15 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ermeni nüfusu 847 bin; diğer azınlıklar 258 bin; Müslüman nüfus ise 2.1 milyon kişiydi. Osmanlı kaynaklarında Erzurum, Van, Bitlis, Harput, Diyarbakır, Adana, Halep, Sivas ve Trabzon bölgelerinde toplam nüfus 6 milyon kişiyken bunun yüzde 15’i Ermenilerden, yüzde 11’i diğer Hıristiyanlardan ve yüzde 74’ü Müslümanlardan oluşuyordu. Batılılar arasında genel kanı, Ermenilerin konferansa sunduğu taleplerin aşırı olduğu yönündeydi. İngiltere Başbakanı Lloyd George, o günün koşullarında bu isteklerin gerçekleşmesinin güç olduğunu belirtiyor, Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya’nın oluşturduğu Dörtler Konseyi’nin bir toplantısında, bu ülkeler arasında kararlaştırılacak sınırlar içinde kurulacak bir Ermeni cumhuriyetinin manda altında bulunmasını öneriyordu. Ermenilerin bu niyetlerini ve girişimlerini öğrenen Doğu illeri ise, tepkilerini dile getirmek için Hariciye Nezareti’ne protesto mesajları yolluyorlardı. Bunlardan Şubat 1919’da Malatya’dan gönderilen 32 imzalı bir yazı, haklarının güvencesi için halkın sesinin gerekli makamlara duyurulmasını talep ediyordu. İstanbul hükümetinin tavrı ise gayet ılımlıydı; Osmanlı sınırları içindeki Ermenilere özerklik vaadinde bulunuluyor, hatta gerginliğin çok olduğu bölgelerde nüfus mübadelesi öneriliyordu. Ancak Ermenilerin iddiası Türklerin savaş öncesi bu illerde azınlıkta olduğu yönündeydi. Bu nedenle Osmanlı sınırları içinde gündeme gelecek bir çözümü istemiyor, hükümetin önerisini reddediyorlardı. Bu arada İngiliz Muhipleri Cemiyeti’nin destekçilerinden Robert Kolej Müdürü C. F. Gates, Amerikalı profesör A. Lybyer’e yazdığı bir yazıda, “Küçük Asya’da bir Ermeni krallığı”nın kurulması halinde ülkenin her yanında bir kargaşa yaşanacağı öngörüsünde bulunuyordu. Gates’e göre Türklerin yenilgiyi kabul edeceğini düşünmek bir yanılgıydı; konferansın alabileceği en iyi karar, bağımsız bir Ermenistan konusunu koşulların uygun olacağı bir tarihe kadar ertelemekti. Gates, İngiliz Yüksek Komiserliği’ne gönderdiği bir başka mektupta da bağımsız bir Ermenistan kurulması halinde o sınırlar içinde kalacak Türklerin kendilerini güvende hissetmeyeceğini, bunun tepkilere yol açacağını ifade ediyor, konferansın Ermenistan’ın yönetimini büyük devletlerden birine vermesini öneriyordu. Paris Konferansı’nda masaya yatırılan bu konu bir süre daha gündemde kalacak, daha sonra Sevr Antlaşması sırasında büyük devletlerce Ermenilere toprak vaadinde bulunulacak, ancak Lozan Antlaşması olayı başka türlü sonuçlandıracaktı. Bu dönemde Anadolu’da toprak ve bağımsızlık talebinde bulunan bir diğer unsur da Kürtlerdi. I. Dünya Savaşı öncesinde muhalefetteki Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın ortaya attığı ademi merkeziyetçi politikaları destekleyen Kürtler, İttihat ve Terakki’nin merkeziyetçi tavrına karşı çeşitli girişimlerde bulunmuşlar, çeşitli cemiyetler kurmuşlardı. Kürt önderleri Şeyh Abdüsselam Barzani ve Şeyh Nur Muhammed, Bahdinan eyaletinin çeşitli birimlerinde Üstte Paris Barış Konferansı’nın gerçekleştirildiği bina. Altta Osmanlı Ermenileri ve Kürtleri ile ilgili kararlardaki önemli isimlerden İngiliz Dışişleri Bakanı Arthur Balfour. Solda 1910’larda Muş’ta bir Kürt genci.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle