Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
HAFTAMN \OTLARl D, Böyle kadınlar da var. O n üçüncü Uluslararası tstanbul Tiyatro Festivali'nin açılış gösterisi bu yıl "Nâzım'a Armağan" edildi. Genco Erkal'ın bu uyarlamasını ızleyebilenler arasında olduğunuzu umarım. îlginç bir çalışma yaptnış Erkal ve Nâzım'a Armağan gösterisinde dokuz dev kadını bir araya getirmiş. Ayla Algan, Zeliha Berksoy, Yıldız Kenter, Jülide Kural, Zuhal Olcay, Tilbe Saran, Senıa, Zeyııep Tanbay, Işık Yenersu'yu bir daha nc zaman, neredc bir arada görnıe şansuııız olacak bakalım? Hem de Nâzım'ın şıırlenyle, Genco'nun yönetimi ve sahnesiyle, Metin Deniz'in sahne tasanmıyla, Bılge Mestçı'nın giysileriyle, Selim Atakan'uı müziğiyle... Böyle kadınlar da var... I ler ne kadar 'kaliteye öneııı veren basınımız(!)" sayesinde adlannı çok az duysak ve okusak da bu kadınlar da var... Yaşamlanyla, sanatlanyla, yetenekleriyle, akıllarıyla, güzellikleriyle, ciddiyetleriyle, ürettıkleriyle bu kadınlar da var... Nasıl mutlu döndüm o gcce eve... Ama keşke... Keşke televizyonu açmasaydım... Keşke AŞK OLSUN adlı yarışma programını görmeseydim... Kötü programların savunuculan (ne demekse bu ama öyle) diyorlar ki, "Efendim istemiyorsanız zaplayın, izlemeyin, bu kadar basit". Yok efendim, bu kadar basit değil. Bazen ıstemesen de "Bundan daha berbat ne olabilir, bundan daha kötü ne söylenebilir, daha ne yapacaklar acaba" dıye ızlemek diye bir ruh hali var insanda, hele gazetecıysenız... Seray Hanım ile Hakan Bey sunuyorlar... Üç kadın ve üç erkek bir fotograflan ÛĞURDEMİR Yıldız Kenter, Işık Yenersu, Zeynep Tanbay ve Oenıo lirkal oyuımn provasında... konuyu tartışıp, sonunda eşleşiyorlar... Iartıştıklan konu, "Dayak cennetten mi çıkmıştır?" Korkunç ötesi... Aklıma gelen en kötü sözcükleri kullandığımı farz edin. Dayak üzerine espriler, gülüşmeler, "Hak eden kadın dövülür" demeler, birbirlerine vurmalar, bol tokatlı günler dilemeler, bir eğlence, bir gülme... Söz konusu şey ise kuruluşlan tarafından parsellenmiş... Mesela Menç kenarındaki güzel yerler, öğretmenler bahçesi, polis bahçesi, . « Devlet Su tşleri, askeriye, Trakya Ünıversitesi diye anılıyor. Turizme en büyük darbe bu kamu mekânlan, kamu kamplan değil mi zaten? Bir başka sıkıntı da, yakında bu bölgenin NATO hizmetine verilecek olması. O zaman vatandaşa Belediye Başkanı Cengiz Varnatopu'nun nehir kenarında kamuya açmak üzere olduğu tesis dışında bir yer kalmayacak gibi. Edirne'nin tanıtım broşürlerinde "çingene mahallesi"nden söz edilmiyor. Ama buraya mutlaka uğrayın. Kendinizi Kusturica'nın "Çingeneler Zamanı" fılmınin içinde buluvereceksiniz. Birden ulke değiştirmiş gibi oluyorsunuz. Her şey bambaşka, görüntü etkileyici. Vali burada da ikinci toplum merkezini kuruyor. Kadınlara el sanatlan kursu verilecek, üretilenler pazarlanacakmış. Sonucu çok merak ediyorum doğrusu. Gittiğinizde mutlaka Karam Otel'e uğrayın hatta orada kalın. Nergis ve Murat Polat asırlık binadan Vali'nin de desteğiyle sekiz odalı öyle bir otel yaratmışlar ki, gidin... (îörün... Gece eğlenmek istiyorsanız, Address'e bir uğrayuı. Hele o akşam gençlerden kurulu, Postacı çalıyorsa, Salih'in şarkılanyla öyle bir coşarsınız ki... ^ Aral, Bayan Aral... Kamil Yavuz, Bayan Yavuz... Dahayazmayayım... Böyle sürüp gidiyor. Sadece erkeklerden oluşan masalardaki isimlcr tümüyle yazılmış, ama masada bir kadın varsa o yalnızca kocasının soyadıyla anılmış. Başka bir şey söylememe gerek yok. Kadının Adı Yok çıkalı 15 yıl oldu. O zaman eleştirilmiş, abartılı bulunmuştu. Işte durum... Entelektüel çevrelerde bile böyle... Teessüf ederim Karikatürcüler Derneğı'ne, adı yazılmayan kadınlar bir insanı aşağılamanın cn ağır yolu olan dayak... öyle sevimli, öyle hoş bir şey ki bu programda dayak... Baştan aşağı düzeysizlik, sevimsizlik diz boyu... Ayıp, ayıp... Ayıp ki ne ayıp. Nâzım'a Armağan'daki dokuz kadın bir erkekten sonra, o güzelim, mutlu gecenin üzcrine, ne diye açarsın o televizyonu? ^ Edirne... ÇokgüzeL. Gidin Ş | Şu Edirne'deki tarihin binde biri yıırtdışında bir başka yerde olsaydı kıyametler kopar, buraya turist yağardı. Tanıtım yeteneğimiz sıfıra sıfır, elde var sıfır. Türkiye'yı dışarıya nasıl tanıtalım, Türkiye kendi şehirlerini birbırine tanıtamamış daha. Mesela Istanbullulara soruyorum, iki saat Adalet Kasnnı, Ikinci Bayezid Külliyesi'ni, köprüleri, müzeleri, çeşmeleri, Balkan Şehitliği'ni bilmiyorlardır. O ciğer tavanın, köflenin, badem ezmesinin tadından da habersizlerdir. Şaşırtıcı bir güzellik ve tarih, burnumuzun dibinde ve gitmiyoruz... En acısı bilmiyoruz... Herkes TANRI YA SORULAR. Bir maıl aldım, içınden çocukların Tann'ya yazdığı, sorduğu sorular çıktı; ben de bazılarını seçtim. Guy şunu yazmış Tanrısına; "Hatırlarsın, bir keresinde çok kar yağdı da okullar kapanmıştı ya, bir kerecik daha olmaz mı?". Jane'ın yenı doğan kardeşten sonra dileği şu; "Insanların ölmelerine izin verip yenilerini yapmak yerine, neden elindekileri tutmuyorsun?". Sylvıa; "Sevgili Tanrı, oğlanlar kızlardan daha mı üstiin? Biliyorum sen de onlardansın, ama gene de dürüst olmaya çalış." Cindy; "Sevgili Tanrı, insanlara ruhları her zaman doğru mu dağıtıyorsun? Yanlış yapabilirsin." Charlie; "Tanrı olduğunu nasıl bilebıldın?" Maggie; "Sevgili Tanrı, kıtabını okudum ve çok sevdım, adını Incıl koymuşsun. Yeni öyküler yazamaz mısın? Yazdıklarının hepsıni okuyup bitirdik ve yeniden başa döndük. Sevgıler." Steven; "Sevgili Tanrım, sen zengin misin yoksa sadece ünlü mü?" Barbara; "Sevgili Tanrı, guneşi nıçin ona en çok ihtiyacımız olduğu geceler dışarı bırakmıyorsun?" Mindy; "Sevgili Tanrı, öğretmenim gunlerın önce kısaldığını sonra uzadığını söyledi, artık bir karar vermelisin." "Niçin gökyüzünü mavi, otları yeşil yaptın? Elinde sadece bu renkler mi vardı?" ^ yakınınızdakı Edirne'ye gezmeye gittiniz mi? (îiderseniz neler göreceğinizi bılıyor nıusunuz? Meriç Köprüsü'ne baka baka, Lalezar gıbi bir restoranda yemek yiyip dönseniz yeter. Anlata anlata bitirmeme inıkân yok... Edirne'ye gıtmemiş olanlar, sadece Selimiye Camii'ni duymuşlardır... Kaleiçi'ni, eski konaklan, Sarayiçi'ni, Edirne Valisi Fahri Yücel'den takdirle, sevgiyle söz edıyor. Yücel'in restore edip, sivil toplunı örgütlerine verdiği eski evlenn, konaklann güzelliğıne doyum olmuyor. Meriç kenarındaki minik tarilıi karakol bınası olağanüstü güzellıkte. Ancak ne yazık ki, pek çok yerde olduğu gibi şehnn en güzel yerleri, kamu K arikarürcüler Derneğ haber bültenlerini okuyorum... Bol bol fotoğraflar var... Kadınlı erkekli pek çok kişi masa başında oturmuş, objektıfe gülümsüyorlar... Ve resim altları: Ercan Akyol, Bayan Akyol... Bayan Çelikkol, Ali Herkül Çelikkol... Bayan Ekşioğlu, Gürbüz Doğan Ekşioğlu... Raşit Yakalı, Erdoğan Başol, Bayan Yakalı, Bayan Başol... Tarık Minkari, Bayan Boysan, Aydın Boysan... Oğjız K Oğuz Aral ve Bayan Aral demişler... Oysa o eski ve iinlii bir tiyatro sanatçısı Tolga Tigin... adın Emeğini Değerlendirme Vakfı 31 Mayıs2 Haziran arasında, "İkinci el eşyalarınızla bir yenilik bağışlayın" sloganıyla bir şenlik düzenliyor. 1. NAHIL ŞENLlGI'nde elde edilecek gelirle yoksul kadınların ürettiklerinı pazarlayan bir satış yeri ve çocuk yuvaları açılacak. Topkapı Sarayı Darphane binalarındaki şenlik için her tür eşyanızı bağışlayabilir ya da alışveriş yapabilirsiniz. Şenlikte tanınmış insanların eşyaları da satışta. Express Kargo (0212 549 05 05) tüm Türkiye'den bağışladığınız her şeyi ücretsiz olarak evinizden alacak. ^