24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

I9OCAK.2003. SAY1 878 Onlarla birlikte olabilmek için, şımdilik yaşamımı başka hiç kimseyle paylaşmıyorum. Ne var ki, yavaş yavaş kendime gelmeye başlıyorum. Gelecek benim için yine belirsiz, ama artık eskisi denli ürkmüyorum. On yılı aşkın bir süre boyunca kendimi çok hoş, çok güçlü bir ilişkiyeadadım. Yeniden bir yaşam arkadaşım olmasını tabii ki isterun. Yalnızca, şimdi zamanı olmadığına inanıyorum," yanıtını veriyor. Geçmişte Kidman'ın ekranda soğuk olduğu söy lendi. Bunun yeteneğiyle hiçbir ilgisi yoktu. Yalnızca, çevresine yaydığı havayla ilintiliydi. Kusursuzbiryüzü vardı ve bu gerçeğin göz ardı edilmesi olanaksızdı. Şimdi ise KidBoşanmasının ardından çalışmayı nasıl sürdürebıldiği sorul Woolfve Kidman... man'ın iç dünyasının yavaş yavaş duğundaKidman,"Insanlardurdurakbilme gün yüzüne çıktığı, artık bir çiftin parçası olden çahştığımı sanıyorlar. Oysa, hiç de öyle maktançıkıp.kendivarhğınınbilincindebir olmadı. Son üç filmimin çekimleri zaten çok kışiliğe büründüğü söyleniyor. KJdman'ın yaşadığı bunalım ve bu bunaönce tamamlanmıştı. Geçen yıl bir tek 'The Hours' filminiçevirdim. Onun da çekimleri lımla başa çıkma çabaları onun tannçalıktan yalnızca üç hafta sürdü. Iki filmden çekil sıynlıp, daha insansı bir boyut kazanmasına neden oldu. Kusursuzluktan uzaklaşmak ona dim," diye yanıtlıyor. ICidman bu rol için şimdilerde Iç Savaş ko yakıştı. Onca şeyin ardından Ada kişiliğini canlannusunu inceliyor ve piyanoda Chopin parçaları çalmayı öğreniyor. "Sanırım rollerüçer dırmaktanbüyükbirkeyifalmış... "Ada'nın üçer geliyor. Virginia, Faunia ve şimdi de öyküsü umutla, inançla ılgili. lnsanların buAda. Virginia ona gerçekten gereksindiğim nalım dönemlerinde birbirlerine nasıl destek birdönemde geldi. Yaşamımınenzorludöne olduklanyla ilgili. Şiddet ve acımasızlık insaminde dünyanın en görkemli zihinlerinden nın doğasında olabilir, ama sevecenliğin de birini canlandırıyordum. O günlerde Wo ağırbastığı durumlaraçoktanıkoldum. Yaşaolf un düşünceler alemine dalmak benim mım boyunca içim dışım bir biri oldum. O kaiçin son derece eğitici, özgür kılıcı muhteşem dar ki, annem beni sık sık enayicesine açık olbir süreç oldu. Acılar içinde kıvranıyor, ama mamam gerektiği konusunda uyarmaktan çalışmayı sürdürüyordu. I ler şeyi didik dıdik kendini alamaz. Ama ben bu konuda bir nebeşeliyor, hiç bir şey i hafife almıyordu. lnsan ze ödün verecek değilim. Çünkü, öyle olmak ların sorunlardan kaçmak yerine, onlann üs istemiyorum. Bu yüzden sık sık canım yanıyor. Ama her şeyi iliklerimde duyabiliyotüne üstüne gitmelerine bayıhyorum." rum," derken sesi anlatılması güç, havalı, ayBu söyleşinin yapıldığı gün "Minority Report" filmi gösterime girmişti. Dergi kapak nı zamanda da hırlamayı andıran bir tınıya lan, gazete ve afişlerboy boy Cruise resimle dönüşüyor.^ Lars von Trier'in yönettiği "Dogville" filmiyle ılgili olarak Kıdman, "Her şey çok, ama çok garipti. Lars birtakım şeylerle ilgili olarak kimi zaman garip, ancak son derece güçlü görüşlere sahip biri. Bu görüşleri filmlerine deyansıyor. Butüryönetmenlerle çok ıyi uyum sağladığıma inanıyorunı. Filmin tek bir karesini bile kasıth olarak izlemedim. Lars filmi pazarlamaya çıktığında, izleyenleronunşakayaptığını,gülünç olmaya çalıştığını sandılar. Oysa, son derece ciddiydi. Film benim için de bir deney oldu. Belli biramaç taşımaksızın, kendimi bir şeylere verip kaybolmak istiyordurn ve öyle de yaptım," diyor. BASKENTGÜNLERİ Tükenmeyen dostluklar MÜŞERREF HEKİMOĞLU S on yolculuklarakatılamıyor, dostlarımı uzaktan uğurluyorum uzun süredir. Son yolculuğa karşın ölümün son olmadığını düşünüyorum. Kimler, ne güzel dostlar dünyamızdan ayrıldı ama öldüler mi, bir gun ansızın boyvermiyorlar mı karşımızda, değişik çağrışımlarla gelmiyorlar mı düşüncemize? Yaşam yeniden başlar gibi, şiirleri, öyküleri, oyunlarıyla ya da başka yapıtlarıyla geleceğe uzanıyor. Ne güzel dostlarım var. Hepsini tanıyorsunuz. Gazeteciliğin ötesinde iletişimle sürüyor, güzel, sıcak boyutlar katıyor yaşamıma. Mesleğimdeki yıllar elliyi de aşıyor ama, 40. yılımda Genco'nun bir seslenişi hâlâ çınlar kulağımda. O gün yurtdışına uçuyor, kutlama toplantıma katılamıyor, uçakta bir kadeh içkiyle güzel dileklerini iletiyor bana. *** Çok mutluyum, her dalda güzel dostlarım var. Meslek dalımda da. Düşündükçe gülümser, onurlanırım. Hayat dergisinde Hilmi Şahenk ile çalışıyorum. Dalında eski, deneyimli bir kişi, sevgiyle, saygıyla haberleşiyoruz ancak. Akşam gazetesinde Aziz Nesin ile çok hoş anılarım var. Yazısını yazmadan bir sigara yakar, bir sigaralık konuşabileceğimizi söyler, sigara sönerken noktalar konuyu. Ona bir Amerikan sigarası sundum, söyleşiyi iki santim uzattım bir gün. Sanırım hoşlandı, sonra çok söz ettı bu olaydan. En uzun söyleşiyi de Ida tepelerinde yaptık bir yaz günü. Çam ateşınde taş pirzolası yiyerek. Aziz çok keyiflendi, bir de uyku çekti. Yaşamında az rastlanır bir olay galiba. Fotoğrafı da var. Arasıra bakar selam yollarım ona. Yıllar sonra Ankara'ya geldi, bir çay saati buluştuk evimizde. Cengiz Bektaş, Tahsin Saraç, Fazıl Hüsnü Dağlarca da var. Bir gün önce Ara Güler'in getirdiği resmi gösteriyorum onlara. Paris'ten selamlarla, Avni Arbaş'tan bir armağan. Masadakiler ilginç yorumlar yapıyor. Aziz'in yorumu da çok ilginç. "Sen Avni'ye bir öykü anlatmışsın, o da yanıt veriyor", diyor. Doğru söylüyor! O resme baktıkça Ara'nın sözleri çınlar kulağımda, abla değil ağabey diyor, sonra Müşerref Hanım diye düzeltiyor, ne adam bu Avnı, ne güzel resim! Bence Ara Güler de ressam. Güzel riyle dolup taşıyordu. Ne düşündüğü sorulduğunda, "Bu yaşamımın bir parçası ve hiçbir şey bunu değiştiremez," yanıtını veriyor. "tkimiz de ana baba olmanın bilincindeyiz ve yaşamımızın sonuna dek iç içe olacağız. Evet, zaman zaman güçlükler yaşandığı bir gerçek. Onun her yaptığınadergilerden tanık olmak, her şeyi görüp sindirmek kolay değil. Hâlâ bir şeylerhissediyorum. Gerçi, artık ona aşık değilim. Köprünün altından çok sular geçti, ama ne olursa olsun, yanında olacağımı bilir. Boşanma sonucunda insan ya öfke ve kinle dolu olur, ya da kişi her koşulda olabildiğince iyimser olmaya ve yapıcı davranmayaçalışır. Ben daha çok ikincisini yeğliyorum. Tom kendisini benden çok daha fazla korumayaalanbiri. Bense duygulara çok daha açığım. Benim çok daha duyarlı, çok daha kırılgan olduğum durumlarda Tom hiç yılmadan yoluna devam edebilir," diyeekliyor. Premier'den/RİTA URGAN Soldan sağa: Leda Cenaz, M. Hekimoğlu, Ara Güler, Suna Kan ve Suna Güler. bakıyor bana, içten kutluyor uğraşlarımı. Yeni Sabah'ta Oğuz Aral vinyetliyor yazılarımı. "Dedikodu Tatlı Şeydir" diye bir köşe var. Bir süre sonra karşılaştık, kahkahalarla anımsadık belli çizgileri. O köşenin benzerleri sürüyor ama hayli nonfigüratif çizgilerle. Akşam'da Nehar Tüblek var, ayrıca Çetin Altan ve Aziz Nesin. Aziz ile aynı odada oturuyoruz. Meslek dalımda bir şenlik yaşıyorum, yediveren türü dostluklar oluşuyor yaşamımda. Bir de Ara Güler var, Hayat dergisinde ortak röportajlar yapıyoruz. örneğin "Mutlu Çiftler" diye bir dizi. Adlarını Vedat Nedim Tör veriyor. Refik Halid Karay ve eşi Adalet ve Mehmet Ali Cimcoz, Engin ve Cemal Reşit Eyüboğlu. Melih Cevdet Anday hayli güldü bu diziye, sert tepkiler göstereceklerıni söyledi ama görevimizi yaptık. Mutlu çiftlerle konuşmak hayli ilginçti doğrusu. Mutlu görünmek çabası, belli yapaylıklar gözümüzden kaçmıyor, sokağa çıkınca kahkahayı basıyorduk. Ara Güler çocuksu, şaşkın bakıyor yüzüme, "Ne dorsun kızım" diye soruyor. Dergiden ayrılınca birlikteliğimiz sona erdi, Yokuş'ta karşılaştık, sergilerde buluştuk, ama giderek azaldı o buluşmalar. Ben Ankara'dayım, o Istanbul'da. Arada bir gözleri var, o portreler nasıl çekilir! Bir gün yakaladım, söz ver bana, dedim. Anılarımı yazarsam senin çektiğin bir resmimi koymak istiyorum kitabıma. Sanırım duygulandı. Tamam, dedi gülerek. Anılar ne zaman biter, ne zaman kitaba dönüşür bilmiyorum ama Ara'cığım resimleri çekti. 1995 yılında üst komşum Enda'da bir sergi açarak Ankara'ya geldi şubat ayında. Kitaplarını verdi, güzel sözlerle renklendirdi, aydınlattı evimi. Sonra makinesini aldı, oda oda dolaştı, duvarlara baktı uzun uzun. Avni Arbaş, Abidin, Selim, Cihat Burak, Bedri Rahmi, Eren Eyüboğlu, Orhan Peker, Ömer Uluç'un resimleriyle gözleri parladı, ardından flaşı parladı yüzümde. Şöyle dur, böyle bak, bana dön. Eşi Suna Güler, Suna Kan, Leda Cenaz da var, onlar konuşuyor, sofraya oturmamızı bekliyor. Sonunda film bitti sofraya oturduk. Ben merak ediyorum, Ara'nın gözleri nasıl bir Müşerref yakaladı acaba? İki gün sonra elinde olur, dedi. İki gün sonra kapı çaldı, kocaman bir zarf, içinde Müşerrefler! Hayat döneminden birkaç fotoğraf daha var. Yan yana koydum, kaç yıl geçmiş aradan, elbette değişmışim, ama değişmeyen çizgilerim de var. Ara Güler güzel yakalıyor.^ Tom'un bu denli güçlü olmasına Kidman' ın hiç tepki gösterdiği oldu mu? Bu soruya da, "Tabii ki. Ama çocuklanm iki yıldır beni tek başıma görüyorlar. Bu da benim hep can attığım bir şeydi. Kidman, artık olgunlaştığını düşünuyon.,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle