kuruluşların destek verdiği bienal, 3 Eylül’de sona erecek. Açık ve kapalı alanlarda sergiler, yerleştirmeler, interaktif etkinlikler ve performansları kapsayacak olan Sinopale 1. Uluslararası Sinop Bienali şehir merkezindeki birçok mekanda görülebilecek. Gogol’un unutulmaz yapıtı N. Gogol’un yapıtı ‘Bir Delinin Hatıra Defteri’ adlı oyun yarın saat 15.00’de Kulis Sanat Evi’nde sahnelenecek. Oyunun yönetmenliğini Metin Zakoğlu yapıyor. Bir delinin, tuttuğu günlükten hayallerini yorumladığı koğuşunda, yatağının ucundan birebir göze göz hissettiklerini hissetmeye cesaretiniz var mı? Sadece 20 kişinin girebileceği koğuşta yerinizi şimdiden ayırtın. (Bilet fiyatı 22,50, öğrenci 17,50 YTL) Ustalar Bodrum’da Mine Sanat Galerisi, Türk çağdaş sanatının 18 önemli ismi ile Bodrum Turgutreis Marina’da Çağdaş Sanat 19 isimli bir yaz sergisi düzenliyor. Galeri, Bodrumlu sanatseverlerin yoğun ilgisi üzerine gelenekselleştirdiği yaz sergisi ile sanatı sanatseverlerin ayağına götürüyor. Yaz sergisinde; Erol Akyavaş, Özdemir Altan, Bedri Baykam, Şadan Bezeyiş, Adnan Çoker, Sinan Demirtaş, Burhan Doğançay, Hülya Düzenli gibi çağdaş Türk sanatının önemli isimlerinin eserleri bulunuyor. Sergi 5 Eylül’e kadar açık kalacak. (0252 382 62 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle