Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
5 EKIM 2003. SAYI 915 SANAT 11 adı: "Zıthk". Kendisiniasılmutlucden şeyin, düşünceyi biçime dönüştürmek olduğunu vurguluyor. Bulgaristan'da malzeme olarak genellikle bazalt kullanırmış. Türkiye'de ise mermer ağırlıklı çalışıyor. I langisinin daha iyi olduğunu sorduğumuzda, "Malzemenin iyisi kötüsü yoktur, iyi ya da kötü kullanılan malzeme vardır" diyecevap veriyor. Kuzguncuk'ta kendisine ait bir atölye si bulunan Kazım Karakaya, "sonsuzluk" kavramına cğilen bir çalışma gerçekleştiriyor. Sempozyumun halkın "heykelin arka mutfağım" görmcsini sağlamasından memnun. ü t e yandan aldığı bir olumsuz tepkiyi degülerekanlatıyor: "Orta yaşlarda bir hanımefendi. binalar daha sonra kazı ekibine ev sahipliği yapmış. Bıı yıl yıkılan yapıların altında bulunan hamamın kazısı yapılacak. Böylelikle hamam kompleksinin son bölümü degün yıizüne çıkarılmış olacak. Bu aJandan, hiç el değmemiş olmasından dolayı orijina] konumda eserler, hcykeller çıkması bekleniyor. Tıpkı daha önce çıkarılan iinlii Nymphe (peri) heykeli gibi. Yaraş, bu heykellerin süslediği, bazılarında havuzlann da yer aldığı 2728 adet mekân daha bulunabileceğini belirtiyor. Antik adıyla Ilya Çayı'nın her iki tarafma yaydan hamam yapıları, çayın üzerini örten iki tonozla birbirinc bağlanıyor. Bumuazzamkompleksin.mozaiklerlc bezenmiş havuzlu salonlan, soyunma, dinlenmc, terleme ve yağlanma gibi odalarıyla birlikte toplam 60 mekândan oluştuğu tahmin cdiliyor. Şimdiye dek açığa çıkarılan çayın güney tarafındaki mekânların sayısı ise 30'u bulmuş. Ayrıca, servis kapılarından hastaları bu bölümlcre ulaştıran 68 m. uzunluğundaki koridorun büyük birbölümüdeortayaçıkarılmış. Soğukluk.ılıklıkvcsıcaklıkolmaküzere iiç ana gruptan oluşan tcrmal hamamın dışında, geçen yıl bir yapıda ele geçirilen neştergibi bazı demir vebronzdan yapılma tıp aletleri, burada hidroterapinin yanı sıra, cerrahi operasyonlar da yapıldığını kanıtlamış. Aralarında dil kesmek için kullanılan özel neşterler bile var. Kazı ekibinden Daniş Baykan, antik dönemde küçük dilin uzamasınaneden olan mikrobik bir hastalıktan dolayı böylesi operasyonların sık yapıldığını bclirtiyor. Daniş aynca, cerrahi aletlerle birlikte bukınan ilaç karışımları ya daburun vekulaktemizliği için kullanılan spatulaların,ezmepaletlcrive Tanrıasklepios'ahastalartarafındaniyilcşmekdileğiylc atfedilen minik adak sunaklarının Alli.ınoi'nin sağlıkla ilişkisini ortaya koyması açısindan çok önemli olduğunu vurguluyor: "Hasta geldiğinde tedavisi için sağlık tanrısı adına çalışan hekimlcre görünmek zorunda.Buhekimlerhastayımuayeneediyor sonra ona ilaç, merhem, içme suyu ya da sıcak su tedavisi veriyor. Bu aracla ameliyat da yapıyor. ( )rneğin bir gözün betimlendiği bir adak bulduk. Çok ilginç. r ıasta neresinden rahatsızsa onu simgeleyen bir adak sunuyor. Kazılarda çıkarılan pişmiş toprak ve bronzdan yapılma küçük ayak, bacuk parçalarınınçoksayıdaolmasıbuşifalısuyıın antik dönemde de romatiznıal hastalıklara iyi geldiğinin büindiğini gösteriyor." Sütıınlıı geniş caddeleri, dört tarafı sokaklarla çevrili toplıı konııtu, kült yapısı, .ınıtsal girişleri, çeşmeleri, avlulu mekânlan, diikkânları ve köprülcriyle, Roma dönenıindcngüniımuze.ayaktakalabilrnişenihtişanılı antik ılıcalarından biri olarak kabul edilen Allianioi'dekikazı çalışmaları, DSİ, I'hilip Morris/Sabancı ve Yortanlı Barajı Kurtarma Derneği tarafıhdan destekleniyor. Sikkeveseramikbulıınıulanndan Helenistik çağda da bu kaynak suyıından yaı arlanıldığı anlaşılan kaplıcada Bizans'a ait yapılar da bıılunuyor. MS. 11. yüzyıla kadar yerleşim gören Allianoi'de Yaraş ve ekibinin ortaya çıkarmak istediği bir alan daha var. Ancak üzerinden şıı anda Ivrindi karavolıı geçiyor. Eğer güzergâh değiştirilirse antik kentin en önemli yapılarından biri dalı.ı ortaya çıkacak: Bir kiliseveonıın altında bulunan tapınak.# 1. Uluslararası Heykel Sempozyumu Sahil boyu heykeller, Yazı ve fotoğraflar: ZEHRA ÇENGİL ugünlerde vakit bulup da Fındıklı Parkı'nın önünden geçerseniz eğer, bir toz duman bulutunun içinde, harıl harıl mermer yontan birilerini göreceksiniz. Kim mi bunlar? Mimar Sinan Üniversitesi ve Istanbııl Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle 15 Eylül 15 Ekim tarihlcri arasında düzenlenmekte olan ' 1. Istanbul Uluslararası Heykel Sempozyumu'na konuk olan heykeltıraşlar: Italya'dan Fulvio Merolli, Japonya'dan Hiroyaki Asakawa,IsrairdenBernyFink,Türkiye'den Ziyatin Nuriev, Bülent Çınar ve Kazım Karakaya. Ayrıca, Mimar Sinan Üniversitesi'nden heykel bölümü öğrencileri de çalışmala ra katılıyorlar. Sempozyum, Istanbul için bir ilk. Bu süreç içerisinde toplam on beş heykel tamamlanacak. Daha sonra Bebek sahiline kadar olan parklara yerleştirilecek heykellerin yapımı halka açık tutuluyor, dileyen parkagclipyapılışjarınıizleyebilecek, heykcltıraşlarla sohbet edebüecek. halegetirmek istediklerini belirtiyor. Çınar, modern sanat anlayışının gün geçtikçe figüratif olmaktan uzaklaştığını, sempozyıımda da genellikle nonfigüratif çalışmaların yapıldığını anlatıyor. Kendi çalışmasını da "denge konsepti" olarak tanımlıyor. Çınar, konuşmasını şöyle noktalıyor: "Yabancıheykeltıraşlarlafikir alışverişinde bulunmak büyük bir fırsat. Oğrenciler dünyanın öbür ucundan gelen bir sanatçıdan çok hoş etkiler alabiliyorlar. Farklı ekolleri görebiliyorlar. Tabii bu etkileşim sadece oğrenciler değil, bizim için dc ge Zivatin Nuriev., geçen gün yanıma gelcrek yaptığım işi uzunuzun.dikkatleinceledi. Ardından sert bir üslupla 'Siz bu mermerin çıkardığı tozun sağlığa zararlı olduğunu bilmiyor musunuz? Kamuya açık bir alanda buna müsaade edilmcmeli' deyiverdi. Ben de 'Peki o zaman hanımefendi, siz kendiniz gibi düşünen sanal düşmanı birkaçkişidahatoplayın,topladığınızgrupla birlikte imzalı bir dilekçe yazın, biz böyle bir şeye müsaade edemcyizdevin, gerekçe olarak da sanatın sağlığa zararlı olduğunu gösterirsiniz', dedim. O da sinirlibirşekildedönüp gitti..." Karakaya, basının duyarsızlığından da şikâyet ediyor: "Şimdi her şey sabun kö püğü gibi, çabuk tüketiliyor. Burada bı zim yerimize magazin yıldızlarından biri olsaydı da sadece denizi seyretseydi, ba sın ordusuyla dolardı" diyor ve bir şekıl deekliyor: "Heralandabuböyle. Milletimiz sanata karşı ilgisiz. Cîenç sanatçılara destek olmak lazım diye her yerde soylenir, ama bu vaatlerin uygulamada bir yere ulaştığını ben göremedim heniız." Heykellerin açılışı 15 Ekim tarihinde yapılacak. Heykeledair sorularınızvarsa eğer, Fındıklı Parkı, saat 09.0019.00 arasında sorularınıza cevap vermek için sizibekliyor...# Sempozyumu düzenleycnlerden MSÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferit Özşen "Bizim amacımızhalka heykel ncdir, heykel nasıl yapılır, bir sanatçi nasıl düşünür gibi mcseleleri anlatmak, bunları onunla paylaşıp düşiince alışverişini sağlamak. Bir sanat aksı oluşturacağız. Parkı pazar pijamalılarından kıırtarmak gerck!"diyor. Özşen, heykellerdc Marmara mermerininkullanıldıgınıvebu Bülent Çınar denge konsepti çalışmasında. mermcrin dünyanın en iyi yontulan, en kaliteli mcrmeri olduğunu belirtiyor. Ancak elcştirilerini de sakçerli." lamıyor:"Bu ülkeyi sanat konusunda Bir diğer heykel sanatçısı ise Marmara çok geri bırakmışlar. Bu topraklar heyUniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi kelinmerkeziymişoysa. Eski Yıınan'da, Oğretim Üyesi Ziyatin Nuriev. Sofya Anadolu'da okullar vergisini bile hey Akademisi'nden 1982 yılında mezun kelle ödüyormuş bir zamanlar..." olan Nuriev, son zamanlardasanatta bir gelişme, bir heyeeanlanma olduğunu Sempozyumun sorumlusu konumun daolan MSU J leykel Bölümü'nde Araş söylüyorve sempozyum için çokgeçkalındığınısözlerineekliyor: "Koslıoca Is tırma Görevlisi Bülent Çınar, dünyada lanbul'a böyle bir proje çok önceden geher büyük şehrin benzcri kültür sanal rekiyordu!" etkinliklerine kucak açtığını, Istan bul'da da bu sempozyumu geleneksel Nuriev'in, sempozyum çalışmasının