02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

26 OCAK 2003. SAYI 879 Kimbu Blix? Haciz memuru mu? Yolculuk sona ermiyor MÜŞERREF HEKtMOĞLU K I rak'taki silah denetçilerininbası olan ts gözkamaştırıcı diplomasi dünyasından kalveçli Blix'in kilitli birkapı karşısında kıp Bağdat'a giden Blix'te mazoşistik bir eğilim olup olmadığıni merak edenler yok değıl. göstereceğitepkibirsavaşınbaşlamasına neden olabilir. Ya da tam tersi, engel Üstelikbuseferriskçokdahafazla: Iraklılalenmesine...Irak'ınkaderinielindetutanan nndenetimlerıengelleyipengellemediklerıcak ilk bakıştaadeta bir haciz memurunu an ne karar verme sorumluluğu ona aıt. dıranBlixkimdir? 1997 yılına kadar, merkezi Vıyana'da olan Uluslararasıdiplomasınınbirbirindenca Uluslararası Atom Enerjisı Ajansı'nın(IAzip görevlerle dolıı bir alan olduğu su götür EA)başkanlığınıyapanBlix'iiçınekapalıbir mez ancak BM silah denetçiliğı bu tarz gö kişi olarak tanımlamak yetersiz kalır. Vıyarevlerdenbiri değil. Irakyönetimininonları na'dalraklılarla gerçekleştirılen iki günlük sınır dışı ettıği 1998 yılına kadar bu ışi yapan görüşmelersırasındaBlix, yemeklerını BM lar, gönülsüz Iraklı ev sahiplerinin yarattığı bürolannın yanındaki kasvetli otel restoranında tek başına yemeyi tercih etti. Gerek zorluklarnedeniyleodönemihayalkınklıkları ve bıkkınlıklarla dolıı olarak anımsıyor yandaşları, gerekse de hası mları, onun tutular. Gizli mıkrofonlar yerleştirilmiş oteller, cu,ahşkanlıklarınabağlıvemuhafazakârbir düşmanca davranan rehberler, kimyasal tesislere gıden yollardakı kuşku uyandıran traf ik sıkışıklıklan,anahtanyalnızca'maalesef' bulunamayan yetkililerrak'ın kaderini elinde tutan Hans de olduğu ıçin açılamayan laboBlix, 74 yaşında deneyimli bir ratuvarkapıları... BM adınanükleer denetımleri yürüten David diplomat. Teftiş raporunu eğer bir K.ay, "Bekledığımız yctkilılerden birının, birkaç hafta gibi bir uzatma olmazsa bugün verecek. süre içinde üç kez düğünü oldu" diyor. Birbaşkadenetçiise, Iraklıbiryetkili diplomasıden yana birkişi olduğu konusuntarafından pencereden atılan belgeleri, bir dahemfıkırler. Bırdönem Isveç Dışışleri Babaşkameslektaşınıntopladıktansonraalela kanlığı yapan, Stockholm Ünıversitesı'nde celebirotobüseatlayarakkaçtığınıanlatıyor. uluslararası hukıık derslerı veren Blıx'in Aracı durdurmak üzere önüne geçen bırbaş ulusdevletlerın egemenlık hakkının kutsalka BM görevlisi ise otobüsün durmayarak lığınainandığıbiliniyor. BıllClintonveGeüzerine gelmesi üzerıne hayatını kurtarmak orge W. Bush yönetımlerinde silahsızlanma için kenara kaçmak zonında kalmış. komitesi başkan yardımcısı olarak görev yaTümbu anlatılanlargöz önüne alındığında pan RobertEınhorn, Hans Blix için "Çokkıbarbircentilmenolmasının yanı sıra uluslararası anlaşmalarveyasalara karşı muazzam saygısı olan bir avukat. Öyle sanıyorunı kı, BM Güvenlık Konseyı'nın Irak'ıngeleceği üzerındeki bu söz hakkının, hem uluslararası silah anlaşmalarının hem de BM 'nin geleceği açısından çok önemli bir test olduğuna inanıyor..." diyor. I Japonlar da savasa karşı yuradu lAEA'da danışmanlık yaptığı dönemde Irak'taki denetimlere katılan, şu andada NVashington'daki Bilim ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsü'nün başkanı Albright, "O, Irak savaşına neden olan kişi olarak suçlanmak ıstemıyor" diyor. Blix, birbasıntoplantısında "Psikoloj ik açıdan en çok işe yarayan yöntem hangisidir? Ben bağırmamayı tercih ediyorum" demişti. ^ imi zaman şaşkına dönüyorum. Yıldızlar parhyor mu, sönüyor mu karar veremiyorum. Çok sevdiğim bir dostu yitiriyorum, anılar halkalanıyor düşüncemde. Zamanı hızla aşıyor, birtikteliği yeniden yaşıyorum. Geçen sabah bir telefon, yitik dostlara biri daha eklendi. Tomris Atikkan, değerli yazar Zeynep Atikkan'ın annesi. Ama ben onu Zeynep Atikkan doğmadan önce tanıdım. Hasan Esat Işık'ın kardeşı olarak, Erenköy Kız üsesi'nde ablamın sınıf arkadaşı olarak. Anıların gizemli buluşması bu. Güzel bir yüz, bir seslenış, bir görüş yıllar öncesine göturüyor insanı. Kaç kuşak birden gerıye dönüyor, ilerıye yöneliyoruz. Zeynep Atikkan meslek dalımızı onurlandıran kışilerden biri. Onu sevgiyle, saygıyla düşünürüm her zaman. Güzel bir kadın, güzel bir anne, güzel bir arkadaş ama her şeyden önce güzel bir insan. Işığını güzel yansıtan, saptırmayan bir aydın kişi. Sayısı giderek azalıyor ama mutluluğu yadsınamaz, meslek dalımızda böyle yıldızlar da var. Özellikle genç kuşakta parıltılarını hissedince umutla gülümsüyor, karanlığın dağıldığını hissediyorum. Değişimler, dönüşümler sürüyor, kimi zaman karanlığa saplanmaktan da kaçınamıyorum ama yıldızların da otesı var. Bir ısım, bir resim, kimlen ne zaman, nerelere taşıyor! Füsun ve Necati Utkan telefon etti önceki akşam, Roma Büyukelçimiz. Yakında emekliye aynlacak sanırım. Yerı boş kalmıyor, başka bir Utkan'a bırakıyor, oğlu Cem Utkan'a. Kimi tırmanıyor, kimi çızgısini noktalıyor diplomatlık dalında. Turgut Serdaroğlu da emekli oldu artık. Haluk Kura'dan sonra dördüncü kuşak da görevleniyor elçiler grubunda. Mutluyum, kuşakların hepsini kucakladım. Nişanlarını, nikâhlarını kutladım, çocuklarını kucakladım, gelin ya da damatlık sevincinı paylaştım. Sözün kısası birlikte yaşadık tüm yılları, güzel yaşadık, güzel paylaştık. Gözlerimi kapıyor, adım adım yaşıyorum yılları. llginç bir olay, yıllar çabuk geçiyor her zaman. Dahası, olaylar yol almıyor, bellı konulara saplanarak zamanı durduruyor neredeyse. Gele gele nerelere varıyoruz! Haluk Kura mesleğe başladığı zaman Kıbrıs sorunu hangi aşamadaydı acaba? öyle bir sorun var mıydı? Peki, bugün? Kimi zaman olaylar yol alamıyor, tıkanıklık kaçınılmaz oluyor galiba. Kaç gündür Kıbns Adası çevresinde dolaşıyoruz. Kuzey ve Güney Kıbrıs'ın sözcüleri konuşuyor ekranlarda. Ne söyleyecekler, olaylar nereye yol alacak, tartışmalan giderek tırmanıyor. NTV'de de Peru şarkıları çalıyor. Derya Sazak araya giriyor, izlem ve gözlemlerini aktarıyor. Kimi zaman özeleştiri ağır basıyor doğrusu. Belli görevleri başaramamanın ezikliğini duyuyor insan. Geç uyanışlar ufku aydınlatamıyor. Yeni bir ışık, yeni bir yıldız istiyor doğrusu. önceki akşam Tayfun Talipoğlu'nu izlerken o ışık parladı düşüncemde. Çıçeğe duran tohumlar patlıyor ama, tohumu solduranlar da var. Zaman içinde her şey yoluna, yönüne kavuşacak elbet. Sol tarafın boşluğundan söz edenler az değil ama çevre kirlenmesi önlenemiyor, tomurcuk da çiçeğe dönmeden soluyor kimi zaman. Ayrıca sağsol bir yana, ortada neler oluyor? Sağlıklı girişimler, dönüşümler yaşanabiliyor mu? Okurlanm biliyor, umudu yitirmekten hoşlanmıyorum ben. Asiında yitirmekten değil, üretmekten hoşlanırım. Toplumda bu birikim de var ama üretmeyi değil tüketmeyi öngören, bu öngörüyü vurgulamaktan hoşlananlar var. Çağrımız hoşlanmayanlara! Döne döne yazıyorum. ölüm son değil, kimi dostlar hâlâ soluk soluğa koşuyor yaşam yolunda. Bir olaya, bir anıya sarılarak bir çiçek katıyor çelengine. Çiçekler solmuyor, renkleniyor, yeşeriyor durmadan. Mutlu bir olay, toplumumuzda soldurmayı değil, renk katmayı öngörenler var. Kaç kuşak üstleniyor bu görevi. Başaranlar var, başaramayanlar. Soluğu uzamıyor, tükeniyor bir anda. Bakın kaç kişiyi uğuriadık! Ama yolculuk sona ermedi. Bir durakta, bir köşede kucaklaşabiliriz her an. Umudu yitirmeden, soluğumuzu duyuralım, bu görevi üstlenenleri biz de yüreklendirelim.^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle