14 Haziran 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İkinci İnönü Savaşı Ocak ayında düzenlediği keşif amaçlı taarruzda somut bir sonuç elde etmeden hareket üslerine çekilmiş olan Yunan ordusu, Anadolu’da yeni bir taaruza hazırlanmıştı. Yunan birlikleri 23 Mart 1921 günü, iki grup halinde, toplam 40.000 tüfek, 370 ağır makineli tüfek 114 top ve 1.200 suvariden oluşan kuvvetleriyle Eskişehir ve Afyon’a doğru taarruza geçti. Türk ordusunun silahlı kuvvetleri ise 24.000 tüfek, 214 ağır makineli tüfek, 4.900 süvari ve 144 toptan oluşmuştu. 24 Mart’ta Dumlupınar, 27 Mart’ta da Afyon düştü. İnönü mevkiindeki çatışmalar ise 27 Mart sabahı başladı. Türk ordusunun beklenmedik karşı taarruzu üzerine geri çekilmek zorunda kalan Yunan birlikleri İnönü cephesindeki savaşı kaybedince güneyde Afyon’un batısına kadar gerilemek durumunda kaldı. 1 Nisan günü ise İnönü Muharebeleri sona erdi ve Bursa’ya doğru çekilen birliklerin takibi başladı. Anadolu savunmasında atılmış önemli bir adım olarak Türk ordusu ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yerini sağlamlaştıran ve bundan sonraki zaferlerin yolunu açan İkinci İnönü Savaşı, aynı zamanda iki taraf için önemli kayıplara da neden olmuştu. Türk ordusunun savaşta bizzat şehit olan askerleriyle birlikte, Yunan askerlerinin geri çekilirken şehir, kasaba ve köyleri yakmasından dolayı cephe gerisinde yaşanan tahribat da büyüktü. 23 Mart 1921 Başkumandanlık Kanunu 1921 yılı ortalarında Yunan ordusuyla devam eden savaş sonucunda Eskişehir ve Kütahya kaybedilmiş, bunun üzerine Türk kuvvetleri Sakarya’nın gerisine çekilmişti. Bu yenilgi TBMM’de birtakım muhalif tutumların ortaya çıkmasına neden oldu. Mustafa Kemal Paşa’nın, ordunun çekilmesi yönünde karar verirken duyduğu endişeler gerçekleşmiş, Meclis’te birtakım tartışmalar yaşanmaya başlamış, özellikle muhalif mebusların olumsuz konuşmaları ortamı giderek sertleştirmişti. Yaşanan tartışmalar sonunda Mustafa Kemal’in ordunun başına geçmesine yönelik bir teklifte bulunuldu. Bu teklifin birçok mebus tarafından destek görmesi yeni bir konuyu gündeme getirdi. 5 Ağustos 1921 Meclis’teki gelişmeleri takip eden Mustafa Kemal Paşa, 4 Ağustos 1921 tarihli gizli oturumda başkanlık makamına verdiği bir önergeyle, delegelerin isteği üzerine ordunun başkumandanlığı görevini kabul ettiğini, ordunun maddi ve manevi gücünü en yüksek seviyeye çıkarmak için, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sahip olduğu tüm yetkileri üzerine aldığını ve bu yetkinin üç ayla sınırlandırılmasını istediğini belirtti. 13 ret oyuna karşılık 169 oyla kabul edilen Başkumandanlık Kanunu önergesi şu şekildeydi: 1 Türkiye Büyük Millet Meclisi, aşağıdaki koşullarla, fiili başkumandanlık görevine kendi reisi Mustafa Kemal Paşa’yı memur etmiştir. 2 Başkumandan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yetkisini fiilen kullanmaya yetkilidir. 3 Adı geçen kişiye emanet edilen yetki üç ay süreyle geçerlidir. Meclis gerek gördüğü takdirde bu sürenin bitiminden önce de bu sıfat ve yetkiyi yürürlükten kaldırabilir. 4 Bu kanun yayın tarihinden itibaren geçerlidir. 5 Bu kanunun yürütülmesinde yetkili Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir. 375
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle