17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMARTESI 04 23/11/06 16:37 Page 1 CUMARTESİ EKİ 4 CMYK 4 25 KASIM 2006 CUMARTESİ İçinden sergi geçen ESRA ALİÇAVUŞOĞLU Tren garları, vapurlar, havaalanları gibi kamusal alanlar alternatif sergi mekanları olarak uzun zamandır ilgi çekiyorlar... Bu mekanlar, kamusal alanın en işlek ve sanat yapıtı ile karşılaşmaya programlı izleyicinin en az rastlandığı yerler olmaları nedeniyle, sanat yapıtının galeri gibi steril bir ortam yerine yaşama sızabildiği en deneyimsel alanı oluşturuyor. Bu türden kamusal mekanlarda, gerçek işlevlerine müdahale edilmeden tam tersine eklemlenmeye çalışılarak tek seferlik sergiler gerçekleştirilebildiği gibi, dönüştürülerek müzeye ya da kültür merkezine çevrilen yapılara da dünyanın hemen her yerinde sıkça rastlanıyor. Örneğin, 19. yüzyılda inşa edilen ve uzun yıllar tren istasyonu olarak kullanılan Orsay Tren Garı, 1986’dan bu yana Orsay Müzesi olarak hizmet veriyor. 19. yüzyıl mimarisinin tipik bir örneği olan bu garın “anlamlı” bir biçimde 19. yüzyıl Avrupa sanatına ayrılmış olması ise ilginç bir ayrıntı. Sanat tarihçisi Emma Parker’ın postmodern çağın müze örneği olarak nitelediği bu yapı, alışılmış modernist kalıpları kıran yapısıyla da ilgi çekici bir özelliğe sahip. Orsay Müzesi’nin yanı sıra Berlin’den Hamburg’a giden trenlerin hareket ettiği istasyon binası olarak 18461847 yılları arasında klasik tarzda tasarlanıp inşa edilden ve bugün Hamburger Bahnhof (Berlin Çağdaş Sanat Müzesi) olarak hizmet veren tren garı da bu eğilimin örneklerinden sadece biri. tren garı ve sergiyi izlemeye gelenleri kuşatan bir niteliğe sahip. Örneğin, Nil Yalter’in AÇEV’in işbirliği ile gerçekleştirdiği projesi, bekleme salonunun atmosferi ile birleşip derin etkiler bırakıyor izleyenin üzerinde. Mardin, Diyarbakır ve İstanbul’da yürütülen okumayazma kurslarındaki bireysel hikayelerin dramatik yapısı aynı zamanda toplumsal bir travmanın gerçekliğini de gözler önüne seriyor. Garı hıçkırık sesine boğan ve hemen herkesi kendine doğru çeken Ferhat Özgür’ün “Arınma / Katarsis” başlıklı çalışması ise bu dört videoyu yorumlamaya çalışan ve kadınların neden ağladığını kavramaya çalışan yolcuların ilginç diyaloglarına şahitlik ediyor. “Buradan Çok Uzakta: Bir Kamusal Alan Projesi”: Haydarpaşa Garı 17 Kasım2 Aralık 2007 D inleyin eğlenin Resim, müzik ve şiir bir arada New York’lu sanatçı Chelonis R. Jones ve Einzelkind bu akşam saat 23.00’de Indigo’da sahneye çıkacak. Jones 1990’ların ortasında Amerika’yı terk etti ve çalışmalarını 3 ülkede devam ettirdi. Şarkı söylemeyi Almanya’da, resim yapmayı İsviçre’de ve şiir ve roman yazmayı ise İngiltere’de sürdürdü. Sanatçı daha sonra üç yönlü çalışmalarını Almanya’da birleştirmeye karar verdi. Royksopp’un son albümünde ‘49 Percent’ isimli parçaya vokal yapan Chelonis, bu akşam Einzelkind ile birlikte sahnede olacak. (0216 556 98 00, biletler 23 ve 28 YTL) Klasik müzikten flamenkoya Fazıl Say’ın sanat yönetmenliğinde, Antalya Büyükşehir Belediyesi, Antalya Kültür Sanat Vakfı ve Kadir Dursun Prodüksiyon’un işbirliğiyle düzenlenen 7. Uluslararası Antalya Piyano Festivali, dünyaca ünlü piyanistleri ağırlamaya devam ediyor. Ünlü piyanist Miriam Mendez, festival kapsamında bu akşam Antalya Kültür Merkezi’nde konser verecek.‘Bach por Flamenco’ albümü ile tüm dikkatleri üzerinde toplayan Miriam Mendez, klasik müzikle flamenkoyu birleştiriyor. (0242 242 56 56) ACELESİ OLMAYAN YOLCULARA... Ülkemizde ise, otele ve alışveriş merkezine dönüştürülmesi planlanan Haydarpaşa Tren Garı şu günlerde kısa süreli bir sergi mekanı olarak, koridorlarında ve bekleme salonlarında sanat yapıtlarını ağırlıyor. Geçtiğimiz Nisan ayında 1920 tarihli Ankara Tren Garı’nda ilk ayağı gerçekleştirilen sergi adını Baudelaire’nin “buradan çok uzakta” şiirinden alıyor. Projeyi Ankara’da yeni kurulan görsel sanat organizasyonlarından sorumlu ‘Abitus Sanat Projeleri’ adlı bir grup gerçekleştiriyor. Küratörlüğünü Döne Otyam’ın yaptığı sergi, Uluslararası İstanbul Bienali’nde de kullanılan Haydarpaşa Garı’nı tekrar gündeme getirerek yapıtları kutsal mekan algısı yaratan galerilerin dışına taşıyıp, hayatla birlikteliğini pekiştiriyor. Sergiye, Nil Yalter, Sarkis, Tomur Atagök, Balkan Naci İslimyeli, Osman Dinç, Ahmet Müderrisoğlu, Yusuf Taktak, Erdağ Aksel, İsmet Doğan, Kezban Arca Batıbeki, Server Demirtaş, Selma Gürbüz, Zerrin Tekindor, Şirin İskit, Hakan Onur, Ferhat Özgür, Günnur Özsoy, Rüçhan Şahinoğlu, Elif Çelebi, Mehmet Ali Uysal ve Volkan Arslan katılıyor. Haydarpaşa Garı’nın tarihi dokusunun sergiye katkısını dile getirmeden geçmemek gerek. Giriş bölümünün ve bekleme salonlarının atmosferi, acelesi olmayan yolcuları DÜŞÜNMEYE ÇAĞRI Sarkis’in gişelerin hemen önüne yerleştirdiği pazar tezgahı üzerinde satışa sunulan melek kanatlı tshirtleri; İsmet Doğan’ın yürüyeni duraksatan ve onu düşünmeye çağıran “yer yazısı”, Balkan Naci İslimyeli’nin naylon elbisesi ile ceplerinde tohumlar taşıyan “göçerler tanrısı”, Erdağ Aksel’in sarı metrelerden gerçekleştirdiği ve sıradanlaştırdığı bayrak imgesi serginin ilgi çeken yapıtlarından. Selma Gürbüz’ün Ankara Garı’nda üç adet iken Haydarpaşa’da tek yapıta inen ve motiflerin tekrarı ile oluşturulmuş “İnek ve Yavrusu” adlı yapıtı ise gölge figür arayışının bir örneğini sunuyor. Ankara ve Haydarpaşa Garı’nın ardından farklı bölgelerdeki tren istasyonlarına da uğramasını umduğumuz sergi, sanatın kamusal alandaki varoluşunu izleyebilmemiz ve bir kez daha Haydarpaşa Garı’na gitmemiz için kaçırılmayacak bir fırsat sunuyor. Olcay ve Ortaçgil Müzik yönetmenliğini Bülent Ortaçgil’in düzenlemelerini Gürol Ağırbaş’ın ve Baki Duyarlar’ın yaptığı Zuhal Olcay’ın ‘Başucu Şarkıları 2’ albümünün konserleri devam ediyor. Bu akşam Ankara MEB Şura Salonu’nda Bülent Ortaçgil ve Zuhal Olcay, hayatımızdan eksiltemediğimiz başucu şarkılarını bir kez daha üstün bir yorumla dinleyicilere sunacak. (0216 556 98 00, biletler 39, 33.50 ve 28 YTL) İtalyan göçmeni bakkalın dünyaca ünlü müzisyen oğlu New York’ta yaşayan İtalyan göçmeni bakkal bir babanın, 3 Aralık 1926 tarihinde bir oğlu dünyaya gelir. Adını Anthony Dominick Benedetto koyarlar. Delikanlı New York’un kozmopolit ortamında büyürken, gençlik idolleri Nat King Cole ve Bing Crosby’den etkilenir. Manhattan’daki Endüstriyel Sanatlar Okulu’na devam eder ve 2. Dünya Savaşı sırasında üç yıl orduda görev yapar. 1949 yılında Long Island City’deki kulüplerde şarkı söylerken hayatının teklifini Bob Hope’dan alır. O güne dek “Joe Bari” adıyla sahne alan Benedetto, Hope’un fikriyle “Tony Bennett” adıyla Paramount Tiyatroları’nda şarkı söylemeye başlar. Ertesi yıl ilk hit şarkısı “Boulevard of Broken Dreams”i yayınlar. 1950 yılında Columbia Records ile anlaşma yapar ve aradan geçen 55 muhteşem yıla 50 milyondan çok satılan 100’den fazla albüm sığdırır, toplam 13 Grammy ödülü kazanır. 2. Rahibe Teresa 29 Kasım Çarşamba akşamı Pera Festivali kapsamında Babylon’da, Roman müzik dünyasının tanınmış müzisyenlerinden Üsküplü Esma Redzepova konser verecek. Makedon kültürünün olağanüstü incelikli ezgilerini dinleyebileceğiniz konser saat 21.30’da başlayacak. ‘Esma Redzepova & Ensemble Teodosievski’ topluluğunda vokalde Esma Redzepova, akordeonda Simeon Atanasov, klarnette Bilhan Macev, trompette Zahir Ramadanov, davulda Antonijo Zekirovski ve klavyede Sevim Asanovski var. 50’nin üzerinde çocuğun bakımını üstlenen Redzepova, konserlerinden elde ettiği kazancı çocuklar için harcıyor. (0216 556 98 00, biletler 22.50 YTL) ZÜLAL KALKANDELEN MUHTEŞEM BİR DÜET ALBÜMÜ Bugün artık 80. doğum gününü kutlayan Tony Bennett’in bir filmi andıran kısa yaşam öyküsü böyle. Sanki o hep anlatılan Amerikan rüyası hikayelerinden biri gibi: Göçmen ve kendi halinde bakkal bir babanın oğlu, Amerika’da başarı kazandıktan sonra ünü tüm dünyaya yayılır ve müzik dünyasının en saygın isimlerinden biri haline gelir… İster bir Amerikan rüyası deyin, ister şansı yaver gitmiş diye düşünün; Tony Bennett’in hikayesinin arkasında büyük bir yetenek ve inanılmaz bir tutku var. İşte yine bu nedenle, ilerlemiş yaşına karşın hala üretmeye devam eden Bennett, bu yıl “Duets/An American Classic” adlı bir albüm yaptı. Sanatçı, Sony Music tarafından ülkemizde de yayımlanan bu albümde, bugüne kadar tek başına yorumladığı aşk şarkılarını, bu defa Bono, Elton John, Elvis Costello, Michael Bublé, Dixie Chicks, Juanes, Billy Joel, Diana Krall, Tim McGraw, k.d. lang, John Legend, Paul McCartney, George Michael, Sting, Barbra Streisand, James Taylor ve Stevie Wonder gibi müzik dünyasının en önemli isimleriyle birlikte söylüyor. Albümle ilgili olarak dikkatimi çeken beş husus var: 1. Tony Bennett’in sesi hala çok güzel. 2. Bennett, albümdeki şarkıların hepsini, düet yaptığı müzisyenlerle stüdyoda bir araya gelerek kaydetmiş. Bu nedenle, albümü dinlerken sanatçıların arasındaki etkileşimi hissedebiliyorsunuz. Örneğin, Barbra Streisand’la seslendirdikleri “Smile” adlı şarkıda, Bennett Streisand’a, “I love your style, Barbra” deyince, Streisand da ona flört eder bir havayla gülerek, “I love your smile, Tony” şeklinde karşılık veriyor. Stevie Wonder’la yaptıkları düette ise, şarkının sonunda birbirleriyle konuşmaları duyuluyor. Bütün bunlar albüme ayrı bir güzellik katmış. 3. Albümdeki şarkıların kimisi hafif hüzünlü aşk şarkıları olsa da, tümünü dinleyince insanda garip bir neşe uyanıyor. 4. Bennett’le düet yapan sanatçılar, Celine Dion dışında, onun tarzına çok iyi uyum göstermişler. 5. Tony Bennett ve George Michael’ın seslendirdikleri “How Do You Keep The Music Playing?”, bana göre albümün en başarılı şarkısı. Bugüne kadar iki erkek müzisyenin gerçekleştirdiği en başarılı düetlerden birisi kesinlikle. Ayrıca albüme trompeti ile ünlü müzisyen Chris Botti’nin ve kemanı ile Pinchas Zukerman’ın da konuk olduğunu belirtmek gerek. 60’ların ve 70’lerin romantik caz şarkılarından hoşlanıyorsanız, usta yorumcu Tony Bennett’in bu son çalışması, içinizi hoş bir duyguyla dolduracak enfes bir albüm. Beyaz Aslan Türkiye’de 80’li yılların kült gruplarından White Lion, bu akşam Antalya Jolly Joker Pub’da, 27 Kasım’da Eskişehir 222 Park’ta, 28 Kasım’da İzmir Fuar Atlas Pavyon’da, 1 Aralık’ta İstanbul Yeni Melek’te ve 2 Aralık’ta Ankara Saklıkent’te konser verecek. Solist Mike Tramp’in seçtiği yeni grup elemanlarıyla White Lion, eski şarkıları ve 2007 yılının Nisan ayında çıkacak olan yeni albümün parçalarını, sevenleri için seslendirecek. (0216 556 98 00, bilet fiyatları her kentte değişiyor)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle