Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 StYASFT S4 Somali'deki 'Köpek Kavgası'mn tam öyküsü Eski îdari Ataşe, Büyükelçi için "Köpeğe benim yanımda tekme attı monşer" diyor. IŞIK KANSU ukara 3. A geçtiğimiz Sullı CezabirMahkemcsi'nde günlcrdc dava sonuçlan "Rüyiikelçi beııi ısırıyor, ben onını saçııu çekiv «ırd diplomatı bir arkadaşla dostkık kumıus.. Türk, Amerikalıya tavla, pişti oğrclnıiş. Türkleri çok scviyor. Biz de Türk olunca bizı dc çok sevdi. llemen hemen hattanın üç günü gidiyorduk ona. Tavla oynuyoru/ t'ilan.. Sefirle gidersek turlu tavla oyunuyoru7. Ya pişli? TÜRÜDÜ Bir dc pişti oynuyoruz. Pişti diye bir oyun vardır. Ya, köpek? TÜRÜDÜ Ona geliyorum. Biz Anıeı ikalı dostumuza gidip geliyoru/. Yemeklerini yiyoruz, içkilerini içiyoruz. Davaya konu olan köpek de o zaman yavru, üç aykarım ona' dcdim. Hcmen hizmetçiye temi/lettim pislettiği yeri. Ama aradan bir gım geçmeden köpeği dövmüş sefir. Ikinci sefcı bir daha kovalamış. Köpek de öğreııdiği için sefirden kaçmaya başladı. Si/, ne dediniz, köpek emanel.. TÜRÜDÜ Ben yine sesimi çıkarmadrm. LVdort gün sonra Kançılarya'ya geliyordum. Kopek sefiri gördii. Kaçtı ve bana sığındı. Fakat sefir geldi, köpeğe benim yanımda bir tekme attı monşer. Allah, Allah. lnsana atsan bu tekmcyi, o bile bağırır. Ben hemen sefiri tuttum.Ne yapıyorsun yahıı dedim. Olay nasıl çıklı? TÜRÜDÜ 5 santimden fa/la. Açılınca 67 santim oluyor. Ama en a/ından adamı öldürür. Mahkemede sayın Büyükelçi'nin dedigi gibi, köpek elçiligi kirleliyor ıııuydıı? TÜRÜDÜ Kaüiyetk. Yuvıu köpek, daha havlamasını bile bilmiyor. Kançılarya'ya bir kcre girmiş değil. Kapıya geliyor, orada oturuyordu. İfcn onun yemeğini dışarıda veriyordum. Amerika'dan gelmiş köpek mamaları vardı, biskııvi gibi. Her gün yerdi onlardan. lki günde bir de yıı murta veriyordum. Tüyleri parlak olsun diye. Mahkemede, sayın Büyiıkelçi, elçilik binasmda köpek pisliklcri oldugunu açıklamıştı. Siz ise, bu pisliklcrin köpek pisligi degil, siyah katran oldugunu ileri sürmüştünüz.. dı. Davanın konusu, Somali'de Türk Rıiyükclçisi Sıtkı Coşkun ile eski İdare Ataşe llasatı Türüdü arasında, bir Aınerikan alaşeye ait olan köpeğin büyükeiçiliği pislemesi ve dovülmesi üzerine çıkan kavgaydı. Davau olan Somali Büyükclçiliği eski idari ataşelerinden Hasan Türüdü, "köpek davası"nın pcrde arkasını Cumhuriyet'e anlaltı: Rfendiın Somali'ye ne zaman gitliniz? TÜRÜDÜ Somali Büyükelçiliği 198O'dc açıldı. Açıldıktan bir süre sonra da biz gittik. Gittiğimizde bir de gördük ki, sefarette hiçbir şey yok. Tabak, çanak, yatak, yorgan, yastık, sandalye hiçbir şey yok canım. Daktilo masasının ustünde yemek yedik, çalıştık. Güya leerübeliyiz diye, aslında sürgün cdildik oraya. Hcr bir şey atcş pahası. Bir küçük bira 6 dolar. Orada 2(X) dolara adi bir karyola aldim. Karyola da değil somya. 24 ocaktan cvvcl mi, sonra mı? TÜRÜDÜ Sonraydı. Dolar 100 lira olmuştu. Neyse uzatmayalım. Sefer Sıtkı Coşkun ile (artışmamız aircondition yüzünden oldu. Havalandırma tertibatı yani. Benim odada bundan yoktu. Sefirden istedim. 'sen zenginsin alırsın bir tane' dedi bana. Sinek bir taraftan, sıeak bir laraflan... Allah muhafaza efendiın, orada yeçe sinegi filan da bulunur. Uyku hastalıgına tutıılmadınız mı? TÜRÜDÜ Çeçe sineği yoktu ama Mogadişu gribine yakalandım. Viıüsten oluyormuş, kcndimizi zor kurtardık. Olay konusu olan köpek ile tanışmanız nasıl oldu? TÜRÜDÜ Tabii ben bu sırada muhit edindim. Derken köpeğin sahibi olan Amerikalı ile do.stluk kurduk. ABD Büyukelçiliği'nin ticarel müsteşarı kcndisi. Adı? TÜRÜDÜ David Malthewson. Sonu (son) yazılıyor. Biliyorsunuz 'son'un Türçesi oğlan demektir. Matthevv'ünoğlu anlamına geliyor soyadı. Bu Amerikalının bize yakınlık göstermesinin bir sebcbi vardı. Evvelce Zaire'de yani eski Kongo'da Türk "..12 gün boyunca köpek her gün dayak istihkakını yiyordu. Olay günü sefir arabasından inip köpeğe sopayla vurdu. Dayanamayıp bağırdım: Sıtkı Bey, ayıptır, diye. Bana yumruk salladı, boşa gitti. Hemen üstüne çöktüm, bırakmadım. Zihniyeti bozuk çünkü.." TÜRÜDÜ gil şeref önemli..." "Zarar dehaysiyet Bir kere işedi TÜRÜDÜ Dediğim gibi ilk geldiğinde bir kere işledi. O da temizlendi. Elçilik binasının üstünıi biz tamir ettiriyorduk. Katran döktürüyorduk. Onların parçaları bahçeye filan dağtlınıştı. Sefir onları köpek pisliği sanıyordu. Peki, sayın Büyükclçi'nin, Peanuts'a yönelltigi lalettayin sokak köpegi 'iddiası' nedir? TÜRÜDÜ Efendim, köpek, tabii ki, kaniş cinsi bir köpek değildi. Nereden aldığımız belli bir kere. Ben Amerikalının evinde gördunı. Siz de bilirsini/, sokak köpeği ne demektir. Sokak köpeği demek, sahipsiz köpek demektir. Sokakta basıboş lık filan, sonra dört aylık oldu. Bacaklaıımızın arasında dolaşıyor. Onuıı da adı var mıydı? TÜRÜDÜ Peaııuts. Turkçe'de 'Fıslık' anlamına geliyor. Gelelim olaya... TÜRÜDÜ Bir gece bu Amerikalı dostumuzun evinde yemekteydik. Amerikalı, 'Sen bu kopegi çok scviyorsun. Ben izine gidiyorum. Sen bakabilir ınisiıı?' diye sordu. 'Peki bakabilirim' dedim. Zaten öğleden sonra sinema filan da yok, bilnıcm ne yok, kara kara düşfinüyoruz. Birkaç gün sonra köpeği getirdi. Kucağında uyuyordu. Ben de kutuyla oraya bir yere koydum. Yavru olduğu için sabaha kadar uyumadı. Hayvan değil mi, işemiş altına. Sefir de gördü bu durumu INiye aldın bu köpegi?' dedi. Ben de 'dostumuzun köpegi. Ben ba TÜRÜDÜ 12 gün boyunca hemen her gün köpek dayak istihkakını yiyor. Olay günü, sefir, arabasıyla geldi. Arabadan ineı inmez, orada yatan köpeğe bir sopa ile vurdu. Köpek ciyak dyak bağırınca ben de balkondan dayanamayıp bağırdım: Sıtkı bey ayıplır. Bu köpek bana emanet. Yarın sahibi gelirse ne yiizle bakacağız? Ayıp degil mi? diye. lki dakika sonra sefir benim yattığım yere geldi. Merdivenden çıktı. Bağırarak bana bak dedi. Aynen böyle. Şimdi düşünebiliyor musunuz, bir büyükelçi maiyetine hakaret ediyor. Onun salladığı yumruk boşa gidince sarsıldı ve yere düştü. Aınan! TÜRÜDÜ Ben hemen üstüne çöktüm, bırakmadım. Zihniyeti bozuk çünkü. Bu sırada alt alta üst üstc boğuşmaya basladık. O sırada sefir benim kolumu ısırmaya başladı. Fakat müthiş bir ısırıştı bu. Et neredeyse kopacak. Kan oturdu böyle. O îMrnıayı bırakınca, ben de başladım onun saçıııı çekmeye. O ısırıyor, ben çekiyorum. Bu sırada kalkmak istedik. Kalkarken ikimiz birden yatağa düştük. lki ağır adam üstüne düşünce karyola kırıldı. 200 dolara aldıgınız karyola mı? TÜRÜDÜ Tabii efendim. P.pey zararınız olmuş. TÜRÜDÜ Zarar bu zarar değil. Önemli olan haysiyet ve şereftir. Sonra... TÜRÜDÜ Manzara şu. Karyolanın kenarında, sefir altta, bacaklarımın arasında benim kolumu ısırıyor, ben de var gücümle onun saçını çekiyorum. Bunu aynen iki şahit gördü. Onları görünce kalktı ben de bıraktım. Kapıya doğru giderken 'Ben bunu senin yanına bırakmayacagım' diye bağırdı ve çakısını çıkardı. Mahkcmede sözii edilen 5 santimlik İsviçre çakısı mı? kuMen Akmana alkışlar Halkçı Parii'ye kalılımlar nedeniyle Izmir tl Başkanı Kaınuran Saglam, il binasmda konuşuyordu: Gazetelerde okuduk, deınokratik sol partiyi kurma çaliftnatannı yühiten Sedat Akman, seçimlerde 'boş oy kullanmayacağız' demiş, kendisiıü alkışlıyoruz Bir alkış tufanıdır koptu. İl binasmdaki bu alkışlama olayı Dr. Sedat Akman'a birkaç saat içinde yelişlirildi. Akman Lse, "boş oy kullanmamaya"gelen bu alkışlanıayı gülerek karşıladı ve "lyi ama, onlara kullanacağınıızı kiın söyledi?" dedi. Hâlâ "aday" nu diyor? Millet Meclisi'nin Genel Kurulu'ndagö'rüşıneler bazen çok ilginç oluyor. Üyelerimiz henuz Meclis'e ısınamadılar sanıyoruz. üeçen hafta gündem dışt konuşmalar yapılırken, Yozgat milletvekili Hüseyin Mükerrem Hiç söz aldı, kürsüye geldi ve şöyle başladı: Sayın Baskan, sayın milletvekili adayları, huzurunuzdu.... (gürültüler) Başkan Bir dakika efendim, Sayın Hiç... Mükerrem Hiç Affedersiniz efendim, hocalık dalgınlığı, sayın milletvekilleri divecektim... gezer, ne bulursa onıı yer. Ama, bunu Amerikalı kucağında uyutuyor. Taa Amerikalardan mama getirmiş, yumurta veriyor. Yürek haşlayıp onu yediriyor. Çiğ et bile yedirmiyor, düşünün. Bu sokak köpeği olur mu? Belki cins bir köpek değil ama kattiyetle sokak köpeği değildir. Vc en acı taraf, emanet olan ve bilinen bir kimsenin köpeğine bu muamele yapılmıştır.. * * * Bir dava sona erdi. Köpekten çıkan kavgadan dolayı 1 gün hapis cezası. O da "Büyükelçinin bir daha suç işlemeyecegine dair kanaat hasıl oldugundan" ertelendi. Olayın öyküsü de bu ijte.