Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
C U SPOR VOLEYBOL EKİM SALI REŞAT YAZICIOĞULLARI GÖRÜŞ 40 Yıl TANKUT ANTİKACIOĞLU B Sultanları alkışlayın CUMHUR ÖNDER ARSLAN lusal Bayan Voleybol Takımı’nın antrenörü Reşat Yazıcıoğulları Varna’daki Grand Prix’nin ardından artık gözünü tarihimizde ilk kez katılacağımız Japonya’daki Dünya Şampiyonası’na diktiğini söylüyor. Ve üstüne basa basa şunu belirtiyor: Bu takıma destek olun... Varna’daki elemelerden biraz bahseder misiniz? Hedefimiz, gruptan çıkmaktı. Oraya İtalya ve Rusya’yı yeneceğiz diye gitmedik. Böyle bir beklenti yokken Rusya ve İtalya’yı yendik. Rahatsız olduğum taraf, gelen tepkiler mantıklı, düşünülmüş ve sakin değil. Kazandığımız İtalya ve Rusya maçlarında kimse de analiz görmedim. Sırbistan yenilgisinden sonra tepkisel analizler yapıldı. İki kere maç sayısı attık ama kazanamadık. Bu kadronun 4 5 aydır süren bir emeği var. Bunun bedelini Varna’da ödedik, Japonya’da ödemek istemiyorum. Takımımla gurur duyuyorum, her şeyi yaptık ama olmadı. Takımı yeniden nasıl motive ettiniz? Eleştiri elbette olacak. Ama takımın nasıl yıkıldığını en iyi biz biliyoruz. 4 ay çalışıp 1 sayıyla iki kere maçı bitiremedik. Varna’dan döndük 2 gün izin yapıldı ve biz hiçbir şey olmamış gibi çok ağır antrenmanlara başladık. Aramızda canınız sağolsun gibi minik konuşmalar da oluyor. Ama düşünüyorum da Grand Prix hakkını kazanıp Japonya’da elenseydik ne olurdu acaba... Japonya’daki grubumuzu nasıl değerlendiriyorsunuz? Mısır dışındaki 5 takımın da birincilik ve üçüncülük şansı var. Mısır ters bir takım ama rakibimiz olmaz. Küba’yı en son Boris Yeltsin Turnuvası’nda yenmiştik. İtalya’da Agulera çok iyi bir oyuncu. Peru tam bir kapalı kutu. Sırbistan’ı ise çok iyi tanıyoruz. Hedefimiz nedir? Biz burada ilk olarak alabildiğimiz kadar set ve puan toplayıp ikinci tura avantajlı girmek istiyoruz. İlk günkü Küba maçı gruptaki yerimizi belli eder diye düşünüyorum. İlk gün Küba’yı yenersek ikinci gün Mısır’la oynuyoruz ve üçüncü gün dinlenme var. Önemli olan gruptan çıkmak. İkinci turda A grubunun ilk 4’ü geliyor. Polonya ve Japonya garanti gelir. Kore ya da Tayvan da gelir. Biz grubu 4. bitirirsek işimiz biraz zorlaşıyor. İlk 3’te kalırsak grupta, 5. ve 8.’lik arasında bir derece alırız. 1 hafta erken gidiyoruz. Kamp yapacağımız bölgede bir takımla hazırlık maçı yapmak istiyoruz. Oyuncularımızın konsantrasyonu düşmezse başarı gelecektir. KiMSE KENDiNi DüŞüNMüYOR T akımın en büyük özelliği herkesin bir olması. Hepsi içlerinde olan starı da taşıyor o dereceye gelmemiş oyuncuyu da taşıyor. Kimsenin şahsi bir talebi yok. Hep takım ön planda. Benim anlayışımda da şahsi tipler yer bulamaz. ‘ ‘ 16 ‘ 20032013 arasında Avrupa’da ilk 4 ya da 6; dünyada ilk 12 içinde kalırsak bana göre ekolüz. İnatla hırsla buralarda olmamız gerekiyor. ‘ Rakiplerimiz bizi iyi servislerimiz ve defanstaki başarımızla tanıyor. Biz de Japonya’da oyun sistemimizi değiştireceğiz BOYUN EĞMEYiZ B ugüne kadar kimsenin önünde eğilmedik. Rakibimizi yeneriz ya da yeniliriz. Ama boyun eğmeyiz.Artık bu kemikleşmeyi sağlamalıyız. Bir maç kazanıp havaya girip, bir maç kaybedip yıkılmayız da. BU TAKIMA GüVENiN B u takıma destek verilmeli. Çünkü hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. Biz işimizi iyi yapmak istiyoruz. Bayan voleybolu 47. likten 11.’liğe gelmiş durumda. Gidebileceğimiz en yüksek noktaya ulaşacağız. Oyuncularım inanılmaz bir performans gösteriyorlar. irçoğu spor tarihimizin ‘’ilk’’lerinden olan sayısız olayları yaşamış ve Türk sporuna nice zaferler yaşatmış Eczacıbaşı Kulübü 40 yaşında... Başarılarla dolu bu 40 yılda Eczacıbaşı Kulübü’nün sporun birçok alanında elde edilmiş uluslararası öğünçlerde öncülüğü vardır. Bu 40 yılda Eczacıbaşı’nın Türk sporuna katkısı hayli büyüktür. Eczacıbaşı Kulübü’nünü kurulduğu 1966 yılından günümüze kadar geçen zaman içinde görülen şeyin özeti işte budur. 40 yılda Eczacıbaşı’nın spordaki bu üstünlüğü elde etmiş olduğu başarılar, sadece geçmişinde değil geleceğinde de görkemlidir. Değerli dostlarım Şakir Eczacıbaşı ve Faruk Eczacıbaşı’nın gönderdiği ve kütüphanemde sakladığım ‘’Bir Spor Efsanesi’’ Eczacıbaşı Spor Kulübü’nün 30 yılı kitabındaki bir kulübün oluşumu bölümünde yer alan amaç ilkeleri, 40 yıllık parlak yaşama ışık tuttuğunu onlardan hiçbir zaman ödün verilmemişliğin Eczacıbaşı misyonunu taşıdığını spor kulübüne şampiyon karakter kimliği kazandırdığını görüyoruz. Orada deniliyor ki Eczacıbaşı sporda da büyürken kendi yarattığı kurum kültürü ile yola devam etmiştir. Eczacıbaşı ailesinde spora duyulan ilgi 1966 yılında spor kulübünün kurulmasıyla yepyeni bir aşamaya gelmiş, Nejat Eczacıbaşı kulübü yalnız takımlar kurup liglere katılan bir örgüt olarak düşünmemiştir. Eczacıbaşı’nın öteki toplumsal etkinliklerde olduğu gibi Türkiye’de sporun yayılmasına, spor düzeyinin yükselmesine, gençlerin yetişmesine hizmet eden bir kurum olması üzerinde özellikle durmuştur. Şakir Eczacıbaşı ve kardeşleri Kemal Eczacıbaşı, Haluk Eczacıbaşı, Melih Eczacıbaşı bu görüşe katılmışlardır. Şakir bey, ‘’Türk gençleri sporda ilerlemiş ülkelerin gençleri kadar yeteneklidir. Yeter ki onlara verilen olanakları sağlayalım. Yalnızca birbirimizle oynayıp kazanınca da kendimizi başarılı saymak dünya sporu açısından bakıldığında hiçbir anlam taşımaz. Bilimde, sanatta, sanayide olduğu gibi sporda da bir tek ölçüt vardı. Uluslararası nitelikler. Bir an önce uluslararası karşılaşmalara kendimizi hazırlamalıyız.’’ diyerek yol gösterici olmuş, işte bu işaret voleybolda Türkiye’ye Eczacıbaşı ile ilk Avrupa Kupası şampiyonluğu kupasının kazanılmasını sağlamıştır. İşte yaşamın her aşamasında, iş yaşamının her kesiminde Eczacıbaşı ailesinin vazgeçilmez değerlere verdiği önemin spora yansıması ve Türkiye’ye getirisi... Şakir Eczacıbaşı’nın sloganları, Bülent Eczacıbaşı ve Faruk Eczacıbaşı yönetimindeki akılcılık, söz konusu ilkelerdeki ısrar, bireylerin ödün vermezliği Eczacıbaşı spor efsanesinin anayasasırıdır. Eczacıbaşı bu kurum kültürüyle, ilkeleriyle, ilkleriyle sporda büyüyerek 40 yıla demir atmıştır. 40 yılda iz bırakan yöneticileriyle, sporcularıyla, takım kadrolarıyla aldığı muhteşem sonuçlar, kazandığı sayısız şampiyonluklarla Türk sporunun yüz akıdır Eczacıbaşı... Bütün bunlar Eczacıbaşı Spor Kulübü’nün gerçek bir efsaneye dönüşmüşlüğünün göstergesidir. Destansı zaferler vardır bu 40 yılda... Geriye dönüp geçmiş 40 yıla baktığımızda yapılanlardan Eczacıbaşı topluluğunun ayrıcalıklı yerinden onur duyulmalıdır. Dünya’ya açık bir kuruluş olarak her dönemdeki bilinçli kurum yönetimiyle Türk sporunun da gururudur onlar... Nice 40 yıllara sayın Başkan Faruk Eczacıbaşı...