Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 f+ miyoruz, bilemiyoruz. Ondokuzuncu yuzyıl öncesine ait, aslında bir tek padişah saraylan kalmıştır. öraeğin Topkapı Sarayı. Ama onun anıtsal değil, işlevsel bir mimarisi vardır. O işlevin 'ceremonial' yanı da olduğu için, bir semboliği de vardır. Ama olağanüstü bir iç mekân ya da onu simgeleyecek hiçbir şeyi yoktur. Birbinakülliyesidir, okadar. Yani Fransa'daki Versailles Sarayı'nın sembolik gösterisi Topkapı 'da yoktur. Bugün sadece Fransa değil, Avrupa'nındiğerkentlerindeyalnızdinsel değil, sivil mimari de olduğu gibi korunmuş. Istanbul'da neden böyle değil? YalnızlstanbulyadaTurkiye'de değil, Doğu'da, Yakın ve Ortadoğu'da da bu böyle. Buralarda da özellikle dınsel binalar kalmıştır. Bunun da nedeni galiba lslam anlayışından kaynaklanıyor. Müslümanlık literatürüne bakın, buralard a konutun yani kişilerin kalacağı yerin, bu padişah olsun ya da sıradan birisi olsun değişmiyor; geçici olduğu ve bunlara çok fazla yatınm yapı lmaması gerektiği söylenirhep. Çünkü o anlayışa göre, konut birkervansaray gibidir, geçicidir. Kısacası, konutta kahcılık, bu semboliğin bir parçası değil, anıtsal nitelik kazanamamış. örneğin bir Versailles, Louvre ya da Vincennes gibi olamamış. Osmanlı dönemindeyapılan konutlarda genellikle ahşap malzeme kullandmış olması bunlann kabcı olmamalannda önemli bir etken olabilir mi? tstanbul'da epey eskiden beri, hatta ondokuzuncu yüzyıldabile konakların çoğunun yapımında ahşap malzeme kullanıldı. Binalar, ahşap olduğu için bir kısmı yandı. Ama yanmasaydı ne olacaktı. Ahşap korunması çok zor ve geçici bir malzeme. Üzerinden yüzyıl geçmiş bir ahşa Topkapı Sarayı, Bagdai Aoşku, J6J9. Hu koşk don bı korumak çok zor. Bugün yanmayanlan da yıkıp yeniden yapıyorlar. Bana kalırsa Bana göre Istanbul'ukorumaartıkboşuna bunun arkasında, biraz önce sözünü ettiğim bir laftır. Istanbul'da ancak anıtsal düzeyde konutların geçici olması anlayışı var. Kalıcı bir koruma söz konusu olabilir. Bir de, doğal bina yapılırsa, ilahi iradeye karşı çıkılıyorSÎT'in ve bir yere kadar da genel hacmin, komuş gibi bir duygu ve inanç vardı sanki inrunmasından bahsedebilıriz. Bakın günüsanlarda, Büyük konaklar da dahil, binalann müzde, tüm dünyada koruma sistemi dokuahşaptan yapılmasının nedeninin bu olması sal düzeydedir. İstanbul'da ise dokusal dülazım. Yoksa neden herhalde maddi değildi. zeyde korunacak hiçbir şey kalmamıştır. BuFakat bunu metinlerle kanıtlamaya çalış gün geriye, yahıızca anıtlar kalmıştır. Tarihi makta da fayda var. Ancak bu epey zor bir Istanbul'danbahsederken, ancak tek tek bıaraştırmadır. Çünkü, tarih metinleri ve daha nalara atıf yapabiliriz. Siz bugün Akdeniz çok dinsel yorumlann içinde arama çalışmaçevresindeki ülkelere gidin. Oralarda, darası gerekiyor. Osmanlı araştırmalannda dincık sokakları, çıkmazlanyla, eski bınalarıysel metinlerden sosyal yorumlarçıkartmak la eski kent mevcuttur. Yeni kentler, eski pek fazla kimsenin girişmediği bir iştir. kentlerin civannda, ama eskiyi koruyarak kurulmuştur. tstanbul'unhangieski sokağı, Son yıllarda, özellikle eski tstanbul'u hangi eski mahallesi kaldı. Hiçbiri yok. Fakoruma konusunda biraz daha duyarlı tih'e ya da Aksaray'a gittiğinizde, eski bir davranılmıyor mu size göre? CUMHURİYET DERGİ Galata Köprüsü'nden Haliç'in dibine, Fatih' in arka taraflanna dikkatle bakın. Yükseklik lımitlerınin zorlandığını ve hatta asılmaya başlandığını göreceksiniz. Mimar, şehirci ve tarihçisiniz. Bugünkü lstanbul'un büyüme ve gelişmesini daha çok hangi kimliğinizle değerlendirmeyi tercih edersiniz? tstanbul 'un bugününü, bir şehirci olarak görmcye çalışıyorum, fakat daha çok birtarihçi olarakbakıyorum. Çünükbir şehirci.müdahaleedenbirteknisyendir. Şehirci planlan yapar, kentin dokusunu, dolayısıyla geleceğini etkilemeye çalışır. Ancak ben bir şehircilik uzmanı olarak, lstanbul üzerine bir şehircilik faaliyetinin yapılamayacağına inanıyorum. Geçen yıl, kasım ayında, UNESCO'nun uzmanı olarak tstanbul'a gittim. Belediyede, bana tstanbul'un Belediye Meclisi tarafından onay lanmış bir koruma planını göstercmediler, çünkü yok. tstanbul, 1985 yılmda UNESCO'nun "Uluslararası Korunacak Kültürel Varhklar" listesine girdi. Bu bir koruma planı sorumluluğunu getiriyordu. Aradan 15 yıl geçti. tstanbul Belediyesi kentin koruma planını yapamadı. Bundan sonra da yapıp yapamayacağı belli değil. Niye? Çünkü lstanbul'un büyümesi, büyüme sistemi ve ritmi bir planlamayı mümkün kılmamaktır. Bunun mekanizması alttan gelen bir mekanizmadır. Yukandan gelen planlamabazlı bir mekanizma değildir. Müdahale edemezsiniz. Alttan gelen mekanizma derken neyi kastediyorsunuz? Adamlar geliyor, bir yerleri işgal ediyor, sonra orasını belediye sınırlan içine sokmaya çalışıyorlar. tşte, alttan gelen bir mekanizma derken bunu kastediyorum. Yukandan, bir kurumun, belediyenin, bakanhğın, hükümetin önce kâğıda çizdiği, sonra kâğıttan mekâna aktardığı bir süreç değildir bu. Doğrudan mekândan yola çıkan sonra haritası yapılan bir süreçtir. Bu nedenle, ancak olanlan anlamaya ve izlemeyeçalışabiliriz,kiobileçokzordur.Birkere o mekanizmalar da, kurumsal mekanizmalar değildir. Bunun ne yazılı tarihi, bir sistemi vardır. Ayrıca buna yetişmenin imkânı da yoktur. Bugün gördüğünüz bir şey, altı ay sonra başka bir şey olabiliyor. Nasıl oluştuğunu araştırana kadar, o almış başını gidiyor. Bu yüzden, bugünkü tstanbul' a müdahaleci bir şehirci yöntemiyle değil, daha çok sosyolog ya da antropolog yöntemiyle bakmak gerekir, diye düşünüyorum. ^ Fotoğraflar"lstanbul, ImparatoriuklarBaşkenti" adlı kitaptan alınmıştır. eyvanı olan bir tek odadan olugur. semtte mi dolaşıyorsunuz? Hay ır, onlann adı eskidir. tstanbul 'da kalan, sadece yeni kentle kuşatılmış anıtlardır. tstanbul'da doğal SİT ve genel hacmin korunması konusunu biraz daha açar mısınız? Bugün, bildiğimiz eski tarihsel tstanbul 'dan kalan iki şey var. Birisi tarihsel SİT. Boğaz var, duruyor. Tarihi yanmadanın konturunu seçebiliyoruz hâlâ. Haliç var, duruyor. Yani doğal elemanlar yerinde duruyor. Birde genel hacmi, yani tarihi yanmadadan bahsediyorum, o var duruyor şimdilik. Bugün denizden tarihi yanmadaya baktığınız zaman, Sultanahmet' in Ayasofy a' nın arkasında, Galata ya da Dolmabahçe' nin arkalannda olduğu gibi yükselen binalar yoktur henüz. Ama oralan da yavaş yavaş kemirıliyor. ISTANBUL KITABINDAN... THEODORA ILE IUSTİNIANOS 518 yılmda neredeyse hiç eğitim görmemiş 68 yaşında Trakyah bir köylü lustinos adıyla Roma imparatoru oldu.Çocuğu olmadığı için yeğeni Peter'i evlat edindi ve ona lustinianos adını verdi. Evlat edinmek hanedan kurmak için yeterli olmadığından lustinianos jktidara giden yolu kendisi açmak zorunda kaldı. 521'de konsül oldu. 522'de bir ayı terbiyecisinin kızı olan Theodora ile tanıştı. O sırada Theodora 25, lustinianos 45 yaşındaydı. Yaşlı ımparatoriçe evliliğin lafını bile duymak istemiyordu ve Roma hukuku tedbirti davranarak siyasetçilerin oyuncu kadınlaria evlenmesini yasaklamıştı. Çift, imparatoriçenin 524'te ölmesini ve yasalann bu evlilik için uygun hale getirilmesini beklemek zorunda kaldı. Bütün bunlar olup bittikten bir yıl sonra da biıiikteliklerini resmi hale getiirdiler. lustinianos 527 tahta çıktı. Theodora 550'te, lustinianos ise 565te öldü.^ Solda Theodora sağda lustinianos... Imparator ve imparatoriçe tasviriehni, insan resmine daha hoşgörülü davranılan Batı'daki topraklannda bulunan bir tapınakta yaptırmayı seçmişlerdi. Ayasofya'da ikonoklazma döneminden önce hiçbir imparator portresi yer almamıştı.