25 Haziran 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

baslatılan Port Said seferinde, Fransızlarla, tngilizlerin Nasır'a karşı, Israillilerle birleştikleri görüldü. Tıpkı Salahaddini Eyyubi'nin Mısır'ma karşı Fransa Kralı Philippe Auguste'ün tngiltere Kralı Arslan Yiirekli Richard'la birleşmcsi gibi. Haçlılar 1099 yılında Kudus'ü aldılar. 1187'de oradan kovuldular. Yani egemenlikleri yiiz yıl bile sürmedi. Bu durumda, Araplar bir gun tsrail'in de pes edeceğini düşünmüyorlar mı? MAALUF Yirmi yıl önce Israil Devleti'ni ortadan kaldıracaklarına bile inanıyorlardı. Bu fikir tam olarak terk edilmediyse de, şimdi çok daha uzun vadeli bir tarihsel gelişime bcl bağhyorlar. Nasıl bir gelişme? Batı'nın bir parçası olan tsrail'in Arap dtinyasına katılması mı? ti. Ve rejimin önde gelen yedi kişisinden bu talihsiz olay hakkında soruşturma yapmalarını istemekle yetindi. Ve daha o zaman binlerce kişi Filistin'den ayrılıp Arap ülkelerine sıgınmaktaydı, değil mi? MAALUF Bu noktada, Müslüman dünyanın Hıristiyanlara karşı harekete getirilmcsindc oynadıkları rol çok az biliniyor. Yine o döncmde, lslam'ın tartışıldığı ve kaynağa dönülmesinin istendiği dikkati çekiyor. Daha Haçldar döneminde tslam Dünyası'nda bir kargaşa görülüyor. Sala kardeşleri üzerinde biraz hakkı vardır. Yani 1984 yılında, Arap dunyası sanıldığından daha mı az bolunmuş, durumda sizce? MAALUF Belki şunu bilmekte yarar var: Haçlı Seferleri dönemindeki gibi, düşmana karşı savaşın temelleri içsavaşlarla atılıyor. Çünkü küfurleşmeler, ardından gelen kucaklaşmalar, birleşme isteği, hemen ardından beliren anlaşmazlıklar şu or tak fikirden kaynaklanıyor: Bir Arap ulusu var. Asıl savaş bu ulusun başına kimin geçeceği konusunda yapılıyor. Yani asıl sa nedenle Haçlılarda önce Bizans'a karşı kendilerini koruyacak bir güç gördüler. Ama aynı zamanda da, Küçük Asya'ya 9. yüzyılda gelen Türkler'e karşı kalelerinde savaş vermek zorundaydılar. Bu nedenle, Haclılann lideri ve daha sonra Kudüs Kralı II. Baudoin adıyla tahta geçecek olan Baudoin du Bourg, kendisine daha yakın bulduğu Ermeni bölgelerine yöneldi. tlk Hıristiyan devlet de burada kurulacaktı. Tkbii, Türkler'in zaferinden sonra da Ermeniler için ilk sorun başgösterecekti. Doğu Hıristiyanlan'nın, Haçlı Seferleri sırasında ve sonrasında durumlarının kolay olmadıgı düşünülebilir değil mi? MAALUF Gerçekten, ne bir yanda rahattılar, ne öbür yanda. Müslümanların gözünde, işgalcilerin dindaşlarıydılar. Ve o sıra dinsel bağ her şeyden önce geliyordu. Lübnan'daki durum hâlâ budur. Latinler içinse, bu Doğu'lu dindaşları ikinci sınıf yardımcılardı. Onlara hiçbir önemli sorumluluk vermemişlerdi ki... Batı 'nın feodal toplumunda derebeyleri, şövalyeler, hatta Müslümanlar, yani kâfir sayılanlar bile çiğnenmeyen hukuk kurallarına bağlıydılar. Doğu'da hükümdarın keyfiliğine sınır yoktu. MAALUF Aslında tsrail'in gün geçtikçe biraz daha Doğululaştığı gerçek. Kuzey Afrika ya da Yakın Doğu kökenli Yahudilerin çizgisini benimsiyor. Oysa tsrail'in ilk yüzü Batılıydı. lsrail de, giderek bir levanten ülke halini alıyor. Artık Baltık Denizi'nin ringa balığı ya da sazan dolması yerini humusa, susam yağlı bezelye ununa bırakıyor. Bu yiyeceklere ilgi gösterenlerin sayısı çok daha fazla. İyi ama, Haçlı Seferieri'ne katılanlar da Arap yiyeceklerini, giysllerini benimsemişlerdi. Bazıları kendilerine " p r e n s " y«rine "emir" denmcsini yeğliyordu. Ama bu onlann süriilüp atılmalarını engellemedi. MAALUF Kuşkusuz. Çünkü herkes kendisini öbüründen ayıran farklılığın giderek daha bir bilincindeydi. Batı, Doğu'lu Hıristiyanları benimsedi Hâlâ da böyle değil mi? Daha kısa sııre önce, ya Keagan, ya Hafız Hsal'dı. Ya Hıristiyan oldıığun için Batı'yla anlaşırsın, ya da Arap oldugun için Arap dunyasından kopmamaya bakarsın. MAALUF Gerçekten de öyle. özellikle Maruniler bolünmüşlerdi. Kimi şövalyelerin yanını tutuyordu, kimi de bu tutumu intihar sayıp ellerinden geldiğince egemen olanla uyuşmaya bakıyordu. 1000 yılında da, bugünkü gibi Beyrut'ta ve daglarda Hıristiyan milisler var mıydı? MAALUF Hem de nasıl. Bence abartılı bir rakam ama, sayıları on beş bine varan Maruni milislerden söz edcn tarihçilere rastlanıyor. Yine de bu olgu önemli. Müslüman boyunduruğu altındaki Hıristiyanlar'ın silah taşıma izinleri yoktu. Maruniler'in bu yasağı çiğnemeleri, bağımsız olduklarını gösterir. Ama bir kere daha vurgulayalım: Doğu devletlerinin başına geçecek kadar saygı görmüyorlardı Batılı Hıristiyanlardan. Bunun da sonuçlan acı oldu. Ve şimdi Bckaa Vadisi'nde Suriyeliler, Güney Lubnan'da tsrailliler Haçlılaı gibi çokuluslu guç gittiklen sonra Lübnan Devlet Başkanı olarak da, Maruni Emin Cemayel... MAALUF (Temkinli, güleç, alçakgönüllü)... Bu nedenle Haçlı Seferleri'nin tarihi bugünün Arap dünyasını daha iyi tanımamıza yardım ediyor. Kültür Servlst "Araplar tek ulus; sorun başa kimin geçeceği. Düşmanla değil rakiple savaşıhyor..." Kaddafi Arafat Hüseyin birarada. 1978 eylülü. haddini Eyyubi, Haçlılarla çarpışmaya girmeden önce Suriye Kralı Es Salih'in hesabını görmek zorunda. Bugün benzer olaylar görmüyor muyuz? Niçin bu parçalanma? MAALUF önce Haçlılardan söz ede lim. tşgal kavramı çağdaş bir kavranıdır. O dönemde akıncılık vardı. Çetelerin bitip tükenmez saldınları yani. Devlet kavvaş, düşmanı yok etmek için değil, ait olunan safın yönetimini ele geçirmek için verilıyor. Düşmanlardan çok rakiplerle savaşılıyor. Yani Haclılann Frederic von Hohenslaııffen gibi "güvercinleri", "Templier" şovalyeleri gibi de "şahlnleri" vardı. Islarn'ın da aynı dönemde pazarlıkçılan ve dönerae biraz lers düşst bile "teroristleri" oldu. MAALUF Haşhişinleri mi belirtmek istiyorsunuz? (*) Evet. Batılı okurlar açısından garip, ama bu bir Şii mezhebiydi ve tran'daydı. MAALUF Bu mezhebin kurucusu Hasan Sabbah, külturlüydü, gökbilim uzmanıydı ve lran'da doğmuştu. Şii lranlılar arasında serpildi. Urkütücü etkililikte ve disiplindc bir dinsel siyasal örgüt kurdu. Genelliklc cuma namazları sırasında komandolannı ("kamikazelerini" demek daha doğru) camilere salıyor, bu komandolar heııı öluyor, hem öldürüyorlardı. Kahire'de kendisine bağlı adamlar bulmuştu. Günümüzde de benzeri örgutleri anımsamadan edemiyor kişi. Şehit olma isteği, yanlış bir biçımde intihar olarak adlandırılan özveri: tranlılara ve Şiilere özgu bu yanlar daha o zaman Haşhişinlerde görülüyor. tkinci bir El Kamil tsrail'in duruntu da aynı değil mi? Öyleyse? MAALUF O zaman da Araplar, tsrail ne kadar güçlü olursa olsun, Yakın Doğu'nun tümünü denetlemeye gucü yetmeyecektir, diye düşünüyorlar. özetle, lsraillilerin giderek bugünkü gibi Ustün durumda değil, başka türlu karşılarına oturacaklarına inanıyorlar. Enver Sedat 1978'de tsrail'e gittiğinde yenilmemişti. MAALUF Ama Batı'nın pek alkışladığı bu yolculuk Doğu'yu harekete getirmedi. tsrail'le bir antlaşma imzalanması bile Doğu'da buyük fırtına koparmadı. Asıl kafaları kurcalayan, Kudüs'ün ve Ürdün Nehri'nin karşı yakasının havada bırakıbşı oldu. O zaman da Sedal Araplar'a ikinci bir El Kamil gibi göründü. Kimdir El Kamil? MAALUF O da 1229 yılında Mısır'a egemenken, Alman tmparatoru ve Sicilya Kralı Frederic von Hohenstauffen'e bir antlaşmayla Kudüs'ü bırakmıştı. O da, garip bir benzerlikle, Sedat gibi Müslümanlar tarafından lanetlenecekti. Filistinlilerin şansı gecmişte bugiinkiinden fazla mı olmuştu? 1099 yılında Kudüs'ü yitirdiklerinde, Suriyeli Kadı El Haravi'nin tıpkı Yaser Arafat gibi peşinde o dönemin Arap başkentlerini doluştılar. Bağdal Halifesi'ni etkilemeye çalıştılar. MAALUF Halife de onlara sevgilerini, davalarına duyduğu yakınlığı belirt Araplar, Yahudiler'i derhal birer Haçlı olarak gördüler. Yahudi devletinin sınırları, Haçlılar'ın Kudüs'te kurduğu devletinkiyle aynıyaı: Denizden Ürdün ırmağına kadar. ramı hükümdarla sıkı sıkıya ilgiliydi. Bir hükümdar ötekinin yerini alıyordu. Vezir Şaver 1162'de Kahire'de başa geçtiğinde, kendisinden önceki 15 yöneticiden yalnızca biri yaşıyordu. öbür ondördü ya asılmıştı, ya kelleleri kesilmiş, ya hançerlenmiş, zehirlenmiş, çarmıha gerilmiş, ya da linç edilmişti. Son derece dengesiz bir dünyaydı orası. Ya bugün? MAALUF Arap devletleri arasındaki ilişkiler çoğu kez şaşırtıcı. Çünkü hiçbir zaman soğuk değil. Kaddafi, daha önceki gun yöneticilerine küfrettiği bir ülkeyi ansızın ziyaret etti mi, Batılı devletlerın büyükelçilikleri şaşkına döner. Oysa, Araplar için böyle bir şey söz konusu değildir. Çünkü her Arabın, bir başka Arap ülkesinde kendi evindeymiş gibi davranabileceği fikri yaygındır. Yani her Arabın İlk Tiirk Ermeni çatışması Türklerle Krmeniler arasındaki ilişkiler de o dönemde bozulmaya başlamadı mı? MAALUF Bu ne çok doğru, ne de çok yanlış. Ulusal, özerk bir kiliseye sahip olan Ermeniler, Bizans'ın siyasal ve dinsel boyunduruğuna güç katlanıyorlardı. Bu (*) Emin Maaluf, bu mezhebin kana susamışlığım, uyuşturucu düşkünlüğünden çok dinsel coşkuya bağhyor. 1187. Mısır Sultam I. Selahaddln ve Haçitlar.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle