Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
erküre üzerinde ya da uzay da görünür görünmez her şeyin bir öyküsü vardır. Bu öykülerin beşi bilinirse yüzü bilinmez, yüzü bilinirse, milyonu bilinmez. Kimi öyküleracıklıdır, baştan sona hüzun taşır; trajedik bir sonla noktalanır. Kimisi mutluluk içerir, kimisi dc mizah yüklüdür. tstanbul 'daki Küçükpazar Karakolu'nun öyküsü, işte o bilinmez çoğunluğun bir öyküsü ve baştan sona mizah yüklü. Bana emekli başkomiserKanun Mustafa anlattı. öylesine bir mizahı vardı ki bu öykünün, kaç kez daha anlattırdım, anımsamıyorum. öykü durdukça öyle ballandı ki, Kanun Musta Gökten üç polis, bir karakol düştü Y LÜTFÜ DAĞTAŞ fa'nın aramızda bulunduğu kafa dengi küçük gruplar oluştuğunda da rica eder oldum ve her defasındada anlattırdım. Şimdibuöyküyükendi küçuk çevremizin dışına çıkanp anlatmak görevi de bana düşüyor: Yıl? Yıl 1980. Kanun Mustafa ve dönemi memurlar komiserlik eğitimi için tstanbul'un Eğitimin süresi 6 aydır ancak o yılın eylül ayında yapılacak olan askeri darbcnın hazırlıklan nedeniyle komiser aday lannın eğitim programlan 2 ay öncesinden sona erdirilır. "Vardık tstanbul'a. Mevsim kış ortası. Eğitimimizbaşladı.Çarşambavecumartesi öğleden sonralan lstanbul'un çeşitli semtlerindeki emniyetmüdürlüklerine, Emirliklerine gidiyoruz. O yıllarda anarşi de var ya, yoiunu tutarlar. Aylardan ocak veya şubat. anarşi ve terör. Her hafta bir yere gidiyoruz, karakollardagörgüve deneyimimizıartırıyoruz. O hafta da 6 komiser adayı bizi Eminönü Emniyet Amirliği'ne havale ettiler. Emniyet Amirliginden de ikişerli gruplar halindeçevre karakollan dolaşmaya gönderdiler. Arkadaşımla benim payıma Unkapanı Karakolu düşmüştü. Unkapanı 'na doğru yo lakoyulduk.O zamanlarUnkapanı'ndasebze halı vardı. Baktık bir karakol da Hal Karakolu. Hadi geçerken uğrayalım, dedik. Ufak tefekdaracık bir karakol. 8 başkomisergörev yapıyormuş. Biz iki komiser adayına oturacakyerolmadığı için bir çayiçimi soluklandık, ardından Unkapanı Karakolu'na doğru yürümeye başladık. Unkapanı Karakolu daha büyükçe biryerdi. Haliç'in iki yanını bir birinebağlayan Unkapanı Köprüsününhemen başında, tek katlı, krem rengi boyalı, temiz, güzel görünümlü bir binaydı. Orada daha uzun süre eylendik. Unkapanı Karakolu'ndan çıkıp Sirkeci yönüne giderken bir anda önumüze, kapısının üstünde' Küçükpazar Karakolu'levhasıasılı bir başka karakol dahaçıkmaz mı, şaşırdık. Daracık bir üçgen alan içersinde 3 karakol vardı ve biz bunu yadırgamıştık. Niye avuçiçi kadaryerde bukarakollar böylesine birbirlcnne yakındılar ki... Küçükpazar Karakolu, dışandan bakıldığında dökülüyordu. Bakımsızhğı her halinden anlaşılıyordu. Sağlı sollu esnafkalabalığının; manavın, tornacımn, bisiklet tamircısinin, çeşmecinin, bir bakkal dükkânının