Katalog

Beyzbol Federasyonu Başkanı Soner Yılmaz altyapıya önem verilmesi gerektiğini söyledi GELECEK OKULLARDA ERKUT BOZ eyzbol, okyanusun ötesinden Türk sporseverine göz kırpıyor. İster şişman olsun ister zayıf, fark gözetmeden herkese sahada bir yer veren beyzbol, geleceğini okullarda arıyor. Gençlerin sosyalleşmesinde önemli bir rol oynayan bu sporda yönetici, antrenör ve sporcuların eğitim seviyesi oldukça yüksek. Konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Beyzbol ve Softbol Federasyonu Başkanı Soner Yılmaz sopa, eldiven ve top üçlüsünü okullarda tanıtmak için büyük çaba sarfediyor. Federasyonunuzun beyzboldaki öncelikli amacı nedir? SONER YILMAZ Öncelikli olarak okullara inmeyi planlıyoruz. En iyi sporcuyu yetiştirme düşüncesinde değiliz. Hep okullarda olmak istiyoruz. Olayın profesyonelliğine girmeden bu sporun ruhunu tanıtmak ve öğrencilere anlatmak düşüncesindeyiz. Kulüp kurarak sporcuları orada yetiştirme planınız var mı? İlköğretim, lise, üniversite ve kulüp olmak üzere bir sıralamamız var. Yani, önceliklyi olarak eğitim ve öğretim diyoruz. Sporcularımzın okuldan kopmasını istemiyoruz. Herkesin diploma almasını bekliyoruz. Eğitim seviyesi yüksek bir kitleye hitap ediyorsunuz? Evet, şimdi de karne kriterimiz var. Dersleri iyi olanları alıyoruz. Dolayısıyla öğrenci iki koldan başarıya ulaşıyor. Beyzbol, öğrencilerin sosyalleşmesine nasıl katkıda bulunuyor? Bu sporda fiziki yapının önemi yok. Kilolu ya da zayıf olsanız bile sahada mutlaka bir göreviniz var. Böyle olunca da içine kapanık olmayan, kendine güvenen, takım ruhunu bilen gençler yetişiyor. Kahve köşelerinde kağıt oynayacağına kendini değerli hisseden sporcular oluyorlar. Beyzbolun Türkiye‘deki durumu nedir? Ne yazık ki yeterince seyirci desteğimiz yok. En azından velilerin maçlara gelmesini istiyoruz. Bu şekilde çocuklarına destek vermelerini ve maç havasını yaşatmalarını bekliyoruz. Ancak az kişi geliyor. GeFederasyon lenler de fazla durmuyor. Bun. da tesis yetersizliğimiz bence Başkanı Yılmaz en büyük neden. Tesislerin durumu nedir? Gerçekten çok yetersiz. Sporcularımızın otobüste soyunduğu oluyor. Seyirci açısından bakarsak durum daha kötü. Tuvaleti olmayan, yiyecekiçecek satılmayan yerlerde seyirci tutmak çok zor. Şu an en büyük tesisimiz Eskişehir’de. Federasyonun yeterli bütçesi var mı? Devlet desteği yeterli mi? Amerikan futbolu, beyzbol, ragbi, softbol olmak üzere bu 4 dala verilen bütçe 250 bin YTL. Tabii ki yeterli değil. Ancak biz devlete yük olmak istemiyoruz. Bunun için sponsorlara ihtiyacımız var. Gerçi şu ana kadar o desteği de bulabilmiş değiliz. Tesis ve seyirci sayısını yeterli bulmadıkları için sıcak bakmıyorlar. Türkiye’de insanları bu spora özendirmek için ne yapmak gerekir? İnsanları bu spora özendirecek bir hava yok. Avrupa’da da bu böyle. Amerika basketbolda olduğu gibi kendini bu sporda da dış dünyadan soyutlamış. Beyzbol 2008’den sonra olimpiyatlardan da çıkarılacak. Bu da heves kırıcı. basına da önemli iş düşüyor. Az da olsa yer ayrılsa, gazeteyi gören ‘ben de gazeteye çıkayım’ diye heveslenir. Ayrıca öğrencilere spor bursu verilmesi de yararlı olacaktır. C B SPOR BEYZBOL 22 AĞUSTOS 2006 SALI B E Y Z B O L N E D İ R ? K riketten esinlenerek oluşturuluan beyzbol, Uluslararası Federasyonu’na 1938’de sahip oldu. Beyzbol, Barcelona 1992 Olimpiyatlar’ında resmi olarak olimpiyatlara girdi. 9’ar kişilik 2 takım arasında oynanan beyzbolda her takım sırayla sayı alır ve devreler zamana göre değil oyundan çıkan oyuncu sayısına göre belirlenir. Maçta, hücum takımı vurucuları topa vurarak sayı yapma amacındayken, savunma takımı ise rakip oyuncuları oyun dışı bırakmak, sayı yapmalarını engellemek ve devreyi bitirmek çabasındadır. Beyzbol oyuncuları, tutucu, 1.kaleci, 2. kaleci, 3. kaleci, shortstop, sol, sağ ve orta dış saha oyuncuları olarak görevlendirilir. Ülkemizde bu sporu yapan 25 takım 375 sporcu bulunuyor Türk Ulusal Takımı, Nisan 2006 Uluslararası Tulln Turnuvası’nda ikinci olurken Kasım 2005 Atina Turnuvası’nda ise üçüncülüğü elde etti. SAHANIN ÖZELLİKLLERİ O yun alanı üç metre yüksekliğinde bir çitle çevrilidir. Alan iç alan ve dış alan olarak ikiye ayrılır. İç alan, kare biçimindedir ve kenarları yaklaşık 27 metredir. Karenin dört köşesi de birer kale’dir ve bu kalelerden biri sayı kalesi’dir. Kaleler, sayı kalesinden sonra saatin ters yönünde 1’den 3’e kadar numaralanır. İç alanın ortasında, sayı kalesinin yaklaşık 18 metre uzağında fırlatıcı tümseği yer alır. Sayı kalesinde beyaz plastikten beş gözlü bir plaka, öbür kalelerde küçük birer yastık bulunur. İç alanın sayı kalesinde bitişen iki kenarı ve bunların uzantıları, faul çizgisi olarak adlandırılır. Bu iki faul çizgisinin iç alan dışındaki bölümü dış alan, faul çizgileri ile çevre çitleri arasındaki alan da ceza alanıdır. 17