19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 09 17/8/06 18:15 Page 1 CUMARTESİ EKİ 09 CMYK 19 AĞUSTOS 2006 CUMARTESİ 9 Travesti formunda S klasik bale L ÖZCAN ÖZGÜR Dünyanın dört yanından bale pabuçları Bodrum Kalesi’nde buluştu. Bodrum Belediyesi’nin ev sahipliğinde Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü’nün organize ettiği Bodrum 4. Bale Festivali’nin Küba’nın ünlü dansçısı ve aynı zamanda İngiltere Kraliyet Balesi baş dansçısı Carlos Acosta ve grubu Carlos Acosta Tocororo A Cuban Tale’nin açılış gösterisinin ardından şimdi herkes tamamı erkeklerden oluşan ama, sahneye ‘balerin’ giysileri ile çıkan ve Türkiye’ye ilk kez konuk olan Les Ballets Trockadero De Monte Carlo’nun kapanış gösterisini bekliyor. Yerli ve yabancı sanatseverlerin büyük ilgi gösterdikleri festivalde, İzmir, Mersin ve Antalya Devlet Opera ve Baleleri’nin ortak programla sunduğu gösteride, 16 Ağustos’ta Oytun Turfanda anıldı. Anmada sergilenen ‘Yoz Döngü’, ‘Bebek’ ve ‘Hürrem Sultan’ baleleri büyük beğeni ile izlendi. Geleneksel hale gelen ‘Yıldızlar Gecesi’ bugün yapılacak. Bu akşam sanat severleri Bodrum Kalesi’nde buluşturan Yıldızlar Gecesi’nde dünya bale literatüründe isim yapmış dansçılar sahne alacak. Gecede, Stuttgart Devlet Balesi, Çin Ulusal Balesi, Berlin Devlet Balesi, Moskova Bolşoy Tiyatrosu, Portekiz Ulusal Balesi, Belçika Kraliyet Balesi ile Ankara, İstanbul, İzmir, Mersin ve Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin yıldız dansçıları izleyenleri adeta baleye doyuracak. Piyanist Fazıl Say’ın ilk kez bir dans tiyatrosu için bestelediği ve bu yıl Viyana’da prömiyeri yapılan ‘Patara Quartet’ adlı çalışması da 21 Ağustos Pazartesi günü izlenebilecek. Elio Gervasi’nin koreografisiyle canlı performans gerçekleştirecek Say’ın müziğine ney ve kudüm gibi geleneksel sazların yanı sıra, opera solist sanatçıları da eşlik edecek. Ankara Devlet Opera ve Balesi de bu sezon prömiyeri yapılan ‘İlkbahar Tangosu’ adlı eseri 27 ağustosta sanatseverlerle buluşturacak. Üç perdelik eserde, İtalyan koreograf Bigonzetti’nin imzasını taşıyan ‘Kasimir’s Colours’, Cantalupo ve Gdaniec’in koreografisini yaptığı ‘Concerto’ ile koreograf Robert North’un flamenko ve cazın mükemmel birleşiminden ortaya çıkan eseri ‘Entre Dos Aguas’ sahnelenecek. 4. Bodrum Uluslararası Bale Festivali, Türkiye’ye ilk kez konuk olan ve sahneye balerin giysileri ile gelen ‘‘balerin baletler’’den oluşan Les Ballets Trockadero De Monte Carlo’nun gösterisiyle sona erecek. Festivalde, 3031 ağustosta sahne alacak olan grup, ‘Kuğu Gölü’, ‘Paquita’, ‘Les Sylphides’, ‘Kuğunun Ölümü’ gibi klasik ba lenin en güzel örneklerini farklı ve eğlenceli bir bakış açısıyla ele alacak. 3031 Ağustos akşamları Bodrumlu ve konukları sanatseverler unutulmaz anlar yaşayacaklar. Ancak, bu günlerde yayılan söylentilere göre, kurulma amacı, ‘‘klasik baleyi travesti formunda parodilerle eğlenceli bir şekilde sunmak’’ olan grubun tepki toplaması ve gizli bir elin bu gösterinin iptal kararını imzalaması da bekleniyor. ahne tozu oznurogras?gmail.com TAVAN ARASINDA OYUN 1974 yılında bir grup bale heveslisi tarafından geleneksel, klasik baleyi parodi ve eğlenceli bir açıdan sunmak amacıyla kurulan Les Ballets Trockadero De Monte Carlo ilk gösterilerini Broadway’in tavan aralarında gece geç saatlerde en modası geçmiş oyunlarla gerçekleştirdi. Sevilen isimleri ile Trocks, The New Yorker’dan Arlen’e Croce tarafından kritik bir denemeye konuk oldu ve bu durum The Newyork Tımes ve The Willage Voice’deki incelemelerle birleşince gruba sanatsal ve popüler bir başarı kazanırdı. 1975 yılı ortalarında Trocks’un sevgi dolu dans bilgileri, komik yaklaşımları ve erkeklerin de aslında yüz üstü düşmeden dans edebilecekleri gerçeğinin birleşiminden ilham aldığı Newyork’un dışında bile biliniyordu. Variety Oui, The Landın, Daily Telgraph gibi yayınlardaki makaleler ve ilanlar ile Vougue da yayınlanan Richard Aveedon imzalı fotoğraflı deneme grubun ulusal ve uluslar arası üne kavuşmasını sağladı. Grup, Newyork’taki DRA (Dancers Responding To AIDS(AIDS’e tepki veren dansçılar) ve Classical Action Avusturya Viyana’daki Life Ball, KanadaToronto’daki Dancers for life ve Londra’daki Stonewall Gala gibi uluslarasarı AIDS örgütleri ve Newyork şehrindeki ihtiyacı olan eşcinsel gençlere yardım eden Ali Forney Hause yararına gösteri yapmaya devam ediyor. Bunlara ilave olarak Torcks, Rochester City Ballet Connecticut, Ballet Theater ve Newyork şehrindeki Eşcinsel ve Lezbiyen Topluluk Merkezi’nde özel yardım gösterileri de yapıyor. efkoşa, Gazimağusa ve Girne Belediyeleri’nin işbirliği ile düzenlenen 4. Uluslararası Kıbrıs Tiyatro Festivali 8 Eylül’e kadar sürecek. Kıbrıs’ın üç büyük şehrinde 12 farklı oyun 22 günde 27 temsil sunacak. Tam bir tiyatro şöleni olacak festivalde, Ankara Devlet Tiyatrosu ‘Salome’ ve ‘Tek yol’ oyunlarıyla, Dostlar Tiyatrosu ‘Aymazoğlu ve Kundakçılar’, Bosna Halk Tiyatrosu ‘Düdüklüde Kıymalı Bamya’, İstanbul Şehir Tiyatroları ‘4. Murat’ ve ‘Ben Anadolu’, Satirigo Tiyatrosu ‘Rodulla ile Aslancık’, Girne Belediyesi Tiyatro Stüdyosu ‘Şerefine İnsanoğlu’, Kıbrıs Türk Devlet Tiyatrosu ‘Ayak Takımı Arasında’, Lefkoşa Belediye Tiyatrosu ‘Dolu Düşün Boş Konuş’, İstanbul Cengiz Özek Kukla Tiyatrosu ‘Büyülü Ağaç’ ve İstanbul Tiyatro Stüdyosu ‘Teyzem ve Ben’ oyunları sahnelenecek. Tiyatronun usta isimlerinin de ağırlanacağı festivale, Genco Erkal, Hüseyin Köroğlu, Erol Kardeseci, Meral Çetinkaya, Erdem Akakçe, Ahmet Levendoğlu, Aliye Uzanatağan, Sezai Aydın ve Murat Gökçer gibi sinema ve televizyon dünyasında da tanınan bir çok sanatçı sanatseverler ile buluşacak. Oyunlar, Lefkoşa, Gazimağusa ve Girne’nin çeşitli açık ve kapalı mekanlarında sahnelenecek. ? Turan Oflazoğlu’nun yazdığı, Engin Uludağ’ın yönettiği IV. Murat’ı Hüseyin Köroğlu canladırıyor. Toplumsal kargaşayı düzene çevirmek için canını dişine takan bir hükümdarın dramı. Sultan Murat her geçen gün büyüyen topuzuyla kargaşayı alt edip dış düzeni kurmayı başarıyor ancak iç dünyasındaki karışıklığa yenik düşüyor. Korktuğu için korkunç duruma düşen hükümdar son nefesinde hayali düşmanlarına karşı savaşıyor. Oyun, 25 Ağustos’ta sahnelenecek. ? O scar Wilde’nin yazdığı, Müge Gürman’ın yönettiği Ankara Devlet Tiyatrosu’nun oyunu ‘Salome’ bugün sahnelenecek. M.S. 30 yıllarında, Roma İmparatorluğu yönetimi altındaki eski Filistin ve İsrailiye’de, Galile Kralı Herod Mezarlık Gülleri’nin hikâyesi Türk Rock Müziği’nin ilklerini bünyesinde barındıran yaşayan bir efsane Erkin Koray. Milyonların üzerinde satan 45’likleri ile ‘Türk rock müziğinin babası’ ünvanına sahip olan Koray, bu defa ‘‘Mezarlık Gülleri’’ adlı şarkısıyla aynı adı taşıyan ‘dökümanterle karışık’ hikaye kitabıyla sevenlerinin karşısına çıktı. Dil kurallarına uymayanlardan, siyasilere, ‘biz ayrılamayız’ dediği gazetecilerden Türkiye’deki TRT olgusuna, 1950’lerde Adnan Menderes ile başlayıp 1980’lerde Turgut Özal ile devam eden küçük Amerika olma serüveninden 1970’lerde Şaşkın şarkısının patlamasına kadar bir çok olayı anlatıyor kitabında Koray. Her gencin yanında bulundurması gereken bir hikaye kitabı yazdığını söylüyor Erkin Koray ve ekliyor: ‘‘Sadece derdimi anlatmak istiyorum ben.’’ Daha kolay okunması için hik?ayeler ve anılardan oluşan bir kitap yazdığını belirtiyor, böylece hikayeleri okurken mesajlarını da alttan alta vereceğini söylüyor. Kitapta bir çok kişi Koray’ın eleştiri oklarına hedef oluyor, ancak çoğunun ismi de alenen yazılmamış. Mesajlar anlayana... Kitap, Mezarlık Gülleri hikayesiyle başlıyor. Ne oluyor yani bu Mezarlık Gülleri diye soranlar için kısaca açıklıyor Koray: ‘‘Biziz işte!’’ Erkin Baba’nın isteği üzerine yayınevinin imlasına dokunmadan yayınladığı kitaptaki Mezarlık Gülleri’nin hikayesini biz de dokunmadan aktarıyoruz: “Adamın biri vasiyet etmiş: ‘‘Ben ölünce,’’ demiş, ‘‘Mezarımın üzerine gonca güller dikin. Onları, açıp ta olgun birer gül haline gelinceye kadar başından hiç ayrılmadan sulayın. Sonra çekilin ve kendi hallerine, doğa’nın kucağına bırakın’’. Sevenleri adamın bu vasiyetini tutmuşlar. Öldükten sonra mezarının üzerine her renkten gonca gül dikmişler. Ve bu gülleri de, gece gündüz demeden başında sırayla nöbet tutarak sulamışlar. Sonra vasiyete uyarak, güller tamamen açıp olgunlaşınca sulamayı kesip, kendisine son bir ‘‘Alahaısmarladık’’ deyip yaşamış. Ve bir gün vakti zaman gelince, şöyle vasiyet etmiş: ‘‘Ben ölünce,’’ demiş, ‘‘mezarımın üzerine gonca güller dikin...’’ TSK’YE MESAJ Koray, en önemli mesajını da kitabın arka kapağına koyduklarını söylüyor: ‘‘Tüm Hippi’ler, tüm Çiçek Çocukları, tüm Rock’cular, ve tüm 68’liler! Sizden geçti! Siz başaramadınız! BU SÖZÜM ŞİMDİ SİZİN ÇOCUKLARINIZA: ‘‘Ne yazık ki: Artık, sizi öldürmek için silah üretenlerin size doğrulttuğu silahların önüne, babalarınızın öğrettiği gibi, çiçek veya zeytin dalı uzatarak, bundan kendilerine bir mesaj çıkarmalarını beklemek ham hayalden ibaret olmuştur. Onlar bunu şimdiye kadar anlamadılarsa, bundan sonra anlayacaklarını beklemek aptallık olur. Artık esas olan, sadece ve sadece silah üretmenizdir! Tüm işinizi gücünüzü bir yana bırakıp, yalnızca silah üretecek ve onları öldüreceksiniz! İnanın! Ancak bu mesajınızdan anlayacaklardır!’’ Bu sözlerinin anlamını sorduğumuz Erkin Koray, ‘’Ben sokaktaki insanı silahlanmaya çağırmıyorum, benim lafım TSK’ye. Onlar da benim çocuklarım sayılır” yanıtını veriyor. mezarının başından ayrılmışlar. Gün geçmiş, mevsim gelmiş, yağmur yağmış, dökülen gül yaprakları sularla birlikte mezarın topraklarına karışmışlar. Öyle ki, sular, güllerin yaprak ve köklerindeki bütün özleri derinlere taşımışlar, taa adamın vücudunu sarıp içine karışıncaya kadar... Sonra, ilkbahar gelmiş. Güller yavaş yavaş köklerinden doğru canlanmaya, dallarının uçlarına doğru filizlerini çıkarmaya başlamışlar. Ama bir farkla: Bu sefer, adamın canıyla, kanıyla karışık olarak... Çok canlı ve güzel olmuşlar bu güller... Sonra üzerlerine arılar konmuş. Arılar bal yapmış, bu balı da çarşıda hamile bir turist kadın almış, yemiş. Ülkesine dönünce, bir erkek çocuk doğurmuş. Bu çocuk büyümüş, bu dünyayı yaşayacağı kadar Antipos, üvey kızı Salome, kahin Yahya ve diğer ilginç karakterler arasında geçen şiirsel bir dille anlatılan trajik bir öykü. ? Aziz Nesin’in yazdığı, Coşkun Irmak’ın yönettiği ‘Tek Yol’ 5,6 ve 8 Eylül’de sahnelenecek. ‘Suç’, insan için kaçınılmaz ve zorunlu bir ‘Tek Yol’ mudur? Kişiyi ve toplumu ortak ve onurlu bir sistem anlayışında buluşturacak olan ‘çıkar yol’ nerededir ve bunu kim yaratacaktır? Ankara Devlet Tiyatrosu, ‘Tek Yol’ adlı oyunu Aziz Nesin’in düşüncelerini binlerce yıllık seyirlik oyun geleneğimizle biçimleyerek ve yorumlayarak, seyirciyle buluşturuyor. ? Bosna Halk Tiyatrosu’nun oyunu ‘Düdüklüde Kıymalı Bamya’ 202122 Ağustos’ta sahnelenecek. Mehmet Baydur’un bu oyununda; günlük ve gündelik olan yaşamlarını süren bir grup ev kadınının, beklenmedik bir ziyaretçinin gelişiyle yaşadıkları, trajikomik bir dille işleniyor. ? Dostlar Tiyatrosu’nun oyunu Aymazoğlu ve Kundakçılar yarın, 2223 Ağustos’ta Girne ve Lefkoşa’da sahnelenecek. Genco Erkal’ın oynadığı ve yönettiği oyunda, Meral Çetinkaya, Beyti Engin ve Erdem Akakçe rol alıyor. Etliye sütlüye karışmayan Aymazoğlu ailesinin yaşadığı şehirde birtakım kundakçılar türer ve kentin çeşitli yerlerinde yangınlar başlar. Yangınlardan ürken, kundakçılara bulaşmaktan çekinen Aymazoğlu, kundakçıların tanımını yapamadığı ve neyin kundaklandığını kavrayamadığı için, vicdanını rahatlatmak adına onlara kucak açar. Sonunu tahmin edersiniz. Erkal bu sonu daha da vurgulamak için oyuna üçlü bir itfaiyeci grubu eklemiş. İtfaiyeciler bir yandan dansları ve şarkılarıyla yabancılaştırma öğesi olarak uyarılarda bulunurken, öte yandan yangını söndürmekle görevli makamlarda bizzat kundakçıların yer alışının altını çiziyorlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle