Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMARTESI 16 24/8/06 14:51 Page 1 CUMARTESİ EKİ 16 CMYK Erkeklere binbir moda Teknoloji masalları sinem@sinemertekin.com Hugo Boss Moda deyince akla neden hep kadınlar gelir? Neden hep ‘‘Moda ve güzellik’’ başlıklı makaleler (daha okunmadan) kadınlara itafen yazılmıştır diye algılanır? Modanın esiri olarak düşünülen kadınlara ya da moda dünyasının vazgeçilmez alıcıları olarak görülen biz kadınlara östrojenle eşdeğer öyle yakıştırmalar vardır ki kurtul kurtulabilirsen. Peki ya erkekler? Türk Dil Kurumu’nun ‘‘bakımlı erkek’’ tanımlamasıyla sözlüğümüze kattığı ‘‘metroseksüel’’ (mecburen telaffuz ettim işte... Lakin duyduğum ilk günden itibaren ısınamadım bu tanımlamaya. İleride biipp diye geçebilirim!) kelimesi ile katı kurallardan, sosyal baskılardan, geleneklerden kurtulan erkek modası sonunda özgürlüğüne kavuştu. SİNEM ERTEKİN ESKİYLE YENİYİ KARIŞTIRIN Görüntüde daha basit ve kolaymış gibi görünen erkek giyimi, son yıllarda kadın giyimi kadar detaylı ve sınırlarını zorlayan bir hal aldı. 2006 sonbaharkış erEK DÜĞME kek koleksiyonlarında ilk göze çarpan, kadın giyiPeki takım elbise mini de etkisi altına alan eskimodası diyeceksiye dönüş ve özensizlik. Eskiden niz. Kumaş, kesim sadece bir döneme öykünen tasave dikiş kalitesine rımcılar şimdi birden fazla yılı kapsadikkat ettikten sonyan reprodüksiyonlar çıkartıyorlar orra stilini size bırakıyotaya. Reprodüksiyon diyorum çünkü rum. Çünkü biliyorum tasarımcıların ilham perilerinin işleriki üç düğme ceketlerinine son verip ‘‘ne yaparsak yapalım tüzi giymeye devam edeketiyorlar nasılsa’’ mantığıyla yaratıceksiniz. Çünkü memlecılık ve orijinallik adına hiçbir şey kette tüm ceket modelleyapmadıklarını düşünüyorum. ri üç düğmeli. İllaki benim 40’lar, 60’lar ve 80’lerin izlerini tafikrimi almak isterseniz şıyan 20062007 sonbaharkış erkek kruvaze kesimlerden uzak ? Messenger (çapraz açılan) koleksiyonlarında babalarımızın gençdurun! Mafya modeli çizçantalar gili takım elbiseleri söyleliğinde giydiği dar kesimli Beatles ? Kovboy çizmeleri (uzun bir miyorum bile. Mümkünse pantolonlar, Paul Smith tarzı vücuda süre ortaya çıkartmayabilirsiniz!) tek düğmeli ceketleri tercih oturan ceketler, 80’lerin baklava de? Matrix modeli gözlükler edin. Bilemediniz iki ama üç senli süveterleri, cepkenler göze çardeğil! Aslında Rezervuar Köpekleri pıyor. Kat kat giyilen kıyafetleri hemodeli üstünüze tam oturan (dar kesimli) men hemen tüm koleksiyonlarda görmek mümkün... Gömlek üzerine sübir ceket, bir tshirt (sloganlısı, az yazılıveter, süveter üzerine ceket, ceket üzesı, vintage’ı makbul, fred perry bulursa? Dunlop’ın Green Flash 1555 rine uzun kaşkol görmeye alışacağız. nız ne ala!) ve bir jean ve de lastik ayakHem kadın ve hem de erkekler için ıskabı ile tüm yılı (hatta yılları) geçirebilemodeli rarla tavsiye ettiğim vintage (eski yılceğizi söylemem yeterli. ? Elde taşınan büyük boy Şimdiye kadar kadife ceket almamışsalara ait) parçaları modern kesimli kıyaçantalar nız bu sezon almanızın tam zamanı. Fitilfetlerle karıştırırsanız herkesten farklı ol? Vintage (eskitilmiş) li kadifenin dirseklerinin yamalı, düz kadimanız kaçınılmaz. Timberland botlar fenin tek düğmeli olmasına dikkat edelim ? 80’lerin modası lütfen. Takım elbisede siyah ve koyu füme AMALI OLSUN... elektronik saatler renkleri tercih edin. Rus iş adamı modeli taBu sezon ikinci el dükkanlarda daha ? Ray Ban pilot modeli ba, açık kahve, bej renklerinden uzak durun. fazla zaman geçirin. Ben ikinci el giye? Hitchcock’un Koyu renk takım elbisenin içine güllü dallı, demem diye kız tribi yaparsanız da dede palNorth by Northwest senli, çarpıcı renklerde kravat takmayın! Takım tosu olarak bilinen siyah beyaz kırçıllı palDVD’sini alın Cary elbisenizin rengi gibi gömlek ve kravat renginiz tolardan bir tane diktirin veya yenisini bulun de koyu renklerde olsun. Yaz günü içinize kasvet Grant’ın takım derim. Dede modeli demişken dede hırkaları çöktü biliyorum ama her zaman abartıdan ve kenelbiselerine da çok moda. Dede hırkası bulamasanız da bu dinizi komik düşerecek kıyafet seçiminden uzak göz atın sezon gardırobunuzda en az üç hırka bulundudurmanızı tavsiye ederim. Yani üzerinde hayvan rerun! Hırkalardan birinin dirsekleri süet yamalı olsimleri olan pantolonlar giyip ülkesinin bayrağını assun. Jean, tshirt, kalın hırka ve botla tüm kışı geçimayıp tshirt olarak giyenler gibi kendinizi komik durumrebilirsiniz. Renk uyumunu dikkate almanıza gerek yok, lara düşürmeyin! yeni sezonda kontrast renkleri ve farklı desenleri Gördüğünüz gibi erkek modasının da en az bizler kacesurca karıştırmak çok moda! dar ayrıntıları varmış. O halde yıllardır kadınlar için Ekoseli pantolonun üzekullanılan önermeleri artık erkeklere de uyarrine baklava desenlıyabiliriz; ‘‘Çirkin erkek yoktur bakımli süveter gisız erkek vardır’’ tabii az votka da vardır! yebilirsiniz. Tüvit bir ceket içine giyilen baskılı bir tişört ve jean ve Converse Jack Purcell’lerle tüm kışı kurtabilirsiniz. Converse demişken lastik ayakkabının saltanatı (bitmez!) sürüyor. ‘‘Otuz plus’’lara tavsiyem; 80’lerdeki fotoğraflarınıza bakıp ne giymişseniz aynısı alın. Diadora, Adidas Stan Smith, Dunlop, Kappa, Ellese, Fred Perry, hatta anneniz saklamışsa RAF’larınızla gönüllerde taht kuracaksınız. Moda dünyasının Hollywood’tan esinlenmesini erkek modasında da görüyoruz. The Aviator filminden yola çıkarak hazırlanan pilot modeli chino pantolonlar, koyu kahve ve siyah deri ceketler, bomber montlar, astarsız ceketler, koyu indigo ve lacivert denim kumaşlardan tasarlanmış pantolanlar sonbahar kışın döneminin favorilerinden olacak. 80’lerin dizisi Mac Gyver’i hatırladınız mı? Ağaç kabuğundan bile bomba yapan maceraperest Mac Gyver modası yani dağcı modasına ait ne varsa alabilirsiniz. Trekking botu almanın tam zamanı! ‘sürat yapıyor’ Nokia N93 ödülle geliyor T Nokia’nın yeni modellerinden N93, Avrupa Görüntüleme ve Ses Derneği (EISA) tarafından 20062007’de Avrupa’nın En İyi Medya Telefonu seçildi. Gelişmiş telefon ve internet fonksiyonlarını bir araya getiren N93, 3.2 megapiksel kamerası, Carl Zeiss lensi, DVD kalitesinde video kayıt fonksiyonu ve 3x optik zumuyla başarılı çekim sunuyor. Hafızası 2 GB’a kadar arttırılabilen N93, 90 dakikaya kadar DVD kalitesinde video çekimi ya da 2.500 yüksek kaliteli fotoğraf saklayabiliyor. N93’ün Türkiye’de Eylül ayında satışa çıkması bekleniyor. Electrolux’ün ekranlı buzdolabı (Screenfridge) serisinin ikinci modeli Cyber Fridge, teknolojik özellikleriyle rakiplerinden ayrılıyor. Modelde alışılagelmiş buzdolabı özelliklerinin yanısıra, internette surf yapmak, email göndermek ve eksilen yiyecek ve içecekleri internet üzerinden sipariş etmek için bilgisayar ve dokunmatik ekran bulunuyor. LCD ekranı buzdolabının üstüne yerleştiren Electrolux tasarımcıları böylece kapı açıkken de bilgisayar kullanımına olanak sağlamış. Flaş bellek piyasasının lider markalarından SanDisk, 8 gigabaytlık MP3 çalarını piyasaya sürüyor. 8 gigabaytla 2000 şarkı depolayabilen e280, aynı fiyata satıldığı 4 gigabaytlık iPod Nano’nun en büyük rakibi olarak gösteriliyor. Dijital FM alıcısı da bulunan model, MP3 ve WMA gibi ses formatlarını destekliyor. SanDisk e280 kullanıcılara radyodan veya mikrofonu sayesinde dışarıdan ses kaydı yapma imkanı da sunuyor. Model Amerika’da 249 dolarlık fiyatla satışa sunuldu. Gelişmekte olan ülkelerdeki çocuklar için ucuz laptop yaratma projesi hayata geçiyor. Önümüzdeki ekim ayında Tayland’da 500’den fazla çocuk 100 dolarlık laptoplarına kavuşacak. 2007 yılında Tayland’ın yanısıra Nijerya, Brezilya ve Arjantin’de 5 milyondan fazla çocuğa ulaşması hedeflenen laptoplar, MIT üniversitesinde geliştirildi. İlk yıl 1 milyon model almayı hedefleyen Tayland Başbakanı Thaksin Shinawatra, proje gerçekleştiğinde tüm ilkokul öğrencilerinin bir laptop’u olacağını belirtti. Sandığa kaldırın Siber buzdolabı SanDisk’ten MP3 çalar Alın Y Erkek aksesuvarlarına gelince el örgüsü kalın atkılara, Red Hot Chili Peppers şapkalarına (kulak kısımları aşağı doğru sarkan) bu kış da devam, kasket hiç olmadığı kadar moda, her ne kadar tavsiye etsek de kimsenin cesaret edemediği pantolon askılarını bu kış deneyin. Buna da henüz alışamadınız ama Jude Law’la feminenlikten kurtulan uzun bir fular dolamanızı (kesinlikle kısa değil!!) tavsiye ederim. Tüm erkeklere sesleniyorum; sivri, kare, dikdörtgen, beşgen burunlu, ayakkabılar giymeyin, giyenleri uyarın! İşte size bir moda sloganı; Moda ne olursa olsun tercihiniz yuvarlak burun olsun. Üstünüze tam oturmuş takım elbise ve şık bir gabardin pantolon altına lastik ayakkabı giyme modası sürüyor. Yanlız İlhan Mansız modeli değil tabii. Adidas Stan Smith, Converse, Dunlop yani 80’s But Goldies modeli lastik ayakkabılar giyebilirsiniz. Bu arada ince kravatlar geri geldi! Herkes için Laptop Entegre hoparlörlü MP3 çalar Samsung, entegre hoparlörlü MP3 çaları YPK5’i tanıttı. Mp3, WMA, ASF ve OGG dosyalarını destekleyen ürünün 1, 2 ve 4 gigabaytlık modelleri bulunuyor. Müziği isteğe göre kulaklıklara veya herkesin duyabileceği şekilde dışarıya verebilen model bu özelliğiyle diğer MP3 çalarlardan ayrılıyor. Ön tarafında şık tasarımlı kontrol tuşlarını barındıran YPK5’in arkası ise tamamen stereo hoparlörden oluşuyor. Safra kesesi ameliyatı olana apandis bedava Sağlıkta reklâm tüm dünyada çok KÜÇÜKUSTA tartışmalı bir konu. Hararetle destekleyenler de var, şiddetle karşı çıkanlar da. Ülkemizde sağlıkta reklâm ‘güya’ yasak, ama gazetelerde, dergilerde, televizyonlarda, radyolarda, internet sitelerinde, reklam panolarında aklınıza gelen gelmeyen her yerde, her zaman, açığı, gizlisi, örtülüsü, sanalı.. reklâmın her türlüsü yapılıyor. Oysa Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’ ne göre bırakın reklâmı, ‘‘muayenehane tabelâlarında ikiden fazla renk kullanmak, ışık verici vasıtalarla tabelâları süslemek’’ bile yasak. Gazetelerdeki ‘teşekkür ilanları’ da tüzüğe aykırı. Ama dinleyen kim? Artık pek çok kanalda özel ‘sağlık programları’ var. Bilmeyenler için söyleyelim, bu programların birçoğunun sponsorları özel hastaneler. Yani, bir özel hastane o kanala ‘para ödeyerek’ ve bunun karşılığında da hep kendi doktorlarını ekrana çıkartarak reklâmlarını yapıyor. Birçok ‘kadın programı’ nda da açıkça doktor ve hastane reklâmı görülebilir. Dizilerin çoğunda hastane sahnesi var. Bunlardan geçtik; reklâmlar haberlere bile girdi. İçinde sağlık haberi olmayan, bir hastanenin veya o hastanenin doktorunun ismi geçmeyen bir Prof. Dr. AHMET R. haber programı kaldı mı bilemiyorum. Hastaneleri bu reklamlar da kesmemiş olmalı ki, artık reklam kuşaklarında bile hastane reklamlarını görür olduk. Hamburgerci zincirleri gibi neredeyse her semtte bir şubesi olan, adı lâzım değil bir göz hastanesinin reklâmları günlerdir televizyonlarda dönüyor. Hem de o kadar sık ki, eminim Metin Şentürk’ün bile gözünden kaçmamıştır. Daha çok satmak, daha fazla kazanmak için her şey mübah: ? Şimdi bademcik zamanı ? Prostatta kampanya ? Safra kesesi ameliyatı olana apandis bedava ? Sezaryende mevsim sonu indirimini kaçırmayın ? Mutluluk çubuğunda okazyon ? Basurunu şimdi aldır, 4 ay sonra 12 taksitte öde... GEÇMİŞİ ÇOK ESKİ Ama, sanılmasın ki sağlıkta reklam sadece günümüzün sorunu. Geçmişte de çok konuşulmuş, çok tartışılmış bu konu; fakat kafasını çalıştıran yasak masak dinlememiş, her devirde çatır çatır yapmış reklamını. İçlerinde buldukları ilaca isimlerini veren doktorlar bile çıkmış zamanında. Bir devrin heyecan, bayılma, baş dönmesi, sıkıntı ve asabi durumların muhteşem ilacı ‘Nevrol Cemal’ adını Dr. Cemal Bey’den almış. Dr. Cemil Şener, idrar yolları kum ve taşlarını düşüren ‘Lit yazol Cemil’ isimli damlanın, Dr. İhsan Sami ise yok satan ‘Dr. İhsan Sami Öksürük Şurubu’ nun isim babalarıymış. Hadi ilaca isim vermeyi anladık da, ya hastanelerine adını veren doktorlara ve hatta hemşirelere ne demeli. Ankara’da kocaman bir Dr. Sami Ulus Hastanesi var. Adam parayı çuvalla götürüyor. Emekli hemşire Florance Nightingale’in de bir özel hastanesi var ki, o da paraya para demiyor. Bunları da geçin, reklam için adını muayenehanelerinin olduğu caddeye, hatta otobüs durağına verenler, adına şarkı bestelettiren doktorlar bile varmış. Hiç mi geçmediniz Dr. Cemil Topuzlu Caddesi’nden, ya da hiç mi görmediniz Prof. Dr. Fahrettin Kerim durağını. ‘‘Doktooor civanım, ah neler istiyor canım’’ nakaratlı şarkıyı yaptırıp üstelik de TRT gibi resmi bir kurumun radyolarında ve televizyonlarında hâlâ, gece gündüz çaldırıp söylettiren Dr. Civan Bey’i de bu buluşu için kutlamak lâzım. Peki, sağlıkta reklam olmalı mı, olmamalı mı? Reklamı destekleyenler, bunu sanki bir ‘bilgilendirme ve tanıtım’ yöntemi imiş gibi sunuyorlar. İnsanların bu sayede yeni çıkan ilaçlardan, tanı ve tedavi yöntemlerinden haberdar olabileceklerini söylüyorlar. İyi de, insanın ayakkabı beğenir gibi, saç jölesi alır gibi, ilaç veya ameliyat yöntemi seçmesi hiç olacak bir iş mi? Ayrıca, reklamla tanıtım ve bilgilendirme arasına bir sınır koymak da mümkün değil. Zaten, Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü’nden reklam kelimesinin anlamına baktığımızda karşı çıkanlara hak vermemek imkânsız adeta: ‘‘Bir şeyi halka tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenen her türlü yol.’’ Bu tanıma göre, reklam tam bir vahşi kapitalizm yöntemi. Hele de şu ‘‘her türlü yol’’ sözü tüyler ürpertici. REKLAMA HAYIR ‘‘Reklamın iyisi kötüsü olmaz’’ diyen Zeki Müren hiç kusura bakmasın; doktorların da hastanelerin de reklam yapmalarına, reklama çıkmalarına karşıyım. Türkiye’nin en iyi göğüs hastalıkları uzmanı ben olmama rağmen, bunu asla ulu orta yerlerde söylemem. Zaman zaman gazetelerde, televizyonlarda, internet sitelerinde... o da sadece yeri geldiğinde ve yalnızca ‘bilgilendirme’ amacıyla bu bilgiyi verir geçerim. Çünkü, reklamı sevmem.