22 Aralık 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

7 MAYIS 2024 SALI 6 Babası Yunus Nadi’den bayrağı devralan Nadir Nadi, gazetenin sürekliliğinde etkin rol oynadı Nadir Nadi ve kurumsallaşma Yunus Nadi’nin 1945’te yaşama gözlerini yummasından sonra Cumhuriyet gazetesinin yönetimini bütünüyle üstlenen Nadir Nadi dilimizin usta yazarıydı. umhuriyet gazetesinin gelişmesine anlatım gücünün yeni değerli kişiliği Nadir Nadi olanaklar kazanmasına önemli C83 yaşında yaşama gözlerini katkılarda bulunmuştur. yumdu. Bütün ömrünü Atatürkçü Özgür düşünceden ilkeler doğrultusunda geliştiren; yanaydı uygarlaşan, yol göstericisi yalnız bilim olan bir Türkiye yaratmaya; Hoşgörü ve özgür düşünce sanata hoşgörüyle yer vermiş olan, içinde toplumcu görüşten yanaydı. dilimizin usta yazarı Nadir Nadi, Ulusal uygarlıkların evrensel babası Yunus Nadi’nin 1945’te ve insancılığa yönelik gelişmesi yaşama gözlerini yummasından görüşünde olan Nadir Nadi’nin sonra Cumhuriyet gazetesinin yayımlanmış yapıtları şunlardır: yönetimini bütünüyle üstlendi Sokakta Gürültü Var, Uyarılar, ve onu kurumlaştırdı. Çok partili Perde Aralığından, 27 Mayıs’tan demokratik yaşama geçişin 12 Mart’a, Sil Baştan, İki Sovyet ilk iktidar değişikliği yılı olan Rusya - İki Polonya, Olur Şey Değil, 1950’de Demokrat Parti listesinden Ben Atatürkçü Değilim ve Dostum bağımsız Muğla milletvekili Mozart. Babasının ısrarı ile küçük İLHAN SELÇUK’UN KALEMİNDEN, NADİR NADİ seçilerek parlamentoya girdi. yaştan beri müzikle yakından 1954’te de yine bağımsız olarak ilgilenen Nadir Nadi amatör olarak İstanbul milletvekili seçildi. keman da çalmaktaydı. Türkçe ustası 1962 yılında ortaklarıyla Kimi insan vardır anlaşmazlığa düşerek Cumhuriyet’teki yazılarına bir süre ara vermişti. 9 Haziran 1964’te Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından Kontenjan Senatörlüğü’ne seçildi. Böylece zamanla devleşir üçüncü kez parlamentoya girmiş oldu. Ancak senatörlük süresi ...Cumhuriyet, Nadir Nadi’nin Devrim ve demokrasi yolundan odasında çalışıyor. Bu süreç içinde daha dolmadan 3 Nisan 1970’te yönetiminde her türlü baskıya ve hiç sapmadan hem kişiliğini Türkiye nereden nereye geldi? görevinden ayrılarak yine saldırıya göğüs gererek bağımsızlık kurumsallaştırarak, hem Sanayi Devrimi’ni Cumhuriyet gazetesine döndü. ve demokrasi yolunda nasıl Cumhuriyet’in kurumsallığını gerçekleştiremeyen bu toplumda 13 Ağustos 1961’de yayımlanan yürüyebildi. pekiştirerek kırk yılı aşkın bir holding milyarderleri nasıl “Tuhaf Bir Tasarı” başlıklı Yürüdükçe nasıl yücelip zaman içinde Nadir Nadi’nin türedi? Kültürden yoksunluğun yazısının 23 Ocak 1983’te beliren güçlendi? bugünlere ulaşmasındaki sır ancak görgüsüzlüğü Babıâli’yi nasıl yeni durumlar karşısında yeniden Bu soruya yanıt verebilmek için böyle açıklanabilir. parayla fethetti? yayımlanması dolayısıyla 12 Nadir Nadi’nin kişiliğini görmek H Eğer Nadir Nadi “evet” deseydi, Eylül sıkıyönetiminin 1 No’lu gerekir. Kimi insan vardır, zamanla bu kervana katılarak holdingci mahkemesince 2 ay 20 gün hapse Nadir Nadi’nin kişiliği, Yunus büyür; kimi insan zamanla küçülür. ekonomi piramidinin en üst mahkûm oldu. Nadi’den değişiktir. Yunus Nadi’nin İleride yıldızlaşacağını sandığımız düzeyinde başköşede ağırlanır; ama Temyiz hakkı yoktu. Karar ateşli, kavgacı ve sert bir kimliği genç, yaşlılığında cüceleşir; ne kendisi Nadir Nadi olabilir, ne kesinleşti. Fakat tam hapse vardı. Nadir Nadi, serinkanlı, zorluklar karşısında cüceleşeceğini de Cumhuriyet Cumhuriyetliğini girmeden iki gün önce milli yumuşak gibi görünen, ama sandığımız kişi devleşir. koruyabilirdi. Nadir Nadi en zor savunma bakanının son anda uzun soluklu bir savaşımın sert 1920’lerin Ankara’sında olanı seçti; en kolay bir yolda temyiz hakkını kullanmasıyla kurallarını yaygın bir zaman süreci Karaoğlan meydanında koşan yürürmüşçesine... (ki bu hak yalnız sıkıyönetim içinde inatla izleyen bir kişilik çocuk, 1930’ların Viyana’sında Nadir Nadi olabilmek için başka komutanı ve bakana aitti) Yargıtay, yapısına sahiptir. Kısa sürede Kerntnerstrasse’de yürüyen genç, bir seçeneği var mıydı? kararı bozdu ve aklanmasına farkına varılamayan bu çetin 1940’lı, 1950’li, 1960’lı, 1970’li karar verdi. Nadir Nadi, güzel kişilik, uzun bir zaman sürecinde yılların Türkiyelerini aşarak İlhan Selçuk Türkçemizi kullanmada usta bir belirginleşir. 1980’lerin Cumhuriyet’indeki (Cumhuriyet 60. Yıl yazısından) yazar olduğu gibi özleşen dilimizin Nadir Nadi Cumhuriyet’in kuruluşunun 58. yılında kaleme aldığı ‘Uçtu Gitti Koca Nadir Nadi, Yunus Nadi’nin Yıllar’ başlıklı makalesinde mesleğe başlamasını bakın nasıl anlatır... Ankara’ya geçişini anlatıyor adir Nadi, babası NYunus Nadi’nin İngiliz Uçtu Gitti Koca Yıllar işgalindeki İstanbul’dan Ankara’ya, Milli GEÇENLERDE bir arkadaşım mesleğe ben 1940’lardaki Falih Rıfkı’nın yaşı Mücadele’ye gidişini şöyle ne zaman başladığımı sordu. Yanıtı kadar arkasında meslek yaşamı taşıyan anlatıyor: güç bir soru. Gazeteci bir babanın bir gazeteci imişim de o güne dek Bir gün evimizi oğlu olduğum için kendimi matbaada farkında olmamışım. Bu gerçeği kesin polisler bastı. Her yanı doğmuş, matbaada büyümüş bilirim olarak öğrenmenin ağırlığı altında sanki didik didik ediyorlardı. hep. Daha üç yaşımda bir çocukken sırtına taşınamaz bir yük yüklenmiş gibi Dolapları açıyorlar, tabak Cağaloğlu’ndaki evimizde kolumda birden ezildim, adeta yere çöker oldum. günlük gazeteler “akşam havadisi Sonra uzun uzun düşündüm: Ben, çanağa kadar her şeyi Tebecan” diye bağırarak odadan daha doğrusu benim kuşağım, bütün ortalığa saçıyorlardı. O odaya koşar sözde gazete satarmışım. iyi niyetlerimize, temiz duygularımıza sırada babam sandık Ortaokul sıralarında defterden karşın boşa harcanmış emeklerin odasındaydı. Büyücek bir kopardığım yaprakları sütunlara böler, temsilcileri değil miydik? sandığın içine girmişti... başyazısından spor haberlerine kadar, İlk gençliğimizi Atatürk döneminde Polisler sandık odasına da sınıfımıza özgü bir dergi çıkarırdım. yaşadık, o dönemde eğitildik. geldiler. Annem babamın Lisenin son iki yılında doğrudan Cumhuriyeti ve Atatürk devrimini, saklandığı sandığın doğruya Cumhuriyet’te Grimm başka türlüsü düşünülemez, ileriye, üzerine oturmuştu... Her Kardeşler’den çevirdiğim çocuk çağdaş uygarlığa yönelik, ulusa mal masalları ve arada bir İstanbul’a olmuş, bir yaşam felsefesi biliyorduk. yeri didik didik etmiş uğrayan yabancı müzisyenler ve Atatürk’ten sonra, gerici kıpırdanışlar olan polislerin hiçbiri de tanınmış yazarlarla mülakatlar bizi pek şaşırtmadı. Ama bu nedense anneme, “Kalkın yayımladım. kıpırdanışlar karşısında yöneticilerce hanımefendi oraya da Bu koşullar altında gazeteciliğe nasıl, Atatürk ilkelerinden arka arkaya verilen bakacağız” demediler... ne zaman başladım, ne bileyim ben? ödünler, her seferinde bizi yüreğimizden O zamanlar Yunus Nadi ailesiyle birlikte. Nadir Nadi annesi Nazime Nadi ile. Ama arkadaşım direndi. “Resmen ne yaraladı. annem, olsa olsa 28- zaman mesleğe girdiniz?” diye soruyu İş başındakilere yardımcı olmak, Kardeşlerim küçük olduğu için durumdaydık bu nedenle. 30 yaşlarındaydı. Ben de 10 yineledi. Bir an düşündüm: Liseyi Atatürk doğrultusunda onları uyarmak annem onlardan saklardı babamın Üstelik bir gün İngiliz işgal yaşındaydım. Ben bu olayı bitirip de yükseköğrenim için Viyana’ya amacıyla göze aldığımız iyi niyetli nerede olduğunu. Fakat beni kuvvetleri oturduğumuz eve de sonradan şöyle değerlendirdim: gittiğimde bir yandan gazetecilik eleştiriler hemen her seferinde yanlış daima yanında götürürdü. el koydular. Evi beğenmişler. yapmak üzere “Yabancı Muhabirler anlaşıldı. Körü körüne alkışçılar Babamı arayan polisler herhalde Babamı saklandığı yerlerde Derneği”ne yazılmıştım. Dernek, takımına katılmadığımız için uzun Bir gün anneme gelip, “Burada ulusal kurtuluştan yana polisler kendi üyelerine resmi birer kimlik kartı yıllar kötü kişi sayıldık. Bununla birlikte görürdüm. Sonra babam oturacağız, siz buradan olmalıydılar. Yoksa büfelere kadar veriyor, bu kartı taşıyanlar görev terinde başarı umudumuzu hâlâ yitirmemiş Anadolu’ya kaçtı. Milli evi arayan bir insanın koca sandığı çıkacaksınız” dediler. Yapılacak birçok kolaylıklardan yararlanıyorlardı. olmakla bugün ne denli övünmek Mücadele’ye katılmak için... Onun açtırmaması gibi başka bir neden bir şey yoktu. Ayrıca annemi, O tarihten başlayarak öğrenim yıllarım yeridir. bu kaçışında annemin büyük olamazdı.. “Evden hiçbir şey götüremezsiniz” boyunca Cumhuriyet’e birçok haber, Atatürk Cumhuriyetinin yarını yardımı oldu tabii... Babam yalnız Babam tabii evde duramazdı diye tembihlemişlerdi. Ön röportaj ve izlenim yazıları yazdım. aydınlıktır ve hep aydınlık olacaktır. artık. Evi terk etti... gitmişti Anadolu’ya, Beykoz Üyelik kartımı aldığım tarih: Ekim 1930 Bunun tersini düşünmek, bir bakıma ve arka kapılara nöbetçiler üzerinden... Babamın sahibi Yakalanmamak için sık sık (kartı hâlâ saklarım). Atatürk’ü yadsımak anlamına gelmez mi? yerleştirilmişti... bulunduğu Yenigün gazetesi de Bunu arkadaşıma böylece söyledim NADİR NADİ Cumhuriyet, yer değiştirmeye başlamıştı. ve birden dehşet içinde kaldım: Demek 7 Mayıs 1982 Arkadaşlarının evinde kalıyordu. bu arada kapanmıştı. Hayli güç (15 Ocak 1975, Cumhuriyet)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle