Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12OCAK.2003. SAYI877 25 Ekim 1881 'de doğduğu Endülüs'ün Malaga kentinden Atlantik kıytsındaki La Coruna'ya dek; çok sevdiği Berselona'dan ve havasına asla alışamayacağı Madrid'den de geçerek... Horta 'da en sonunda y aşama ve yaratma zevkine uygun bir ortatn keşfedecekti. Can Tafetans'da, birtepenin zirvesindeki bu köyün en güzel evlerinden birinde, Manuel' in akrabalarının misafiriydi. Bu kartal yuvasına ulaşmak için, yaklaşık 40 kilometre dağlarda yürümek, sel yataklarına kadar gitmek ve Katalonya'yı Aragon'dan Eskabeş usulü sardalya... ayıran yollann sessizliğinde yavaş lona'nın tüm kasap dükkânlarında ça ilerlemek gerekliydi. asılı duran bordesadas 'lar kadar işPablo, buradaki masraflanm kar tah açısı olan sosis, o günkü bıricik şılamak için tarlalarda çalıştı. Hay yemekleriydi. Ancak sabırsız çatal vanlan tedavi etmeyi öğrendi. Dağ sosise batınldığında derisinden güdan dönüşünde köylülerle birlikte rültülü bir ses çıkar; çok güzel görüzeytinlerin toplanmasına ve zeytin nen sosisın içi sade gazdan ibarettir. yağı üretimine katılıyordu. Yağın 19021903'ün zortu kışından presin altından panldayarak sızma sonra Barselona'ya dönüşünde, sını, zeytinden yağa dönüşmesını Max Jacob'a mektup yazarak, onu izlerdi. Zeytinyağı, çok değerliydi yazı Ispanya'dageçirmeyedavetetve ülke mutfağımn temeliydi. Burada, hafif bir şeyler atıştırmak istendiğinde sanmsaklı zeytinyağına kocabirdilımeknıekbanılır; "uzun süre yoğrulan hamur karelere bölündükten sonra iki kere katlanarak"yağaatılırdı.Picasso 1936'da ağzının suyu akarak bu benyelerin tarifini aktaracaktı. "Babas" adını verdiği bu hamur tatlıları, "eau de vie alkollü bir içecek", un, anason, şeker ve zeytinyağı"ndan yapılır; "sıcak yağda iyice kızartıldıktan sonra çıkartılu", soğumaya bırakılır, özel olarak hazırlanan ballı bir şuruba batınlır ve tekrardan soğuması beklenir, sonra üzerine rengârenk minik anason tohumlan serpilir". Pablo' nun Horta'dan öğrenmeye başladığı şeylerden biri de yemek pişirmekti; arka arkaya denemeler yapar, pişirdiklehni tadarken soğukkanlılığını yitirmezdi. Bir tutam safran ve işte mutfağın duvanna asılı bakır takımlarla yarışacak parlaklıkta lokmalar... Aynı safran rengi, genç adamın boyadığı peyzajlara da çeşni katardı. ilkserglsl... Picasso 'nun ilk sergisi, Barselona'da 1 Şubat 1900'deaçıldı.Parasızlık nedeniyle resimler çerçevelenememiş, ama hanın büyük salonunun duvarlanna çivilenmişti. Hanın müdavimleri kendi portrelerini hayranlıkla incelediler. Ancak yeni yüzyıl Picasso'nun lehinebaşlamıştı. Herşeyerağmen portrelerinin büyük bir bölümünü sattı ve sonunda, Cassagemas'la pay laştıkları Sant Joan yakınlannda yıkık dökük bir apartmanın en üst katındaki bir obrador'a, atölyeye yerleşti. Bu konforsuz çatı katının duvarlarına çok lüks bir yatak, hayali zengınlıklerle dolu kasalar ve iri göğüslü bir hizmetçi resmi yaptı. Paris'e şanslarını denemeye gelen Picasso ve şair Max Jacob, hem ucuz lokantalann yemeklerini hem de Voltaire Bulvan, 137 numaradaki, neredeyse bir dolap büyüklüğündeki odayı paylaştılar. Barseaynı zamanda yokluk günlerimızi de ve bütün bu hüzünlü anılara rağmen, Seine Caddesi'ndeki Ispanyollan tiksinerek hahrlıyorum..." TırtulanArzu... "Kuzu yahnisinin yerini hiçbir şey tutmuyor ama ben yine de soğanlı ya da şarapl ı yahniyi daha çok seviyorum" demişti Picasso, 1941 'de kaleme aldığı Kuyruğundan Tutulan Arzu adlı manzum tiyatro eserinde. Ressamın yıllar sonra yazdığına bakılırsa, "yavan" günlerde hep cebınden iki üç kuruş çıkaran ve klasik formülle sorunu çözen bir arkadaş vardı: "Ekmek ve peynir almaya gidelim ve bankta oturup yiyelim." Tertre ya da Ravignan Meydanrnda"içindeüzüm taneleri ve süt olan kâğıda sarılmış keçi peyniri" değil yumuşak bir ' brie' y a da tam kı vamında bir' camembert' yenirdi. Bupeynirler, Picasso için Paris'in ona sunduğu en heyecanlı keşiflerden biriydi. 13 Levreğin öyküsü... 19O8'de Gertrude'un sevgilisi Alice Toklas, Fleurus Sokağı'ndaki eve yerleşir. Gelişiyle birlikte evin mutfağında yeni bir dönem başlar. Alice Toklas, yemeklerini misafirlerine göre hazırlar. Onlara tablo gibi canlı yemekler sunmak için hayal gücünü kullanır. "Picasso'nun bizimle öğle yemeği yiyeceği bir gün, bir balığı, onun boşuna gideceğini sandığım bir şekilde süslemiştim. lyi bir levrek seçip bıçakla ortasını çizmiş ve büyükannemin yöntemine göre pişirmiştim (...)" der: "Büyükannem, tüm yaşamını suda geçirmiş bir balığın, sudan çıktıktan sonra doğduğu ve içinde büyüdüğü ortamdan farklı unsurlarla ilişki kuıması gerektiğine inanırdı. Onu kızartmayı veya şarapla, kremayla ya da tereyağında pişirmeyi öğütlerdi. Ondan öğrendiğimi uyguladım; sek beyaz şarap içine tane karabiber, tuz, bir defne yaprağı. bir sap taze kekik, küçük hindistancevizi kabuklan, üzerine karanfil saplanmış bir soğan, bir havuç, bir pırasa ve bir sebze demeti. Bütün bunlar tencerede bir saat kısık ateşte pişti, sonra soğumaya bırakıldı. Ardından balığı tencerenin içine yerieştirerek kapağı kapattım. Suyu kısık ateşte fokurdamaya geçince balık bu malzemeler içinde yirmi dakika kadar kalmış oldu. Sonra bir su içinde soğumaya bıraktım. Derken balığı çıkarıp süzdüm, kuruladım ve özenle tabağa yerieştirdim. Servis yapmadan önce üzerine normal bir mayonez sürüp, ^ırmızı mayonezle ketçaph değil, daha neler! yani domates püresi katılmış mayonezle süsledim. En sonunda da, "laşlanmış katı yumurtaların Deyazlarını sarılanndan ayınp Düre haline getirdim ve ayrı ayrı, ^ ^ ^ ^ ^ 1 ^^H ^ yanında ince kıyilmış maydanozla çizgiler yaptım. 3aşyapıtımı servis ederken gurur duydum ve Picasso güzelliği karşısında çığlığı bastı: Ama' dedi, 'bunu Matisse'in şerefine hazıriamalıydınız. 3enden çok ona yakışırdı'." <ırmızı ve san armalı levrek, aslında Picasso'nun o yıllarda yaptığı resimlerden çok, Matisse'in tuvallerindeki canlı renklerle uyum içindedir.^ \ Sepette ıstakoz, 1965... ti. Yüksek tavanlı atölyesinden görBasit yaşamına ilişkin pek çok düğü iki damı çizerek aralanna ke örnek olsa da, "Picasso efsanesi"" limeleri okunmaz bir şekilde yer son hızla büyüdü ve onun yaşayan leştirdi: "Sevgili Max, Voltaire Bul bir tannya, modern sanatın muhtevan'ndaki odayı, omletleri, yeşil şem timsaline dönüşmesı engellefasulyeleri ve brie peynirini ve de nemedi. Cocteau'nun deyişiyle Pikızarmış patatesleri düşünüyonım, casso bir "Eskiciler Kralı"ydı. Yaşadığı yer tavanarası ya da malikâne de olsa onun düzenine uyuyor, jambonlar ile mandolınler yan yana asılıyordu. Tepsilerkoltuklaradayanıyor, tuzluk ve biberliklerkitaphklardan bulunuyor, boyalar hardal kavanozu içinde duruyordu. Hiçbir şey yerinde değildi, ama yine de her şey yerindeydi. Ressamın doğaçlama dehasıyla bir zamanlar Endülüs usulü buğulama, kızarmış ekmek içine sütlü kahveye bandınlmış ekmek katarak yaptığı garip yemekler gibi.. .^ TARIFLER. Ispanyol omleti y, Malzeme (4 kişilik) 10 yumurta, 4 patates, 2 soğan, 6 çorba kaşığı zeytinyağı, tuz, karabiber • Patatesleri soyun. Yıkayıp yuvarlak dilimler halinde kesin ve kâğıt havlu ile kurulayın. Soğanlan soyup piyazlık doğrayın. Zeytinyağının yarısını büyük bir tavada kızdınp soğanları kısık ateşte kavurun. Ateşi biraz açıp soğanlar saranncaya kadar kanştırarak kavurmaya devam edin. Patates dilimlerini ekleyin ve 15 dakika sık sık hafıf hafif kanştırarak kavurun. Kâğıt havlu üzerine alıp fazla yağını çektirin. • Büyük bir çukur kâsede yumurtaları çırpın. Patatesli karışımı ekleyip karıştırın. Tuz ve karabiber serpip tekrar karıştırın. • Kalan yağı bir tavada kızdınp karışımı ekleyin. Omleti, altı iyice kızarıncaya kadar orta ateşte pişirin. Ardından bir kapak yardımıyla çevirin ve altı kızarıncaya kadar pişirin. Içinin yumuşak kalmasına dikkat edin. Omleti haşlanmış patates dilimleri eşliğinde servis yapın. Sucuklu kuru fasulye Malzeme (4 kişilik) 200 gr kuru fasulye, 4 parmak sucuk 34 soğan, 1 çorba kaşığı sıvıyağ, 2 tutam kekik, 2 defne yaprağı, 2 çorba kaşığı domates püresi, 1 bardak sek beyaz şarap, tuz ve karabiber • Kuru fasulyeyi akşamdan ıslatın. Ertesı gün yıkayıp süzün. Soğanları soyup ince ince doğrayın. Bir tencerede sıvıyağı kızdınp soğanlan pembeleştirin. Kekik, defne yaprağı, domates püresi ve şarabı ekleyip kanştınn. Kuru fasulyeyi de koyun ve üzerine çıkacak kadar su ekleyin. Tuz ve biber serpip kanştınn. Kapağı kapalı olarak, kısık ateşte, ara sıra kanştırarak bir saat pişirin. • Sucuklan kabuklarını soyup küp şeklinde doğrayın. Gerekirse su ekleyin ve kapağı kapalı olarak kısık ateşte 1 saat daha pişirin.