Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
rıılıiYor ııııı? Sözcüleri, parti kurma yöntemleri için "Belki dünyada ilktir" diyor DSP nin eli kulağında ERBİL TUŞALP 9 A nkara Kuruldu, kuruluyor, kurulacak derken beyaz güvercinli bir çağrı kitapçığı ile kurucu adaylarına resınen ulaşan yeni "demokralik sol hareket" siyasal yaşamda gün geçtikçe adını daha çok duyuruyor. "Demokratlk sol hareketin öncülerine" ulaştırılan bu kitapçık ile, partileşme sürecinde somut adımlar atıldığı görüşünü savunan sözcüler "ne zaman?" sorusuna "eli kulagında" karşılığını veriyorlar. Sözcülerden tsmail Hakkı Aydınoglu ile Cahit Ülkiı, "Parti kurma yöntemlerinin Türkiye de ilk keı denendigi" savını öne sürerken "diinyada da ilk uygulamadır belki," diyorlar. "Kuruluş hazırlıklan siirdürülen Demokralik Sol Parti Geçici Yazışma Merkezi sözculeri "Aydınoglu ve Ülkü ile yapılan söyleşide, siyasette bütünleşmenin yeni örnekleri gözleniyor, Aydınoglu ile 1)1kü "bir elmanın iki yarısı" gibi uyum ıçindeler. Soru ortaya soruluyor, yanıt ya Aydınoğlu'ndan ya Ülkü'den geliyor. Bir sonra söz alan, bir öncekinin eksikliklerini tamamlayarak konuşmasını surdürüyor. Aydınoglu ve Ülkü'nün Cumhuriyet'in sorularına verdikleri yanıtlar şöyle: Partiniz ne zaman kuruluyor? AYDINOGLU Çağrı yazısının gönderilmiş olması, başlatılan hareketin partileşme sürecine dönüşmesinde somut adımlardan bir tanesidir. Merkezi bir otorite var mıdır, yok mudur? Hangi süzgeçten geçerek saptandı adaylar? ÜLKÜ Bu çalışmalar, hayli uzun bir süreç almıştır ve ayrıntıları ile anlatılması, tek başına bir sohbet konusudur. Ama kısaca şu söylenebilir: Bir referans ve sorumluluk sistemi içinde, kurulacak partinin genel düşünce ve ilkelerine uygun yeni kimseler belirlenmiştir. Herkesin önerdiği adaydan sorumlu olması ilkesi getirilmiştir. Haliyle merkezi otorite olmamıştır. Geçici yazışma merkezi ise, bu çalışmalar oldukça ileri bir aşamaya ulaştıktan sonra, sadece bazı işlemlerin yapılması ve basınımıza yardımcı olunması amaeı ile oluşturulmuştur. ...Referans sistemi DSP Hareketi içinde yer alan bir kimseye scn aday oldun, şu sıradasın diyen bir otorite var mı, yok mu onu sormak istemiştim. "Ben aday oldum" mu diyorlar, yoksa, "sen aday oldun" mu deniyor? AYDINOGLU Bunu yanıtlayabilmek için, hareketin nasıl geliştiğini ortaya koymak gerekir. "Sen aday oldun" diyen kimse, o kişinin adaylığına karar veren kimse değildir. Şimdi bu görevi, yazışma merkezi yapıyor. Bizim görevimiz herhangi bir kimse için "sen aday değilsin" demek değildir. Yurt genelinde bir birikim oluştu. Bu birikim kendi iç mekanizması içinde ve ilkeler doğrultusunda ayırım sağlıyor. Konulmuş ilkelere uymadığı konusunda çok somut belirtiler ortaya çıkmadıkça, yöre ne güven veren her kesimden binlerce insan, hareketin öncüleri dummuna geldiler. O aşamada etkin bir referans sistemi gelişti. Temel, halkımızın özgür iradesi ile ve en sağlam şekliyle atıldıktan sonra ve başka zorunlulukların da etkisiyle geçici yazışma merkezi oluşturuldu. Şimdi, calışmaların yeni başlayacağı yörelerde, rahat çalışma yapabilecek ve belirlenmiş ilkelere uygunluğu konusunda kesin güvenceler ve• recek ekipler görmek istiyoruz. Böyle ekipler oluştukça, çalışmanın yeni illerde, eşgüdüm içinde yapılmasına, bu aşamada geçici yazışma merkezi karar veriyor. Herhalde "feragat" diye bir şeyin olmadığı belli. Buna, daha önce var olan "ön delege" uygulamasının bir uyarlaması diyebilir mlyiz? AYDINOCLU Hayır. Ama görev verilen kişilere "sizin bir ayncalığınız vardır" demiyoruz. Mesela bugünkü 37 ilin arasında bir ili yok diyelim. Kriterlerimize uygun ekip bulunduğunda, o arkadaşlarla o ildeki saha çalışmalarına başlıyoruz. Diyelim ki bu arkadaşlarımızla başlatılan çalışmalar sonucunda o ilde 500 kurucu aday belirlendi. 501. kişinin, o ilde çalışmaları başlatan kimselerden hiçbir farkı yoktur. Peki siz sözcülerln bir farklılıgı var mı? ÜLKÜ Yazışma merkezi sözcülüğü görevini yüruten 2 kişinin 18 bin kişiden hiç bir farkı olmadığı gibi, yeni hareketimize son katılan kişi, ilk katılan kişi kadar sorumlu ve yetkilidir. limidir. Yani TUrk halkı, sorumsuzluğa varan hizipçilik ve her türlü sol akımlara özenticiliklerle içinde bulunduklan yapıları çürütüp bölen, üzerlerindeki tarihi sorumlulukların gereğlni hiçbir zaman yerine getirmeyen, getirmeleri gereken zaman da tam bir suskunlukla köşelerine çekilen, siyaset yapma serbestliğine kavuşunca da, hiçbir şey olmamış gibi geçmişin birikimine, mirasına sahip çıkmaya çalışan kimseleri, yeniden Türk siyasi hayatının içinde görmek istememektedir. Ortada bir miras varsa "Miras bizim" mi diyorsunuz? ÜLKÜ Hayır efendim. Ortada bir miras varsa, o miras, o birikim Türk halkınındır. Şimdi Türk halkı, kendi öz değerlerine, Urünü olan tüm birikimlerine, kendisinin olana sahip çıkıyor. Aslında bu görüşümüz, "politika çirkeftir" görüşüne de karşıdır. Mümkün olduğu kadar çok sayıda, namuslu, tutarlı, halk yararına çalışan kalıcı bir demokrasiye ve demokratik sol doğrultuya inanmış kimserıin hareketimiz içinde yer almasını ve politikaya girmesini amaçlıyoruz. Halk etkin bir şekilde politikaya ağırlığını koyunca, "çirkef" denilen politika "gül bahçesi"ne dönüşecektir. Zincirleme sorumluluk Çagn'nızda, belirlediğiniı nitelikte üye saptanırken gösterilen başarının, parti yönetiminde söz sahibi olma sonucunu getirecegini söyliiyorsunuz. Bu yanşmanın sonu neye varır? AYDINOGLU Bir anlamda manevi ödüllendirmedir. Zincirleme sorumluluk ilkesi içinde, başarıh olabilecek kişilerin saptanması için seçilmiş bir yoldur. Aday belirlerken, yurt genelindeki ortalanıa hatanın üzerine hata yapan kişi, yeterince dikkatli bir çahşma yapmamış demektir. Elbette yönetim kadroları halk tarafından belirlenirken, taban, çalışmalardaki başarıyı da ölcü olarak alacaktır. ÜLKÜ Çalışmalarında başarılı olan ve başarıları kanıtlanan kimselerin harekete katılanlarca sorumluluk isteyen belirli yerlere getirilmesi doğaldır. Belirli bir kadronun kararı yerine, böyle bir yöntem çok daha demokratik ve sağlıklıdır. Bu yanşmanın sonucu, halkın politikaya etkin şekilde katılımına, kendi geleceğini hazırlaması ve ona sahip çıkmasına ve yerel önderlerini kendisinin belirlemesine varır. Zincirleme sorumluluk ilkesini ortaya koydunuz mu, sorumlulugun bir yanında ödüllendirme, bir yanında cezalandırma olur. Hareketiniz neredeyse iki yıldır Türkiye'nin siyasal gundeminde. Hareketin ilk sözcüleri şimdi yok, si/ler varsınız. Acaba zincirleme sorumluluk içindeki görcvlerini yerine getiremedikleri için mi 8a Saksıda çınar yetişmeyeceği için zor ve çileli bir yol seçtik, tabana yöneldik. Sendika yönetimiyle içiçe olmamız yasak, ama işçinin kendisiyle içiçe olmamız için yasal engel yok. 6 Kasım öncesinde demokratik sol veya sosyal demokrat, hatta demokratik bir parti kurulamayacağını bildiğimiz için o dönemde kurulmamız mümkün değildi. ÜLKÜ Çağrı ve görev yazılarımızla kurucu adaylarımıza iletilen görevlerin yerine getirilmesinden sonra, sıra, tuzük ve programın kurucu adaylarımıza ulaştırılmasıııa gelecek. Tüzük ve program taslakları, kurucu adaylarımızın görüşleri doğrultusunda yeniden düzenlenerek kurucular kurultayına sunulacak duruma getirılecektir. Kuruluş tarihi de o aşamada belli olacak. Kurucu adaylarının sayı olarak peşinen saplanmaması gibi demokratik bir işleyişiniz var. Peki kıınıcıı aday saptama siiresine ne zaman son vereceksiniz? ÜLKÜ Çağrı ve görev yazımızla bildirilen görevlerin yerine getirilmesi için, kurucu adaylarımızın bir aylık süreleri olacak ve bu süre, yazımızın ellerine geçtiği günden başlayacak. Bu görevlerin yerine getirilmesinden sonra tüzük ve program, belirlenmiş tüm kurucu adaylarımıza iletilecek ve kurucu aday saptama çalışmaları, o aşamada bitecektir. Fakat partiye üye adaylarının saptanması da, aynı yöntemlerle sürdürülecektir. 18 bin aday saptadığınızı söylüyorsunuz. Bu 18 bin adayı kim nasıl saptadı? lerinde referans sistemi içinde belirlenmiş her kişi otomatikman kurucu adayıdır. tlerde sandıklarda oy kullanacak insanlar, sandık çevresindeki adayların belirlenmesinde etkili olııyorlar mı? Böyle bir örgutlenme modeliniz oldugu soyleniyor. AYÜINOGLU Düşünsel yakınlığı olan insanların arasındaki bir yapılanma söz konusudur. Bu çalışmalar il, ilçe, köy ve mahalle düzeylerindc yürütülüyor. Peki, kim, kimin adına nasıl feragat cdiyor? Yani bir ilçeden 15 kişi de aday olabiliyor, bir kişi de. Bu 15 kişiyi kim belirliyor? Ya da bir kişi belirlenirken kim kimin adına feragatta bulunuyor? Yani "siyasette otorite olmadan olmaz" göruşünii gÖ7Önüne alırsak, orgutlenme biçiıninde çok degişik bir yan ortaya çıkıyor. ÜLKL1 Kurucu adayı olabilecek kimselerde aranacak nitelikleri açıkladık. Bu nitelikler, uzun bir zaman sürecinde, tabanda belirlenmiştir. Bir eşgudüm dahi olmaksızın, bazı oluşumları içlerine sındiremeyelılerin arayışları ile başladı bu hareket. Bu arayışlar giderek somut bir birikimi oluşturdu; o birikim oluşurken belli sınavlardan geçen, kendiliğinden çevreleri Demokrasiye bağlılık Öncüleriniz arasında siyasi deneyimi olan kimseler var mı? Yoksa, tamamen siyasete yeni başlayan insanlar mı? ÜLKÜ Kişilerin siyasi deneyimi var mı yok mu diye bir ayrım yapmıyoruz. Bu hareket, geçmişe dönUk değil, ileriye yöneiiktir. Herhangi bir siyasi partinin devamı iddiasıyla değil, ulusal birikimimiz içinde gelişen bir harekettir. Eğer bir kurucu adayımız aranan ve açıklanan niteliklere uygunsa, geçmişte hangi siyasi partiye üye olduğuna, siyasi deneyiminin olup olmadığı na bakmıyoruz. önemli olan onun içtenliği, tutarlıhğı ve çağdaş demokrasiye bağlılığıdır. Ama şu anda belirlenmiş kurucu adaylarımız arasında, geçmişte siyasetle aktif olarak ilgilenmem^ arkadaşlarımız ağırlıktadır. 12 Eyliil dönemi, yeni siyasal oluşumlar yeni tip siyaset ortamı imajı getirdi. Acaba siz, yepyeni bir anlayışla kuracağınız partide, bu imajı güçlendirecek ipuçları vermiyor musunuz? ÜLKÜ önce şunu düzeltmek isterim: Yeni sıyasetçi aramak cğilimi, yalnızca 12 EylUI döneminin değil, TUrk halkının eği Bir eşgüdüm dahi olmaksızm, bazı oluşumları içine sindiremeyenlerin arayışlarıyla başladı bu hareket. Hareketimize son katılan kişi, ilk katılanlar kadar sorumlu ve yetkilidir. Şu anda belirlenmiş kurucu adaylar arasında geçmişte siyasetle aktif olarak ilgilenmemiş arkadaşlar ağırlıkta. Yeni sıyasetçi aramak eğilimi yalnızca 12 Eyliil döneminin değil, Türk halkının eğilimidir.