Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12OCAK2003. SAYI877 natçılar ülkemizde ve yurtdışında kendilerine yer bulabiliyorlar mı? Hayır. Neburadane yurtdışında. Bakın tstanbul Bienalı'nı ilk kez ben, 21 yaşındayken düşündüm. 1972 yılında Türkiye'yi temsilen lskenderiye'ye gönderildik. İlk kez böyle bır şey oluyordu. Araplarlaaramızkötüydü. Enver Sedat Mısır'ın başındaydı. Akademi'dekihocalargenellikleFransızcabilirlerdi. Ben Ingilizcebiliyordum. Gittik. lskenderiye'de Akdeniz'eendeksli bır bienal yapılıyordu. Küçük bir bienaldi ta inzivaya çekilirim. ama çok şey öğrendik. Bana kalırsa, biz rezil Kavramsal soyuttan söz ettiniz. Türkiolduk. Yine de bundan yola çıkarak, Istan ye'deki uygulayıcılarını nasıl buluyorsubul 'da böyle bir bienal yaparsak, dünyaya açı nuz? hnz diye düşünmüştüm. Yapılamaz filan deGençleri pek bilmiyonım ama soyut var. niyordu ama yapıldı işte. Yapıldı da bir tek Hem de iyi soyut ressamlar var. Benim bırakTürk sanatçısı dünyaya açılamadı. Istanbul tığımdan çok ileride. Kavramsal da çok iyi. Bienali'ninbirdezavantajı var: Temalı. Ken Bakın, stil yapmak biraz zordur, ömür ister. dini bilen hiç bir sanatçı temalı çalışmaz. Mesela Kandisky.. .Çokbüyük bır sanatçıdır Ama bakıyorsunuz, temalı olmayanlan da al o. Bubüyüklüğü onun ön dönemine baktığımışlar. nızda da görebilirsiniz. Çünkü doğadan çıkTalat Halman sizin bir kataloğunuzda mış. Bunatutarhlıkdenir. Birçizginizolmaki yazısında diyor ki: "Erbil'in sanatı yu lı. Fransız kavramsal sanatçılarıyla tanıştıkanlardan bazı fısıltılar du ymamızı sağla ğımda, onlann daha çok enstelasyona yönelyan nihai bilgeliğe tanıklık eder.Bizi ka diklerini gördüm. Yağlıboyaya pek yanaşmıranlıktan aydınlığa yönlcndiren o gizemli yorlar. Enstelasyondahakolayolabilir. tutkuyla doludur.Yapıtlarında sarmallar, mistik coşku, sonsuzluk hemen göze çarpıyor." Mistisizmle ilginiz? Ilgimşöyleoldu: 1970'lerdeherkes soyutun kapılarını çalıyordu Türkiye'de. Biz bunu yenı bır enerji olarak yaşıyoruz ama dünya daha önce yaşamış. Her ne kadar Osman Hamdi bugünkü Akademi'yi 188 l'de kurmuşsa 1981 Galata Mevlevihanesi da, Batı anlayışıy la resim Atatürk'ten bacılar odası (solda). 1973 pazar buyanayapıhyor. Cumhuriyetle birlik yeri (iistte). 2000, mistik döngüler... te esas sistemde değışiklik yapılmıştır. Fransa'ya dönük bir sanat anlay ışıyla yapılYeniden sizin mistik döngülerinize gelmaya başlanmıştı. 70'lerde bizim bır akım mekistiyorum. Salt yağlıboya çalışmıyorbaşlatamamış olmamızdan dolayı adeta sunuz çünkü. Ve bunları görecek miyiz? kompleksyaşanıyordu. DevletbursuylayurtHoldenbourg diye bır heykeltıraş vardı. dışına gidenler, öğrendiklerıni getirmediler. "Softsculpture" leryapardı. Çocukluğumdan Herkesin öğrendiğini kendine sakladığı bir beri severdim onu. Etkilenmiştım. Aslında rönesans mantığı ıçindeydik. Her şey sırdı onunla ilgisi yoktu. Ondan yararlanarak soadeta. Ben lngilizce bilmenin avantajıyla, ya yutlannı yaptım. Mistiklerimı açtım. Benim rım yamalak duyduğum, gördüğüm şeylerle yaptığım kursta onlan kestım, açtım. Zamasoyutresmekavramyükledım. Mevlana'nın nımı aldı tabıi. Zorlandım ama sonuçta beğedönme hareketi olarak koydum. İşte bu or nildi. tlk kez o mistik döngulerı kartondan, tamda mıstısızmi kullanmaya başladım. duralıtten ve sonra da metalden kesmeye baş"Mistik" kelimesini yadırgayanlaroldu. "Re ladım. Onlan kesiyorum ve hah örer gibi örüsimde tasavvuf "u kullanmamı öğütleyenler yorum. ^ çıktı. Mistik döngübenımbuluşumdurvehâGülsün Erbil sergisi Galeri X'te 11 Ocak'ta lâ rüzgârı Amerika'da esiyor. Ama bana hiç açıldı. Tel: (0212) 249 37 39 kredi getirmedi. Başkalan benden sonra başlayıp kredisini topladılar. Türkiye'ye "mistik" kelimesini ben soktum. Bir de X' i hediye ettim dünyaya. Bill Gates bile X Box' ı çıkarttı. Hattabızımgaleriyemektupyazıpbildirdi. Oralardaufakjestlerle de olsa, teşekkür ediyorlar. Buradaöyle şeylerolmuyor. Resim, scramik, tekstil ve mozaik dallarında yapıtlar ortaya koymuş bir sanatçısınız. öncelikli olan hangisi sizin için? Her zaman y ağlıboya ve enerj isi bambaşka geldi bana. Aynca benim enerj im artık seramiğe yetmiyor. Gençken başkaydı tabii. llginçtır, benim her şeyim tutku halindedir. Amerikalı, Fransız arkadaşlar soruyorlar: "Kavramsal sanat dönemini tamamlıyor. Ne gelecek?" Ben bu dalda, kavramsal soyut çahşıyorumveiyibiliyorum. Busoruya şucevabı veriyorum: "Tutku" diyorum. Sanatı tutku halınde bir yaşam biçimine dönüştürerek yapıyorsanız, o zaman varsınız. Ayda bir, senede bır ya da arkadaşlannız yapıyor diye resim yapıyorsanız olmaz. Ben çalışırken ade 11 BAŞKENT GUNLERI Böyle karar verdik MÜŞERREF HEKİMOĞLU Y eni yılı müzikle, dansla karşıladık. Daha doğrusu böyle karar verdik, kararı uyguladık. Günlerin, saatlerin ne getirip ne götüreceği bilinmiyor. En iyisi güzel şeyler düşünmek galiba. Dans etmek, şarkı söylemek, sevdiğimiz bir ozandan birkaç dize okumak, "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine" diye seslenmek dünyaya. *** NTV Radyosu'na teşekkürler. Ne güzel şarkılaha seslendi bize. Nerelere gittik, kimlerle söyleştik. Iki gözümüz iki çeşme ağlarken nasıl kahkahalaıia pariadık sonra! Yaşamın özü de bu değil mi? Yazıma böyle başladım, şarkılar, danslar, sevgililerle buluşup güzellıkleri yaşamak istedim. Ünlü heykel sanatçısı Rodin'e heykeli soruyorlar: Heykel nedir? Ikide bir kapı çalıyor, telefon çalıyor, Taşı alırsın ya da tahtayı, fazlalığı atarsın, geriye kalan heykeldir, diyor. Belki de yanlış anımsıyorum ama özünde bu çağnşım var. Yeni yıl nedeniyle dostlanmı kutlarken hissettim bu gerçeği. Fazlalıklar gidiyor, dostluğun, sevginin duygusallığı, süzmesı kalıyor bıze. Kimi zaman eski bir tangodan birkaç dize, kımi zaman eski bir şarkıdan iki satır ama özünü, anısını güzel yansıtıyor. Tango ya da vals, başka danslar belli Başkent günlerinde yeşeren ve solmayan bir dost grubu: çağnşımlarta geliyor MüşerrefHekimoğlu, Büyükelçi ISecati Utkan, Füsun Vtkan, Ülker Serdaroğlu, Lale Kura, Büyükelçi Haluk Kura. Arada bir düşüncemize. O yan yana gelir, mutluluğun şarkısım söylerler. çağnşımı yeniden yaşıyoruz, yeniden sanlıyoruz birbirimize. dostlar sesleniyor, küçük armağanlar konuyor masama. İşte kırmızı bir Bir dost yüzünün çizgileri, yıllann ötesine çakıltaşı, Emre Aykal ve güzel eşinden. uzanıyor. Deniz kıyısında topladığı çakıllar bir sanat Sonsuzluğa ulaşır gibi. ürünü oluvermiş güzel ellerinde. Aynca Büyükelçi Haluk Kura dansta masal yılbaşı çörekleri, eliyle yapmış, yollamış yazan kişilerden biri dost çevremde. Bu teyzesine. Sonra güzel bir mum, sevgili yıl da kapımı çaldı, dansa çağırdı beni. Sevin Berk'ten. Işığında anılara dalacağız Ne güzel sanldık birbirimize. Lale Kura yıllar sonra. Yeni yıl armağanlarının katıldı, Nermin Kura şarkılaria eşlik etti güzelliği burada değil mi? Bir söz, bir bize, derken Paris'e, Londra'ya kanatlandım, ya da hızımı alamadan New dize, bir çizgi yeni anlamlar katıyor, küçük bir armağana. Değeri içeriğinde. York'a havalandım birden. Yaralı •** gökdelenlerin kollanna! Sevgili okurlanm, yeni bir yıla başlamak Her yerde bir diken var değil mi? güzel bir olay, daha neler göreceğiz, nasıl Gözümüze batıyor, gönlümüzü kanatıyor umutlanacağız kim bilir. En güzeli umudu ama karar verdik, dikenlere karşın kanatlanmanın mutluluğunu yaşayacağız. yitirmemek değil mi? Kardelenler arasında birkaç tomurcuk her zaman var. Her zaman gözümüzde ve elimizde Sevgili dostlanmla bu kararia çıktık yola. umutla yeşeriyor. Umudu soldurmamak Bakalım neler göreceğiz? Haluk Kura ile da insanca görevlerin en güzeli bence. dans ederken başka dostlar geliyor aramıza. örnegin Büyükelçi Mahmut Gelin o görevi başaralım. Insanlık onuru Dikerdem. Bizı unutamazsın, dıyorlar. başarmayı öngörüyor. ^ Haklan var. Kim onlar? Methi Bengisu ve Muvaffak Akbay. Malike Akbay ile kanatlanıyor, dansta kımseye oncelik tanımazlar. Haksız değiller, müziği de dansı da aşıyor, doruklara tırmanıyorlar. Masal yazar gibi. Şimdi kimler kanatlanıyor boşluklannda? Yanıt bulmak kolay değil. Genç kuşaklar eski tangolara dudak büküyor ama haklan var mı acaba? Her kuşağın başka dansı, başka müziği, başka ustaları var. Bizim kuşağımızın özelligi hepsini birden görmek. Kelebekler gıbı uçmak bir tangoyla ya da bir masal kızı gibi kanşmak bulutlara. Elbet ağnlar, sızılar da var. Dans ederken ayağını burkup yere düşmek de. Beşinci kuşaga varınca hepsi doğal geliyor. Yılları baştan yaşayarak yeni dünyalara uçuyorsun, yaşama sevinciyle yeniden çarpıyor kalbın, yeniden mutlanıyor, sevinçle kutlanıyorsun.