04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CUMHURİYET DERGİ Troya haıinesinden çıkarılan altın takılar... Fatih Sultan Mehmet'in kitaplığında da llyada'nın 13. yüzyılda hazırlanmış bir el yazması kopyası vardı. Bu kopya Istanbul'da Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi'ndeki Troya sergisinde yer alıyor. Serginin en önemli yanı ise Çanakkale ve Istanbul Arkeoloji Müzeleri'de bulunan eserlerin Türkiye'de ilk kez bir arada izleyiciye sunulması. Yeryüzünden hiç silinmeyen bu ikilinin, Troya ve îlyada'nın sergisi 5 Ocak'a kadar gezilebilir. formülle kesin bir şeki lde çözümlendi. Ona göre, Troya kentinin ve savaşının sorgulanması yersizdi, çünkü arkeoloj ık bulunrulardan böyle bir kanıt elde cdilmesi mümkün değildi." Ama bu sav, Almanya'daki Tübingen Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Maııfred Korfmann başkanlığında 1988 yılından beri sürdürülen yeni dönem bılımsel kazılarla çürüyecek ve bugün izlediğimiz serginin ana temasını yaratacaktı. Kanıt, dikkate alınmayan Hitit çivi yazılı tabletlerindençıkmıştı. Yangınla kapanan dönem Beyoğlu'ndaki Troya... nı kıldı. Adı Homeros'tu. Eserinin adı ise İlyada (lliada). Avrupa, onu edebiyatınınbaşöncc savaş oldu. On yıl sürmüştü. Sonra langıcı olarak gördü. Kente gelince, o, uzuıı kent düştü. Yeryüzünde yaşanan tüm savaşlar zaman yolculuğunda gerçekle düş arasında gibi ardında büyük bir yıkım ve yok oluş bı gidip gelecek, bin yıllann ötesinden taşınan raktı. Ancakbu savaş, tarihe bırinın zaferi, di destaııın büyüsünde, adı yeryüzünden hiç silinmeyecekti.Özelliklede Avrupa'dan.Çünğerininyenilgisiolarakgeçmedi.Çünkü,bir ozan, kumun örtemediği, rüzgârın yıprata kü uygarlıklarının köklerinden biri olarak madığıkentingörkemlisurlarınınkalıntıları Avrupa tarihinin düşünsel ve kültürel süreüzerinden escn trajedınin soluğunu yakaladı. cinde kesintisiz, hep merkezdc rol oynayaVe ondan bir şiir yarattı. Bu lirik destan öyle caktı. Yaklaşık 3000yıldırişlenen kentindünya sinc etkilcy iciydi ki onu okuyan herkes kentin yazgısına, yıkılana, aynı zamanda yıkana belleğindeoluşturduğubusüreç, Kültür Bada ağıt yaktı. Ve o, edebi açıdan öy lesine üs kanlığı ile Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncıtüıı bir eserdi ki, yazannı tünı zamanlann oza lık'ınbirliktedüzenlediği "Troya: Efsane ile Gerçek Arasında Bir Kente Yolculuk" başlıklı bir sergiyle anlatılıyor şimdi. Avrupa'nın 2001 2002 yılı en önemli kültür etkinliğini oluşturan Almanya'daki Troya sergisinin ardından, yolculuğunu bu kezfarklı birkurguyla Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi'nde sürdüren serginin en önemli yanı, Çanakkale ve Istanbul Arkeoloji Müzeleri'de bulunan eserlerin Türkiye'de ilk kez bir arada sunulması. Aynı şekilde düş vc gerveğin de. Homeros'un lliada'sından dizeler izleyiciyi düş dünyasınaçekerken, arkeoloj ik ka/.ılaı dan ele geçen 150 parçaya yakın seçmeeserde gerçeği dıle getiriyor. 1 ler Bu kaplar da dönemin yaşamım anlatıyor. iki kavramın arasında ise 19. yüzyılda ikinci bir Troya efsanesini yaratan Schliemann duruyor. Birdüşgezgini.Homeros hayranı, Troya uğruna parayı geride bırakan bir banker, bir milyoner... 1871 'de Troya'ya resmi olarak ilk kazmayı vuran Schliemann, gün ışığına çıkardığı ve bin yılhk bir yanılgıyla efsanevi kral Priamos'a atfettiği hazineleri y urtdışına kaçırdığında adı, bir anda tüm Avrupa'yayayılmıştı.llazinedaha sonra, îkinci DünyaSavaşı sırasındakayıplara kanşmış, 1994'te Rusya'da ortaya çıktığındada,savajjganimetlerininiadesi konusunda Avrupa'dabaşlayan tartışmanın sımgesı olmuştu. Schliemann, Troya ile İlyada 'yı birleştiren ifte bu kaplar oldu. dönemin paylaşım esasına dayalı kazı NERMİN BAYÇ1N Korfmann, kazılara başlarken tlyada destanını, Schliemann gibi başa değil, en kenara koymuşhı. Amaç, modern kazı yöntemlerinin uygulandığı bir çerçevede kentin, örneğin insanlann ne yiyip içtiklerinden nasıl yaşadıklanna kadar, o güne dek göz ardı edilen değerlerine ulaşmaktı. Söz konusu olan bilimsel verilerdi ve destan yol gösteremezdi. Ancak ortaya çıkan şaşırtıcı bulgular, kaçınılmaz olarak geriye, destana doğru uzanan bir yolculuğu başlattı. Çünkü elde edilen vcriler, yavaş yavaş Homeros'un destanı uydurmadığını ortaya çıkanyordu. Dahası, Troya Hisarlık'tı ve o, sanılanın aksinc Batı'ya değil, Anadolu'ya aityerli bir kîiltürü temsil ediyordu. Binlerce yıl, Yunan Miken uygarlığınuı bir parçası olarak algılanan Troya, Anadolu 'da, kökcnleri çok daha gerilere giden Luwileri simgeliyordu daha çok. Onanlaşması çerçevesinde hazinelerin birbölü Iar2. binde Anadolu 'da büyük bir imparatormünü Osmanlıya teslim etmişti. Bugün, dün luk kuran Hititlerle de çağdaştılar ve adı, Hiy a üzerinde 45' i aşkın müze ve enstitüye da tit resmi yazışmalannda geçen Wilusa,( Yuğılmış Troya eserlen, özellikle de "Priamos nancaWilios)yadaTaruisa'ydı.Buisimlcr Hazinesi" ile ardında dillere destan bir öykü ashnda öteden beri biliniyordu Ama Trobırakan Schliemann, gerçeği simgeleyen ar ya'nın Anadolu, dolayısıylada I lititlerle bir keoloj ik kazılara ait belgc ve fotoğraflar ara ilgisi olamayacağı düşüniildüğünden, (W) sından daha çok bir düş karakter gibi yansı llios eşittır Troya tezi uzun süre kabul göryor. Ve onunla birlikte, serginin gözde eser medi. Troya, Homeros'un M.Ö. yaklaşık grubu arasında sayılan Türkiye'deki hazine 720'de yazdığı İlyada dünyasında tıkannıışnin pırıltısında, Fatih Sultan Mehmet'in ki tı.VeodünyadaMiken'di, Anadolu'nunyertaplığından 13. yüzyıl tlyada elyazmasında, likültürleriylebirbağlantısıolamazdı. bir mühürde, bir küçük heykelcikte ya da ke1995 yılında kazıda bulunan Luwi hiyeramikte, antik Yunan ve Roma'dan Ortaçağ roglif yazılı tunç bir mühür, aranılan yanıtı ve Yeniçağa olan etkilerinde izlenirken, dün verdi. Mühür, Troy a'da büyük olasılıklagüç Troya: Efsane ile gerçek arasında bir öykü... Be$iktepe 'den bir huluntu (altta). yada efsane ile gerçek arasında yaşayan böylesi bırbaşka kentin varolup olamayacağı sorusu düşüyor akla. Çünkü özünde can alıcı bir başka soru taşıyor: Troya Hisarlık mıydı? Schliemann, ardından Dörpfeld ve Blegen'ınÇanakkale'ningüneyindeki H isarlık mevkiinde Troya diye kazdıkları yer pekala başka bir kent olabilirdi. Dcstandaanlalılaıı savaş da bir hayal ürünü... Ve ashnda bunun bir yanıtı da görünmüyordu. Çünkü Hisarlık, destan ve tarihsel kaynaklardanyolaçıkılarakkeşfedilmişti ve şimdiye kadar da "ben Troya'yım" diyen kesin bir kanıta rastlanmamıştı. Busorun, 1964 yılında Saarbrücken profesörü R llachman tarafından, kendinden sonrakilerin de destekleyeceği bir lübir Luwi prensliği yadakrallığının varolduğuna ilişkin tezi destekliyordu. Tez, aynı yıl çıkarılan Anadoluüoğu kökenli birtannya işaret eden küçük tunç bir heykelcikle de beslendi. Bir yıl sonra da birbirinden bağımsızçalışanöndegelenikillitıtolog ve Anadolu uzmanı, Wilusa'nın Troyaolduğunukanıtladı. Rlbette bulgular bunlardan ibaret değildi. M.Ö. 1713 yüz yıllara ait bir "Aşağı Şehir"in (Troya VI/Vll'a) gün ışığa çıkarılması, Troya'nın M.Ö. 2. bin yılın ortasında ve sonunda sanılandan on kat daha büy üklükte bir kent olduğunu gösteriyordu. Tıpkı Homeros'un İlyada'da aktardığı gibi, l'roya askerlerinin bile barınabileceği denli büyük bir "şehir"... Vc yinc onun an
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle