Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURlYETDERGİ Onyıl kadar önce 'kadınlar sema yapar mı' diye tartışılıyordu. Semazen Didem Edman da bu tartışmanın taraflanndan biriydi. 33 yaşındaki Edman, sema'ın insan nefsinin • terbiyesinin bir yolu olduğunu Didem Edman, otuz üç yaşında bir semazen... Sema 'ın bir ibadet biçimi olduğunu söylüyor... Ve insan Tann'yı yarattı ŞULE ALTUNDAĞ ıvırcık saçları, gözünde güneş gözlüğü ve ayağında bordo renkli spor ayakkabısıyla gelmiş röportaja. Didem Edman, 33 yaşında bir semazen. Aynı zamanda bir grafiker ve fotoğrafçı. Mesleğini çok seviyor ama sema'ın tadı bir başka. Didem Edman'la sema ve onların takip ettikleri yolüzerine uzunuzunkonuştuk. Sema'a kaç yaşında başladınız? 25 yaşında. Sizi sema'a iten neydi? IlkGalataMevlevihanesi'ndesematöreni seyrettim; çok etkilendim. O zaman Mimar Sinan Üniversitesi Fotoğraf Bölümü'nde okuyordum. Hem sema törenini seyredecek hem fotoğraf çekecektim; Mevlevıhane'yegelişmaksadımdabuydu. Ama o zamana kadar hiç doğru dürüst sema seyrettiğimi hatırlamıyorum. Mevlana'nın ismini duyardım herkes gibi, kim olduğunu daöğrenmekisterdim,birtürlü fırsatımolmamıştı. O gün, tören bittiğinde çok etkilenmiş, çok duygulanmıştım. Bir iki kişiyle de tanıştım, broşürlerbuldum. Burada devamIısohbetlervetörenleryapılırmış;gittim, araştırdım. Sohbetlere katıldım, öğrendikçe de dahaçok bağlandım. Hasan Dede herşeyio kadar güzelanlatıyorki... Sema öğrenmeyi sürdürüyor musunuz? Hay ır, onu öğrendim, şu anda sema ediyorum ama Mevlana'yı, Muhammed'i öğrenmek bitmiyor,bitmezde. Veelbette insanlığı öğreniyorsunuz. " Ben de bu yolu göreceğim, Mevlevi olacağım" dcyip de sonradan vazgeçenler oluyor mu; zor mudur bu yol? Oluyortabii,olmazmı? İnsan içinzor yanlan şu; nefsimizdenannıp,bütünhayvani duyguları üzerimizden atıp lafta değil, gerçekte insan olmaya çalışıyoruz. Onlan kendimize örnek alıyoruz. Nefis, insanı devamlı geri çekiyor, yani bazı şeyler çok daha cazip geliyor ve bir türlü kurtulamıyorsunuz. Bu yolda yenik düşüp bırakanlar da oluyor. Aslında bu hem çok kolay hem çok zorbiryol. Öğreten kişi konumunda olan "Dede", mevlevi adaylarına bu zorlukları nasılgösteriyor? Sizi hiçbir şeye zorlamıyor, doğruyu yanlışısöyler,yapıpyapmamaksizinelinizde. O kimseyi kovmaz. Bu tamamen "başkesmek"leilgilibirşey. Yanionane kadar gönül verdiğinize bağlı bir şey, gerçektengönül vermemişseniz, kendi aklınızıbirtarafakoymamışsamz... Baş kesmek, kendi aklını bir tarafa koymak mıdır? söylüyor. Bu yola bağlanmak demek, kendi aklını bir tarafa bırakıp, onun gibi olmak, onun gıbı düşünmck anlamında. Mev lana'nın başını kendıne baş etmek dcmektır. Çok yoğun bir maneviyat yaşıyorsunuz... Sema baştan sona bir ibadet zaten. Ruhaniyet ve realite arasındaki çizgiyi nasıl koruyorsunuz, çevrenizin ve ailenizin ne gibi tepkileri oldu? Benim ailem tutucu değil ama imanlı bir aile. Benim girdiğim yolu da şimdiye kadarhiçbiritanımıyordu.Öğrenince ailem de mutlu oldu, ben de. Mevlana'nın yolu derken, bu bütün insanlan sevmekten mi geçiyor? Sevmek ama bilerek sevmek. Herşeyi belki canı gönülden sevemezsin. Bu mümkün değil ama hoş görmek mümkün. Ama bu aptallık derecesinde değil. Seni eziyorlarsa sana kötü davranıyorlarsa, hoş gör demek değil. Yerigeldiğindebazıinsanlarabirşeyleranlatabilmeniçincelale de çıkman, yani tavır koyman gerekir. Kaçyaşındasınız? 33. Yaş önemli midir, sema için? Hayır, şu anda bir kardeşimiz var, dokuz yaşında, o da sema çalışıyor. Belki biraz bilinç lazım olabilir. 6070 yaşında da sema yapılır.yeterkiiçindengelsin. Dönmeye nasıl başlanıyor, bunun eğitimi nasıl oluyor? önce o kişinin sema çalışması için, dededen izin alıyoruz. Sonra, cumartesi günleri Üsküdar'da çalışıyoruz. Buçalışma süresi içinde bir çark stili var onu öğreniyor ve sema etmeye başlıyor. Sema' ı çıkarana kadar alışma aşaması nefsi terbiyedir, zordur aslında. Sema'a çalışmak ve terbiye bir arada yani... Evet ikisi de. Zaten siz sema'a çalışırken bir yandan nefsiniz sizi durdurmaya çalışıyor. O yüzden sema' ı çıkartma süresi insandaninsanadeğişir. Ne kadar mücadele verirseniz o kadar kısa zamanda çıkartırsınız. Sallana sallana üç dört senede çıkartan da var, üç günde çıkartan da. tlkdcfa dönmeye başladığınız,ayaklarınız ve başınız dönmeden hareket ettiğinizde neler hissettiniz? O büyük bir huzur, büyük bir mutluluktu. Çünkü ben ilk semaettiğimi rüyamda görmüştüm. O rüyamdaki huzur ve güzelliğihatırlıyorum. Onu gerçek sema 'dada yakalamıştım. Aslında bunu da anlatamazsınız,yediğinizbirtatlınıntadınıtarif edememenizgibi. Sema bir ibadet biçimi, nereden geliyor? Sema, Hz. Muhammed'den gelen bir ibadettir. Savaşa hazırlanırken amcasının oğlu Caferi Tayyar, Hindistan'dan Muhammed'inyanınasavaşmayagelir. İkisi, Hz. Ali ve Hz. Muhammed'in evlatlığı Zeyd birlikte otururken Muhamnıed, Caferi Tayyar'a "Seni buraya getiren nedir?" diye sorar. O da, "Seni o kadar çok seviyorum kı, savaştayanındayeralmaya geldim " der. M uhammed bundan çok etkilenır ve " Seni o kadar seviyorum ki, dil tarifedemez" der. Bunun üzerine Caferi Tayyar kalkıp sema etmeye başlar, ilk sema eden o. Sonra Zeyd'e döner ve ona: "Seni o kadar seviyorum ki, öz evladım