24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

StYASCT84 3 Eskiler,delikanlılar ve kttçükler Her ne kadar lıberal ekonomı ve hür teşebbus adına yıllardan berı ter akıtıp, kılo alıp vermışse de, Ö/al'ın "orta direk"e donıik / Tasarruflan cezbetmek ıçın yüktek faız venlmesı acaba ıstenılen netıceyı verır "halk adaını" uslubunun dozu, acaba bır alınganlık mı yaratmıştı? Narın, kıbaıca, mı'> 2 Sanayıde ıthal ıkamesmden tamamen ve "Buyuk ürelim ve ihracatı hedefleyen bu programa ya/ılmamış olsa bile, isverenin ya kısnıen vazgeçmek doğru mudur7 yeni donemde yalnı/ ve desteksiz kalma3 Türkıve'ntn bugıinlerde ıthalat kaptsı yacagını diliyoru/" dıyordu tbrahım Bo nı ardına kadar açması ekonomı bakımın dur, "Orta dıreğin oıu sanayici ve i>adadan faydalı mıdır? mıdır" dıyordu "U/u saglam olursa, o ke4 Hukumet başkanı 'tekellenn belını kıresteyi her yerde kullanahilirsiniz." racağız' sbzıivle neyı kasdetmektedtr? 29 Aralık operasyonunun ardından UMUR TALU I rüşmenın bır yerınde, Vehbi Koç, ınsanların genel konuşma uslubıınun dışında bır düzenlıhkle, "1.2....6" dıye soru larını di/ıverdı "Acaba.. dogru mudur... fuvdalı mıdır?" ocak tanhlı Hıırriyet'te yayınlanan gö Alkışlarla sorular 24 Ocak kararları ılk "merhaba" dedığınde alkıs tııtanların bazılarının dudakların dan dahd sonıa, /nmaıı /atndiı da fcrvada dönü^en ıslıklar çıkmamış mıydı'' Bu "seleklif" ıslıkların nıuhatahı Ö/al, tertı ederek dönüşunıın ılk ısınma tıırlaıını atarken "onlar"ı lyı tanıyoıdu, "onlar" da onu Başta kımılerı scrtlesen, kımı sol elıyle sağ kulağını gostererek eleştırcn "onlar", seu mc beş kala once yumuşadılar Seçııııltr, ıktıdar, ardından yıne alkışlar Derken pakeıler bır bır açıldı, alkısların ba /ılaı ı uyarılar ve hdtırlatmalarla karışık so rulara donuşüverdı "Kararlar son dercce olumlıı ve yapıcıdır. O/al hukumeti bu operasvonuyla Iurkiye'de tescbbu«. gucunıın en buytık değer oldugunu gostermiştir" dıyen Halit Narin, bır yandan da baş ka bır "vesile" ıle sorııları sıralıyordu " Turk ekonumisı 1020 firmanın kanali/e ettiği ihracatın içine sıgar mı? Ve bu sistem nelice verme/se ekonominin ne kadar «rar edeceği dtışunulmus mudur?" Elestırının "adabı mııaşereti"nde, "mu dur, acaba, bilmem ki, olur mu, ıniyor mu" lürü soruların yanı sıra, "Inşallah iyi olur ama, aksi (akdirde, umit ederim" bağlat, larıyla sadede gelen düz cümlelerın de önemlı bır yerı var Açıklayıcı örnekler TÜSİAD Başkanı Ali Koçman: "Uygulamalarda devletin rolıı sarttır. Turk sanayii koluy kurtılmnmıstır. tthalalta alınacak konut fonu nispetliTİnin milli sanayimi/i kosleklevici bovullarda olmuması sarttır tlhalallaki liberasyonun gcnişlemesinin milli sanavivi negatif yonde etkilememesi için gerekli dıkkatin sarfedilınesini umit ederim." Bır örnek Narın'den "Şok tedavisi istenllen neticeyi vermediği takdirde, sanayicinin urettiği mal satılama* duruma gelir ve sanayi darbogaza duşebilir." Koç'un sözlerının yayınlandığı yılın ılk gu ııu Özal Kartalkaya'da şunları söylüyordu "Bu kararlardan en çok /arar gorecek kişiler haksız ka/anca alısmıs olanlardır. Havadan para kazanmaya alısmıs olanlardır" Vc eklıyordu. "Pilavdan donenin kasıgı kırılsın". Çoğumu/un "lotaryah, havadan para ka/anına dusleri" olsa bıle, toplumta, gelencksel olarak, "havadan para ve haksız ka/anç elde edenleri" pek sevmeyız "Onların belini kıracağız", "(erbiye edecegiz, "hizaya gelecekler" dıyenlere de kanımıı kaynayabılır, hatta oyumuz varsa, onu bıle vcrırız Sözler yıne de önemlı olmayabılırdı, şu yapılanlar olmasa Ç'ünku "diregin" bütünü bır yana, Bodur'un deyımıyle bi£/at "o/u" ıçınde de yenı bır paylaşma, yenı bır sat laşma, dolayısıyla yenı bır hcsaplaşmanın mı kapısı aralanıyordu'' özal vc modelının temel unsurları, dışa açılma bi(,ımı, tcrtıhlı teşvıkler, bırıkım, hdtta büyunıe dayanakları boyle bır paylaşma ve lıesaplaşmanın renklerıne de bezenmemış mıydı9 Sermaye ıçı yenıden böluşıımün, hıyerarşı sarsıntısının dışında, genel bölı^üm nc mı olacaktı' Oun ola, harman ola Ozal'ın ınılyon dolar kazanırken, bu yıl ıhracal hedcfını 400 mılyon dolara yukseltirken, bırıncılerın en kıdemlısı 83'u 180 milyon dolarla kapayıp, 84 ıçın de aynı rakamı hedeflıyordu Bırıncıler "mırın kırın" ederse, ne mı ola7 caktı özal'ın Sanayi ve Tıcaret Bakanı Cahit Aral adeta ışaret parmağını ılerı uzatıp salladı "Yeni ithalat rejimi sanayicileri hizaya getirecek. Odanın hararetini ayarladık. Ithalal Demokles'in kılıcı gibi sanayicinin başında durmalı ki, tuttuğunuz kapı elinizde kalmasın." Gerçı bıraz canlanan bır ıç pazar, çok rahatsi7 etmeyen bır ücret sıstemı, fazla sı kılmayan para muslukları, bırdenbıre uzerıne ıııllanılmayan "makul" bır enflasyon da "te!*lli" olarak ddşünulebılırdı ama . Yuksek tonlu ıthalat modelının, ılk başta tııketıcının "ııcu/ ve kaliteli mal sevinci" olmaktan çok, ıç pazar tutkunu uretıtının ba^ında "Demokles'in kılıcı" olma nıtclı ğı mı ağır basıyordu7 Kılçuk ımalatçılara görc "Demokles'in kucuk kılıcı" asıl kendı uzcrlcıındeydı 31 aıalık larıhlı Dıınya ga Kuçuk ve orta boy ıhracatçılann feryatla rı karsısında gerçı 50 mılyon dolarlık sınır yıne 30 mılyon dolar rakamına gerı gönderılıyordu ama, 50 mılyonlukların ihracatı devlet tekelınde olan ülkelerden "Ithalat tekeli" hakkı yerınde kalmıştı 50 mılyonluklar, Japon Sogo Sosha'larının yolunu ızleyerek "dernek" çalısı ıçınde bırleşecek, "eskiler'Me "delikanlılar"ın "dernek içinde dirsek leması"na adım atılacaktı 1983 ıhracatının yüzde 33'ılnü gerçekle^tıren "buyukler"ın yenı hedefı yüzde 43'tu Öksuz kalmış duygusuna kapılan "kuçuk'Mer ıse, Kuçük Orta Boy lhracatçılar Derneğı ıçınde el ele tutuşma çabasına gırmıslerdı Kımılerıne göre "yapı degişimi" noterlcrc bakılırsa "tapu degişimi" olan,ftzelsektftr ıçınde mülkıyetın el değıştırmesı de bu yenıden paylaşma, hatta hesaplaşmanın kutuk bır ayrıntısıydı 7aten "Mal sahıbi, mulk sahibi, hani bunun ilk salıibi" bır süredır sevılen bır oyun olmus, mulklerın ıçındekı mulksüzler de, o sahıpten bu sa hıpe elden ele dolaşıp durmuşlardı 198Vte ıflas eden 216 buyük şırketın çalışanı ve ışten çıkarılanların "i^si/leşme"sı de cabası Yıllarca dış ve ıç tıcaret makaslarıyla tarım kesımınden, fıyat testeresıyle ücretler den, komık faı/lerle tasarrullardan kopar dıklarıyla beslenen yapılar, bırıkım tıkanık lığını aşma yoluna bırbırlerınden yaptıkları translerlcrı dc ncden eklemesınlerdı7 Bu mulk kayması sırasında, dıleyen "Japon modeli"ne uygun biçımde, ba/ı kârlı KİT'lerı bıle alabılırdı Önemlı bır sorun "ya ithalat birden patlar, kanalları tıkanırsa"da duğumlenıyor dıı O zaman da özal sağ gözıınü Suudi Arabıstan'a, sol gözunü Amerıka'ya çevı rıp, bır bankalar konsorsıyumunun sağlayacağından emın olduğu 34 ınılyar dolarlık kredı havasını derın derın teneffüs edıyordu. Odalar Bıılığı Başkanı Mehmet Yazar, "devrim, ihtilal, inkılap" gıbı buyük top lumsal dönüşum ya da kopuşların ö/el sı fatlarının önüne takıldığı "paket kararları" cana yakın bulanlardandı: "Hukümetin ekonomik programı ortaya koydugıı hedefler itibarı ile savundugumıız (jorıı>lere yakındır. Hukumetın ekonomik ılkeleri yıllardır camia olarak savundugumuz goruşlere paralel du^mektedir." lkı paralel bırbırını sonsuza dek kesmeyeceğı ıçın bır sorun çıkmayabılırdı Ama ya "camia" ıçınde, yüksek faı/, pahalı dolar, sıkı ıı, pazar uçgenme ısınamayan bır başka çızgı, "beli kırılmasa" da, bukulup, bıra/ sağa ya da sola eğıhrse... Ne demıştı Sanayi Bakanı AraP "Herkes once ceket sonra pan(olonlarımı/ı cıkaracagımızı beklerken, biz anidcn bikiniyle karşılarına çıklık". Olur a, bıkımnın anı ve çarpıcı etkısınden kurtulanlardan bazıları, bu samımı göruntuden hoşlanmayabıhrlerdı. Buna galıba "Yerli sanayinin sınıfsal ve siyasal lepkisi" dcnıyordu1' "Yerli" olup "sanayi" olmayan, dolar, ihracat, ıthalat, faı/ın yanında, ya da onlar dışında başka sorunları da olanlara gelınce Bırısı çıkıp, "ben pilav yerim ve ille de bu kasıkla" dıyorsa, "hayır, çatalla" demenın ufku çok dar değıl mıydı'' İnsan ılle de pılav yemcğe hıç zorunîu defeıldı, ye ter kı tııtarlı bır mentı çıkarabılsın.. KOÇ KO<,MAN NARİN BODDK Koç sordu: Hukumet Başkanı tekellenn belini kıracağız sözüyle neyi kastetmektedır? Narin sordu: Bu ihracat sistemi netice vermezse ekonominin ne kadar zarar edeceği duşunülmüş müdur? Koçman söyledi: Uhalattakı liberasyonun genişlemesinin milli sanayiyı negatıf yonde etkilememesi için gerekli dikkatin sarfedilmesini umit ederim. Koç söyledi: Hukumet muvaffak olduğu takdirde memleket büyuk birjayda gorecek. Olmadığı takdirde ise büvuk zarar göreceğız. deyışıyle "Önce serbest pazar ekonombi; "sendikal hurriyeller ve politik meseleler, daha serbest rejim" ancak, "onun ustunde yukselebilecek'tı Dığer muhalefet odaklan canlanmadan, at Usküdar yolu ııu yarılamalıydı. Paylaşılacak olanlar neydP Var olanlar ve yeni yaratılacak ya da bulunacak kaynak lar Var olan kaynaklardan devletin elın dekıler, hükümet taralından azallılıp, dağıtılabılırdı Bır kısmı vergı düzenlcmelerı ıle tüketıcı ve tasarrufçuya, sonra hükümetın aldığı "indiriın yetkileri" ıle "oncınli sektor ve bolgeler" dekı yatırımcıya, "işini bilen" ıhratatçıya Kaynağı a/alan devlet nelerden vazgeçerdı7 örneğın KİT ya tırımlarından Bu yenıden paylaşımda dovız "katalizor" rolü oynayabılırdı İthal ıkamesı donemınde borç ve benzerı dövız kaynaklarıyla bu yuyen "ilk kuşak" sanayıcılerı ıle, dovızı dı^arıdan kazanıp, kur oynamaları ve devlet desteklerı ıle büyümenın zevkını tadan "24 Ocak çocuklan" arasında Örneğın bu ıkıncılerın en önemlılerınden bırı, geçen yıl 300 mılyon doları ıhraidttan, 400 kusur zetesımn iç sayfalarmda yakınan küçuk sa nayıcılerın hepsı, tekellerı kırmayı hedefleyen ıthalat rejımının kendılerını de "kıracağım" soyluyordıı her nedense. Dovı/lı bırıkımın ötekı ayağında da yıne kuçıık boy, orta boy, hatta basaltı ıhracatvıların saygıyla sundukları kaygıları vardı. Ya^ar Unal, Narın gıbı soru da sormuyor, "İhracatta tekcllesnıc geliyor" dıyordu Azalacak vergı ıadclcrını, 50 mılyon dolar ihracatın ustune çıkıp şışırecek kaç babayığıt vardı kı7 "İhracat konusunda u/manİaşmı^ 1015 tane firma var." Kkonomide Diyalog dergısının Ekım 83 sayısında özal bır sorunun yanıtına böyle başlayıp, >öyle bıtırmıştı "Hiç ihracat tekellesir mi?" Dığerlerı de malları varsa, onlara "emanet" cdıp, dışarıya yoku edebılırlerdı "Bıiyük ihracat şirketlerine komisyon" adı verılen bu emanete, büyükler de "hıyanet" etmez, bırıkım kaynaklarından bırı olarak pckâlâ değerlendırebılırlerdı Böylece, "1980'de dısarıda mal satma heyecanım" tadanlar, 1984'te de yürcklerı hop hop cderek, "dar tabanda buyume" modelının keyfını yenıden yasayabilırler dı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle