Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR BASKETBOL 16 EYLU¨L 2008 SALI MRSIC << YILLARA MEYDAN OKUYOR .Bahçe Ülker taraftarının sevgilisi Damir Mrsic... Nasıl olmasın ki? Yaşı ilerlemesine karşın süre aldığı her dakikada takımına katkı yapan, kritik 3’lüklerle çoğu maçı koparan deneyimli bir isim Mrsic... Hatta ona Demir Kaan da diyebiliriz. Çünkü Bosna doğumlu oyuncu Türk vatandaşı statüsünde... Mrsic o kadar seviyor ki Sarı Lacivertli takımını, kendi özel internet sitesinin girişinde karşınıza “Fenerimle 1 sene daha” ibaresi çıkıyor. F.Bahçe Ülker’in kaptanı, Ülker’in resmi sitesi ‘www.ulker.com.tr’ye bir röportaj verirken bu sevgisini de anlattı. Mrsic, “Bir anket yaparsanız Türkiye’deki oyuncuların birçoğu F.Bahçe Ülker’de oynamak ister. Ben de bunu yaşamaktan çok mutluyum. Kaptan olduğum için de ayrıca gururluyum. 2 yıldır şampiyon oluyoruz ve başarılı bir takımda kaptan olmak çok onur verici bir duygu… 3 yıldır taraftarlardan ‘Yılın Basketbolcusu Ödülü’nü alıyorum. Başka bir takımda oynamayı düşünmüyorum” dedi. 25 Ekim’de 38 yaşına basacak olan Damir Mrsic, basketbola daha uzun yıllar hizmet etmek istiyor. Ne zaman takıma katkı sağlayamadığını görürse o zaman ‘emekli’ olacağını söyleyen Boşnak oyuncu, “Şu anda sadece oynamayı düşünüyorum. Sahaya çıktığım zaman heyecan duyduğum sürece hep basketbol oynayacağım. Özellikle F.Bahçe’de 15 bin kişinin önüne çıktığınızda sahada heyecanlanmamak mümkün değil. Takıma katkı sağladığım sürece basketbol oynayacağım. Vücudumun bu tempoya dayanamayacağını ve takıma katkı sağlamadığımı düşündüğüm gün basketbolu bırakacağım” diye konuştu. Kariyeri boyunca hiç sakatlık geçirmeyen ve bu nedenle şanslı olduğunun altını çizen Mrsic, “Sakatlık konusunda çok şanslıyım. Kariyerim boyunca hiç ciddi bir sakatlık geçirmedim. Yediklerime, içtiklerime dikkat ediyorum. Vücudumu dirençsiz bırakmıyorum; dinlenmeye zaman ayırıyorum. Disiplinli bir oyuncuyum. Kendime iyi bakıyorum, bu da F sakatlanma riskini azaltıyor” ifadelerini kullandı. F.Bahçe Ülker’in kaptanı Damir Mrsic, Türkiye macerasını ise şöyle dile getiriyor: “Türkiye’deki basketbol maceram Tuborg’la başladı. 1995’te Hırvatistan’da oynarken askerlikle ilgili sorunlar yaşadım. Bu nedenle Hırvatistan’dan uzaklaşmam gerekiyordu. Tuborg’la görüşmeye başladım. Aslında o yıllarda buraya gelmeye çok sıcak bakmıyordum. Bosna’dan baktığınızda Türkiye, o dönemlerde doğru bir tercih gibi görünmüyordu. Yine de içimden bir ses Türkiye’ye gitmem gerektiğini söyledi. Tuborg’la anlaşmaya vardık. Tuborg Başkanı Selçuk Yaşar ve basketbol şube başkanı Cengiz Tekin beni İzmir’de Altın Yunus Oteli’ne götürdü. Oraya gittiğimde İzmir’e hayran kaldım. 13 yıldır Türkiye’de yaşıyorum ve çok memnunum. Herhalde başka bir ülkede bu kadar huzurlu olamam. Türkiye, Bosna’dan çok göç aldı. Savaş zamanında Türkiye, Bosna’ya çok yardım etti. Türkiye’yi çok seviyorum ve basketbol kariyerime devam etmek istiyorum. Türk vatandaşı da oldum; hep burada yaşamak istiyorum. Arada sırada Bosna’ya gidiyorum; oradaki bağlantılarımı da koparmıyorum.” EN BÜYÜK AŞKI MOTOSİKLET Mrsic en büyük hobisinin motosiklet kullanmak olduğunu vurgularken İstanbul’da bunu yapmanın zor olduğunu söylüyor. Boşnak oyuncu, “İzmir’de oynadığım dönemde başladı motor tutkum. İzmir’de motosiklet sürmek bana çok keyif veriyor. Çünkü orada trafik rahat; Foça’ya, Çeşme’ye motorla gitmek çok zevkli. Ama İstanbul, bunun için hiç uygun bir yer değil. İzmir’de yazın sıcağında motorunuza binip istediğiniz yere gitmek çok eğlenceli… İstanbul’da trafiğin yoğunluğu nedeniyle sadece belirli etkinliklere katılabiliyorum. Yazın İzmir’e gittiğimde daha sık motor kullanıyorum” dedi. BAYAN BASKETBOL PANORAMA SERDAR GÜREL iz ne kadar yok saysak da gazeteler kendilerine yer ayırmasa da TV kanalları 30 saniye haberi çok görse de bu kızlar üzerlerine düşeni fazlasıyla yaptı. Hepsinin emeklerine, yüreklerine sağlık. Elbette onları bu maçlara hazırlayanları, destekleyenleri, yetiştirenleri de unutmamak lazım. Onlara da binlerce kez teşekkürler. Ne yaptı bu kızlar? 5 takımlı B Grubu’nu 7 galibiyet 1 yenilgiyle 15 puan toplayarak lider bitirdiler. Ne yaptı bu kızlar? Üst üste 3. kez Avrupa Şampiyonası’na katılmaya hak kazandılar. Ne yaptı bu kızlar? Sahaya yüreklerini koydular, vargüçleriyle mücadele ettiler ama hepsinden önemlisi bizi 2009’da Letonya’da düzenlenecek şampiyonada madalya alabileceklerine inandır B Türkiye’nin Perileri dılar. 3 turnuva öncesine kadar Avrupa şampiyonlarına hiç katılamamış bir Türkiye varken şimdi üst üste 3. kez bu organizasyona katılmaya hak kazandık; üstelik grup lideri olarak. Ülkemizde bayan basketbolunun geldiği noktayı, bu hızlı gelişmeyi bizler yok saydıkça onlar başarılarına yenilerini ekliyorlar. Hem kulüp takımlarımız hem de ulusal takımımız yani “Potanın Perileri.” Aslında bu ne kadar hoş gözükse de bu slogan bana hep biraz eksik gelmiştir. Zira bayan basketbolcularımız sadece potanın değil, tüm ülkenin perileri. Tıpkı bayan voleybol ulusal takımımızın “Türkiye’nin Sultanları” olduğu gibi. Bu takımlarımıza başarılarından ötürü devletimiz tarafından bir ödül veriliyor mu bilmiyorum ama “Türk Tanıtma Fonu” isimli kuruluşun bu takımlarımızı ve sporcularını desteklemesi gerekiyor. Güneş, kum, deniz afişleriyle, filmleriyle yapılan tanıtımdan kat be kat fazlasını bu sporcularımız, bu takımlarımız gerçekleştiriyor. Bu gerçeğin farkına bir varsak olayın sadece topun sepetten geçmesinin çok ötesinde olduğunu anlayacağız ama... Bir kez daha tebrikler çocuklar bu büyük mücadeleniz için. Hedef 2009’da madalya olmalı ve siz bunu yapabilecek güçte olduğunuzu gösterdiniz... Teşekkürler... eposta:serdargurel?basketdergisi.com 11