Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 "Parti beni istemiyor" diye Fransa'ya giden Taci Karan, 1949'da bir avuç Türkiyeli ile Nâzım Hikmet'i cezaevinden kurtarma kampanyası başlattı. Sartre, Camus, Picasso, Tzara bilgilendirildi, bir de dernek kuruldu. Şiirler okundu, Türkiye'ye telgraflar çekildi. CUMHURİYET DERGİ Paris'in 'jön' delikanlılan TACİ KARAN "Ol hikâye" aslında Türkiye'de başladı.Şöyleki: Çok partili devre geçişin başlannda, yani 1946 yılının ilkbahannda, o güne dek hapıshane arkadaşlanna ceza ve mahkemeleri konusunda dılekçelerini yazan Nâzım, bu kez kendi namına, bir "adlî hata"yakurban olduğunu, gadre uğradığını ve kanunsuz bir şekilde on seney i aşkın bir müddetten beri hapishanelerde çürütüldüğünü, bu söylediklerini kanuni delilleriyle ispat edebileceğini ve dolayısıyla cezasınınkaldınlmasını isteyen bir dilekçeyi Türkiye Büyük Millet Meclisi'negönderdi. Raşit'in(Orhan Kemal) tabiriyle bu "orospu çocukları" Nâzım'a hiçbir cevap vermek tenezzülünde bulunmadılar. Dilekçe ve "adlî hata"yı tashıh söylentileri 1947 ve 1948 yıllannda sürüp gitti. Ama müsbet hiçbir şey yapılmadığıgibi.Raşit'inaldığıbır mektuptan Nâzım' ın moralman ve maddeten çok kötü durumda olduğu öğrenildı. Başta Millet dergisi olmak üzere sağcı gazeteler Nâzım'ın aleyhinde akla hayale sığmaz iftiralarda bulunuyordu. Bu yetmiyormuş gibi Nâzım bir enfarktüs geçirdi, üstelik iplikbuhranından işlettiği dokuma tezgâhlan da işlemez olmuştu. Bütün bunlan anlatan Raşit "Nâzım babaya bak, hâlâümidi var. Bakne diyor: 'Bütün bunlara rağmen dünya güzel ve gırtlağıma kadar umutla dolu...' Görüyor musun Taci, işte böyle erkek bizim abimiz" demişti. Nâzım bu sıkıntılar içinde çırpınırken, 1949'da, Ahmet Emin Yalman Bursa Cezaevi'nde ziyaretine gitti ve görüşmeyi "Tevfik Fikret ve Nâzım Hıkmet" başlıklı bir makaledeyayımladı. "Sonnesıllerınyetıştırdiği en büyük şaırlennden (...) haksız olarak zindanlarda süründürülüyor" dedi. "Haksızlığa karşı sesimi yükseltiyorum ve bunun akisler bulacağını umuyorum..." Paris'te tleri Jön Türkler Birliği'ndeki arkadaşlara, "Yalman'ın makalesıni akıssız bırakmayalım... Demir tavında dövülür" dedim. Konuşmamı Nâzım' ı taklit ederek "Lenin, dün erken idi, yann geç , bugün tamam dedi. Bizim için de bugün tamam" diye sürdürünce arkadaşlar benimle alay ettiler. Buna rağmen Kemal Baştuci ve ben Sorbonne 'un Fransız Komünist Partisi edebiyat öğrencileri hücresine gittik. Nâzım'ı kurtarma komitesi kurmak düşüncesinde olduğumuzu söyledik ve desteklenni istedik. Zaman kaybetmeden seferber oldular. Bizı yanlarına alarak tanıdıkları profesörlere, yazarlara götürdüler ve davamızın avukathğını yaptılar. Ulaşamadığımızyazarlarıda Ulusal YazarlarKomitesi'nin düzenlediği kıtap imza gününde bulduk. Birebir ılişki kurduk, bize yardımcı olmasını dilediğimiz kimselerin kitabını satın aldık ve tleri Jön Türkler Bırliği'ninyönetıcisisıfatımızı kullanarak imzalattık. Ünlü yazarları sınesinde toplayan bu kuruluşun, Nâzım'ın kurtanlması için başlatmaya çalıştığımız enternasyonal harekete tramplen olacağına kaniydik. Çünkü bu yazarlann ekseriyeti Fransız Direniş Hareketi'ne iştiraketmişti, diğerlerı de en azından sol görüşlüydü. Louis Aragon'un, Paul Eluard'ın, Philippe Suppault'nun, JeanPaul Sartre'ın, Simone de Beauvoir'ın, Dominıque Desanti'nin, başkanımız olacak olan, Dadaizm' in kurucusu, sürrealızm hareketıne katılan, FKP üyesi, Fransız Direniş Hareketi'ne katılmış, YahudiRomen asıllı Fransız uyruklu TnstanTzara'runyanı sıra, Sorbonne Üniversitesi profesörlerinden Marcel Prenant ile Henri VVallon, College de France profesörlerinden L. Pieron, Fransız Ulusal Yazarlar veGazetecilerBirliği Başkanı Louis MartinChauffier, Albert Camus, Pablo Picasso, Yves Montand, Simonne Signoret gibi sanatçı ve yazarlar Nâzım Hikmet'in giriştiği özgürlük savaşına destek oldular ve enternasyonal sahada, gerçekten, o zamanlar az rastlanır, başarılı bir kampanyanın başlamasını ve zaferle sonuçlanmasını sağladılar. Bu edebiyat ve sanat dünyasının tanınmış şahsiyetleri yanında Uluslararası Banş Sevenler Komitesi, Uluslararası Hukukçular Birliği, Dünya Demokratik Gençlik Federasyonu, Enternasyonal Öğrenciler Birliği ve biz, 1leri Jön Türkler Birliği (Union des Jeunes Turcs Progressistes)birlikte Nâzım Hikmet'i Kurtarma ve Eserlerini Yayma Komitesi'ni (Comite Pour la Liberation de Nâzım Hikmet et la Difrusion de ses Oeuvres) kurduk. Komitenin başına Tristan Tzara tayin edildi.. Romanya'da doğmuş, çok genç yaşta Fransa'ya yerleşmiş T. Tzara'da gene de şarklı bir tarafkalmıştı.Nâzım'ınşiirlerininçoğunutercüme eden Hasan Güreh (Sabahattin Eyüboğlu) ile arkadaşlığı vardı ve öğrendiğime göre, yaptığı tercümelere "şairane" katkıda bulunuyordu. Fransa'dabasılanNâzım'ın ılk şiir kitabının kapağında "Poemes de Nâzım HikmetNotes sur Nâzım Hikmet; Introduction: TristomTzaraTraduction: Hasan Gureh" ibareleri okunur. Nâzım'ı Kurtarma Komitesi ve ona destek veren Fransız demokratlan Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Ismet tnönü'den defalarca Nâzım Hikmet'in hürrıyete kavuşmasını ıstediler. CHP hükümetinin son günlerine kadar bu eylemlenmızi yılmadan tekrarladık, çağnlaryaptık, diğer örgütlere yaptırdık, bütün dünyaya Nâzım'ın bulunduğu durumu durmadan, yorulmadan tekrar tekrar anlattık. lçerde, dışarda Nâzım'ı kurtarma davası desteklendi ama tnönü'nün kılı bile kıpırdamadı. Aynı lnönü,Nâzım'ınkurtulduğu gün, New York'ta çıkan solcu "Daily Worker"gazetesine, Nâzım'ın kurtuluşunu tebrik eden bir telgraf çekmek küstahlığında bulundu. Buhaberi bizimJeçalışan 1973 'te Paris'te Taci Karan, eşi, Nâzım H'ıkmet şürlerini Fransızcaya ilk çeviren Nilüfer Mizanoğlu Reddy ve eşiyle birlikte.. Rozet Avigdor ve N ilüfer Mizanoğlu, New York'tanbildirdiler. Bizve T. Tzara, 6 Kasım 1949'da, bu kez Türkiye Başbakanına bir mektup yazmayakararverdik. Bumektupta dünya aydınlarına yaptığımız başvurulan, onlardan aldığımız destekleri özetleyerek Nâzım Hik