Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 CENGtZ ÇANDAR iı zamandır Ortadoğu sakinleşti. da B öyle gdrunüyor. Dünyanın bunalımYaodağı olarak Orta Amerika, Ortadoğu'nun 117e üye olduğu örgüte geri dönmesinin Suriye'nin tüm dircnmesine rağmen kararlaştırılmasıydı. Gerekli teknik muameleleri tamamlayan Mısır, Nisan 1984'te artık resmen Islam Konfeıansı örgütü üyesi oldu. Bu gelişme de kendi içinde ilginç bir anlam taşıyor. Çünkü Mısır, Arap ülkelerinin kararıyla dışlanmış ve Arap ülkeleri I.slam dünyası iv'indeki ağırlıklarıyla Mısır'ın Islam ülkeleri arasında da dışlanınasıııı sağlamı;,lardı. Bu kez ve ilk kez süreç tersinden işletildi. Mısır önce Islam ülkeleri camiası için deki yerini elde etti ve yeni konumundan harcketle Arap ülkeleri üzerinde Mısır'ın Arap saflarına geri dönüşü yönünde tazyik başlatıldı. ciddi adımı attı ve savaşta kiınyasal silahlar kullandı. Körfez Savaşı'run askeri alanında bundan sonra meydana gelebilecek dramatik bir gclişmenin nc tür uluslararası kaynaşmaları beraberinde getirebileceğinin somut ipuçları, içinde bulunduğumur yılın ilk çeyreğinde gözüktiı. 6. Reagan'ın başkanlık dönemindeki Amerikan Ortadoğu politikasından anahtar ülkc olarak düşlediği Ürdün ile ABD arasındaki ilişkiler, ciddi bir kriz içine girdi. 7. Yıllar boyu Ortadoğu sorununun mihenk taşı durumundaki Filistin sorunu, uluslararası ve bölge politikasının gündeminde arka plana itildi. Filistin sorununu sırtlayan Filistin Kurtuluş Örgütü'nün sesi soluğu duyulmaz oldu. rinc çıktı. Oysa, 1984 başından beri bolgede meydana gelen gelişmeler, tarihte eşine cndcr raslanan bir çıkmazı belgeliyor ve büyük bir ihtimalle Ortadoğu'nun son aylar içinde sergilediği sakin görüntü "fırtına öncesi sessUliği" andınyor. Bölgenin jcopolilik ve jeostratejik konuınu, hcnüz hiçbir çelişkinin esaslı bir çözume ulaşmadığı ve çelişkilerin giriflliği ve uzlaşmazlığı gö/ önunde (ululursa, yakın ya da orta vadeli gelecekte Ortadoğu'nun herhangi bir ııoktasmda ortaya çıkacak bir değişiklik uluslararası dengeleri allak bullak edecek özcllikler taşıyor. Üstelik, aldatıcı sakin görüntünün altı eşelendiğinde, bölgenin buyük patlamalara ve değişimlere gebe bulunduğu da sezilebilir. Bir an için 1984'ün başından beri bölgcde nelerin olup bitüği hatırlanırsa, azımsanmayacak ölçüde önemli gclişmelerin gerçekleştiği farkcdilebilir. Bunları şöyle sıralayabilmek mümkün: Çöken, tıkanan politikalar 1. Ronald Reagan'ın Lübnan'da Suriye karşısında izlediği politika çöktü. Elbette ki, bu politikayla birlikte temel dayanağını Lübnan üzerine kuran ABD'nin Ortadoğu politikası da çöktii. Arkalarını karaya dönerek, Beyrut açıklarında bekleyen savaş genıilerine "sıgınan" Amerikan deniz piyadelerinin boşaltma işlemi, bu olgunun tipik simgesidir. 2. ABD'nin Lübnan politikasının tıkanmasıyla Suriye birdenbire Lübnan'ın patronu haline geliverdi. Ülkenin yüzde 40'ına yakın bir kesiminde Israil işgali sürmesine, başta ABD, Batı dünyasının Lübnan'da çeşitli taahhütler altına giınıiş bulunmasına rağmen, artık Lübnan'ın gelceeği Suriye'den sorulur oldu. Tüm yumurtalarını Amerikan tavasına dolduran Lübnan'ın neyi ne kadar temsil ettiği tartışmalı olan Cumhurbaşkanı Eınin Cemayel'in sık sık Şam yolunu tutması ve bundan böyle sırtını Suriye'ye yaslaması da bunun tipik simgesidir. 3. Bunlara bağlı olarak, ilk kez, Ortadoğu'da ABD'nin rol aldığı ve İsrail'in kabul ederek taraf olduğu bir anlaşma çöp sepetine atıldı. Lübnan ile Israil arasında ABD Dışişleri Bakanı George Shult/'un ön ayak olmasıyla 17 Mayıs 1983'te imzalanan anlaşnıa, imzalanmasına umudunu ve tüm ;abalarını bağlayan Emin Cemayel tarafından feshedildi. Ve, tsrail buna karşı homurdannıanın ötesinde soınut bir tepki ortaya koyamadı. Bu olgu C'amp David sürecinin de kapandığını belirliyor. ABD ve İsrail'in yıllardır bölge politikalarında esas aldıkları Siyonist devletin Aıap konışularıyla tek tek anlaşmalar iııualaınası, biı baı>ka deyimle İsrail'in Arap ülkelerini "tek tek Ctslim alması" polilikası sonuçsuz kaldı. 17 Mayıs 1983 Anlaşması'nın 15 Mart 1984'te t'eshedilmesi, hem de imzacılanndan biri tarafından feshedilmek zorunda bırakılnıası, Camp David'i de anlamsız kıldı. Camp David'in işlerliği kayboldu. 4. Suriye'nin Ortadoğu'da ABD politika sını tıkayacak ölçüde bir guç odağı biçimin de belirmesinin kanıtı olan Llibnanİsrail Anlaşması'nın l'cshi, paradoksal biçimde Suriye'nin karşıt ağırlığı olarak belirmeye başlayan Mısır'a da yeni olanaklar sağladı. Camp David'e hiçbir zaman angaje görünmemiş olan Mısır Devlet Başkanı Hiisnii Müharek, Lübnanİsrail Anlaşınası'nın l'cslıi sayesinde, fiiliyatta Caınp David'e sırtını çevirme meşruiyeti elde etti. "cebine koydu" Ortadoğu'da bugüne dek ulaşabildiği en güçlü konumda. Ama Esad'ın yeri için yapılan iktidar mücadelesi neler getirecek bilinmez. 5. 1984'ün ilk çcyreğinde, Körfez Savaşı'nda da yakın vadede savaşın içine gireceği kalıplar açısından önemli gelişmeler kaydedildi. Bunların başında Iran'ın Güney Irak'ta da bir köprübaşı elde etmesi geliyor. 1983 Temmuzu'nda Kuzey Irak topraklarındaki Hac Ümran bölgesine yerleşen ve gerek Barzani kardeşler önderliğindeki Irak Kürdistan Demokrat Partisi'ne, gerekse Tahran destekli Irak Şii muhalefetine Irak topraklarında harekât üssü kazandıran Iran, BağdatBasra karayolunu denetim altına ala bileceği ve böylece Irak'ın Körfez'le bağlaııtısını kesebileccği mevzilere Güney Irak'taki Mecnun Adaları'nı ele geçirerek ulaştı. Savaşın askeri cephesindcki bu yeniliğe koşut biçimde, dayanma sınırları zorlanan ve artık umudunu savaşın "ulııslararasılaştırılması"nda gören Irak da, bu yöndc ilk SURİYE. Lübnan'ı Hiçbir şey çözülmedi Bunca değişikliğc ve yeni unsura rağmen, Ortadoğu sorununu sorun yapan, bölgeyi uluslararası yaşanun başlıca bunalım noktası haline getiren hiçbir şey çözülmüş değil. Yılın ilk çeyreğinden güçlü çıkan kimi ülkeler tüm dengeleri tepetaklak edebilecek tüm zaafları taşıyorlar. Buna karşı, son gclişmelerle ikinci plana itilen ya da güçsüzlcşmiş görünen ülkeler ve güçler de hiçbir ikıidar değişikliği işareti vermiyorlar. Bu saptamayı şöyle somutlaştırmak mümkün: 1. Bölgede en fazla kozu elinde toplayan Suriye, perde arkasında, ya da bir başka deyimle sarayın yüksek duvarları ardında kıyasıya bir iktidar nıücadelesine sahne oluyor. Suriye, Lübnan'ı "cebine koymasının" yanı sıra, Iran ile sıkı bağlara ve Suudi Arabistan ile de yan tehdide dayalı yakın ilişkiler sahip olması sayesinde Körfez Savaşı'nın da kilit Ulkelerinden biri. Batı'mn ve Arap müttcfiklerinin lran'a yönelik etkili caydırıcı araçlarından biri olma şansına sahip. Çünku, Suriye, 1981 yıhndan bu yana kendi topraklanndan geçen Irak petrol boru hattını kapalı lutuyor. Bunu açması başlı başına Iran için bir darbe, Irak için de rahatlatıcı bir olanak sayılır. Şam rejiminin elindeki bu kaldıraç gücü Suudiler ve diğer Körfez ülkeleri kanalıyla ya da kimi zaman doğrudan temaslarla Batı'mn Suriye ile iyi iliş Orta sakin bıızl kiler aramasına zemin oluşturuyor. Şam yöneticileri de bu olanaklarını bir siyasi manevra alanı olarak değcrlendiriyorlar. Ayrıca, Ürdün üzerindeki tehdidi ve kimi Filistinli örgütleri bu arada Habbaş'ın Halk Cephesi ile Havatme'nin Demokratik Cephcsi dahil denetim altında tutması Filistin siyasi arenasında da kendiliğinden söz sahibi olmasına yol açıyor. Şaın'ın onayı olmadan Filistin siyasi arenasında işlerin düzgün yürümesi mümkün değil. Bütün bunlara ek olarak, Sovyetler'in bölgcdeki en değerli müttefiki. 1984'ün ilk çcyreğinde Ortadoğu'da bütün yollar Şam'dan geçiyor gibi görunüyor. Gelgelelim Şam'ın kendi iç bünyesi rahatsız. Bir halk direnmesi, ya da askeri darbe ihtimalinden ötürü hiç değil. Bir zamaniarın SİYV Mısır'ın döniişü Ancak, Mısır ve dolayısıyla bölge politikası açısmdan asıl önemli gelişme, 1984 Ocak ayında Fas'ın Kazablanka kentinde yapılan Islam Zirvesi'nde Mısır'ın 45 ülkenin ŞU ANDA ÇA TIŞM1YORLAR hısa sure önce Beyrut'un gündellk manzarası böyleydi: Cemayel'in askerleri F.mel mevzilerine ateş ediyor. Aynı görüntü bir daha ne zaman ortaya çtkacak? 6 ay sonra mt? Yarın mı?