15 Haziran 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÇERKEZ ETHEM İSYANI I. Dünya Savaşı’ndan sonra ordudan ayrılmış bir asker olan Çerkez Ethem, Milli Mücadele’nin başlangıcından itibaren Batı Anadolu’da pek çok isyanın bastırılması için çalışmış ve Kuvayı Milliye adına düşmanla çarpışmış biriydi. İzmir’in işgalinden sonra bir süvari birliği oluşturarak Salihli bölgesinde görev almış, milisleri gitgide çoğalmıştı; ancak halktan para toplaması, suçlu saydığı kişileri kendine özgü yöntemlerle cezalandırması kısa zamanda halk arasında korkulan bir güç haline gelmesine yol açmıştı. Çerkez Ethem’in özellikle Kuvayı Milliye karşıtı ayaklanmaları bastırmakta gösterdiği başarı ve gördüğü takdir, onu tamamen keyfi hareket eder, kişisel kararlarına göre davranır hale getirmişti. Kuvayı Milliye birliklerinin düzenli ordu içine alınmasını öngören bir karar alınması, Ethem’in büyük bir tepki göstermesine yol açtı. İsmet Paşa’nın Batı Cephesi ve Dahiliye Vekili Refet Bey’in Güney Cephesi kumandanlıklarına atanmış olmasına karşı çıkan Çerkez Ethem, kendi birliğini diğer birliklerden ayırmak için verilen “I. Kuvayı Seyyare” adını kabul etmeyip “Umum Kuvayı Seyyare ve Kütahya Havalisi Kumandanlığı” adını kullanmaya başladı. Kendisiyle art arda yapılan görüşmelerde zaman zaman ılımlı bir tavır gösterecekmiş gibi görünen Çerkez Ethem, kısa zamanda isyan bayrağını kesin olarak çekti ve 29 Aralık günü Meclis üyelerini, subayları tahkir eden, halkı Meclis ve ordu aleyhinde harekete geçmeye davet eden bir beyanname yayınladı. Çerkez Ethem birliklerine karşı harekete geçen ordu birlikleri ile Kuvayı Seyyare karşı karşıya geldiğinde Çerkez Ethem’in emrindeki subayların bir kısmı taraf değiştirdi, bir kısmı muharebeden kaçınarak ufak çarpışmalarla Gediz yönünde dağlara kaçtı. Birinci İnönü Savaşı Yunanistan’da 1920 sonbaharında yapılan seçimlerde Venizelos hükümeti sona ermiş, hükümeti Kral Konstantin devralmıştı. Yeni hükümetin hem içeride hem dışarıda destek sağlayabilmek için Anadolu’daki işgaller konusunda doğru bir politika tayin etmesi gerekiyordu. Bunun yolu da İtilaf Devletleri tarafından desteklenen Venizelos ile aynı doğrultuda ilerlemekti. Yunan hükümetinin Türk askerinin teşkilat ve harp kabiliyeti hakkında güvenilir bilgilere ulaşmak üzere bir keşif taarruzu yapılması yönündeki önerisi, I. İnönü Savaşı’nda somutlandı. Alınan karar doğrultusunda Yunan birlikleri 6 Ocak günü Bursa’dan Eskişehir yönünde, Uşak’tan ise Afyon yönünde bir ileri harekete başladı. 9 Ocak günü birlikler Eskişehir’e 40 kilometre uzaklıktaki İnönü mevzilerine ulaşmıştı. 9 Ocak akşamına gelindiğinde Türk kuvvetleri de 9 Ocak 1920 bütün birliklerle cepheye yetişmiş ve mevzilere yerleşmiş durumdaydı. 10 Ocak sabahı Yunan birlikleri tekrar taarruza geçti ve Türk cephesinin sol kanadında öğleye doğru bazı mevzileri zaptetti. Ancak bu cephe yedek kuvvetlerle takviye edilmişti ve bu sayede düşman durdurulabildi. 11 Ocak günü ortalıkta bir hareket gözlenmiyordu. Türk birlikleri, düşmanın hazırlık yaptığını zannederek beklemeye koyulduysa da öğleye kadar beklendikten sonra bir faaliyet görülmeyince düşmanın çekildiği anlaşıldı. Yapılan keşifler sonunda Yunanlıların Bursa yönüne çekildiğinin öğrenilmesi üzerine, cephe kumandanlığı akşamleyin takip emri verdi, çarpışma sona ermişti. İnönü mevziindeki bu zaferle, Türk askeri ilk kez Yunan kuvvetlerine karşı bir başarı elde etmiş oluyor, kumanda aksaklıklarına karşın başarılı bir savunma yapan Meclis ordusu bu muharebeyle halkın gözünde itibar kazanıyordu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle