Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C SPOR FUTBOL EKİM SALI BALILI BiZiM ırkçılar MAHMUT SERT utbolda ırkçı tutum ve davranışlar son dönemlerin çok konuşulan konularının başında geliyor. Hele söz konusu olan Avrupa futbolundaki ırkçı tutum ve davranışlarsa değme keyfine! Öyle ya; Avrupa, Batı uygarlığının temel taşlarını içinde barındırıyor: İngiltere, İtalya, İspanya, Almanya, Fransa Batı’nın taşıyıcı ayakları, üstelik futbolun endüstrileşmesinde başrol oynayan ülkeler. Ama futbolun ırkçıları da yine bu ülkelerden. Eto’o’nun, Henry’nin ve nicelerinin başına gelenleri biliyoruz. Derilerinin rengi siyah olduğu için maymun sesi çıkartmaktan, önlerine muz atılmasına kadar olmadık iğrenç hakaretlere uğruyorlar. Biz ise bu tür davranışlar ülkemizde olmadığı için seviniyor, “uygar” geçinen Avrupalılara biraz da şaşkınlıkla bakıyoruz. Şaşkınlığımızın nedeni Batı’nın, her şeyi, her zaman doğru, dürüst ve eşitlikçi bir anlayışla yaptığı öğretisine dayanıyor olabilir. Ki bu öğreti, bize yine Batı tarafından “uygarlık” olarak dayatılan bir şey. Avrupa futbolundaki ırkçılığa elbette tepki göstermek, bunu önleyecek önerilere destek vermek, arayışta bulunmak her çağdaş insanın görevi. Tamam da acaba bizde durum nasıl? Türk futbolunda belki Avrupa’daki gibi deri rengi farklı insanlara yapılan bir ırkçılığın yoğun biçimde olduğu söylenemez. Ama çok sınırlı bir düzeyde de olsa ırkçı tutum ve davranışların olduğu açıktır. Eski Trabzonspor Başkanı Mehmet Ali Yılmaz’ın İngiliz Champell’a “yamyam”demesini, eski hakem Ali Aydın’ın Fransız Nouma’ya “zenci oyuncu” demesini hatırlayın. Son örnek KayserisporSivasspor karşılaşmasında yaşandı. İsrailli Balili Kayserispor yandaşlarının olumsuz tezahüratlarından nabini alan futbolcu oldu. k Benzer bağırışlar bir dönem Fenerbahçe’de oynayan yine İsrailli Haim Revivo’ya da yapılmıştı. Son dünya kupasını yayınlayan Kanal 1’in sunucusunun İtalyaGana maçına bağlanırken; “Yakışıklı İtalyanlar, çirkin Afrikalılar” tanımlaması da akıllardadır. Geçen sezon Diyarbakırspor’a yapılan “PKK dışarı” tezahüratında ise yalnızca takım oyuncularını terör örgütüyle değil, Kürtlerle de özdeşleştiren bir tepkinin izleri var. Sözü edilen örnekleri elbette ideolojik bir ırkçılık çerçevesinde değerlendirmek çok doğru bir yaklaşım olmaz. Daha çok futbol rekabetinde, rakibe karşı moral bozucu bir etmen olarak değerlendirmek sanki daha sağlıklı. Ama sonuçta ne olursa olsun böyle bir tutum ve davranışın ortaya çıkarttığı ayıbın, topluma vereceği zarar hiç de küçümsenecek gibi değil. F ETO’O TEHLİKELİ FANATİZM F REVIVO utbolumuzdaki fanatizmin, rekabeti düşmanlık düzeyine çektiği düşünüldüğünde, sevgili Haşmet Babaoğlu’nun da vurguladığı gibi ‘kendimize dönük bir ırkçılığa doğru gidişin’ olduğu görülüyor. Günümüzdeki FenerbahçeGalatasaray rekabeti yoksa düşmanlığı mı demeli? ırkçılıktan daha tehlikeli bir duruma gelmiştir. Bu bağlamda artık Türkiye’de insanlar, yandaş oldukları takım kimliğini neredeyse bir ırk olarak algılamaktadır. Futbolla ilgisi olsun olmasın insanlar, birbirleriyle Galatasaraylı veya Fenerbahçeli olmasına göre ilişki kuruyor. Takım kimliğine verilen değerin her şeyin üzerinde olduğu durumlarda da rakibi incitecek her türlü cinsel ayrımcılık, ırkçılık, kültürel kimlik vb. aşağılama unsuru olarak kullanılabiliyor. Avrupa futbolundaki ırkçılığın ardında bir iktidar savaşımı olduğu unutulmamalı. Avrupalı beyaz adam, siyah adamlarla aynı toplumu oluşturuyor. Aynı ulusal değerlere sahip. Gündelik yaşamdaki beraberlikleri, paylaşımları, onların ulusal niteliklerini, bütünlüklerini oluşturuyor. Ama bu paylaşımdaki güç savaşımı ve çıkar çatışmaları, kurucusu oldukları insan hakları, demokrasi, düşünce özgürlüğü vb. niteliklerle bezenmiş “uygarlığı” ayaklar altına almaya engel oluşturmuyor! Bu çıkar, basit bir maçın kazanılması olsa bile... Tıpkı “vur, kır parçala bu maçı kazan!” haykırışında olduğu gibi. 4