Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
7 MAYIS 2024 SALI
4
Anayasa Komisyonu Başkanı
Yunus Nadi’nin Meclis’teki konuşması
enel savaşın bitiminden sonra Sunduğumuz teklif, Türkiye Büyük bir maddeyi iki numaralı madde
Gyapılan Mondros Mütarekesi’ni Millet Meclisi Hükümeti’nin olarak anayasaya koyuyoruz.
imzalayanlar, Türkün yaşantısına uluslararası sahip olduğu Bu takdirde anayasanın üçüncü
artık son verdiklerini sanırken Türk adın belirtilmesinden ibarettir. maddesi dört sayısını alacağından,
milleti eski devlet kuruluşlarını Çünkü uluslararası alanda belli onu da cumhuriyet esasına göre
onların ellerinde bırakarak olan adlardan birinin alınması değiştiriyoruz. Bu değişiklik
Birinci Büyük Millet Meclisi’ni gereklidir. Egemenliği kayıtsız ve sonunda, Bakanlar Kurulu’nun
kurdu. Şeklinin önemi yoktu şartsız ulusa veren, ulusu kendi Meclis’çe seçimini hüküm altına
fakat bununla bütün dünyaya kendine yönettiren hükümet şeklinin almış olan anayasanın sekizinci
“Ben varım” ve “devletim” adı “Cumhuriyet”tir. maddesini kaldırıyoruz. Anayasanın
diye ilan etti. İşte, anayasamız, dokuzuncu maddesi; “Türkiye
‘Cumhuriyet esasları...’
Türk Devleti’nin bu davranışının Büyük Millet Meclisi başkanının
Bundan ötürü, gerçek adımızı
anlatımıdır. Bunu yapan Birinci görev ve yetkilerinden söz eder.
almak üzere bunu anayasamızın
Büyük Millet Meclisi’dir. İkinci Devleti cumhurbaşkanı temsil
birinci maddesine, anlamı zaten bu
Büyük Millet Meclisi de şimdi edeceğine göre bu madde hükmü
maddenin içinde bulunan bir fıkra
bir bölümünü teklif ettiğimiz ve ona göre düzeltilip birkaç madde
ile ekliyoruz. Sonra zaten bizde var
öteki bölümünü sırası gelince ile açıklığa kavuşturulmuştur. Bu
olan bir durumu belirterek, devletin
onayınıza sunacağımız değişiklikler açıklamalar 10, 11 ve 12. maddeler
dininin İslam dini ve resmi dilinin
ve tamamlamalarla kurduğumuz olarak anayasaya katılacaktır.”
Türkçe olduğunu hüküm altına alan
temeli güçlendirip yükseltecektir. 29 Ekim 1923
Gözüpek bir eylem ve fikir insanıydı... Ürettikleri ve destekledikleriyle tarihin ölümsüz sayfalarında yerini aldı
Yunus Nadi ve Cumhuriyet’i...
Cumhuriyet’i anlamak için kurucusu Yunus Nadi’yi tanımak,
bilmek gerekir. Nadi yalnızca bir gazeteci değil, aynı zamanda
bir eylem adamıdır. Gözü pek, yiğit, kararlı, bedel ödeyen
bir eylem adamıdır hem de... Kurduğu Cumhuriyet gazetesi;
Yunus Nadi’nin kişiliğini de aşıp ülkede kurumsal bir güç
niteliği kazanmış, sürekli bir etkinlik kaynağı olmuştur.
işilerin toplum yaşamındaki İmtiyaz sahipliğini Nazime Nadi
önemleri yadsınamaz. Kimi üstlendi. Cumhuriyet, yolunda
Kinsan yaşarken öyle işler ilerleyecekti...
yapmıştır ki etkileri ölümünden Cumhuriyet’i anlamak için
sonra da sürüp gider. Yunus Nadi kurucusu Yunus Nadi’yi tanımak,
işte bu kişilerdendir. Kurduğu bilmek gerekir. Nadi yalnızca bir
Cumhuriyet Gazetesi; Yunus gazeteci değil, aynı zamanda bir
Nadi’nin kişiliğini de aşıp ülkede eylem adamıdır. Gözü pek, yiğit,
kurumsal bir güç niteliği kazanmış, kararlı, bedel ödeyen bir eylem
sürekli bir etkinlik kaynağı adamıdır hem de... Yunus Nadi
olmuştur. taraftır. Cumhuriyet’ten yana
Yunus Nadi, 28 Haziran 1945’te taraftır. Laiklikten yana taraftır.
Cenevre’de bir ameliyat sırasında Aydınlanmadan yana taraftır.
yaşamını yitirdi. Cumhuriyet’i Bağımsızlıktan yana taraftır.
zaten bir süredir oğlu Nadir Nadi İzmir’de ilk kurşunu sıkan Hasan
yönetmekteydi. Yunus Nadi’nin eşi Tahsin’in geleneğinden yana
Nazime Nadi; oğulları Nadir Nadi, taraftır. Ali Kemal gibi gazetecilere
Doğan Nadi, kızları Leyla Uşaklıgil, karşı taraftır...
Nilüfer Nun doğal ortaklar olarak
Üç yıl hapis cezası
bir anonim şirket oluşturdular.
1880 yılında Fethiye’de
Seydiler köyünde dünyaya gelen
Yunus Nadi, Rodos Adası’ndaki
Süleymaniye Medresesi’nde ve
Galatasaray Lisesi’nde okuduktan
sonra hukuk öğrenimi gördü.
Gazetecilik ve yazarlık hayatına
Baba Tahir’in çıkardığı Malumat
gazetesinde başladı. 1901’de
yönetim karşıtı gizli bir derneğe
Nadi, Cumhuriyetin kurulduğunu vardı. Yunus Nadi oradan
katılmak suçundan üç yıl hapse
bildiren kanun maddesini Meclis’te Baudelaire’in “Les fleurs du Mal”ini
kızıyorum.
mahkûm oldu ve Midilli Kalesi’ne
okumuştu. 7 Mayıs 1924’te (Kötülük Çiçekleri) çekerek yüksek
- Neden?
gönderildi. Meşrutiyet’in ilan
İstanbul’da kurduğu Cumhuriyet sesle okumaya başladı.
- Bütün benim hislerimi,
edilmesi üzerine İstanbul’a
gazetesinde ölümüne kadar Bir tek kelime ile mest olmuştu.
düşüncelerimi, yazmak istediklerimi
dönerek İkdam ve Tasvir-i Efkâr
başyazarlık yaptı. Ben, Yunus Nadi’nin o zamana kadar
daha evvelden yazmış da ondan.
gazetelerinde yurt sorunlarını
Yunus Nadi’nin vefatının ardından bilmediğim bu tarafı karşısında
Cumhuriyet gazetesinin
işleyen yazılarıyla dikkat çekti.
gazeteci yazar Fikret Adil kaleme hayretler içinde kalmıştım, onu,
başmuharriri Yunus Nadi Abalıoğlu
1910’da Selanik’te çıkan İttihat ve
aldığı “İki Hatıra” başlıklı yazısında ondan hiç de aşağı kalmayan ve
yalnız Türk gazeteciliğinde değil,
Terakki’nin yayın organı Rumeli
bakın Nadi’yi nasıl anlatır... bu hayretimin artırdığı bir zevkle
beynelmilel gazetecilik âleminde
gazetesinde başyazarlık yaptı ve
dinliyordum. Yunus Nadi, büyük
‘Benzersiz şahsiyet’ de eşine rastlanması pek güç
ertesi yıl Mebusan Meclisi’ne Aydın
Fransız şairinin şu mısrasını
bir şahsiyete sahipti. Yarım asra
Bundan 20 sene kadar evveldi.
milletvekili olarak katıldı.
okuyordu:
yaklaşan gazetecilik hayatında, onun
Ankara’da Fresko Bar’ın üzerinde
1918’de kurduğu Yeni Gün
- Et jamais je ne pleure et jamais
kadar mesleğine sadık, mesleğinin
bir küçük odada oturuyordum. Bir
gazetesinde işgal devletlerine
je ne ris (Ve asla ağlamam ve asla
icablarına hürmetkâr bir muharrir
akşam -daha doğrusu sabah, çünkü
karşı yazdığı yazılardan dolayı
gülmem)
bulmak cidden imkânsızdır. Yunus
saat dört olmuştu- kapım vuruldu,
tutuklanacağını anlayınca 1920’de
Birdenbire durdu, kitabı kaldırıp
Nadi, içinde bulunduğu şartlar
açtım. Yunus Nadi göründü. Canı
Ankara’ya kaçtı ve gazetesini
yere vurdu, büyük bir heyecan
ne olursa olsun, her gün bütün
sıkılmıştı, benim orada olduğumu
Anadolu’da Yeni Gün adıyla orada
içindeydi. Sordum:
gazeteleri okur, gündelik makalesini
hatırlıyarak görüşmeye gelmişti.
çıkarmaya devam etti. Aynı yıl
- Ne oldunuz üstadım?.
yazardı.
Odamda bir de küçük kütüphane
Muğla milletvekili olan Yunus
- Bu adama, dedi, dehşetli surette
...Sakarya Meydan Savaşı
istihsal edileceği (sağlanacağı) H
İlhan Selçuk
öncesinde “Ankara’nın tahliyesi”ne
hakkında çok derin bir kanaat ve Ancak Yunus Nadi’nin Kemal
gerek görülmüştü. Yeni Gün
imana sahip olması ve o kanaat Salih’e verdiği “talimatname”de
gazetesi de matbaasıyla birlikte
ve imanı bütün kuvvetiyle tecelli çok önemli bir madde daha vardı
1997 yılında
Kayseri’ye taşındı. Gazetenin
ettirmesidir (göstermesidir).” ki gazeteciliğin özünü vurguluyor,
sahibi ve başyazarı Yunus Nadi,
H önemli bir gerçeğin altını
yazdığı
Ankara’da kalmak zorundaydı;
Yunus Nadi işgal altındaki çiziyordu:
Yazıişleri Müdürü Kemal Salih’e
İstanbul’da İngiliz polisinden “(Yönetimde) eksik cihetlerin
(Sel) bir zarf verdi. 22 yaşındaki
kaçmış, matbaasını Ankara’ya tenkidinde de tereddüde mahal
‘7 Mayıs’ başlıklı
yazıişleri Müdürü, üzerinde “Salih
taşımış, Yeni Gün’ü Ankara’da görülmemelidir. Hususile
Bey’e talimatnamedir” yazılı zarfı
çıkarmaya başlamıştı; şimdi de (özellikle) icraat hükümete ait
makalesinde
açtı; madde madde yazılmış 8-10
Kayseri’ye çekilmek gerekiyordu; olunca, onda bihakkın (hakkıyla)
sayfa tutan notları dikkatle okudu;
ama, Milli Misak sınırları ve gözü pek davranılmak icabeder.”
Nadi’yi şöyle
iki maddenin altını çizdi. Yunus bağımsızlık hukuku konusunda en En olumsuz ortamda bile
Nadi ne diyordu: küçük bir ödün vermiyordu. Yunus Nadi, eleştiri görevinin
“Gazetenin hattı hareketi, Misak-ı Düşman, Anadolu’nun göbeğine unutulmaması gereğini genç
anlatır:
Milli hudut (sınır) ve hukukunun dek ilerlemişti, top sesleri yazıişleri müdürüne “talimat”
behemahal (ne olursa olsun) Ankara’dan duyuluyordu. olarak anımsatıyordu.