Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1. Sayfanındevamı adının bu özel dönemınde uyması gereken yasaklar listesi çok uzun Üstelik bu tür kısıtlamalar sadece ilkel toplumlarda değıl ileri toplumlarda dagörülüyor. örneğin Pline'nin "Doğal Tarih" adlı eserinde ay halindeki kadının şarabı sirkeye dönüştüreceğinden, ürünleri yakıp fideleri öldüreceğinden, aynalann ışığını solduracağından, demiri paslandıracağından, kısraklara yavrularını düşürteceğınden vb. sözediliyor. Avrupa'nın çeşıtli bölgelerinde âdet dönemindeki kadının biraya, şaraba ya da süte dokunması durumunda bunların bozulacağma, yaptığı reçelın koyulaşmayacağına inanılıyor. (2) Benzerkısıtlamayadakaçınmalara ülkenıızde de rastlanıyor. Örneğin ay halindeki kadının kırkı çıkmamış bebeğın yanına gitmemesi gerektiği, bebeğe bakarsa küçüğün yüzünde sıvilcelerçıkabileceğı inancı kadının bu dönemde kirli ve tehlikeli olduğu görüşüne dayandınlıyor. Benzernedenlerden dolayı kadınların bu dönemde bıtkilerın yanına gitmekten kaçındıklarına şalııt olabiliriz. Ayrıca bazı yiyecek maddelerine dokunmaktan ; Resmi adı regl, halk arasındaki tanımı ise sayısız; Anadolu kana battı, vatan kan ağlıyor, misafir geldi... Bir ped reklamı kadınhğın bu ilk adımının doğallığına "delikanh" yaklaşıyor. K kadın Kur'an'a el süremiyor, namaz kılamıyor. Oruç tutsa bile kabul olunmayacağına inanılıyor. Kadın bu dönemde türbe ve mezarlık zıyaretleri de yapamıyor. Kurban kesılecekse, ay halindeki kadın kurbanın yanına gıtmıyor. Regl dönemıni dile getirmek için kullanılan "nanıazsızolmak" ifadesi, kadının bu dönemde dini pratiklerden uzak durduğunuortaya koyuyor. (6) Günümüzde adet kanaması hâlâ bir tabu. Kadının yaşamında çok özel ve mahrem bir yeri var. Bu konu üzerinde açık açık konuşnıak hiç dekolaydeğil. Konunun bu derece iiniz var mı? da kaçınıyorlar. Örneğin ay halindeki bir kadının turşuya dokunmaması gerekiyor, aksı halde tursunun bozulacağı diişünülüyor. Ya da kadın hamur yoğ urmuyor, çünkü hamurun tutmayacağına inanıyor Kadının bu özel dönemı dının de konıısuna giriyor ve kadın bu dönemde dinı açıdan da pek çok yasaklamayla karşılaşıyor. Yahudi inancına göre etinden kan boşalan kadın tam yedi gün pis kalıyor. Ona dokunan kişi de kirleniyor. Ay halindeki bir kadının yattığı yatak ve oturduğu her şey pisleniyor. Onun yatağına dokunan, giyecekJerini yıkayan ya da yıkandığı su ile yıkanan kişi de akşama kadar pis sayılıyor.(3) Bu dönemde kadın dini etkinlikleredekatılamıyor. Yahudilerin kutsal kitabına göre, rahiplerin kurban ve adak işlemlerini yapabilmeleri için her zaman dinsel anlamda temiz olmalan gerekiyor. Kadınlar ise periyodik kanama dönemlerinde kirli sayıldıklanndan bu görevleri yerine getiremiyorlar. (4). Müslümanlık için de durum aynı. Bakara suresi 222. Ayet'te, kadının ay halinden nefret edilen bir pislik olarak söz ediliyor. Aynca Allah temizlenenleri sever denerek, kanamaları sonlanıp kirden arınıncaya kadar kadınlar dini etkınlıklerden uzaklaştınhyor.(5) Bu dönemde mahrem olması, kız çocuk ile annesı arasında bıle yetcrince dile getırilememesı anlamına da gelıyor. Bu nedenle kızçocukları çoğıı zaman hakkında hıçbır bılgilerı olmadan ılk adet kanaması ilekarşılaşıyorlar ve cıddı bir travma yaşayabılıyorlar. Bu mahremiyet kanamanın nasıl yaşanacağını da şekillendirıyor. Öncelikle kadınlar bu dönemı adlandırmak için basitçe "kanama görüyorum" demek yerine pek çok farklıdeyimkullanıyorlar. "Kadın Argosu Sözlüğü"nde kadınlann periyodik kanamalannı adlandırmak için kullanılan kırk dört f arklı dey im ve terim bir araya getirilmiş. "Anadolu kana battı", "vatan kan ağlıyor", "hasta olmak", "vurgun yemek", "mazeretli olmak", "misafir geldi", "makine bozuldu" ve buna benzerpek çok deyim kadınlann âdet döneminde olduklannı üsrü kapalı olarak dile getirmek içinkullanılıyor. (7) Farklı kültürlerde ve farklı dillerde bu ifadelerin aynıları ya dabenzerleri kullanılıyor. Örneğin ABD'de "aylık ziyaretçi", "yüzmeye gidemem", "kod kırmızı", "kırmızı güllerle süslenmiş", "büyükannem burada", Avustralya'da "içimde boyacı var", "kırmızı bi