Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19OCAK2003. SAYI878 tır. Böylece aile konutu her iki eşin iradesi ile ancak elden çıkanlabilecek ya da değiştirilebilecektir. Ancak bu koruma evlilik sona erinceye kadarsağlanmaktadır. Maalesef boşanma sonrası için aile konutundan kimin faydalanacağına ilişkin düzenleme sağlanamamıştır. Oysa bizim kadmlarımız için en gerekli olan koruma bu olacaktı. Böylece boşanma sonucu çocuklan ile birlikte kocasına ait evi terk etmek zorunda kalan kadınlann oturma hakları mahkeme karan ile bir süre daha korunabilecekti. Kaynak Isviçre hukukunda bulunan böyle bir düzenlemenin bize alınmamış olması büyük bir eksiklik olmuştur. Ölüm halinde de sağ kalan eşe "aile konutu ve ev eşyası" üzerinde öncelikli bir oturma, kullanma ya da mülkiyet hakkı tanınmaktadır. halinde hâkime başvurabileceklerdir. Tabii ki bizim mahkeme teşkilatımız ve yargılama sistemimız içinde bu başvurulann ve venlecek kararların ne kadar sağlıklı olacağı tartışılır. Bunedenledavalarınbüyük bir kısmını oluşturan aı le ve çocuk hukuku ihtilaflarının özel uzmanlık gerektiren "aile mahkemeleri"nde görülmesi gerekmektedir. Aile Mahkemelerinin Kuruluş Ve Görevleri Hakkında Yasa Tasarısı hazırlanmış ancak henüz yasalaşma şansını bulamamıştır. Şu günlerde yeniden Meclis gündeminde olup bir an önce yasalaşması umut edilmektedir. Bir gazetede size yeni Medeni Kanun ile ilgili sorular yöneltildi. Ençoknesoruldu? Bir günlük gazetede vatandaşlardan gelen ve eşler arasındaki mal rejimleri ile ilgili sorulara belirli bir süre cevap verdim. Edinilmiş mallara katı lma sisteminin evliliğin başından itibaren geçerli olabilmesi için, eşlere tanınan biryıllık süre 31 Aralık 2002 tarihinde sona erdi. Ben de kamuoyunu ve özellikle ev kadmlarımızı bu konuda aydınlatabilmek amacıyla bu görevi üstlendim. Bana en çok çalışmayan ev kadınlanndan sorular geldi. Boşanma y a da ölüm hal inde hiçbir gü venceleri olmadığı için, eşlerinin sahip olduğu mal varlıklanna nasıl ortak olabileceklerini veya miras haklarının ne olabileceğini soruyorlardı. Zaten yeni yasal mal rejimi ile birlikte korunmak istenen kesim de bu kadınlardı. Ancak bu konuda istenilen amaca ve sayıya ulaşılamadı. Çünkü kadınlar kocaları ile bu meseleyi konuşamadıkları veya onları ikna edemedikleri için noterlerde sözleşme yapma oranı düşük kaldı. Böyle bir yürürlük maddesi zaten bana göre yanlış idi. Bunun doğrusu yasal mal rejiminin evliliklerin başından itibaren uygulanmaya konması ve bunu istemeyen eşlerin noterde aksine sözleşme yapması imkânı idi. Böy lelikle kadınlar kocalannı değil, kocalar kadınlan ikna edip notere götürmek zorunda kahrlardı!^ admlar kocalannı ikna edemedikleri için noterlerde sözleşme yapma oranı düşük kaldı. Bunun doğrusu yasal mal rejimini istemeyenin sözleşme yapması idi... rupa hukuk birliği içinde diğer eş ve çocuklar lehine hükümlerle koruma altına alınmıştır. Ben de yeni kitabımda aile konutunun bu önemini vurgulayarak, yeni hükümlerin uygulamadaki yansımalannı ve "aile konutu şerhi"nin etkisini tartıştım. Aile konutu ile ilgili kurallar eşlere ne gibi haklar ve kısıtlamalar getiriyor ? Aile konutu ile ilgili işlemler nasıl yapılacak? Diğer eşin rızası konusunu açıklar mısınız? Burada daha çok kadınlara tanınan haklara öncelik vermekistiyoruz. Mal ayrılığı sistemi içinde "aile konutu" hangi eşe ait ise, o eş dilediği gibi bunu satabilir, başkasına bağışlayabiliryadabirkredi borcu dolay ısıyla ipotek ettirebilir idi. Bu durum ise diğer eşin ve çocukların oturma ve barınmahaklarını tehlikeye sokmaktaydı. Çünkü düşüncesiz ve müsrif bir eşin kumar tutkusu ya da gece hayatı yüzünden veya sermaye yapmak üzere oturduğu evi satması durumunda çocuklarla birlikte diğer eş sokağa atılmak durumundadır. Ya da boşanma halinde yine aile konutu üzerinde hak sahibi olmayan eş konutu terk etmek ve velayeti kendisine bırakılan çocuklan ile birlikte ailesinin yanına sığınmak zorunda kalmaktaydı. Tabii evi terk etmek durumunda kalan genel likle kadın eşleroluyordu. Kadınınekonomik açıdan zayıf durumda olması ve kendisineaitmalvarlığınınbulunmaması, en çok aile konutunun kaybı açısından önemli sonuçlar yaratmaktadır. Şimdi yeni Medeni Kanun ile birlikte eşler hangi tür mal rej imine tabi olursa olsunlar, aile konutunun mülkiyetine sahip olan eş, diğer eşin rızası (muvafakati) olmadan bu konutu elden çıkaramayacak, ipotek ettiremeyecek veya başkalannakirayaveremeyecektir. Eğer aile konutunda kira sözleşmesi dolayısıyla oturuluyorsa, kira sözleşmesine taraf olan eş, diğer eşin nzası yani katıhmı olmadan bu kira sözleşmesini feshedemeyecek, yazılı tahliye taahhüdü yapamayacak Fotoğraflar KoçAllianz'ındüzenlediği "Anadolu, Türkiye'nin Aileleri" konulu fotoğraf yanşmasının ödül kazanan ve sergilenmeye değergörülenyapıtlarınınyayımlandığıalbümdenahndı. Böylece sağ kalan eş, çocuklarının baskısı ile oturduğu evin mahkeme karan ile satılmasından veya o evi terk etmeye zorlanmaktan kurtulacaktır. Aile mahkemeleri konusunda yapılanlar ve yapılması gerekenlernelerdir? Yukanda da söy lediğim gibi, yeni Medeni Kanun ile birlikte yeni bir aile hukuku düzenı getirilmiştir. Bu yeni düzenleme beraberinde aileye hâkimin müdahalesini de getirmiştir. Eşler aile içinde eşit olduklan için, konut seçimi, eve kimin ne kadar katkıda bulunacağı, mallannı har vurup harman savuran eş için diğer eş tarafından bazı tedbirlerin alınabilmesi, çocuklar üzerindeki velayet hakkının kullanılması konulannda anlaşmazlık GEÇMİŞE DAİR. Bu rejimin, kanunun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 'den önceki evliliklere uygulanmasındaki sorunlar: Malların yasa gereği paylaşılacağı olgusu, maalesef erkek egemen toplumumuzda çok büyük tepki ile karşılandı. Daha yasanın hazırlık çalışmaları ve Meclis görüşmelen esnasında parti gruplan ve milletvekilleri arasında da bu konuya yönelik büyük tartışmalar çıktı. Yoğun tartışmalar sonucu paylaşmaya dayanan yasal mal rejiminin 1 Ocak 2002 tarihinden önceki evliliklerde de uygulanmasını öngören tasarı metni çöpe atıldı. Onun yerine yeni yasal mal rejiminin, sadece bu tarihten sonra edinilecek mallar ya da yeni evlenecekler için geçerli olacağı kabul edildi. Böyle olunca yasanın kendilerine uygulanmasını bekleyen milyonlarca ev kadını büyük bir hayal kırıklığına uğramıştır. Çünkü onlar boşanma halinde yine çocuklan ile birlikte sokağa atılacak ya da eşlerinin ölümü halinde (sadece 1/4 olan miras hakkından dolayı) çocuklan tarafından oturduğu evden çıkanlabilir. Oysa yeni yasal mal rejimi bu kesim için de uygulanabilseydi, boşanma halinde kadın eşinin sahip olduğu tüm edinilmiş mallann yarısı üzerinde hak sahibi olabilecekti. Zira eşi dışanda çalışırken o da ev işleri ve çocukların bakımı ile uğraşarak, eşinin bu malları edinmesine katkıda bulunur. Böylece kendisinin de bir alacak hakkı söz konusu olur. ölüm halinde ise öncelikle edinilmiş malların yarısını talep edecek, geri kalan kısım ile birlikte diğer tüm miras malları üzerinde 1 /4 miras hakkını elde edebilir. Sağ kalan eş toplam olarak 3/4 oranında hak sahibi olabılır. Bu konuda kadmlarımız yeterince aydınlatılmadı. Yeni mal rejimi eski evlilikler için geçerli olamadığı sürece, bu kadınlarımızın hakları göz ardı edilecektlr.^