19 Kasım 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 07 23/11/06 16:36 Page 1 CUMARTESİ EKİ 7 CMYK 25 KASIM 2006 CUMARTESİ 7 Akşamcı şişesini arıyor masaların baş köşesine oturan Yeni Rakı, şimdi Mey İçki bünyesinde. Teksas Pasifik Grup’un yüzde 90 hissesini satın aldığı şirket, şeklini değiştirdiği Yeni Rakı’nın yanı sıra klasik ürünleri Tekirdağ, Altınbaş ve eskilerin “gıravatlı” dediği, İlhap Hulusi’nin çizimiyle görsel zevk de sunan Kulüp rakılarını piyasada tutuyor. Mey, bunlara ek olarak İzmir, sakızlı İzmir ve Yekta markalarıyla, piyasanın büyük bölümünü elinde tutuyor. KOVBOYLARA RAKİP Ancak, pazarda rekabet epeyce kızışmış durumda. “Kovboyların” en büyük rakiplerinin başında, “Efe” geliyor. İzmirli Elda’nın ürettiği içkinin, son çeşitlemesi Kara Efe. Elda, ayrıca Çilingir ve Sarı Zeybek’le akşamcıların kadehlerinde dolmaya çalışıyor. TarişTat ortaklığının ürünleri, Mercan ve Fasıl. Burgaz şirketi, kendi adını taşıyan rakının yanı sıra Ata Rakı ve Rakı Turka’yla akşamcıları yanına çekme gayretinde. Son olarak bunlara, üretimi Turgutlu’da gerçekleştirilen Anadolu Rakı eklendi. Bu markalar, ayrıca “yaş üzüm” seçenekleriyle akşamcıların kafasını iyiden iyiye karıştırırken, yeni şirketler de pazara girmek için sırada bekliyor. Antalya’da çok ortaklı modelle oluşturulan bir şirketin yatırımı sürüyor. Sarper İçecek şirketi de “Beylerbeyi” markasıyla sektöre girmeye hazırlanıyor. Rakıdaki yenilikler yalnızca artan marka sayısıyla sınırlı değil. Şişelerin ölçüleri de çeşitlendi. Eskiden en fazla, “ufakbüyük ikilemi” yaşayan akşamcılar, şimdi 5, 20, 35, 70, 100 cl’lik şişelerden birinde karar kılmak durumunda. Akşamcılar karar vermekte zorlansa da, kadehleri devirmekte zorlanmıyor olsa gerek, geçen yıl Türkiye’de toplam 717 milyon litre alkollü içecek üretilmiş. Bu yıl ise üretim ocakağustos aralığını kapsayan yılın yalnızca ilk sekiz ayında 711 milyon litreye çıkmış. Bunun 23 milyon litresi rakı. Geçen yılın tamamındaki rakı üretimi ise yaklaşık 27 milyon litre. Böylesine çok çeşit varken akşamcılar, onu bunu deneyerek aradaki farkı yıl sona ermeden kapatacak gibi görünüyor. Böylece eski tartışmalar, belki yeniden alevlenir de sorulur “Hangi balık hangi mevsimde yenir de, yanında rakı iyi gider”, Mesai bitmiş, güneş rakı burcunda... “Kerahet vakti” gelmiş, ama huzursuzluk devam ediyor. Çünkü birazdan garson gelecek ve o soruyu soracak: “Hangi rakıdan istersiniz?..” Son zamanlarda bu soru, sevinçten içenin sevincini kursağında bırakıyor. Dertten içenin derdine dert ekliyor. Oysa eskiden ne kolaydı: “Evet arkadaşlar... Ufak mı söylüyoruz , büyük mü?.. En iyisi bize büyük getir, seni de fazla yormayalım!” Şimdi öyle mi ya?.. Masada bir tartışmadır başlıyor. Sen şunu denedin mi? Denedim, ama pek beğenmedim. Asıl sen bu markayı bir dene, çok güzel içimi var. Yahu, kardeşim bildiğinden şaşmayacaksın! İyi de onu da “kovboylar” aldı. Paramız yabancıya mı gitsin?.. Yok yok, en güzeli yaş üzüm... Tekel’in özelleştirilmesi ve özel sektörün devreye girmesiyle akşamcıların kafası karıştı. Nasıl karışmasın? Piyasadaki seçenekler, saymakla bitmiyor. Yıllardır HAKAN DİRİK “hangi mezeyle başlamalı?” diye... Belki buz tartışması bile yapılır: Rakıya buz konur mu? Olur mu canım, rakıya buz koymak cinai bir haldir! Asıl sohbeti meze, ama sohbete de meze bu meret. Çeşidi ne olursa olsun, eski İzmir Senatörü, Necip Mirkelamoğlu’nun “Rakıname”sindeki satırları hatırdan çıkarmamak gerek: “İçmesini bilene / Zevku sefadır rakı / İçmeyi bilmeyene/Cevrü cefadır rakı. Bir münasip miktarı / Muhabbet anahtarı / Kaçırırsan ayarı / Cana ezadır rakı. Ne dert kalır ne keder / İçeni mesut eder / İçebilirsen eğer / Ruha ciladır rakı... ... Dost bezminde sohbete / Neşei muhabbete / Her manevi lezzete / Bir vasıtadır rakı. Nükte, cinas anlayan / Ahengi bezme uyan / İçip zırvalamayan / İşte O’nadır rakı. Eşşek içince zırlar / Köpek içerse hırlar / Kedi içse tırmalar / İnsanlaradır rakı. Al kadehi eline / Dokun gönül teline / Muhabbet alemine / Bir merhabadır rakı. Adabı, erkanı var / Zamanı, mekanı var / Kimin ki izanı var / O’na şifadır rakı. Gönül dargınlarına / Vefa kırgınlarına /Hayat yorgunlarına / Haza devadır rakı. Mirkelamoğlu der ki / Had bilmezsen eğer ki / Öyle rüsva eder ki / başa beladır rakı.” hakandirik@gmail.com Oysa eskiden ne kolaydı... Ya büyük isterdin ya da küçük. Şimdi öyle mi? Seç seçebilirsen... Dünya turizminin Türk gurusu ve gururu Hülya Aslantaş Kıymet bilmez zengin çocuğu gibiyiz Hülya Aslantaş, hepsi turizmle iç içe 3 şirketin ortağı ve yöneticisi, geçen ay Dünya Turizm Profesyonelleri’nin örgütü SKAL Enternasynal’in 2. Başkanlığına seçildi. Türk turizminin hala süreklilik arzeden bir stratejisi olmamasından şikayetçi Aslantaş, bu konuda “kıymet bilmez zengin çocuğu gibi davranıldığını” söylüyor. Aslantaş’la yoğun temposu ve turizme bakışını değerlendirdik… İş hayatına çok erken yaşlarda atıldınız, nasıl oldu? “AFS bursuyla gittiğim ABD’den 1972’de döndükten sonra Boğaziçi Üniversitesi’ne girdim ve ilk sömestr işletme okurken bir seyahat acentesinde çalışmaya başladım. O günden beri 34 yıl geçti. Aslında ben çalışmaya çok meraklıydım. Daha lise yıllarında yazları babamın şirketlerinde ‘evrak kayıt ve santral’de çalışmaya başladım.” Peki, turizme nasıl yöneldiniz? “Babam Suphi Baykam, üç lisans biliyorsun turizm işinde çalış, iş hayatına alış diye yönlendiriyordu. O günlerde turizm seyahat acenteliği diye bir tanım bile yoktu, daha kanun Aslantaş yoktu sadece birkaç turizm acentesi vardı. Bir taraftan okula giderken pek çok sorumluluklar üstlenmiştim ve henüz 20 yaşındayım. Bu şekilde dört sene orada çalışırken bir taraftan da üniversiteyi bitirdim. Kadro kurdum, sistemi öğrendim ve gerçekten de acente, grubun en karlı şirketlerinden biri haline geldi. O sırada Polonyalılar’la ilk kültür turlarını, Anadolu turlarını yapmaya başladık. Daha sonra, geçtiğim Transorient Seyahat acentesinde dört yıl çalıştım ve bu arada evlendim. Eşim Cem Aslantaş’la birlikte 1984’de bugün de devam eden ilk işimizi, Universal Turizmi kurduk. Türkiye’de o zamanlar 250 seyahat acentası vardı, bugün 4000 civarında.” Universal’de neyi hedeflediniz? “Universal’deki hedefimiz, ülkemizin tanıtımı ve yurtdışından kaliteli turist getirmekti. Biz büyürken SABİHA KURTULMUŞ Türkiye’nin Daha kaliteli ve zengin turizm politikalarını nasıl turistin gelmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? sağlayabiliriz? “Gerçekten yetersiz kaldığını düşünüyorum. “Planlı bir çalışmayla olabilir. Bugün hadi desek Türkiye’de eskiden daha fazla turizm çeşidi varken ve belki beş sene sonra sonuç almaya başlarız. kültür turlarını çok daha gelişmiş şekliyle yaparken bugün Danimarka beş milyonluk küçük bir ülke. İnanılmaz güneşdenizkum turizminde tıkandık. 1015 Euroya her şey ataklar yapıyor. Neden; küçük bir ülke olduğu için dahil sistemin yapılabilmesine imkan sağlayan bir düzende koordinasyonu kolay, turizme katkıda bulunan tüm gerçek anlamda bir turizm politikasından bahsetmek çok zor. kuruluşlarla, taksiciler bile işin içinde turizme bir Ülkeyi ucuza pazarlamak marifetmiş gibi ortalıkta bir takım ucundan bulaşmış. Herkes öyle güzel çalışıyor ki, ürünler, faaliyetler var. Türkiye’nin hem adını, hem de imajını her proje hemen hayat buluyor. Opera binası zedeliyor, hem de dolayısıyla bu kadar ucuz bir ülkeye zengin yaptılar deniz kıyısında, akın akın insanlar turist de gelmiyor. Türk turizminin bir stratejisi yok. Ben gelmeye başladı. Bizim elimizde o 1999’da İstanbul Skal Kulübü Başkanı iken bir toplantı kadar alternatif var, ama yaptık, ‘Türk Turizminde Doğru Teşhis ve Çözüm Denizkıymet bilmez zengin Önerileri’ diye. Yayınladığımız sonuç kum turizmi çocuğu bildirgesindeki önerilerimiz bugün için dışında Türkiye tanıtımı gibiyiz.” hala geçerli.” için ne yapılabilir? “Her yörenin kendini farklı bir destinasyon olarak geliştirmesi ve pazarlaması gerekiyor. Festivaller, çeşitli etkinlikler olabilir ama bunları son dakika duyurmak işe yaramaz. Takvim önceden belli olacak, göreve devam Türkiye turizmi de tanıtımı yapılacak, yurtdışından tur organize edenler davet büyüdü gelişti, ama etmemeye karar edilecek. İnsanlar buraya bu amaçla gelecekler. Her şeyin verip bir sonraki maalesef süreklilik ötesinde bir koordinasyon platformu lazım. Tek başına acente iyi dönem adaylığımı arzetmeyen politik çalışıyor, tek başına oteller harika, Türk Hava Yolları, Turizm değişimlerden hep koymadım.” Bakanlığı bir şeyler yapıyor ama koordinasyonumuz yok. Skal etkilenerek bugünlere Türk Turizm Konseyinin kurulması, gelen giden geldik. Günü yaşadık, Enternasyonel’de iktidarlardan ana yapısının etkilenmemesi gerekiyor. Dünya 2. Başkanı günlük çözümler bulduk. Projenizi konseye sunacaksınız, konsey seçildiniz… Bu kadar çok turizm bakacak ihtiyacımız var veya yok çeşitliliğine imkan veren “Skal dünya turizm diyecek.” zenginliği olan bir ülkeyiz, ama profesyonellerinin üye olduğu, bunu tam olarak değerlendiremiyoruz.” TURSAB ikinci başkanıydınız, çalışmalarınızdan istediğiniz sonucu alabildiniz mi? “1976 yılında İstanbul Skal kulübüne girdim. 19982000 yılları arasında başkanlığını yaptığım sırada pek çok yerli ve yabancı projeye imza atma fırsatını buldum. Burada yakaladığım başarı nedeniyle TURSAB Yönetim Kuruluna adaylık teklifi aldım. Skal sadece bir sivil toplum örgütü, çok fazla yaptırım gücü olmadığı için, TURSAB’da görüşlerimi daha iyi uygulayabilirim düşüncesiyle bu teklifi kabul ettim. 20002004 yıllarında 2. Başkanlık görevini üstlendiğim bu kurumda, Türkiye’de olmasını arzu ettiğim değişikliklerin, hedeflediğim şeylerin maalesef o kadar kolay yapılamayacağını gördüm ve dolayısıyla bu dünyanın turizm alanında en geniş tabanlı sivil toplum örgütü. Turizmcilerin bir araya geldiklerinde aralarındaki dostluğu geliştirerek daha iyi iş yapacakları, dolayısıyla turizme daha faydalı olmalarına yönelik bir birliktelik bu. Bugün 90 ülkede 500 noktada, 22.000 Skal üyesi var ve hepsi belli bir düzeyin üstünde, yönetici konumunda. 1991 yılında, İstanbul Skal’da görev almaya başladım. 19982000 yıllarında İstanbul Skal Başkanlığı yaptım.” Önümüzdeki yıl Skal Enternasyonal’in 68. kongresi Türkiye’de yapılacak… “Kongrenin nerede olacağı birkaç yıl önce yapılan oylama sonucu belirlenir. Büyük bir tesadüf eseri, başkanlık seçimine gireceğim kongre 2007’de Antalya’da yapılacak.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle