Katalog

Karpov geliyor... H. SERTAÇ DALKIRAN Sevda dolu bir yaz SELÇUK EREZ "Sevda Dolu Bır Yaz" Füruzan'ın oykulerınden bın, 1999'da basılmış aynı adlı kıtabında yer almıştı Ankara Devlet Tıyatrosu bu öykuyu sahnelemış AKM'ye "Oyun yazmak Füruzan'ın yapmadığı bır şey değıl, bu oykusunu acaba nasıl oyunlaştırdı?" dıye duşunerek gıttım Vacıde Oksuzcu, bu oykuyu olduğu gıbı, hıçbır yen değıştırılmemış halıyle oynadı Vacıdanım, "Sevda Dolu Bır Yaz"ı, yalın ama çok zekıce uygulanmış bır dekor onunde Fuaızan'ın oykulerının başat nıtelıklerınden olan ıçsellığı yaman bır vırtuozlukle yorumladı öykuyu bılıyordum, gıtmeden okudum ama sahnede yorumlanışının bu oykunun, sessız okunduğunda algılayamadığım muzığını nasıl da belırgınleştırdığıne şahıt oldum Salon tıklım tıklımdı Sonunda çok alkışlandı "Daha surecek mı'?" "Ne gezer?" dedıler, "Yedıncı ve son oyun bu hafta sonunda O kadar'" "Yahu bunu kızım da görmelı1" Gışeye koştum Son oyunun bıletlennın tumu satılmış Izmır'de ayakta alkışlanmış .. Bursa'da da oyle Şımdı de Erzurum'a gıdıyor Ertesı gun oyunu tek başına oynayan hem de rejısörluğunu yapan Vacıdanımla Lıon Oteh'nın "lobı"sınde konuşuyoruz Anlatı tıyatrosu dıye bır şey var Arnold VVesker'ın "Anny Wobler"ı da boyle sergılenmıştı Sevda dolu bır yaz gıbı devıngen, ıç dınamızmı yuksek bır öyku, oynandığında tıyatro esen olur Anlatılan, köşkun delıkanlısından hamıle kalmış fakır bır halk kızının aılesının yalvarmasına, yakarmasına rağmen oğlanın aılesı tarafından dışlanıp doğurduğu çocuğun alıkonmasıdır Anlatan da çocukken aılenın kuçuk kızı sayılmış bu ınsandır, zamanla yatak odasının alt katlara taşındığını, köşkun buyukhanımının oğlunu nasıl bır sefinn kızıyla evlendırmeye karar verdığını, babasının ondan zamanla nasıl uzaklaştığını, nıhayet kendısıne "Zaten o adam senın baban değıl1" dendığını öğreninz Vacıdanım anlatıyor Konu çok etkıleyıcıydı Kadın, kızına çocukluğunda gorup geçırdıklennı, belleğıne çocuk gözuyle kaydettıklerını anlatıyordu Dekor mu? Dekor, anlatılanlann ızleyıcılerın belleklennde yaratacağı çağrışımlarla butunlenebılecek yalınlıkta olmalıydı Gerçekten de öyleydı Arka planda eskı bır köşkun yarı sılık bır ımajı zaman zaman gözuktu, sırası geldığınde kayboldu Oyunun bazı donum noktalannın muzıklı çalar saatlerın sesı ve geçmış ozlemlerının Chopın'ın Nocturne'u ıle vurgulanışlan hem çok etkıleyıcı hem de yalınlığı bozmayacak kısalıkta sunuldu. Bahtsız kız, oykunun ya da oyunun sonuna doğru Vacıdanımın canlandırmasıyla şöyle konuşur Babana uzuldum elbette Gıyımlerıne, çamaşırlanna aylarca el suremedım Işte boyle bırıterı çıkar, annen, baban, kocan oldu deyıverırler Epey ağladım.yetmedı Sonunda senı alıp Kozyatağı'na gıttım Ne olursa olsun Buyukhanımefendı benı severdı Kuçukken daha ayağım yere değmezken yanlarında koruyup buyutmuşlerdı Koşku bulamaz Koşeden çıkan bır atlı sucu bana bakarak "Nereyı arıyorsun kızım'?" dıye sorduğunda anlattım "Buralara epeydır gelmemışsın bellı" dedı, "Bahçe kapısını da tanımadın mı'' Henuz sökmedıler Içınde koşk yok artık haklısın Bahara doğru yıkım bıttı " Az önce de çocuğuna hıtaben, "Baban yok" demıştı, "O da senı gormeyı beklemedı Buyukler nıçın boyle yaparlar anlamıyorum Hem çocuk sahıbı olabılecek kadar onları severler, hem de terk ederler Bak senı yanımdam hıç ayırır mıyım, ayırmam " Oyuna Prof Şara Sayın'la gıtmıştım Belkı sahnede belıren köşk, çocukluğumda Buyukada'ya gıttığımızde zıyaret ettığımız bır ev, baba dostumuz Apostolos Agnidis'ın Malulgazı Caddesı'ndekı eskı köşk olmasından, ya da o köşke aşırı benzemesınden oturu, belkı de anası babası aynlmış en küçuk kızıma karşı aşın duyarlılığımdan ve butun bunlara ek olarak bır ınsanın yaşamının mıhenk taşlarını oluşturan ortamlan yıtırmesının, kımlığını tanımlayan ınsan ılışkılennın çozulmesı kadar önemlı olduğunu lyı bellemış olduğumdan gözlenm yaşardı Perde, ışıklar alkışlarla açılıp kapanırken Vacıdanım, Füruzan'ı sahneye davet ederken bu yaşta ağladkjımı Şara'nıma bellı etmemek ıçın çok uğraştım ^ G eçen hafta Karpov ıle Wi]k Ann Zee tumuvasında kendısı ıle yaptığım telefon goruşmesı netıcesınde Karpov 2931 Ocak2003tarıhlerınde Istanbul'daolabıleceğını bıldırdı Istanbul Buyukşehır Beledıye Başkanı Alı Mufit Gurtuna ıleTuzla'da 10 bın m2 arazı uzerıne yapılan spor kompleksının açılışına katılarak ve bu yıl 1930 Ağustos tarıhlerındeyapılması planlanan Istanbul festıvalı ıle ılgılı açıklamalarda bulunacak Kombınezon Kettıng Rossem Amsterdam 1938 Sıyah oynar kazanır a b c d e g h VVIJk Ann Zee Turnuva« Dunya satranç tarıhınde yer alan geleneksel turnuvaların en başında gelen Wıjk Ann Zee Turnuvası'nda devler kapışmış durumda 14 Super Buyuk Ustanın katıldığı turnuvanın 4 turusonundaPolgar Anand,VanWely Shırov baştagıdıyor Kendılerını Kramnık, Grıschuk, Topalov, Ivanchuk, Baraev yakından takıp ederken Ponomarıov, Krasenkov, Adjabov, Karpov ve Tımman ust sıralara yerleşebılme mucadelesı venyor Henuzturnuvanın başı olduğu ıçın netıceyı şımdıden kestırebılmek oldukçaguç Turnuvanın sonuçlannıhaftayaverebıleceğız ELOIİstesi FIDE ocak lıstesındezırvede bulunan 7 Buyuk Usta şu şekılde sıralandı 1 Kasparov Gary (RUS) 2847, Kramnık Vladımır (RUS) 2807, Anand Vısvvanathan (IND) 2753, Topolov Veselın (BUL) 2743, Leko Peter7 (HUN) 2736, Adams Mıchael (ENG) 2734, PonomanovRuslan(UKR)2734 Forum koşesl Turk satranç sporu nıhayet özgur bır forum koşesınekavuştu wwwtursevorgtr'yegırenler tum eleştırı ve dıleklerını yazabılırler KrasenkovKarpov VtfijkaanZee Vezır Hınt Savunması 1 Af3Af62 d4e63 c4b64 Ac3Fb75 a3 d56 cxd5Axd57 Vc2Axc38 bxc3Ad79 e4 c5 10 Ff4 Fe711 d5 exd512 exd5 0013 Kd1Ke814 Fe2c415 00Fxa316 Fxc4Vf6 Etud J Gunsta, 1922 Beyaz oynar kazanır a b c d e f g h 17 Ag5Af818 g3h619 Ae4Vf520 f3Ag6 21 Fc7Kac822 Fb5Kxc723 Fxe8Fxd524 Af6+ Vxf6 25 Kxd5 Kxe3 26 Ve4 Fc5+ 27 Şg2Ke328 Va4Ke2+29 Şh1 Ke1 01 4 • 13. sayf anın devamı yanı başındaydım Kalafat 'Ne oluyorsun be, dedı Şaırmısın, neboksun'''Martıoldu de 'dedım 'Martıdaolur,dedı lnsanolmuyormu 7 ' Dunyanın yaradılışındaydık şımdı, ınsanın ılk zamanlannı yaş ıvorduk Onlar avlıyorlardı, ateş yakıyorlardı Ben martıya aıt bır mersıye yazmış, ateşın karşısında okumak uzereydım Kabıle halkı bana kızmıştı "(SıvnadaGecelen) 1944 yılında Saıt Faık mozaığının en onernlı belkı de sonparçası belırmeye başlar satır aralannda Hastadır Saıt Faık Orhan Kemal'ınkendısıneyazdığı30 1 1951tanhlımektupta" karacığerbelasıbendedevar" dıye yazdığı gıbı karacığer hastasıdır " Benımdekardcığenmhasta Kulakkesıldım Ben demın sokağa daldığım sırada ılacınısmınısoylemışolacakkıtekrarlamıyordu Bır daha soyler umıdıyle altımdakı hasır koltuğu o tarafa doğru yavaşça kaydırdım " (Cezayır Mahallesı) Saıt Faıkolumdenkorkarmıydı9 Hastalığı ıle ılgılı teşhıs konduktan sonra ıçkıyı bırakan yazar olmekten çok, sevdıkJennı ardında bırakacağından korkuyordu Hastahğının cıddıyetını, vucudunda yarattığı tahrıbatı, gerçekleşecekmutlaksonubılıyordu " ' 'Içehm'dedım 'Oleceksınbe'dedı 'Oleceğım' dedım " (Yalnızlığın Yarattığı tnsan) "Kaç saat var olume'7 Bır sene mı 9 Ikı sene mı9Yoksadahamıaz'?Beklenır Nebeklenecek^Mucıze1 llımdemucızeyoktur Bılınmez, keşfedılmemış kanunlar bulunabıhr ama Tabıatınşakasıyoktur Ağırağıroldurmek ıstedı mı ağır ağır, çabuk çabuğa nıyetlendı mı koşar adım " (G ) Saıt Faık mozaığı burada tamamlandı mı 7 Şuphesız hayır Eksık parçaların bır kısmı şımdıye kadar gun ışığına çıkmamış, ama çok yakın bır zamanda yay ımlanacak şıırlerınde, mektuplarında Bır kısmı hâlâ Istanbul sokaklarıylaBurgazAdaarasında Bır kısmı havadabalık peşınde, bır kısmı denızde Ama buyuk bır kısmı ıse hâlâ hıkâyelennde, okudukça, Saıt Faık'ı anladıkçaortaya çıkacak ^