Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
19OCAK2003.SAYI878 Amerikalılann vicdanı ASLI SELÇUK "Bombaya bombayla, kötürüm etmeye kötürüm etmekle, ölümü ölütnle yanıtlayan bu kısırdöngüye son verilmesi çağnsında bulunuyorum. Amerika'yı bu utanç ve dehşet mirasını edinmekten kurtarmanızıricaediyorum. Sivil özgürlükleri yıkan kararlannız, yönetim biçiminiz durmadan sahip çıktığınızı savunduğunuz yurtseverliğin özüy le ters düşüyor. Bugüne dek örneği görülmemiş bir saldırı hakkı iddia ederek, egemen bir ulusu vurarak Amerikan askerlerini ya da masum sivilleri kurban etmek geçici bir çareden başkabirşeydeğildir. lçtendileklerimle. lmza: Sean Penn, San Francisco, California". Savaş karşıtı oyuncuyönetmenyapımcı Sean Penn'in Ekim 2002'de Washington Post gazetesinde 56.000 dolar ödeyerek yayımlattığı Başkan George W. Bush'a açık mektup niteliğindeki ilanında bu ilginç satırlarvardi. Penn, 11 Eylülsaldırılannınardınvaş açma haklılığını savunmasını hâlâ anlayamadığını da tekrarladı. Irak'taki incelemegözlem görevinin ardından ondan özür dilemesi beklendi. Özürdilemeyi reddetmesi kimi Amerikalıların öfkesine yol açtı. Demek ki Penn'in umduğunun tersine Amerikalılar onu anlamaktan uzaktılar. Penn bu ziyaretiyle, Amerikan vatandaşlarının ABD yasalarınca savaş ilan ettiği bir ülkeye girmesinin suç sayılmasi kuralını da çiğnemişti. Aktör bunun vicdani bir görev, bir sorunıluluk olduğunu, kesinlikle yapması gerektiğini bıkmadanvurguladı. 11 Eylül olaylarından ve Bush'un savaşı arasız körükleyen kampanyasından çok tedirgin olan Penn' in dünyanın değişik uluslarından 11 yönetmeninyorumununyeraldığı "September 11 "daki bölümü de çok etkileyiciydi: Yoksul,küçük,tekgözlübirapartman katında yalnız yaşayan, eşini yitirmiş bir adam karısının anısına duyduğu bağhlıkla doludur. Güneşsizlikten ötürü kansından kabeni hayrete düşürdüğünden sonunda kamera arkasına geçmeye karar verdim" açıklanıasında bulundu. Fakat Hollywood ticari bir çark olduğundan her fılmin verimli, izlenilir, para getirir olması gerekiyordu. 80'lerin bu en parlak oyuncusu kendi halkını gişeye çekemedi. Onu çok marjinal buluyorlardı, o ünlenmenin geçtiği altın köpriileri reddetti, meslektaşı Nicolas Cage'in para hırsını da eleştirdi. "Hollywood gişeye verdiği önemden çok, yaratıcıhk açısından artık çürümüşlüğün yaşandığı bir yer. Oradaki ler düşlerini gömmek için 1 milyon dolara fit oluyorlar. Oysaki kişisel, yaratıcı düşlerin değeri bence milyonlann üstündedir. Yaptığım fılmlerle hiçbir zaman bu oynanan oyunun zirvesinde bulunmayacağım" diye tanımlıyor Hollywood kurallarını Penn. "Benim istediğim tür filmlerle 20 milyon dolar kazanılmaz. Ama yine de iki kez banka hesabımı epeyce kabartmayı başardım. Önerilen senaryonun daha ilk sayfasında getireceği parayı düşünme DERGIDEN Merhaba Mente kanseri üzerine bir kapağımız var bu hafta. Saktn eyvah, demeyin, "hastalık " değil "destek " yazısı hazırladık çiinkü. Konumuz, meme kanserinin modacı ve top modellerle kurduğu dostluk. Bir grup modacı meme kanserine karşı mücadeleye destek olmaya karar verdi. Ve kesilip biçilen göğüs şemalarınm yerini amnda top model fotoğrafları aldı. Dünyaya yayılan kampanya geçen ay htanbul 'da düzenlenen bir defileyle Türkiye 'ye uzandı. Dini nedenlerle örtünen, bu yüzden de meme muayenesine ve mamografiye uzak duran kadınlardan bir bölümü de bizim ülkemizde yaşıyor. Türkiye'den modacılann ve modellerin bu kampanyaya destek vermesi bu yüzden önemli. Kapak fotoğrafımızdaki üç kişiden ikisi modacı: Bahar Korçan ile Ümit Ünal, aralarındaki ise top model Arzum Onan. Konuyu bize öneren ve hareketi htanbul 'a taşıyan Tony Staffieri ile görüşüp yazıyı kaleme alan ise Aygül Özkaragöz. 20 yü önce meme kanserine karşı mücadeleye destek olduğunda, Raauel Welch 'e "Memeleriniz büyük ve güzel olduğu için mi destek veriyorsunuz bu harekete " diye sormuştu kimi gazeteciler. Böylesi bir seviyesizlik galiha artık kalmadı. Sanırız defileye katılan top modellere memelerinizi açabilmek için mi destek veriyorsunuz diyen olmayacak. Bu hafta dergimizde ilginç bir imza var. Banş Yıldırım... Şöyle bir hafızanızı yoklayın ve Banş 'ı hatırlamaya çalışın. ölüm oruçları sırasında ölüme kadar gidip yaşama geri dönen bir genç arkadaşımız. Onun kaleme aldığı "Ramazan Kızı Latine "yazısını mutlaka okuyun. Medeni Kanun ne oldu, kadınlar açısından neler getirdi sorusuna açıklık getiren bir röportajımız var. Şükran Şıpka 'nın yamtlanm Koç Allianz 'ın aile konulu fotoğraf yanşmasım kazanan yapıtlar ile birlikte yayımlıyoruz. tpek Çalışlar Düzeltme: Aslı Selçuk'un Angelina Jolie yazısının son cümlesinde bir dizgi hatası var. Sığınmacılara bağış, sinemacılara bağış biçiminde dizilmiş. Düzeltiyoruz. CUMHURİYET DERGİ İMTİYAZ SAHİBİ: YEDİ MAYIS HABER AJANSIBASIN VE YAYINCILIKAŞ ADINA eanPenn Bağdat'a giderek ABD yasalannı çiğnedi. Özür dilemesi istendi, hayır dedi. Bununla da yetinmedi, savaş karşıtı konuşmalannı sürdürdü: "Tüm Amerikalılar beni anlayacaktır" dedi. dan Bush'un başlattığı "Bizimle ya da bize karşı" sloganı ve kampanyasıyla, ona yapılan eleştirileri de, kınamaları da dışladığını, medyayı ustalıkla kullandığını, sonuçta korkuyu, paniği desteklediğini de açıkça vurguladı. Bu ilan mektubunun ardından Penn, 14 Aralık'ta da, siyasi uzmanlardan oluşan Amerikan örgütü "Kamuoyu Doğruluk Enstitüsü"nün düzenlemesiyle Bağdat'a üç günlük birziyarette bulundu. Enstitüaracılığıyla yaptığı açıklamada ünlü oyuncu şunlan söyledi: "Bukorkunç çatışmayı dahaderinden ve yakından izlemek ve anlamak için özel bir firsateldeettim. Bir baba, bir aktör, bir yapımcı ve bir yurtsever olarak gerçekleştirdiğim Irak ziyaretim, vicdanımın sesine ulaşmak amacıy la sorumluluğumun bana verdiği en doğal uzantıdır." Bu açıklamasının ardından tüm Amerikalılann kendisini anlayacağını da belirtti. Bağdat 'taki banş görevlileriyle birlikte El Mansur hastanesiyle bir fabrikayı gezen Penn, ABD'nin Irak'a salan çiçeklerin solmasına kederlenen, bir sabah uykudayken odaya dolan yoğun ışıkla uykusu bölünen, gözlerini açtığında çiçeklerin dirilip, yapraklannm rengine kavuştuğunu görünce sevinen, aydınlık kaynağının güneşi engelleyen ve o anda yıkılmakta olan lkiz Kuleler' in gölgesinden kurtulan çiçekleri, adamı anlatır Penn'ineleştirisi hemçok ince hem de çok serttir. 60'ta BurbankCalifornia'da doğan Sean Penn, sinemacı bir ailenin üç oğlundan biri. 79'daTVdizisi"BarnabyJones"laprofesyonel başlangıcını yapan Penn, 80'lerde "At close range", "Colors", "Casualities of War" gibi giderek yetkinçahşmalardagözüktü. 10 yıllık kamera önü deneyiminden sonra yönetmen olmaya karar veren Penn, 91 'de ilk fîlmi "The Indian Runner"ı yönetti. Vietnam Savaşı 'ndan sonra ülkelerine dönerek uyum sağlamaya çalışan 2 kardeşin öyküsünü anlatan karanlık, etkili bir dramdı bu çahşma. "Birlikte çahştığım yönetmenlerin düzeyi ye başlıyorsun, bir yandan da aktör olarak filmde oynamak için ufacık bir neden anyorsun. Sonuçta geçerli bir neden bulamıyorsun." Avrupa giderek Penn'e kucak açtı. "Dead Man Walking"le (95) Berlin'de, oyuncu eşi Robin NVright'la birlikte oynadığı "She's so Lovely" (97) ile Cannes'da, "Hurlyburly" (98) ile de Venedik'te en iyi erkek oyuncu ödüllerini kazandı. "UT\ırn", "The Thin Red Line" gibi aynksı filmlerde görünmeyi sürdüren Penn, Woody Allen' ın "Sweet and Lowdown"ında (99) başrolü üstlendi. "The Pledge"de (2001) eski dosru Jack Nicholson'ı yönetti. Romantik komedi "I am Sam"de Michelle PfeifTer ile karşılıklıydı. Onu yakında Kathyrn Bigelow'un bol starlı birgerilim fılminde göreceğiz. Sonunda karşı durduğu veeleştirdiği sistemi, Penn'in görüntülerle kendini ifade ederek, kendi yöntemleriy le evcilleştirmeye çaba gösterdiğini söy leyebıliriz.. .^ \ İLHAN SELÇUK • SORUMLU MUDUR: MEHMET SUCU • YAYIN YÖNETMENİ: İPEK ÇALIŞLAR • GÖRSEL YÖNETMEN: AYNUR ÇOLAK • BASKI: SABAH YAYINCILIKAŞ|İDAREMERKEZİ:TÜRKOCAĞICAD.NO: 3941 CAĞALOĞLU, 34334 İSTANBUL. TEL: (0212)51205 05İREKLAM:PUBLİMEDİA cumdergi@cumhuriyet.com.tr