Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C C A N SPOR BASKETBOL MART SALI ATAMAN: ÖZYER’LE GURUR DUYDUM Sayın Özyer, siz Ülker’de çalıştığınız dönemde Ergin Ataman’ın yardımcılığını yapmıştınız. Bu durumun İtalya’da size bir faydası olur mu? M.Ö: Bu kağıt üzerinde bir artı gibi. Ama böyle maçlarda oyuna damgayı oyuncular vurur. Rakip antrenörün neler yapabileceğini tahmin etseniz bile bunu oyuncunuza söylersiniz ve o da bunun reaksiyonunu verir. Stres altında bunu yapabilecek isimler büyük takımlarda oynar. Tıpkı bizde olduğu gibi... Bu eşleşmede güvendiğiniz isimler var mı? M.Ö: Evet, Hüseyin Beşok ve Cüneyt Erden’e güveniyorum. Çünkü onlar beyin olarak takımı etkileyebilen oyuncular. Oynasalar da oynamasalar da takıma liderlik yapabiliyorlar. Benim en önemli kozlarım olacaklar. Peki ya siz sayın Ataman? Eski yardımcı antrenörünüzle karşılaşmanız nasıl bir durumu ortaya çıkarır? E.A: Bunun avantajı olmaz, dezavantajı olur. Çünkü aynı felsefeleri paylaşıyoruz. Birbirimizi iyi tanıyoruz. Murat hoca dersine iyi çalışmış. Ülker’de olduğumuz zaman ben takımdan ayrıldıktan sonra o kadroyu sonuca ulaştırmasını bildi. Şimdi de Galatasaray Cafe Crown’ı Final 8’e ulaştırdı. İyi işler başardı ve bunu gördükçe çok mutlu oluyorum. Türk antrenörü kolay yetişmiyor. Murat da söz sahibi koçlar arasına ismini yazdırdı. Bu da benim için bir gurur kaynağı... BASKETBOLDA ÇİZME’Yİ AŞALIM İ Ş B A K A N lışılagelmiş bir derbiden çok daha fazlası yaşanacak İtalya’nın Torino kentinde... Beşiktaş Cola Turka ve Galatasaray Cafe Crown, tarihlerinde ilk kez ULEB Kupası çeyrek finalinde birbirleriyle mücadele edecek. Biri elenecek, biri yarıfinale uzanacak. Son 1 haftadır bunun iyi mi kötü mü olduğunu tartıştık durduk. Kimisi, “Keşke finalde karşılaşsaydı” derken kimisi “En azından bir yarfinal garanti, ya çeyrek finalde elenseydik?” görüşünü paylaştı bizlerle... Hangisi doğru bilmiyoruz ama kazanılan başarı büyük... Basketbolumuzsa daha nicelerine layık... Torino’da 11 Nisan’daki dev maç dediğimiz gibi ‘derbiden de öte...’ Burada görev; maçı seyredecek olan basketbolseverlere de düşüyor. Büyük bir fırsat bu... Orada gösterilecek centilmenlik, dostluk, kardeşlik İtalya’dan Türkiye’ye, hatta dünyaya önemli mesajlar verecek. Birazdan okuyacağınız satırlarda bunun nedenlerini Türkiye’nin şu andaki en başarılı koçları Ergin Ataman ve Murat Özyer açıklayacak.... Basketbolumuz tarihinin en güzel günlerini yaşıyor. Gelin onları Beşiktaş ve Galatasaray bayraklarının yanında bir de Türk bayrağı alarak da destekleyelim ve bu sporun kültürünü gençlere aşılayalım... Sonuçta Torino’daki bu derbide kaybeden olmayacak... Elbette bir alkış da iki başarılı antrenöre... Onlar bize büyük düşünmeyi yeniden gösterdi. Beşiktaş Cola Turka koçu Ergin Ataman, Türkiye’ye döndüğü ilk günden beri hep ‘şampiyonluklardan’ bahsediyor. Galatasaray Cafe Crown Başantrenörü Murat Özyer ise adım adım inşa ettiği takımına istikrarın ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Uzun zamandır hissetmediğimiz duyguları yaşıyoruz son günlerde... Ne mutlu bu hisleri yüreğinde hisseden basketbolseverlere... ULEB Kupası’nda bu yıl müthiş başarılara ulaştık. Nedir Türk basketbolundaki bu atılımın nedeni? MURAT ÖZYER: Bunun birkaç nedeni var. İlk başta Ülker’in 3 büyük kulübe sponsor olarak büyük katkı yapması geliyor. Ben Galatasaray adına konuşacak olursam; kulübümüz sponsorluk uygulamasını bünyesine katmakla büyük iş yaptı. Bu en az maddi getiri kadar önemli. Galatasaray sponsorluğun sindirilmesi konusunda büyük atılım yaptı. Diğer bir nedense yabancı sayısının 3+2 olması... Bir de buna Türkleştirilmiş oyuncular katıldığı zaman yabancı sayısı 6’ya bile çıkabiliyor. Bunun yanında Türk oyuncuların da kaliteli oluşu çok önemli bir etken... Kadromuzda önemli milli oyuncular var. Böylece Beko Basketbol Ligi’nin seviyesi de arttı. Siz ne düşünüyorsunuz sayın Ataman? A ERGİN ATAMAN: Bu yıl kulüpler doğru organizasyonlarla bütçelerini arttırdı ve iyi takımlar kuruldu. Hem bizim hem Galatasaray’ın kadrosunda önemli kaliteli yabancılar var. Kaliteli Türk oyuncuların da katkısı seviyeyi arttırıyor. Hüseyin Beşok, Kaya Peker önemli Avrupa kariyeri olan isimler ve bu basketbolcular şimdi Türkiye’de... Kulüplerin ciddi yaklaşımının da başarıda katkısı var. Bana göre bu bir tesadüf değil. Biz eğer ligimiz Yunanistan’ı, İtalya’yı, Fransa’yı geçti diyorsak bu başarı da gelmeliydi. Final 8’de birbirinizle çeyrek finalde karşılaşacak olmanızı nasıl değerlendiriyorsunuz? Şanssızlık mı yoksa bir takımın yarı finale kalacağını düşünürsek önemli bir fırsat mı? M.Ö: Dediğiniz gibi burada 2 görüş var. Keşke finalde karşılaşsaydık gibi... Mutlaka bir takım son 4 arasına girecek ve bu bence çok önemli bir konu... Bizim için bir artı yön ise Beşiktaş Cola Turka’yla sezon boyunca 3 maç yapmamız ve onları iyi tanımamız. Yani baştan bir araştırma yapmamız gerekmiyor... E.A: Ben İtalya’da çeyrek finalde karşılaşmamızı pek istemezdim açıkçası... Yabancı bir takımı daha çok isterdim. Böylece finalde oynama ümidimiz olacaktı. Şimdi bir takım ilk gün Torino’dan geri dönecek. Sportif açıdan bir takımımızın yarıfinale kalacak olması ve Avrupa’da böyle bir derbinin yaşanacak olması önemli bir kazanç... Final 8’e ilerlerken önemli takımları safdışı bıraktınız... Asvel ve Gran Canaria gibi iki önemli ekolün takımını Galatasaray Cafe Crown elerken, Beşiktaş Cola Turka da Hopel Jerusalem ve Kızılyıldız gibi güçlü temsilcileri geçti. Bu süreçte kırılma anları yaşadınız mı? E.A: Başkan Yıldırım Demirören’in Belgrad’da yaptığımız Kızılyıldız maçına gelmesi önemli bir mesajdı. Takımın yanında olduğunu gösterdi böylece. Şunu da söylemek istiyorum; takım bana çok güven verdi. Öyle ki İsrail’deki Hapoel maçından 15 sayı farkla döndüğümüzde bile Final 8’e kalacağımızdan emindim. O bir iş kazasıydı. Bu takım sadece ULEB Kupası’nın değil, Türkiye Ligi’nin de tozunu atan bir takım. Ben sezon başından beri iddiamı dile getiriyordum, bu takım İtalya’ya gidecek diye... Beşiktaş adına bu kupada yarıfinal, final oynamak büyük başarı ama Ergin Ataman olarak ben bu kupayı daha önce kazandım. Bu yüzden benim için tek başarı şampiyonluk olur. Peki ya sizin için Sayın Özyer? M.Ö: Asvel deplasmanında Dee Brown ve Cüneyt Erden sakattı. Bu nedenle sahaya oyun kurucusuz çıktık ve Murat Kaya ağırlıklı oynadık. Basketbolda 1 ve 5 oyuncunuz çok önemlidir. Bu deplasmanda iyi bir sinerji yakaladık ve beraberliği alarak ULEB Kupası’na nasıl tutunduğumuzu göstermiştik. Bu da takımın verdiği önemli bir mesajdı. ‘ÜLKER’İN DESTEĞİ MİLAT OLDU’ EUROLEAGUE’Yİ İSTİYORUZ Sayın Ataman, Beşiktaş Cola Turka bu arada bir transfer yaptı ve Brian Chase’i takıma kattı. Bu oyuncuyu neden aldınız? E.A: Bizim bir diğer hedefimiz de Türkiye’de şampiyon olup Euroleague’e katılmak. Chase’i de bu nedenle aldık. Drobnjak’ın Türk vatandaşlığına geçme işlemleri devam ediyor. Aslında biz onu 1 ay önce alacaktık. Ama onun NBA’de Miami Heat’e dönme durumu olduğu için beklemişti. Şimdi ikna oldu. Gard mevkiinde Dalmau veya Mehmet Yağmur sakatlanırsa çok sıkıntı yaşarız. Bunu düşünerek takviye yaptık. İtalya’ya da çok önemli bir çeyrek final mücadelesine çıkıyoruz. Nasıl bir ortam karşılamalı sizi? M.Ö: Orada her Galatasaraylının ve Beşiktaşlının yanında bir de Türk bayrağı getirmesini bekliyorum. Maç bittiği zaman seyirciler o salondan kolkola çıkmalı... Bunu Türkiye’de başaramıyoruz. Bildiğiniz gibi rakip taraftar alınmıyor salona... Torino’da Türk taraftarına bir ilki yaşatmalıyız ki örnek olsun... İspanya’da beni çok yaralayan bir olay yaşadım. Bana Gran Canaria maçı öncesi, “Burası kalabalık olur ama dışarıda size bir şey yapmazlar” dediler ve bu beni oldukça üzdü. Bu maç seyirci için de bir sınav... Bundan da başarıyla çıkmalıyız. E.A: Bugüne dek bu tip turnuvaları sporseverler TV başından izliyordu. Ama şimdi Türklerin taraftar olma şansı var. Bizim Torino’da bir mesaj vermemiz gerekiyor. “Türkiye, İtalya’ya hem takım olarak hem de taraftar olarak güçlü geldi” diyebilmeliyiz. Takımlarımızdan biri yarıfinal oynayacak.. İlk gün Galatasaray, Beşiktaş taraftarı olacaktır ama ikinci gün yarıfinaldeki takımı da iki ekibin seyircileri desteklemeli... Güçler birleşmeli.. Bu dostluk, kardeşlik için iyi bir başlangıç olacaktır. Kazanılan bu başarıyla artık çıtayı yukarılara çekmeyi başardık. ULEB Kupası’nda Beşiktaş Cola Turka ve Galatasaray Cafe Crown ile Euroleague’de Fenerbahçe Ülker çeyrek finalde... Buralarda kalmamız için ne yapmalıyız? E.A: Sponsorların yardımı artar, yatırımlarına bu ciddiyetle sürdürürse buralarda mücadele etmeye devam ederiz. Ortada başarılı takımlar var, eksik yerlere 12 takviye yaparsınız, kazandığınız deneyimlerle daha büyük başarılara imza atabilirsiniz. Bugüne dek hep bu tip kulüplerde sürekli değişimler olmuş; hedefler, oyuncular, koçlar hiç sabit kalmamış... Buraya kadar geldikten sonra silbaştan olursa yazık olur. Çünkü buralara gelmek kolay değil. Ülker’in burada bir milat olduğunu siz de kabul ediyor musunuz Sayın Özyer? M.Ö: Ülker önemli bir şey yaptı. 3 büyüklere sponsor olarak buradan nasıl bir gelir getirimi sağladığını gördü. Şimdi kendi şirketinde oturup sponsorluk fikrine sahip işadamlarının gözü açılmıştır. Şu anki duruma baktığımızda Ülker’in sponsor olduğu 3 takım Avrupa’da son 8’e kaldı, birinin Final 4 oynaması garanti. Bence çıtanın burada kalmasının ihtiyaçlarından birisi sponsorun bu işin içinde tutulması... Bu devamlılığın sürmesi için sponsorları korkutmadan basketbolun içine çekmemiz gerekiyor. Galatasaray da Beşiktaş da futbolu daha çok önemseyen yapıda takımlar... Bu nedenle zaman zaman kulübe giren sıcak paranın futbol takımına aktarılması gibi durumlar olabiliyor. Bunun engellenmesi mümkün mü? M.Ö: Ben Galatasaray’da olduğum sürece böyle bir şey gerçekleşemez. Burada yönetimin büyük bir başarısı var. Şöyle bir karar alındı sezon başında... “Basketbol sponsorundan gelen getiri sadece basketbolla ilgilidir.” Çok net bir çizgi çekti yönetim. Bizim buraya gelmemizdeki en büyük pay yönetimdir. Bakış açısının bir başarısıdır bu. E.A: Bence kurumsal olmak daha önemli. Beşiktaş’ta çark başkan Yıldırım Demirören’in bireysel fedakârlığıyla dönüyor. Ama bu böyle devam etmez. Eğer Ülker’le yönetim kurumsal birlikteliği yakalarsa Beşiktaş’ın Avrupa’da sayılı takımlar arasına girmemesi için hiçbir neden yok. 8 9