Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL 16 EYLU¨L 2008 SALI BAKINCA Terim ve ‘Emre’si S ER D AR KIZIK Geçen yıl ‘Terim ve Spor Psikolojisi’ başlıklı yazımızda kısaca şu görüşleri dile getirmiştik: “Fatih Terim’in tavrının altında ne yatıyor? Neden eleştirilere tahammülsüz? Neden her şeyi, en iyisini kendisinin bildiğini ve uyguladığını sanıyor? Neden hırçın ve gergin? Memleketin spor psikologları Terim’i masaya yatırıp bilimsel bir değerlendirme yapsa keşke. Teknik adam sınıflamasında farklı bir kategori bulacaklardır, sanırım... Aslında ulusal takım antrenörlüğü başından yanlış. Gelelim o çirkin hareketi yapan Emre’ye... Ulusal takım düzeyinde böylesi bir lümpenliği kaldırmak ve sindirmek güç olmalı. Aslında Emre benzerleri koca koca kulüplerde de top koşturuyor. Bunlara da şanlı ulusal forma teslim ediliyor. Emre’nin hareketine ilişkin Terim ne düşünüyor acaba? Baksanıza Emre’yi Terim’in tetiklediği haberleri yazılıyor. En azından bir açıklama ve değerlendirme gerekmiyor mu? Toplumlar layık olduğu gibi yönetilir. Türkiye’de başarısız olmalarına karşın iki ‘karizma lider’ (!) iş başında. Biri başbakan, diğeri ulusal takımın teknik direktörü. Bu toplum daha çok sayıda böylesi karizma yöneticiyi kaldırır.” Şimdi yine benzer sorunlar, gündem yine Terim ve Emre... Terim ne yapıyor? Eleştirileri kabullenemiyor. Emre’nin kaptan olamayacağını söyleyen Hıncal Uluç’a verip veriştiriyor. Oysa Uluç’un eleştirileri haklı. Ardından bir spor yazarına ağza alınmayacak küfrediyor. Kendisini kışkırtan Belçikalı teknik direktöre yakışıksız hareket yapıyor. Düzenlediği basın toplantısında, “Artık gazetecilere yönelik eleştirilerimde söylem değiştirdim” dese de bildiğini okuyor. Ardından gazetecilere fırçayı basıyor: “Çarşamba cumartesi arası nasıl davranacağınızı hâlâ öğrenemediniz.” Ne yazık ki o sırada kendisine hak ettiği yanıtı verecek kimseler yok... Bazı spor yazarlarını eleştireceğim derken basının tümünü hedef alıyor. Sapla samanı karıştırıyor. Herkese tepeden bakıyor. Yanlış yaptığını asla kabullenmiyor. Elbet kimi spor yazarlarının sözde eleştiri adına hakaretlerini asla onaylamıyorum. Ancak Terim’in o alaycı, tepeden bakan, aşağılayan tutumuna ne demeli? Bir sporcuya yakışmayan tutumlarını sürdüren, Gökdeniz’le yumruk yumruğa kavga eden Emre’yi bu denli desteklemesi neden? Emre’ye dönersek... Bakar mısınız Sergen’in sözlerine: “Emre’yi biz Türkiye olarak hangi mertebeye koyuyoruz? Yıldız futbolcu mertebesine... Ama o yıldız futbolcu gibi oynamıyor ki!.. Orta sahada koşuyor, mücadele ediyor sadece... Ne yaratıcı bir ara pası ne gole dönük bir asist ne de sonuca etki etme (penaltıyı saymayın)... Dümdüz futbol oynuyor. Bizim beynimiz Emre ise sahada ‘beyinsiz’ kaldık demektir. Kötü futbolcu değil ama süperstar hiç değil. Maç sonrası ‘Hıncal Uluç Emre’yi eleştirdi, bütün takımın morali bozuldu’ geyiği yapmaya kalkan olursa gülerim. Bizim futbolcular ne kadar da şekerden yapılmışlar, anlayamıyorum. Kariyerim boyunca bana söylenmedik laf bırakılmadı, onlara yanıtı hep sahada verdim... Emre’nin de siniri bozulduysa sahaya çıktığında her şeyi unutturup futboluyla konuşanları susturacaktı. Profesyonellik bunu gerektiriyor. Aksi halde ikna ediciliği kalmıyor...” Sergen az bile söylemiş!.. Gelelim son söze. Sinirlerine hâkim olamayan, sürekli kendisini haklı gören, sözde karizmatik iki lideri var Türkiye’nin... Biri Kasımpaşalı, diğeri Adanalı raconuna sığınıyor. Böyle yaptıkça karizmaları yükseliyor mu yoksa çiziliyor mu? Karar sizin... 17 EYLÜL 21.45 Dragao Stadı PortoF.Bahçe STAR TV 18 EYLÜL 21.00 St. Jakob Park BellinzonaG.Saray SHOW TV E D Z İ M İ Ğ İ GRAF LİYOR, E S K Ü E Y D Z İ M İ J İ T S PRE 18 EYLÜL 20.30 İnönü Stadı BeşiktaşMetalist D SMART 18 EYLÜL 21.00 Atatürk Stadı Kayseri PSG D SMART 4