05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

C SPOR FUTBOL NİSAN SALI SONU GELMİŞ Ayhan Bermek ulusal takımda oldukça başarılıydı. (Fotoğraflar: FATİH ERDOĞDU) Futbol Federasyonu’nda Kemal Kapulluoğlu ve Galip Asal istifa etti. Ne diyorsunuz istifalar için? İşte sonu gelmiş. Sonun başlangıcı çoktan olmuş, sonun sonu gelmiş. Direnmemin de sonu yok. Dirençle enerjinizi Türk futboluna harcamıyorsunuz. Direnerek kendi enerjinizi kendi kişisel çıkarınız için kullanıyorsunuz. Ben Ayhan Bermek olarak doğruları söyleyeceğim. Futbol kamuoyuna saygılıyım, gençliğe saygılıyım, Türk sporuna saygılıyım. Bu ülkenin gençleri bu ülkenin spor severleri buna layık. Kısır çekişmelerin içine girmem, hiç kimseden de çekinmem. Doğruları söyleyerek buraya geldim. Çünkü benden gençlik ve spor kamuoyu doğruları öğrenmek istiyor. Futbol Federasyonu makamı da doğruların söylendiği yerdir. Bir spor adamı ve iş adamı olarak hep şeffaf yönetimin peşinde oldum. Burayı elde edilemeyecek bir makam olarak görmüyorum, hizmet edilecek yer olarak görüyorum. Haluk Ulusoy’u başarılı buluyor musunuz? Haluk Ulusoy’a karşı başkan adayı olduğuma göre ‘ondan daha iyi yapacağım’ iddiası vardı. Bu iddiam da hâlâ devam ediyor. Ulusoy benim arkadaşım, beraber yönetimlerde çalıştığım bir kardeşim. İyi yapıp yapmadığına kamuoyu karar verir. Henüz inisiyatif almadım. Alacak mısınız. Yani yeniden aday olacak mısınız? Zengin bir hayat bağım var, çok mutluyum. Eğitimi ve gençleri çok seviyorum. Yurt dışında gençlere yatırımlar yapıyorum. Tüm bunlar benim hayatımı kapsarken benim için hobi olmayan, hayat bağı olan bir futbol var. 25 yıllık ciddi bir deneyimim, dününü ve bugününü bildiğim bir futbol bağım var. Kendi doğrularım var ve 102 insana da kendimi borçlu hissediyorum. İnisiyatif almam gerekirse bunu almaktan çekinmem. Öyle uzun yıllar kalmak üzere değil köklü reformları oturtabilmek ve futbol federasyonunun olmazsa olmazlarını yerine koyabilmek için varım. Ne olacak bu süreçte? Mutlaka seçim olacak. Bir hukuki süreç başlamıştır. Delegelerin 100 küsur oyuna federasyonun ‘yoktur’ deyip teftiş kurulunun ‘vardır’ dediği bir mahkeme süreci yaşanıyor. İkincisi de Haziran ayındaki olağan mali kurulda seçim kararı alınabilir. İkisinin de ucu seçime doğru gidiyor. Bunun yüzdesi 50’nin üzerinde. Dolayısıyla ya güven tazelenmeli ya da seçim kaçınılmaz. Seçimi kazanacağınız gözüyle bakılıyordu. Süpriz mi oldu kaybetmeniz? Ne hissetiniz? Çok kısa bir süreçti. Ben kulüp yönettim, işimi yönettim, ailemi yönettim ama bu seçimi istediğim gibi yönetemedim. Kimseye bunun mesuliyetini yüklemedim. Bu bana aittir. Bundan sonra katılırsam neleri yapacağımı ve nelere yapmayacağımı biliyorum. Ben seçimi hem kazanmak istedim hem de iktidar olmak istedim. Seçimi kazanmak için kimseye taviz vermedim. Fikirlerimin kazanacağı inancındaydım. Türk futbolunun buna ihtiyacı vardı. Ben Mustafa Çulcu’yu MHK başkanı yapmam. “Gelin bana oy verin sizi MHK başkanı yaparım” demem. Desem dört oy benim olur ben kazanırım ama Türk futbolu kaybeder. Bugün olduğu gibi.... Halbuki Türk futbolunun dünya rekabetinde değişime, radikal hareketlere ihtiyacı var. İktidar olma ile seçim kazanma ayarını iyi yapamadım. Zaman da dardı. Ben kaybettim. Ama değerlerim kaybetmedi. Potansiyel başkan adaylığım güçlenerek çıktı. Otorite boşluğu var Türk futbolunun neye ihtiyacı var? Otoriteye ihtiyacı var. Otorite boşluğu var. Seçim öncesi seçim esnasında ve seçimlerden sonra eğer iradeni ortaya koyacak şartlar oluşturamıyorsan bunu herkes bilir. MHK başkanlığına kapasite olarak yeterliliği tartışılır birini koyarsanız oy uğruna ya da tavsiyeyle oraya alırsanız sorun doğar. İktidar olamazsınız. İnandırıcılık kalkar. Bunların her biri sorun yaratır. Kesinlikle sayın Çulcu’nun kişiselliğini hedef almıyorum. Çok iyi bir meslek sahibidir, iyi bir aile babasıdır ama Futbol Federasyonu MHK başkanlığını konuşuyorsak, beraber görev yaptığı sezonun ilk devresinin hakemini, ikinci dönem MHK başkanı yaparsan komik olur, inandırıcı olmaz, otorite boşluğu olur. Zaten çıkıp da Futbol Federasyonu başkanından yönetimininden başka kimsenin konuşmaması lazım. Herkes çıkıp kendi kulübü adına konuşmalı. Türk futbolu adına kimse ahkam kesemez. Nasıl kurtulur Türk futbolu bu süreçten... Kamunun inandığı, hukukçuların inandığı, üniversitelerin inandığı birinin gelmesi lazım. Adalet ve eğitim ön planda olmalı. Şeffaf yönetim olmalı. Seçimlere giderken hiçbirine taviz vermedim. Asılnda oy veren delegelerin de fikirlere oy vermesi lazım. Siyaset kulüpçülük gibi etkenlerle olmamalı. Bu yüzden Türk futbolunun patronluğuna soyunuyorum. Eski bir ulusal takımlar sorumlusu olarak ulusal takımın durumu nasıl görüyorsunuz? Bir başarının arkasına sığınamazsınız. Biz yıllarca 31’lik Macaristan galibiyetiyle avunduk. Dünya üçüncüsü yapıp tamam tarihe yazıldın ama bugünkü futbola bunun katkısı yok. Bugünkü futbolunun değerini ölçmen biçmen lazım. Bugün Türk Ulusal Takımı’nda Fatih Terim ve arkadaşları zoru başarıyor. İyi bir performans sergiliyorlar. Mutlaka federasyonda üzerine düşeni yapmıştır ama bu durumlara düşmemeliydi. Türk Ulusal Takımı olanaklar verilir ve futbol federasyonu iyi yönetilirse çok iş yapar. Türkiye’nin oyuncu kaynağı zengin. En zor şartlarda bile başarılı oldular. Lig yarışı kızıştı şampiyonluk için hangi takımı şanslı görüyorsunuz? Polemiğe girmek istemiyorum taraf olmak istemiyorum sadece futboldan yanayım. Mensubu olduğum bir kulüp var ama Türk futboluna kalite getirecek takım hangisi ise o şampiyon olsun diyorum. Çünkü oynanan futbolun kalitesinden memnun değilim. 10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle