Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
StYASfT 85 32 kısım tekmili birden CANAN YAZGANGİL örünüşe bakılırsa, her zamanki Golağan olarak bilinengünüydü. Bir gibi bir cumartesı memur kenti Ankara'da, kış mevsimine göre yumuşak sayılabilecek hava Ankaralıları KDV korkusuna rağmen çarşı pazar gezmeye, vitrinleri seyretmeye yöneltmişti. Başkentin bu sakin ve olağan görünümü, saat 13.OO'te haber bülleninde bir istifa haberinin duyurulması ile bozuldu. Radyonun 13.00 haber bülteninde Devlet Bakanlarından Ismail özdağlar'ın sağlık nedeniyle istifa ettiği, yerine bir İstanbul Milletvekili Mustafa TınazTitiz'in atandığı, bir başka Dcvlet Bakanı Sudi Türel'in Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'na, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cemal Büyükbaş'ın da Devlet Bakanlığı'na getirildiği açıklanıyordu. ANAP'ın genç milletvekillerinden Ismail özdağlar, biraz deli dolu ama zeki, sinirli ve kafasının dikiııe giden biriydi. Hem bakanlığının son zamanlarında yakın çevresine çok yıprandığını söylüyor, yorgunluk ve sinir bo7iıkluğundan TBMM'de bir "ruh gibi" dolaştığını anlatıyordu. Üstelik hükümet içinde baştan beri uyumsu7 bir bakan olarak adı çıkmıştı Özdağlar'ın. önce KtT'lerin yeniden düzcnlenmesi, daha sonra da kalkınmada öncelikli bölgeler konusunda Başbakan özal'ın görüşleriyle çclişen ba7i göruşleri olduğu biliniyordu. Hükümetle özdağlar arasındaki uyumsuzluk Gökova'ya termik santral yapımı konusunda aeık olarak oıtaya çıkmıştı. özdağlar, tnuhalcfctin gensorular verdiği, yapımına karşı çıktığı Gökova Termik Santralı için, bakanlığına bağlı Çevre Genel Müdürlüğü aracılığı ile karşı çıkmış, Çevre Müdürlüğü'nün hazırladığı raporda, Gökova Termik Santralının çevre kırlenmesine yol açacağı belirtilmişti. özdağlar'ın bu çıkışından sonra, Çevre Genel Müdürlüğü, bakanlığının bünyesinden alınmış, bir başka Devlet Hakanlığına bağlanmıştı. özdağlar'ın tepki toplayan icraatlanndan biri de akaryakıt bayilikleri konusu olmuştu. özdağlar öncelikle yeni akaryakıt bayii acılmasını durdurmuş, bu nedenle de bazı partililerin tepkilerini toplamıştı. Özdağlar'ın Cemal Buyakbaş'la çatışması, sadcce Gökova konusunda da değildi. Hemen sonra maden yasa taslağında hükümetin getirdiği bor dahil tüm madenlcrin eski sahiplerine iadesine ilişkin hükme de Ismail Özdağlar karşı görüş bildirmişti. özdağlar, kabine içerisinde dosyası kabarık bakanlardan biriydi. Sinirli ve çabuk tepki gösteren tavırları dış temsilciliklerdcn Başbakan Özal'a kadar yakınma konusu olurken, Özdağlar son kavgayı makamında ANAP'lı iki milletvekiliyle yaptı. Bir iş için makamlarına gelen Niğde Milletvekili Haydar Özalp ile Birsel Sönmez'i makamından sert bir biçimde kovan ve görüşmek istemeyen özdağlar, üstclik hiç söylenmeyecek bir şeyi söyleme cesaretini göstermişti: "Başlarım böyle partiye, ... partisinin de grubunun da, bıktım artık. Bana iş getirmeyin, bıktım, nefes alaınıyorunı. Hem işim var şimdi, Cumhurbaşkanı ile görıişmeye gidiyoruıtı. Beni çağırmış..." özdağlar'ın, bu sinirli ve tepkisel yapısı ve hükümete ters düşen bazı davranışları nedeniyle bakanlık görevinden uzaklaştırılması bekleniyordu, ama Başbakan özal yakın çevresine uzun süredir hükümette dcğişiklik düşünmediğini, bakanların bir süre daha denenmesi gerektiğini söylüyor, bu görüşler nedeniyle de en azından büyük kongre sonrasına kadar bir hükümet değişikliği düşünülmüyordu. Özdağlar'ın cumartesi günü istifasının açıklanması beklenmedik, ama erken bir doğum olarak yorumlandı. Kimsenin ak iizerime yıkıldı, çok yıprandıın. Bakanlık için hayatımı ortaya koymaya deger miydi? Hemen kâgıt kalem istedim ve Başbakana isfifamı ya/dıın. Sonra hastaneden ayrıldım. Sabah erkenden makamıma uğradım. Ondaıı sonra da Kavaklıdere'de bir laboratuvara giltim. Hava yagmıırlııydıı, ayagım kaydı düştum. İyicc kötü olduın. Eve gi'ldim, dinlendiın. Oğleye dogrıı Başbakan beni aradı: 'İstifa elınekle kararlı mısın, emin misin' diye sordu. Bcn de 'Evet, kararlıyım' dedim. Istifamın kabul edildigini haberlerden ögreniyorum." GeceyariHi bir başka senfoni Gece saat 23.00'e kadar yine görünüşte her "şey normaldi. Ancak bu arada basına duyurulmayan bazı gelişmeler oluyor, Başbakan Turgut özal Cumhurbaşkanlığı Köşkü'ne çağnlıyor, görüşmeden sonra, Başbakanlık Konutu'nda Adalet Bakanı Necat Eldem ve Danışman Adnan Kahveci, Başbakanlık Müsteşarı Hasan Cemal Güzel ile toplantılar yapılıyor, ANAP Genel Merkezinde yoğun bir telefon trafiği başlıyordu. Başbakan Turgut özal, gecenin geç saatlerinde Genel Başkan Yardımcısı Halil Şıvgın ile telefonda görüşüyor, Ankara"da bulunabilecek tum milletvekillerinin genel merkezc çağrılmasını emrediyor. Özdağlar'la ilgili "ciddi yolsuzluk" iddiaları olduğunu, bu nedenle Meclis soruşturması açılması yolunda önerge hazırlanmasını söylüyordu. Anayasanın Meclis soruşturması açılmasına ilişkin hükmü uvarınca 40 milletvekili ANAP Genel Merkezinde biraraya geliyor ve hcpsi de "Başbakan'a sonsuz inançİarından" dolayı, "Başbakanın isteği karşısında boynumuz kıldan ince" diyerek lıe nüz hazırlanmamış önergeye imzalarını koyuveriyorlardı. özdağlar'ın beklenmedik istifa haberi gibi, hakkında "ciddi yolsuzluk" iddiası bulunduğuna ilişkin haber de Başbakanlık tarafından tüm basından kaçırılarak saat 23.00'ten az önce TRT'ye ulaştırılıyor ve 23.00 bülteninde duyurulması sağlanıyordu. Başbakanlığın geceyarısı gelen bu ikinci açıklaması, sadece iki cümleden oluşuyordu: "Ben sinirli bir adamım, çabuk tepki gösteriyorum. (Fotoğraf: SEI.AHATTİN YlLMAZ/a.a.) "Özdağlar olayı" bîlmeeesi Her şey sakin bir cumartesi günü oldu. tnsanlar, yumuşak bir havada gönüllerince sokağa çıkmıs, dolaşıyordu. Kimi alışveriş yapıyor, kimi sinemaya gidiyor, kimi elleri cebinde sokakları arşmhyordu. Derken saat 13.00 oldu ve herkes radyo başına koştu. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin bir bakanı, bir Devlet Bakanı istifa etmiş, iki bakan kabine içinde koltuk değiştirmiş, istifa eden bakanın yerine yenisi atanıvermişti. lına bir başka neden gelmiyordu. "Erken doğum" yorumunu özdağlar'ın durumu da doğrular gibiydi. özdağlar'ın evi, istifayı radyo haberlerinden duyan gazetecilerle doluydu. özdağlar'ın eşi, biraz yorgun ve üzüntülü gazetecileri kapıda karşılıyor, "Ismail Bey rahatsı/, kendisine ilaç verildi, kesin olarak dinlenmesi lazım. Kalp spazmı geçirdi. tçeride uyuyor" diyordu. Dikmen'de Azot Sanayii lojmanının Özdağlar'a tahsis edilen iki dairesinin kapısında bekleyen gazeteciler bir süre sonra içeriye alınıyorlar, özdağlar yatakta, yorgun ve sararmış bir yüzle resimler çekiliyor ve özdağlar "Kalp spazmı geçirdim. Çok yorulmuştum. İstifamın politik bir yönü yoklur" diyordu. Buraya kadar her şey olağan, kuşku uyandırmayacak gibiydi. Aynı gün görüştüğümüz Özdağlar, hasta yatağında hükümet içerisinde çok yıprandığını, işlerin çokluğu nedeniyle çok yorulduğunu anlatıyor, "Ben sinirli bir adamım, çabuk tepki gösteriyorum" diyordu. özdağlar, istifasının gelişimini ise şöyle anlatıyordu: "Beni çok yıprattılar, sinirli, çabuk tepki gösteren bir insanım, ama haksı/lıklara gözümii kapayamam. Bakanlar Kurulu loplantısı vardı. Geç vakte kadar siirdii. Önemli konulan göruştük. Gece eve geldigimde, hep nükleer santral ihalçsini düşündiim. Gökova'yı düşündiim. Öyle bunalmışım ki, salondaki koltuğun ü/crine yıgılıp kalmışım. Nefes alamıyordum. Koruma polislerim beni Ankara Iıp Fakültesi Hastanesi'ne kaldırdılar. Orada tedaviye alındım. Gece hastanede kaldım. Sabah gözümü açtıgımda duvarları beyaz badanalı bir odada tek başıma yatıyordum. O an düşündiim genç, insanlan, yaşamayı seven, memleketini daha çok seven biriyim. Bir bakanlık için degor mi, dedim. Her iş "Manisa Milletvekili ve Devlet eski Bakanı Ismail Özdağlar ile ilgili olarak ciddi bulunan bir yolsuzluk iddiası, kanuni geregi yapılmak iizere Adalel Bakanlığı'na intikal ettirilmiştir. Kamuoyuna duyurulur." Sakin ve olağan başlayan bir cumartesi günü, gece yarısı Başbakanlık tarafından yapılan bu açıklamayla soru işaretleri ile dolu karanlık bir güne, hatta günlere dönüşüyordu. Özdağlar'ın evi yeniden gazeteciler ile doluyor. Hasta yatağında dinlendiği söylenen özdağlar, eşi aracılığı ile uyandırılıyor ve ilk tepkisi, "Nereden çıktı bu yolsuzluk. Ne yolsuzlugu... Anlayamıyorum bir türlii" oluyordu. Ardı arkası kesilmeyen telefonlara Zahide özdağlar yanıt veriyor, "İsmail Bey, benden hiçbir şeyi saklamaz. Radyodan duyduk. Şoke olmu^ durumdayız, ne demek oluyor bu?" diyordu. özdağlar'ın evini o gece önce Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Vehbi Dinçerler, arkasından ANAP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keçeciler arıyor, hanımının "Ne yolsuzlugu Allah askına, şoke olduk. Nereden çıktı bu" sorulan hep, "Valla bilmiyoruz, gerçek herhalde anlaşılır, iizülmeyin" yanıtlarıyla gcçiştiriliyordu. Ismail özdağlar ise sinirli, yorgun, şaş