Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Aylar
Günler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
100. DOĞUM YILINDA ROBERTO ROSSELLINI Y eni gerçekçiliğin ‘baba’sı SUNGU ÇAPAN İtalya’da ikinci büyük savaşın son yıllarında doğarak dünya sinemasının gidişini etkileyen ‘Yeni Gerçekçi’ akımının başı çeken, öncü yönetmenlerinden Roberto Rossellini, doğumunun 100. yılı anısına, akımın giderek hararetini yitirdiği 1950’li yılların başlarında çektiği üç farklı filmi ve kızı Isabella Rossellini’nin senaryosunu yazıp yapımında önayak olduğu, kısa ama çok yeni bir belgeselle anılıyor festivalde: Stromboli , ‘İtalya’da Yolculuk’, ‘Özgürlük Nerede?’ ve ‘Babam Yüz Yaşında’. Başta Fransız ‘Yeni Dalga’sı olmak üzere savaş sonrası dünya sinemasını derinlemesine etkileyen en önemli ‘Yeni Gerçekçi’ yönetmenlerden, 1906 Roma doğumlu Rossellini bir mimarın oğluydu. Babasının projesini çizdiği bir sinemada geçirdiği saatler sonucunda çocukken içine düşmüştü sinema aşkı. 1930’lu yıllarda ses teknisyeni ve montajcı olarak girdiği sinemada, faşist rejimin genç yetenekleri kazanma yaklaşımından da yararlanarak ‘Luciano Pilot Olacak’ adlı propaganda filminin senaryosuna katılıp 5 yıl kadar senaryo yazarlığı yaptı. 1941’de İtalya Denizcilik Bakanlığı’nın parasıyla, bombalanan bir savaş gemisindeki yaşantıları konu edinerek bir denizciyle bir hastabakıcı arasındaki aşkı anlatan ilk filmi ‘Beyaz Gemi’yi (La Nava Bianca) imzaladı. Mussolini’nin sinema tutkunu oğlu Vittorio Mussolini’nin yapımcılığında, havacı bir teğmenin kahramanı olduğu ‘Bir Pilot Dönüyor’ (Un Pilota Ritorna, 1943) ile Rus cephesindeki bir ordu papazının kahramanlıklarını yücelten ‘Haçlı Adam’ (L’Uomo della Croce, 1943) gibi, faşist ideolojisinin klişelerine mecburen se Özgürlük Nerede? sıra Sokrates, 16. Louis ya da Pascal gibi sıradışı kişiliklere ilişkin portrefilmler de imzaladı. 1975’te televizyona çektiği ‘Mesih’ (Il Messia) yönettiği son filmiydi. 1977’de 71 yaşındayken Roma’da hayata veda etti. Stromboli Yaşamını sürdüreceği toplama kampına girmekten kurtulmak için, ünlü yanardağın tehdidindeki Stromboli adasında önüne çıkan, Antonio (Mario Vitale) adındaki bir İtalyan balıkçıyla evlenen, savaş mültecisi, Litvanyalı Karin’in (Ingrid Bergman) hikâyesine dayanan Stromboli, Rossellini’nin ‘Yeni Gerçekçilik’ten kopma belirtileri gösterdiği 194950 yıllarının ürünüdür ve yönetmenin kendini tekrarlamaktansa sürekli yeni arayışlara yönelmesine de iyi bir örnektir. Ayrıca Hollywood’da ünlenmiş İsveçli oyuncu Ingrid Bergman’la beraberliğinin de ilk filmi olan Stromboli’de, hem doğa hem de halk tarafından sık sık bir yabancı olduğu kafasına kakılan ve adeta toplama kampından farksız yaşayan Karin’in bunalımı, özellikle yanardağ her patladığında doruğa çıkar... 1950’lerin sonunda Cahiers du Cinema dergisinde yazarak 195960’tan itibaren ‘Yeni Dalga’ akımını başlatacak genç Fransız eleştirmenlerinin de en gözde filmlerinden biri olacaktır Stromboli (1950), İtalya’da Yolculuk’la birlikte. Savaş yüzünden yerini yurdunu değiştirip yeni bir hayat kurmayı amaçlarken alınyazısından kaçamayan Litvanyalı, mutsuz kadın Karin’in öyküsü aracılığıyla, tıpkı‘Almanya Sıfır Yılı’ ve ‘İtalya’da Yolculuk’ gibi Rossellini’nin en sevdiği f ilmlerinden olan Stromboli, yönetmenin ödünsüz tutumunu ve çağını anlamaya, keşfetmeye çalışan bir yaratıcının kaygılarını, tasalarını da içerir. Filmin yapımcısı RKO şirketi ve Amerikalı yapımcılarla patlak veren fikir ayrılığı sonucunda, Stromboli’nin biri 81, ötekisi 107 dakikalık iki versiyonu ortaya çıkar montaj masasında. Festivalde seyredeceğimiz Stromboli, büyük olasılıkla RKO’nun 81 dakikalık kopyası. ‘İtalya’da Yolculuk’ Sinemada her zaman verimli olagelmiş yönetmenoyuncu beraberliklerine tipik örnek gösterilecek RosselliniBergman aşkı ve işbirliğinin, doludizgin sürdüğü bir başka ürünü lam çakan ilk filmlerinden sonra ‘Yeni Gerçekçilik’in örnek başyapıtı sayılan ve Alman çizmesi altındaki 1944’ün Roması’nda, ideolojik farklılıklarına karşın birlikte hareket etmeye karar veren birkaç direnişçinin hikâyesini bölüm bölüm aktaran ‘Roma Açık Şehir’’le (Roma Citta Aperta, 1945) ünlendi. İtalya’nın müttefiklerce kurtarılması üstüne çektiği, 1946 yapımı ‘Paisa’ başyapıtıysa, öncelikle belgesel doğruluğu film çekmenin birinci koşulu addeden ‘Yeni Gerçekçi’ akımı bütün dünyaya tanıttı ve kabul ettirdi. Savaş sırasında ve ertesindeki genel çöküntü atmosferini, İtalya’daki gündelik hayatın içinden ve sıradan insanın bakışıyla aktaran bu ‘Yeni Gerçekçi’ başyapıtlarıyla döneminde sayısız sinemacıyı etkileyen, sinemayı (kamerayı) çekilen yoksulluğun ve acıların nesnel tanığı olarak başarıyla kullanan Rossellini, senaryoya, teknik olanaklara filan fazlaca önem vermeksizin öncelikle yaşam Babam yüz yaşında ve insanla ilgilenir, her tür lü yapaylıktan uzak bir nesnelliği benimser. Akımın giderek küllenmeye başladığı 1950’lerde insanın iç dünyasına daha bir yoğunlaştı, özel yaşamı ve aşklarıyla da ilgi odağı oldu. Oyuncu Anna Magnani’yle ilişkisinin ardından, Stromboli’nin başrolündeki Ingrid Bergman’la, Bergman’ın mektubuyla başlayan ve tüm 1950’li yılları kapsayan büyük aşkı evlilikle sonuçlandı. Daha sonraları, birtakım güncel ya da tarihsel konuları, belgesele yakın bir yeniden canlandırma yöntemine ve doğaçlamaya başvurarak yer yer de didaktik kaçarak işleyen filmler yapan Rossellini, Ingrid Bergman’dan sonra Hintli oyuncu Sonali Dasgupta’yla evlendi. Kuşkusuz çağımızın en önemli sinemacılarından biri olagelen Roberto Rossellini, son döneminde sinemadan çok televizyona çalıştı ve insanlık tarihini konu edinen çok bölümlü belgesellerin yanı 25. ULUSLARARASI İSTANBUL FİLM FESTİVALİ 21. SAYFA