Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURlYETDERGİ Sır'ın sırrı, kelimenin harflerinde saklı, sesısırenk... Lolita Asil'in, AKM'de açıkcak olan altıncı kişisel sergisinde iki bin ayrı ton taşıyan bir resim 3e 90 parçadan oluşan "Sesin Dağılımı" da yer alıyor. Once rengi kesfetti AYFER COŞKUN erginin ismi Sır... Ressam ise Lolita Asil. AtatürkKültürMerkezi 'nde açılacak olan bu son sergi si hakkında Lolita Asil'le Yeşilköy'deki evinde konuştuk. Bize, resim serüvenini, çalışmalarını;büyükbirözenle yerleştirilmiş tabloların, yağhboya tüplerinin arasında uzun uzun anlattı. Sanatçının bu sergisi PÎ Artworks'ün işbirliğiyle hazırlanmış. Sergi 25 Şubat29 Mart tarihleri arasında görülebilir... Isterseniz, öncelikle eğitiminizi, hangi hocalarla çalıştığınızı öğrenelitn. Akademi'de Adnan Çoker Atölyesi'ndeydim. Çokyoğun desen çalışmaları yaptım. Lisans üstü ve doktora eğitimimi ise Devrim Erbil Atölyesi'nde sürdürdüm. Ilk tezim, "1970'den Günümüze TürkResmindeEleştiri" idi. Aslındabana çok yakın olmayan bir tezdi, çünkü yapmak istediğim, insanhücreevren bütününü daha derinine ve detaylı olarak incelemekti. Bu çalışma benim için çok önemliydi ve teori anlamında yoğun oldu. Ardından sergilergeldi. Resme başladığınız dönemle içinde bulunduğunuz dönem arasında yaşadığınız değişimi değerlendirir misiniz ? Içten mi, yoksa dıştan mı bakayım diye düşünüyorum. Dıştan baktığımda, ilkresimlerimin Adnan Çoker Atölyesi'nin etkisinitaşıdıklarınıgörüyorum.Genellikle dışa vurumcu, soyut biçimlerin ağırlıkta olduğu, renksiz denebilecek ve biraz da kendi deyimimle, "tuval içerisine sıkıştırdıp kalmış fonlardan" oluşuyordu. Ama sonra değişime uğradı resmim. Çerçeve içine sıkışıp kalmış formlar ve adlarını koyamadığım resimler yerine, şimdi adları konulması gereken, üzerinde düşünülmesi, hatta benim altyazıyla bunları açıklamam gereken, resmin dışına taşan çok renkli bir dünyaya yöneldim. Demin sizin insan gövdesi, iskeleti ve iç organları üzerine yaptığımz koca bir defter dolusu çalışmalannıza baktım. Bu ciddi değişimi yaşamanızda, insan vücudunu böylesine yakından tanıtnanızın etkisioldumu? Evet, ciddi bir evre geçirdim. O siyahbeyaz çalışmaları yaptığımda, renkli resimler de vardı, fakat gerçek renkler de ğildi onlar. Kullandması gereken, siyaha vebeyazakatkıdabulunan ışıklardı. Zaman zamaBda formlardı. O sergi dönemimde, insan bedenini araştırmaya karar verdim ve desen defteri aldım. 1996'da bunları yaparken, Bulgar asıllı ressam Christo'un>etkisindeydim. O dönemde, ipler, pakeder, bazı değişik formlar, kolajlar girdi resmime. Bir baktım ki, onun kişiliğiyle benunki bir yerde paralel gidiyor. Çünkü anlatamadığım, çocukluğumdan gelen, belki kapatmaya çalıştığım bazı şeyler vardı benim de. Bunları paketleyip kaldırmam gerekiyor diye düşündüm. Ama bunda Christo kadar başarıh olamadım. O ydlardır böyle çalışıyordu ve kendini gelıştirmişti. Ben o kadar sıkışıp kalamazdım. Bu kadar kapatmak beni gerile Doğallıktan kopmadan... "Bedeni bütünlüklü bir kimlikle ele alan bir yaklaşımı var, Bahar Kocaman'ın" diyor sanat eleştirmeni Ümit Gezgin. Ona göre Kocaman'ın, "Alabildiğine özel ve kendi derinine indikçe doğallaşan ve insana yönelen bir resmi, özgün bir renk ve biçim estetiği ile dile getirmek" gibi bir özelliği de var, ve bu özellik onun Türk resmi içinde hak ettiği yeri almasını sağlıyor. "Ağaç Bedenler" ile geçen yılın son sergisini gerçekleştiren Kocaman 710 Mart arasında Mine Sanat Galerisi'nde "Desenler"iyle karşımıza çıkacak. Kocaman Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü'nden, Adnan Çoker Atölyesi'nden mezun. Halen üniversitenin Resim ve Heykel Müzesi'nde restoratör olarak görev yapıyor. Ilk kişisel sergisini 1987'de Devlet Güzel Sanatlar Galerisi'nde açan Kocaman, sayısız karma sergide de yer aldı. 1990'da, Çağdaş Türk Resmi Yarışması'nda üçüncülük ödülü alan sanatçının bir eseri de Moskova Orient Müzesi'nde sergilenmek üzere alındı... Bahar Kocaman'ınfigürleriMine Sanat Galerisi'nde görülebilir...