Katalog

CUMARTESI 06 23/11/06 16:37 Page 1 CUMARTESİ EKİ 6 CMYK 6 25 KASIM 2006 CUMARTESİ Elhamra makyaj tazeliyor ELİF TOKBAY Uzun yaşamı yangınlarla şekillenen bir han burası. II. Mahmut döneminde inşa edildi, 1831’de Beyoğlu’nu kavuran yangından sonra tekrar yapıldı. Restoran, müzikli gece lokali, tiyatro, eğlence yeri oldu. Açık adres isterseniz Beyoğlu’nda İstiklal Caddesi üstünde 256258 No. Daha da açık adres isteyenler için St. Antoine Kilisesi’nin karşısı. Elhamra Han’dan sözediyoruz... İşin aslı Elhamra Han’daki Elhamra Sineması’ndan. Atatürk’ün İstanbul’a geldiği zaman film izlediği, döneminin en önemli sinemalarından sayılan, 1999’da nedeni hâlâ belirlenemeyen bir yangın sonucu tarihin tozlu sayfalarına gömülen Elhamra Sineması gece kulübü olarak hizmet vermek için makyajını tazeliyor. modernize edilmiş biçimde sunulacak, kabare şovları düzenlenecek, yerli yabancı dans grupları gösteriler yapacak, ayrıca tanınmış sanatçılar da davet edilecek. Kafesi sabah 10.00’dan itibaren açık olacak gece kulübü gece gündüz çalışan bir eğlence merkezi olarak hizmet verecek. Kemal Gedik cuma ve cumartesi günleri saat 23.00’ten itibaren kulübe giriş için belli bir ücret konulacağını söylüyor. KIRMIZI GECELER Yüksel Kılıç BEYOĞLU’NA YENİ SOLUK Elhamra Han’a giriyoruz. Çiğnenmekten yassılaşmış mermer merdivenlerden ikinci kata çıkıyoruz. Hummalı bir çalışma karşılıyor bizi. Duvarlarda iskeleler, localara yığılmış inşaat malzemeleri, çekiç, matkap sesleri... Bu görüntü sizi aldatmasın! Çok değil 1520 gün sonra Elhamra eski parlak günlerine kavuşacak. Mekanın yeni sahibi Yüksel ve Arif Kılıç kardeşler, tam bir Beyoğlu sevdalısı... “Biz dedemizden, babamızdan duyduğumuz Beyoğlu’nu yeniden canlandırmak, yaşatmak istiyoruz” diyor Yüksel Kılıç. Elhamra’yı da eski Beyoğlu’nun simgelerinden biri olduğu için seçtiklerini anlatıyor Kılıç: “Yıllardır kaderine terk edilen yapının bugüne dek değerlendirilmemesi bizim için şaşırtıcı bir durumdu. Biz aslında bir tarihi yeniden canlandırıyoruz.” İşletme müdürü Kemal Gedik yapının tarihi özelliklerinden uzaklaşmamak için ismini değiştirmeyeceklerini söylüyor. Kemal Gedik, Laila adlı gece kulübünün eski işletmecisi. Heyecanlı olduğu kadar da iddialı. “Elhamra’yı bölgenin en hareketli eğlence merkezlerinden biri yapacağız” diyor. Restorasyonun özenli yapıldığını belirtiyor, Elhamra’yı bozmak istemediklerinin altını çiziyor, Beyoğlu’na yeni bir soluk getireceklerini de gözleri parlayarak vurguluyor. Beyoğlu’na yeni bir soluk getirmekten sözetmişken sözü işletmeci Gedik’e bırakalım: “12 ay faaliyet gösterecek şekilde hizmet vermek için çalışıyoruz. Turistik gruplarla anlaşıp onları kubülümüzde ağırlayacağız. Beyoğlu eğlence sektörüne geri dönmeli. İnsanlar Beyoğlu deyince korkuyor arabayla girememekten dolayı. Fakat bizim öyle bir problemimiz olmayacak. Arka taraftan müşterilerimizi alacağız. Dolayısıyla ulaşım problemimiz yok. Turizm pastasından hakettiğimiz dilimi alacağız.” Elhamra’nın balkonu restoran olarak kullanılacak, salonu bar... Girişte de bir kafe olacak. Kafe insanların rahatça gelip oturacağı, kahvesini, çayını içeceği, dergisini, gazetesini, kitabını okuyacağı bir ortam olacak. Gece kulübünün 8001200 kişiye hizmet vermesi planlanıyor. Akdeniz mutfağının müşterilere sunulacağı gece kulübünde dünya müziklerinin yanısıra Türk müziği de çalınacak, kimi zaman nostaljik bir ortam yaratılacak. Eski müzikler Dekorasyonun çok özenli yapıldığını ve antika eşya kullanmaya çalıştıklarını söylüyor Gedik. Yanmış yıkılmış Elhamra’dan sağ olarak çıkabilen eşya dekorda kullanılıyor. Altın varaklar tavanı boydan boya süslüyor, Kemal çiniler duvarlara ayrı bir Gedik güzellik katıyor. Tavandan sarkacak dev bir avize ışık saçacağı geceleri bekliyor, varolan ısıtmasoğutma sistemleri elden geçiriliyor. Localarda “kırmızı” koltuklar ve döşemeler kullanılıyor, projeksiyon makineleri temizleniyor, Elhamra’da gösterilen filmlerin ruhunu yad etmek için hazırolda bekliyor. Kırmızı demişken hatırlatalım. Elhamra Arapça’da kırmızı anlamına geliyor. Sinemaya adını veren renk gece kulübünde de bol bol kullanılıyor. Localar kırmızı, gece kulübünün logosu da siyah üstüne kırmızı olarak tasarlanıyor. Sinema yazarı Burçak Evren’in, “Vakti zamanında dadılarla büyütülmüş, piyanoşan dersi almış, ama sonra feleğin sillesini yiyip de kaldırım pazarlıklarına düşmüş bir kadın. Onca örselenmeye ve kaldırım pazarlıklarına rağmen yine ayakta, ama bu kez farklı bir makyajla müşteri bekleyen kadın” diye tanımladığı Elhamra’da bir dönemin ruhunu yad etmek isterseniz Aralık ortalarına doğru Beyoğlu’na bir uğrayın. İster kafesinde bir kahve için, ister restoranında leziz bir yemek yiyin. Sinema filmlerinin, tiyatro sanatçılarının, yangınlarda kavrulan onca eşyanın, balkon girişlerindeki Binbirgece Masalları’ndan sahnelerin betimlendiği yağlıboya tabloların ruhu size eşlik edecek... Şımarık değil, korkuyor fobisi yalnızca çocuğun okula FİGEN ilkOkul başladığı dönemde değil, her yaşta ATALAY görülebiliyor. Ender de olsa lise döneminde bile gözlenebilen okul fobisinin giderilebilmesi için okulun, aile ve uzmanla işbirliğine girmesi çok önemli. Okul fobisi yaşayan çocuğun onuru kırılmamalı, şımarıklıkla suçlanmamalı, annenin, sınıfta/okul bahçesinde beklemesine izin verilmeli. Meslekdaşım Hürriyet gazetesi yazari Nuran Çakmakçı’nın, bu çok önemli konuda çocuk ve ergen ruh sağlığı uzmanı Dr. Mücahit Öztürk’le yaptığı uzun söyleşi, İş Bankası Kültür Yayınları’ndan ‘99 sayfada okul fobisi’ adıyla yayınlandı. Kitapta, ‘Okul fobisi nedir, Okul nasıl anlaşılır?’, ‘Okula gitmeyen her çocukta fobi var fobisi yaşayan çocuğa mıdır?’, ‘Anneler okulda çocuklarının yanında durmalı verilecek en mıdır?’, ‘Okul fobisinde önemli mesaj şu öğretmenin rolü nedir?’, ‘Okul olmalı: Biz seni, fobisi nasıl tedavi edilir?’ senin sıkıntı ve sorularına yanıt veriliyor. Dr. Öztürk, okul fobisi huzursuzluğunu yaşayan çocukların anlıyoruz. Ama öğretmenlerinin özen okula mutlaka göstermesi gereken gitmelisin. noktaları şöyle sıralıyor: Çocuk sınıfta yalnız İstiyorsan okula kalamamaktadır. Bu birlikte gideriz. nedenle öncelikli olarak Bu sıkıntılı sınıf içinde, daha sonra durumunda seni da sınıf önünde annenin tek başına, kalmasına izin verilmelidir. yardımsız ve Sınıf içinde kalma çaresiz süresi, diğer çocuklar bırakacak gibi uzun olmayabilir. değiliz İstediği zaman annesini görmesine izin verilmeli, dışarıya çıkmasına müsaade edilmelidir. Çocuğun zeka düzeyi normaldir. Hassas bir yapısı vardır. Bu nedenle sınıf içinde sürekli teşvik edilmeli, başardığı konularda sözel olarak ödüllendirilmelidir. Bu durum, tedavisi uzun süren ve oldukça sabır isteyen bir hastalıktır. Bu nedenle aceleci davranılmamalıdır. Yani sürekli aileye, ‘bu durum ne zaman bitecek, ne zaman gideceksiniz?’ gibi moral bozucu, ailenin motivasyonunu kırıcı şeyler söylediğiniz an, çocuk bunları duyar. Öğretmen, ‘Hâlâ mı anneni çağırıyorsun?’ demek yerine, ‘İstersen yarın annen ikinci dersten sonra gitsin’ demeli. Çocuklar genellikle bu duruma uyum sağlıyorlar. Öğretmenden bu yakınlığı gördükten sonra reddeden çocuk azdı.’ ? Endişe ? Hassasiyet Kişilik özellikleri ? Çabuk etkilenme ? Karşı tarafın duygularını fazla önemseme ? Duygusallık Tetikleyen olaylar ? ? Herhangi bir hastalık ya da tatil nedeniyle okuldan uzak kalma ? Aile içinde sıkıntı, gerginlik yaratacak olayların varlığı ? Okulda arkadaş ilişkilerinin bozulması ? Öğretmen değişikliği ? Göçle yaşanan çevre değişikliği ? Okul değişikliği ? Yeni bir kardeşin dünyaya gelmesi ? Okulda sıkıntı ve gerginlik yaratacak olayların varlığı (dayak, onur kırıcı sözlere ya da davranışlara maruz kalma) ? Çocuğun cinsel ya da fiziksel tacize uğraması ya da bir felaketle karşı karşıya kalması ! Çocuklara felsefe eğitimi verilmeli 3 . Uluslararası Küçük Eller Konferansı’nda, ‘Çocuklara Felsefe Eğitimi’nin önemi vurgulandı. İTÜ Vakfı Sosyal Tesisleri’nde gerçekleştirilen Konferans’ta, “Anne babaların okul eğitimindeki birlikteliği”, “Düşünme Becerileri”, “Eğitim aracı olarak çocuklarla felsefe”, “Yaratıcılığın, yaratıcı bir tarzda öğretilmesi”, “Küçük çocuklar nasıl öğrenir?’’, “Düşünme ve öğrenmeye farklı bir yaklaşım”, “Çocukların düşünme gücünü harekete geçirmel”, “İnteraktif dil öğretimi” gibi bildiriler sunuldu. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Tanju Gürkan, 21. Yüzyılda gençlerde aranacak özellikleri şöyle sıraladı: 1. Öğrenme becerisi 2. Analiz, sentez ve değerlendirme gibi bilişsel beceriler 3. Merak ve yaptığı işe tutku ile bağlanma becerisi 4. Farklı ve organize çözümler üretme becerisi 5. Hızlı karar verme, yeni durumlara hızlı uyum sağlama becerisi 6. İnsanlarla olumlu ilişkiler geliştirme yeteneği. Bursa Özel Nilüfer Lisesi, UNESCO ile DaimlerChrysler’in düzenlediği “Mondialogo Okul Yarışması’’nda, Japonya’nın Kobe Municipal Fukiai Senior okulu ile birlikte ikinci oldu. 138 ülkeden 35 bin öğrencilinin katıldığı yarışmada, Türk ve Japon ekibi, doğal afetler konusunda öğrencilerin bilinçlendirilmesi üzerine geliştirdikleri proje ile bu ödülü almaya hak kazandı. Yarışmanın birinciliğine ise, Jakarta çöplüklerinde yaşayan çocukların eğitimine yönelik projeleri ile İtalyaEndonezya takımı seçildi. figenatalay?yahoo.com Faks: 0212 343 62 74 Türk öğrencilerin başarısı arkormankids, Teksüt ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirP liği ile düzenlenen “Hayalimdeki İstanbul” konulu yarışmaya, ilköğretim okullarının 6.,7. ve 8. sınıf öğrencileri katılabilecek. Çocukların yaşadıkları kenti tanımaları, kaybolan kültür değerlerine sahip çıkmaları ve kentin genel sorunlarının altını çizecekleri “Hayalimdeki İstanbul” projesi, çocukların gözlemleriyle İstanbul’u sorgulayacak. Çarpık yapılaşma, çevre kirliliğindeki insan faktörünü ve kaybolan kültürel değerlerimizi anlatan resimler, kolajlar, akla gelebilecek her türlü geriye dönüşümlü sanayi atık malzemesiyle yapılan çalışmaların yer alacağı yarışmada okul müdürleri tarafından yapılacak olan başvuruların son tarihi, 8 Aralık 2006. Düşlerimdeki İstanbul