28 Eylül 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

16 SİYASET 84 Ferraro'nun Amerikan kadın hareketi için önemi Prof. Dr. NERMİN ABADAN UNAT İster kazansın, kazan masın Parti'dcn D enver Dcmokrat seçilen ister Başkan Yardımcılığı adaylığına Ncw York'un Oueens semtinin kongre üyesi Geraldine Ferraro etrafinda devam eden ilgi ve tartışma bir kez daha AEiD'de çağdaş fcminizmin ana sorunlarını gündeme getirmiş bulunuyor. Bu tercihi kinıi çevreler kadınların özel tercihlcri, kimileri ise danışmanların seçim hesabı ile açıklamaya çalışmaktadır. Aslında ikisi de doğrudur. Bir kısım Aınerikalı kadın seçmen, Reagan'ın gütmüş olduğu hızlı silahlanma, Orta Amerika devletlcrinin iç politikalarına müdahale politikası ile Sovyetler'e karşı takındığı uzlaşmaz tavırlar, çevre sorunlarına önem vermemesi, kürtaja karşı olması nedeniyle Demokrat Partiye oy vereceklerini belirtmektedirler. Siyasal bilinçliliği yüksek olanlar bu politikalann bir dünya savaşı getireceğinden endişe ctmcktcdirler. ö t e yandan şurası da açık bir gerçektir: 1980'de erkekten çok kadın seçmen sandık başına gitti. 1984'te ise bu vakle kadar kaydolmamış 9 milyon kadın seçmenin daha oy kullanacağı tahnıin edilmektedir. Ancak bunlar bir kadının Başkan Yardımcılığına aday göstcrilmesi için yeterli değildir. Aslında bu tercihi taa 19. yüzyılın başına kadar uzanan ve hiçbir zaman kesilmemiş olan yoğun bir siyasal mücadelenin üriinü olarak yorumlamak gerekli. ABD kadın hareketinin kökleri, 1830'lara kadar gitmektedir. Sınırları Batıya doğru yaymaya, ayrıca endüstrileşme sürecine giren ülke bu yıllarda kadın ve erkekleri eğitim kurumlarının her kademesine kabul etmeye başladı. 1833'te Oberlin Univcrsitesi her iki cinse kapılarını açtı. Aynı yıllarda köleliğin ortadan kaldırılması için başlayan savaşımda Amerikalı kadınlar paylarına düşen çabayı sarfettiler. örneğin Güney Carolina eyaletinde köle yalıştıran zengin bir ailenin iki kızı Sarah ve Angelina Grimke, bu yüz kızartıcı bağımlılık ilişkisinin zencilerle kadınlara karşı aynı biçimde uygulandığını keşfetmekte gecikmediler. Bayan Amerika Bay Reagan'a karşı mının çerçevesini oluşturuyordu. lstedikleri şunlardı: 1 Kadınların toplumda erkeklerle eşit yer işgal etmesini engelleyen tüm yasalar kaldırılsın. 2 Mahkemeler, evli kadınların çıkarlarını kocalarından bağımsız olarak değerlendirsin. 3 Kocaların kadınların mülk ve gelirleri üzerindeki aenetim yetkisi kalksın. 4 Kadınlara üniversite ve kilisede ikinci sınıf insan muamelesi yapılmasın. 5 Özel yaşamda kadınlara ve erkeklere çifte standart uygulanmasın. Amerikalı kadınlar, 1868'de "Devrim" adlı bağımsız bir kadın gazetesi yayınlamaya başladılar. Bu gazetenin yayın ilkesi, "Erkeklere haklarından gaynsı verilmesin, kadınların hakları eksiksiz tanınsın"dı. Siyasi haklannın verilmesi için daha 1875'te Anayasa Mahkemesine başvuran Amerikalı kadınların başvurusu, sadece erkeklere özgü hakların bulunmasının Anayasaya aykırı olmadığı şeklinde reddedildi. 19. yüzyılın sonuna doğru birçok kadın yazar, önemli isteklerle ortaya çıktılar. I898'de C.P. Gilman yayınladığı "Kadın ve Ekonomi" adlı yapıtında kadının ekonomik bağımsızlığı kazanılmadıkça gerçek bir aile içi eşitliği sağlanamayacağı tezini savundu. Aynı yıl, E.C.Stanton 23 kadınla birlikte "Kadınların Incili" adlı bir yapıt yayınladı. Kadın haklannın öncelikle kilise tarafından engellendiğine kanaat getiren Stanton, Havva'nın Adem'in kaburgasından varatıldığı tarzındaki öyküden başlayarak Incil'deki tüm olayların kadınları aşağıladığını ileri sürdU. Bu kitabın olağanüstü gürültü kopardığını söylemeye gerek yok. 1913'te diğer bir kuşağın temsilcisi C.C. Catt, Kadın Partisi örgütünü kurdu. Arkadaşları ile yürüyüşler, gösteriler, açlık grevleri düzenledi. Partinin bir kısım üyeleri, sık sık hapse girdi. Bu direnişin sonunda 1878 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi için kaleme alınan anayasa değişikliği önerisi nihayet 26 Ağus'.os 1920'de gerçekleşti. Böylece Amerikalı kadınlar, SenecaFalls toplantısından tam 70 yıl sonra emellerine ulaşabildiler. İki dünya savaşı arası ve sonrası yıllar arasında göreli olarak sessiz kalan Amerikalı kadınlar, 1961 'den bu yana yeniden bayrağı ele aldılar. Bu kez hedef, eşit haklar yerine kadınların her türlü sömürüden kurtulması olarak belirlcndi. Böylece Amerikalı kadınlar 20. yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan yapısal değişikliğin yarattığı toplumsal sorunların üzerine gitmeye başladılar. Bu yeni akım, çevre sorunları ve barış akımı ile ilişki içindeydi. Kadınlar, dünyaya getirdikleri çocuk için kirlenmemiş bir çevre ve ölümler saçmayan barışçı bir dünya istemekteydiler. ABD çapında bu alanda en geniş faaliyeti sürdüren NOW (National Organization of VVomen) en çok eşitliği zedeleyen yasalara karşı çıkmaktadır. Fakat aynı dernek, kadınların siyasct ve kamu yönetiminin her alanına girmeleri için sürekli çalışmalar da sürdürmektedir. önemli bir baskı grubu haline gelen, ulusal düzeyde örgütlenmiş bulunan bu dernek Demokrat Parti'nin son kongresinden önce kamuoyunu seferber etti, daha sonra da Başkan Yardımcısı adaylığına bir kadının getirilmesi için bir çeşit ultimatom verdi. Artan bilinçlenme Bu yoğun ve sonuçta başarılı olan politikanın nedenlerini bir yandan seçmen sosyolojisinin verilerinde, öte yandan kadınların artan bilinçliğinde aranıalıyız. 1984'te bugüne kadar oy kullanmamış 9 milyon kadının sandık başına gitmesi bekleniyor. 1980'de 86.5 milyon Amerikalı seçmen oy kullandı. Bunlardan yüzde 56'sı erkekti. Haziran ve temmuz aylarımn başında yapılan kamuoyu yoklamaları, aynı eğilimin devam elmekte olduğunu gttsteriyor. Erkeklerin yüzde 58'i Reagan ve Bush'a, kadınların yüzde 49'u Mondale ve Ferraro'ya oy vereceklerini belirttiler. Kek yapar mısınız? Türk kamuoyunun resimlerinden tanımaya başladığı Demokrat Parti Başkan Yardımcısı adayı "Gerry"nin geçmişi, azimli bir çalışma yeteneğine sahip olduğunu gösterdi. öğretmenlik yaparken gece Hukuk Fakültcsine devam eden, bir süre savcı yardımcılığı yapan, daha sonra New York'un "Kiiçük Yunanistan" olarak bilinen Queens bölgesinden seçilerek Washington'a giden Gerry'nin (Geraldine) kocası zengin bir emlaİcçı. Kadın politikacı, dul annesinin çocuklarını okutmak için nakış işlediğini unutturmamak ve annesini onurlandırmak için kızlık soyadı Ferraro'yu kullanıyor. Basına yansıdığı kadarıyla Ferraro'nun dış politikadaki bilgisi fazla gelişmiş sayılmaz, fakat hazırcevap bir kişiliği var. Bugünlerde, kadınlardan fazla hoşlanmayan bir güney kentine gittiğinde kentin parti başkanı kendisine, "Bizler kadınların kek >apmasından hoşlanıyoruz. Siz kek yapmasını bilir misiniz?" diye sorunca Ferraro, "Ya siz?" sorusunu hemen yapıştırdı. Katolik dinine bağlılığını vurgulamakla birlikte ırza geçme hallerinde kürtaja karşı olamayacağını alenen belirtecek ölçüde medeni cesarete sahip olan Ferraro, konuşmalarında sık sık ABD'de fakirliğin "kadınlaşlıgını" ileri sürüyor. Gerçekten de, 1950'den bu yana "pembe yakalı" işlerde, yani hizmet sektöründe çalışan 26 milyon Amerikalı kadından sadece yüzde 10'u yılda 20 bin dolardan fazla kazanmaktadır. tşte bu kitle, Reagan'ın vergilcri artırma, dolayısıyla sosyal yardımlardan yoksun bırakma politikasından etkilenmektedir. Bakalım kadın seçmenlerin tercihi ne olacak? Bu önemli adım, yüzlerce kadının çeşitli eyalet parlamentoları ve belediye meclislerine girmek üzere hazırlanma sürecini hızlandırmaktadır. Kadınların daha inançlı olarak barıştan yana tavır almaları, özellikle gençleri kendi yanlarına çekmektedir. Amerikalı kadınlar, yaşamın güzelliğini, değerini, barışın vazgeçilmezliğini güçlü bir bilinçlc savundukça, belki de gerçekten temsilcilerine Beyaz Saray'ın yolunu açacaklardır. Bekleyelim... Kölelik kalksa bile Bu arada köleliği lağvetmek için dernekler kuran bir kısım eıkekler aralarına kadınları almak istemedikleri için kadınlar kendi aralarında "Kölelik Aleyhtarı Kadın Dernekleri" kurdular. lnsan haklannın kutsallığına inanan bir kısım dindar Amerikalı, bu çalışmalarını sürdürürken 1840'ta Londra'da bir "Dünya Kölelik Aleyhtarlığı Kongresi" toplandı. Kongreyc katılan Amerikalı heyette L.Rott ve E.C. Stanton adlı iki kadın da bulunuyordu. Ancak kongreye katılan diğer heyctler bu durumu inanılmaz bir dirençle karçıladılar. Okyanusu aşıp gelen kadınlar, kongreye kabul edilmeyip salonun balkonuna çıktılar. Bu beklenmedik olay, Amerikalı delegeleıi yıldırmak şöyle dursun, onların azimlerini biledi. Şuna kanaat getirdiler ki, kölelik kaldırılsa bile kadınların ikinci sınıf vatandaşlığı süreceğe benziyordu. Kadın Hakları Bildirisi Dolayısıyla her iki Amerikalı kadın delege, kendi ülkelerinde mücadelelerini yalnız kendi cinsleri ile sürdürmeye ant içtiler. Nitekim 8 yıl sonra 1920 Teramuz 1848'de üç yüz kadar kadın New York eyaletinin kuzcyinde Seneca Falls adlı, mcnsucat fabrikalarının yoğun bulunduğu kiiçük bir kentte bir kongre aktedip, Amerikan Bağımsızlık Bildirgesine benzer, 12 maddc içercn bir "Kadın Hakları Bildirisi" yayınladılar. Gerçekleştirmek istedikleri temel hedefler, günümüz feminist akı FERRARO "Yoksulluk kadmlaşıyor" diyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle