Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Aylar
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
100. DOĞUM YILINDA ROBERTO ROSSELLINI olan ‘İtalya’da Yolculuk’, Napoli’ye doğru yola çıkan, KatherineAlex adlarındaki, kafaları biraz karışmış, İngiliz karıkocanın yolculuğuna ve özellikle Ingrid Bergman’ın oynadığı evli Katherine’in iç dünyasına kamera tutuyor. Napoli’deki, çifte miras kalmış bir evi satmak amacıyla İtalya’nın kırsal kesimine yollanan çiftin evlilikleri de sallantıda, hatta boşanmaları da ufuktadır. Soğuk koca Alex’le (George Sanders) müzeleri dolanıp çevrenin güzelliklerinin tadını çıkarmaya da bakan karısı Katherine’in sorunlu ilişkileri üstüne dallanıp budaklanan ‘İtalya’da Yolculuk’, alışılmış hikâye anlatımının ön plana çıktığı, bilinen hikâye odaklı bir sinema anlayışının tersine, insanmekân ilişkisine, sıradan insanların ruh hallerine ve gündelik hayatın ayrıntılarına yönelik, farklı bir sinema yaklaşımının eseri. ‘Yeni Dalgacılar’ın ve öncelikle o dönemde ateşli bir film eleştirmeni olagelen JeanLuc Godard’ın en çok beğendiği filmlerden biriydi, 1953 yapımı bu Viaggio in İtalia. olarak hayatının 22 yılını ‘içerde’ geçirmiş berber Salvatore Lojacono (Toto), hapisten çıkar çıkmaz dış dünyayla mücadelesine kaldığı yerden devam ettirecekken karısının, sadece öldürdüğü adamla değil, o hapisteyken karısının saflığından yararlanan bazı gözü dönmüş akrabalarla da ilişkiye zorlanarak cinsel tacize maruz kaldığını öğrenir ve dışardan daha dürüst ve saygın bir yer olduğuna yürekten inandığı hapishaneye yeniden dönmenin yollarını arar... ‘Özgürlük Nerede?’ Tıpkı Litvanyalı mülteci kadın Karin için, volkanik StromKarısının âşığını öldürdüğü boli adasının giderek çekilmez bir namus cinayetinin bedeli bir toplama kampına benzemesi gibi, gariban berber Salvatore için de, alçaklığın, düzeysizliğin daha çok egemen olduğu dış dünyanın gitgide karanlık hapishaneden daha beter bir yere dönüştüğü, 1954 yapımı ‘Özgürlük Nerede?’, uzun yıllar önce ülkemizde ‘Toto Kaldırım Yosması’ adıyla gösterilmişti. Rossellini imzalı bu ‘Yeni Gerçekçi’ komedi (Dov’e La Liberta?..) gücünü, berber Salvatore rolündeki (asıl adı Antonio Furst de CurtisGagliardi olan ve soylu bir aileden gelen bir prens olduğunu iddia eden, bir döneme damgasını vurmuş, büyük İtalyan komedyeni Toto’dan alıyor. ‘Babam 100 Yaşında’ Annesi Ingrid Bergman başta olmak üzere tüm rolleri, senaryoyu da yazan Isabella Rossellini’nin oynadığı ‘Babam Yüz Yaşında’ (My Dad is 100 Years Old), Rossellini’nin 100. doğum yılını anmak için çekilmiş, kızından babasına içtenlikle yazılmış, sevgi dolu bir mektubu andıran, 16 dakikalık, özel bir ithaf filmi. ‘Dünyanın En Hüzünlü Müziği’ adlı filmiyle tanıdığımız Kanadalı yönetmen Guy Maddin’ in imzasını taşıyan ‘Babam Yüz Yaşında’, ‘kısmen sinemanın doğası üstüne bir tartışma, kısmen de çocukluk anıları’nı içeriyor. FİLM SENDE En iyiler bu kez çocuklar için... ve Kuşlar Köpek General Bu yıl festivalin çocuklara yönelik bu bölümündeki filmler, belli yaş grupları için dünyaca beğenilmiş yeni filmlerden derlenmiş. Pelikan Adam / Pelikaarimies Finlandiya’nın en ünlü ve en verimli çocuk filmleri yönetmeninden, hiç eskimeyen, hem çocuklara hem de büyüklere hitap eden fıkır fıkır bir fantezi macerası. Bir pelikan, Finlandiya’ya konar. İnsanlardan öylesine etkilenir ki, onlar gibi yaşayıp onlar gibi olmaya karar verir. Şehir operasında iş bulur, biri kız biri ekek iki çocukla arkadaşlık kurar ve bir balerine aşık olur. (Yön: Lıısa Helminen, Finlandiya, 2004, 90 dk.) Kardeşim Köpek Oldu idi’nin ise aklında tek bir şey vardır: Kaçıp yapayalnız ve hüzün içinde kalan büyükbabasının yanına dönmek. (Yön: Markus Imboden, İsviçreFransa, 2001, 103 dk.) son derece hassas bir savaşa koyulmaya karar verir. Bir gün, kentteki tüm köpekler, sahiplerinden kurtularak kentin bütün kafeslerindeki kuşları serbest bırakmaya girişir. General, bu duruma müdahale etmek zorundadır. (Yön: Francis Nielsen, Fransaİtalya, 2003, 75 dk.) (Yön: Torun Lian, Norveç, 2004, 93 dk.) Kardeşim Köpek Oldu / Mein Bruden Ist Eın Hund On yaşındaki Marietta’nın doğum gününde tek istediği şey bir köpekçikti. Ama onun yerine hediye olarak sadece aptal bir taş aldı. Gerçi, bu özel bir taştı: Sahibinin bütün dileklerini yerine getiriyordu. Gerçekten de, sabah uyandığında Marietta, onunla oynamak için can atan minik bir köpek buldu yanında. Ama dört yaşındaki kardeşi Tobias’ın ortalıkta olmadığını fark ettiğinde onun bir köpeğe dönüştüğünü anladı! (Yön: Peter Timm, Almanya İngiltere, 2004, 96 dk.) Heidi perdeye on yedinci aktarılışı. Romanın özünü kaybetmeden günümüz dünyasına taşıyan film, Alp Dağları’nın yeşil çayırları yerine kentin gökdelenleri ve sokakları arasında geçiyor. Mavi saçlı, kendine güveni tam bir kız olan Heidi, annesi ölünce, ona bakmaya pek de gönüllü olmayan gizemli büyükbabasının yanına götürülür. Ancak ardından Berlin’e Dete Teyze ve kuzeni Clara’nın yanına gitmek zorunda kalır. He Köpek, General ve Kuşlar / Le Chien, Le General et les Çocuk klasiği ‘Heidi’ romanının beyaz Oiseaux Bir zamanlar, bir Rus general, Napolyon tarafından işgal edilen ülkesini kurtarmak üzere yüzlerce kuşun ölümünü göze alarak Moskova’yı ateşe verir. Bu hareketi ona, milli kahramanlık getirir. Emekli olduktan sonra St. Petersburg’a yerleşen general, her gün oradaki kuşların saldırısına uğrar. Bir gün, tamamen tesadüf eseri, yoluna olağanüstü bir köpek çıkar. General ile köpek, Sütün Rengi/ Ikke Naken Bazen hayatta zor soruları yanıtlamak zorunda kalır insan, hele bu sorular duygularla ilgiliyse. Süt ne renktir? Aşk ve diğer doğal felaketler hakkındaki bu film, akıllıca, güzel, iyi kotarılmış ve mizah dolu bir yanıt veriyor ve bunu, aşkın ne olduğunu ya da ne olmadığını anlamakta zorlanan on iki yaşındaki Selma aracılığıyla yapıyor. 22. SAYFA 25. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ