22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 03 17/8/06 17:37 Page 1 CUMARTESİ EKİ 03 CMYK 19 AĞUSTOS 2006 CUMARTESİ 3 Liverpool’a doğum günü armağanı İlginç mimarisi tarihi, kültürel ve iaktekin@ttnet.net.tr teknolojik zenginlikleriyle tüm dünyayı etkileyen güzel liman şehri Liverpool, 800’üncü doğum günüyle birlikte Avrupa Kültür Başkenti seçilmesini de kutlamaya hazırlanıyor. 2008’in kültür başkenti seçilen şehir 2004’te de UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası listesine seçilmişti. 35 yıl önce Liverpool’u ilk ziyaretimizde liman bölgesi ve birkaç tarihi bina dışında kent bizi fazla etkilememişti. Fakat geçenlerde yaptığımız kapsamlı gezide gördüklerimize inanamadık. Tüm eski ve yıpranmış binalar yıkılmış yerini Hope Üniversitesi’nin yeni ve modern kampusu almış. Tarihi liman bölgesi ve Doklar (Dockland Estate) tüm güzelliğiyle ortaya çıkmış. Majestik üç yerel anıt binanın (Three Graces) The Royal Liver, Cunard ve Port of Liverpool binaları ise görkemli bir şekilde ortaya çıkmış. İkinci Dünya Savaşı’nda savaş gemilerinin bakımlarının yapıldığı Albert Docks da Dünya Kültür Mirası listesinde bulunmakta. İşte sanatı, mimarisi, kültürü ve tüm güzellikleriyle Avrupa’nın kültür başkenti ilan edilen Liverpool’un olmazsa olmazları... İSMET AKTEKİN gözlüklerine kadar. Eğer bu ünlü grubun üyeleri olan John Lennon, Paul McCartney, George Harrison ve Ringo Starr’ın doğdukları evleri ve gittikleri okulları görmek istiyorsanız onlara ait özel turlara da katılabilirsiniz. The Cavern Club (www.CavernLiverpool.co.uk) Cavern Club, Liverpool’a gelen yerli ve yabancı tüm ziyaretçilerin uğrak yeri. Mathew Street’deki bu kulübün bu kadar popüler olmasının sebebi Beatlesların ilk müziklerini yaptıkları ve sahneye çıktıkları yer olması. 2329 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek olan uluslarası Beatles haftası (Beatlemania) 7 gün 7 gece sürecek ve tüm şehir bir açık hava partisine dönüşecek. Yapay yaşam alanı Palmiye Adaları’nda villa sahibi olmanın bedeli servet ediyor Hollywood ve Monaco Dubai’ye akacak Dubai sahilinde inşa edilen Palmiye Adaları tamamlanmak üzere. Özellikle ünlü ve zenginlerin tercih ettiği villalar ve apartman daireleri, gözden uzak, güneş ve denizle iç içe lüks bir yaşam vaat ediyor. İlk palmiye Palm Jumeirah’ın tüm villalarının 3 gün içinde satılması üzerine Palm Deira, Palm Jebel Ali ve The World (Dünya) adaları da projeye eklendi ve inşaatları hızla sürüyor. 1999 yılında açılan dünyanın en lüks otellerinden biri olarak gösterilen Burj alArab’ın yakaladığı başarının ardından Birleşmiş Arap Emirlikleri’nin prensleri, 21. yüzyıldaki yatırım hedeflerini belirlediler; turizm ve emlak. Petrol rezervlerinin 2020’li yıllarda tükeneceğini bilen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Başbakanı Mohammed bin Rashid Al Maktoum, Burj alArab Oteli ile başladığı yüksek kaliteli emlak işindeki ikinci adımı Palmiye Adaları ile attı. Üçüncüsü ise spekülasyonlara konu olan boyuyla tamamlandığında dünyanın en yüksek binası olmaya aday Burj Dubai. Sadece Palmiye Adaları için harcanan 14 milyar doların sebebi hiç kuşkusuz petrole dayalı BAE ekonomisini çeşitlendirebilmek ve ileride girebileceği olası dar boğazı engellemek. Palmiye Adaları, dünyanın en büyük yapay yaşam alanını oluşturuyor. Dubai uluslararası hava alanına yarım saatlik mesafedeki adalar 60 km’lik sahil şeridinin açığına yapılıyor. BAE devletinin sahibi olduğu Al Nakheel şirketi tarafından geliştirilen proje Hollandalı Van Oord ve Jan De Nul inşaat şirketleri tarafından yürütülüyor. Her biri palmiye yaprağı şeklinde olan ve etraflarında dalgaları kesmek için bir hilal bulunan adaları yapan Hollandalı şirketler, kendi ülkelerinde sıkça yaşadıkları toprak doldurma deneyimlerinden dolayı seçilmişler. Dünyanın sekizinci harikası olarak lanse edilen ve ilk bitirilen ada olan Palm Jumeirah’ın ERDEM KOCA inşasında 7 milyon ton toprak ve kaya kullanıldı. İlk önce küresel konumlandırma sistemi kullanan gemiler tonlarca toprağı önceden belirlenen koordinatlarda Basra körfezine bıraktılar. Daha sonra ise ortaya çıkan adacıkların üstü gökkuşağı denilen bir toprak doldurma sistemiyle yükseltilerek deniz seviyesinin üzerine çıktı. 2500 villa ve 2400 apartman dairesi barındıran adada ayrıca 2 marina, su parkları, alışveriş merkezleri, sinema salonları ve spor alanları bulunuyor. Palm Jumeirah’in lüks villalarına olan yüksek ilgiyi gören yetkililer daha sonra sırasıyla Palm Jebel Ali ve The World’ün yapımına başladı. İlginin artarak sürmesi üzerine ise 8.000 villa barındıracak, adaların en büyüğü olan Palm Deira’ya start verildi. The World dünyanın en zengin ve asil insanları arasından seçilmiş kısıtlı sayıdaki insana ev sahipliği yapacak. The World’deki ülke şeklindeki adacıkların yüzde 35’i şimdiden satıldı. Aralarında Kraliyet aileleri üyeleri, Rus petrol milyarderleri ve Hollywood ünlülerin olduğu isimler titizlikle seçiliyor. Palm Deira ise 80 kilometre karelik yüz ölçümüyle Paris ve Manhattan’dan bile daha büyük bir alanı kaplıyor. Çevresine yapılan hilal şeklindeki dalga kıran 21 km’lik uzunluğuyla dünyanın en büyüğü. Adanın doldurulması için 1 milyar metre küp toprak ve kaya parçası Basra Körfezine bırakıldı. Dünyanın en temiz ve bakımlı şehirlerinden biri olan Dubai’nin zenginlerin gözdesi olmasının birçok nedeni var. Yılda sadece birkaç kez yağmur yağan şehir sıcak ikliminin yanısıra Güney Yarımküre’de bulunması dolayısıyla Avrupa ve Amerika kış aylarını yaşarken güneşli bir alternatife dönüşüyor. Dubai’de anadil Arapça’nın yanısıra İngilizce yaygın olarak konuşuluyor. Vize çıkarmakta sorun değil, Amerika ve birçok Avrupa ülkesi vatandaşları hava alanında ücretsiz olarak vizelerini alabiliyorlar. 1.5 milyonluk nüfusa sahip Dubai dünyanın en düşük suç oranına sahip ilk 5 şehrinden biri olarak gösteriliyor. Ekonomik istikrarın sağlanması için 0,27 Amerikan dolarına sabitlenen BAE dirheminin yanısıra gelir ve emlak vergilerinin olmayışı Dubai’yi yabancı yerleşimciler arasında finansal açıdan da cazip hale getiriyor. Yüzde 24 ile dünyanın en büyük nüfus artış hızına sahip şehirde mülk alan yabancılara kalıcı ikamet vizesi veriliyor. Avrupa ve Amerika’nın gözde yerleşim birimleriyle karşılaştırıldığında Dubai makul emlak fiyatlarıyla yatırımcıların da gözdesi. Adalarda satılan villalar 2.5 ile 4 milyon Amerikan doları arasındaki fiyatlara alıcı buluyorlar. Apartman daireleri ise daha ucuza fiyatlanıyor. Modern ve lüks villalarında gözden uzak bir yaşam isteyen birçok ünlü Palmiye Adaları’nın sakinleri haline geldi. Bunların arasında popüler sporcular David Beckham, Michael Owen ve Vijay Singh, Burj alArab’ın devamlı müşterilerinden Michael Schumacher, aktörler Morgan Freeman ve Denzel Washington, Virgin şirketlerinin sahibi Richard Branson, Michael Jackson, Rod Stewart ve Naomi Campbell gibi ünlüler yer alıyor. Albert Docks (www.albertdock.com) 1846 yılında ticaret gemilerinin uğrak yeri olup savaş gemilerinin bakımlarının yapıldığı bir yerdi. Son yıllarda aslına uygun olarak yapılan restorasyonla yenilenerek günümüzde Liverpool’un en düzgün ve gözde eğlence yerlerinden biri oldu. Eğer böyle bir yerde Hint yemeği düşünüyorsanız, önerimiz ‘Spice Launge’, klasik bir pub yemeği düşünüyorsanız, gideceğiniz yer ise ‘Pump House’ veya lambirili duvarları ve deri koltukları ile bir kulübü andıran ‘The Philarmonic Pub’ olmalı. The Beatles (www.beatlesstory.com) Beatles, Liverpool’un neredeyse herşeyi. Şehre ne maksatla gelirseniz gelin bu ünlü müzik grubunu biraz daha tanımak istiyorsunuz. Albert Docks’daki Beatles Müzesi’nde bu grupla ilgili her şeyi görmek, müziklerinin cd ve kasetlerini almak mümkün. Örneğin ‘Hard Days Night’ ta giydikleri elbiselerden, John Lennon’un Yellow Duck Marine Turu (www.theyellowduckmarine.co.uk) Eğer hem denizde hem de karada giden ikinci dünya savaşı çıkarma gemisinden yapılma turist otobüsüne dönüştürülmüş bir araçla Liverpool’u görmek isterseniz önerimiz bu ilginç tura katılmanız. Hop on Hop off Şehir Turu (www.visitliverpool.com) Üstü açık iki katlı bir otobüsle şehrin ilginç yerlerini kısa bir zamanda görmek istiyorsanız ve istediğiniz yerde inip bir sonraki aynı tur otobüsüne binerek şehri en kısa yoldan tanıyabilirsiniz. Chester Eğer en az yarım gün vaktiniz varsa ve Liverpool’u da kafi derecede gördüyseniz önerimiz Liverpool’a 3540 km. mesafede Chester kasabasını ziyaret olacaktır. İnanılmaz sadelik ve şıklıktaki bu klasik İngiliz kasabası değişik yapısı, doğası ve doğal hayvanat bahçesi ile aklınızdan çıkmayacak... Tüm tarihi ve doğal güzellikleri kapsayan İstanbul’umuzun da en kısa zamanda Avrupa Kültür Merkezi olarak UNESCO tarafından aday gösterilmesini de gönülden arzu ediyoruz. Nüfusu: 300.000 Ulaşım: Liverpool John Lennon Havaalanı veya Manchester Havaalanı Oteller: Britanya Adelphi, Holiday Inn, Thistle Müzeler: Beatles Story, Tate Liverpool, Cavern Walk, World Museum of Liverpool Aspat, açık hava sergisine dönüştü Aspat’ın efsanelerine, bu olağanüstü doğal ve tarihi güzelliğine bizim olumlu ne katkımız olabilir? sorusuyla yola çıkan, Aspat Turizm A.Ş. her yıl geleneksel olarak Bodrum’da ‘Açık Hava Resim ve Taş Heykel Sempozyumu’ düzenliyor. Bu yıl Bodrum’da dördüncüsü düzenlenen ‘‘Aspat Uluslararası Açık Hava Resim ve Taş Heykel Sempozyumu” kapsamında heykeltıraşlar, eserlerini denizde ve açık havada sergilediler. Davet edilen ressam ve heykeltraşlar yirmi günlük çalışma süresince Aspat’ın tarihi ve doğal güzelliklerinin keyfini yaşadılar... Heykeltıraşlar yöreye ait, MuğlaYatağan’ın bembeyaz mermerleriyle büyük alan heykelleri yarattılar...Ressamlar ise özellikle Aspat’ın dağından, günün her saati değişen ışık oyunlarından etkilenerek yağlıboya resimler yaptılar.. Aspat’a gelen ziyaretçiler bu keyifli ve anlamlı çalışmaları izlerken, sanatçılarla sohbet edip, heykelleri ve resimleri izleyerek tatilde sanatla iç içe olmanın ayrıcalığını yaşamış oldu. Bu sempozyumun önümüzdeki on beş yıl daha devam etmesi bekleniyor. Dört yıl gibi kısa bir süre geçmiş olmasına karşın, Aspat’taki atölyelerin yer aldığı tatil beldesinin düz alanında, çoğu beyaz mermerden yapılmış orta büyüklükte heykeller yer alıyor. Alan şimdiden açık hava heykel müzesi gibi görünüyor. Ekinliğe katılan ressamlar Altan Çelen, Alp Tamer Ulukılıç, İrfan Önürmen, Özgür Korkmazgil, Saim Erken, Salih Keleş. Sempozyuma katılan heykeltraşlar arasından biri Amerikalı diğeri Gürcü olmak üzere iki yabancı sanatçı da yer alıyor. Heykeltraşlar: Malkhaz Tsiskadze, Rahmi Atalay, Mustafa Bulat, Mümtaz Demirkalıp, Tolga Yurtözver ve Batu Sihuralidze.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle