Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 p» tif filme ihtiyaç vardı, ama param yoktu, bu yüzden siyahbeyaz bir filme basıp izleyebildik... Yıkama parasını bile ödememiştim, fılmi enstitüye teslim edip' Ben para bulana kadar bunu saklayın' dedim. Birkaç gün sonra 12 Eylül darbesi oldu, enstitüyle konuştuk, Yörük Elif in başına gelenler bu filmin de başına gelmesin diye bir ramuz verelim dcdik ve verdik... Askeri tehlike kalktıktan sonra filmin peşine düştum, ama kimsc bilmiyordu, ben utançtan hocanın yüzüne bakamıyordum. Sonunda birileri araya girdi, enstirü filmin kendilerindeolduğunukabuletti...Ancak hâlâ onlarda, umanm geri alabilirim..." Yörük Elif' in çekimlerinden bir yıl sonra çekimler sırasında tanıştığı Tahtacılar'ın peşine düşmüştü Süha Arın... Otuz dakikalık film, yine devletı eleştirmek suçlamasıylaTRT'deyayımlanmamıştı,oysaTahtacı Fatma, aynı yıl III. Uluslararası Balkan Film Festivali Birincilik ödülü, Şam Uluslararası Film Festıvali'nde Gümüş Kılıç Ödülü ve Antalya Film Festivali' nde Altın Portakal alacaktı... Şişe ve Cam Fabrikaları AŞ'nin kuruluşunun 50. yıldönümü ve 1985 Dünya Gençlik Yılı nedeniyle otuz dakikalık bir film hazırlayan Süha Ann, çırakhk aşamasındaki üç gencin izini sürdü. Üç gencin günlük yaşamlarından kesitlerin ahndığı, üflemekristalotomasyon tezgâhlannın işleyişini veren belgesel, şırketin genel müdürünün öfkesinc takılacaktı. Genel müdüre göre, otuz dakika içınde söylenmeyen tekcümlekalmıştı:Yaşasınişçisınıfı... Türkiye'ninkültüryaşamındaızbırakan ısimlerin de izini sürmüş, âşıklık geleneğinin son temsilcilerinden Ali tzzet özkan' ı objektıflere sığdırmıştı, ama yine yasaklara takılmıştı, çünkü özkan, Demokrat Partı'yedebirçiftsözsöylemişti...Likya'nın Sönmeyen Ateşi 'nde bir komiser, yardımcısına ateşli Likya'yı hangı aktrisin canlandırdığını sormuştu, Urartu'nun lki Mevsimi'nin çekimleri sırasında, karanlıkta, karnının üzerinde çadınn uğuru yılanın bir ge1 inciği mıdeye indirişinin kıvrımlanna kulakvermiş, haftadabiraracıngeçtiğiyolda, bir minibüste kendisine yer bulabilmek için bypasslı göğsünü göstermişti, yara izi istcdiği itiban sağlamıştı... Belgesel çekmek dün işte böyle bir şeydi,yabugün?.. "îelevizyonlar görüntü öğüten değirmenlerdir. Şimdi, her ne kadar sabaha karşı gösterseler de belgesel göstermek zorundalar, ama Discovery Channel'da belgesel yayımlanmıyor, ben onabilgisel diyorum. Belge ile bilgi kanştırıhyor. Belgesel dediklerinde hıçbir estetik kaygı yok... Bence kötü yanlannı saklayarak bir kişi ya da kurumu tanıtan filmler tanıtma filmleridir, kötü yönlen saklayıp iyi yönleri anlatan filmler ise propaganda filmleridir. Bunlarhiçbırzaman belgesel olarakkabul edilemez, çünkü dürüst değildir. Belgeselci.gerçeklerkarşısındadürüstolmalıve estetik kaygı, evrensel mesaj taşımalıdır. Müzikte bile bir ana tema vardır, belgeselde de bu farklı değildir, ben ona omurga derim, belgeselde de onu bulur, onu etlendiririm. Tıpkı bir tekne yapımı gibidir, kamuoyuna çıkmayan bir sürü filmım var, ben onlan da denize indıremediğim teknelerim olarakgörürüm..." Ya yapılmayan film?.. "HarfDevrimi ile ilgili bir belgesel yapmak ısterdim. Bunukim finansecderbilmiyorum, ama bankaların içini boşalttıkları miktann çeyreğinı verseler, yeterliydi..."^ beratguncikan@turk.net 2000 yıl öncesinin turistleri tapınaklarla iinlü antik kentleri tercih ederlerdi Geçmiş ve gelecek günlerin tercihi: Efes... Turistler hep vardı MERİÇ VELİDEDEOĞLU T arsuslu bir çadırcının iki bin yıl önce Anadolu ve çevresinde yaptığı uzun yolculuğa bizler de çıkmadan önce, o döneme ait yolculuklarla ilgili bilgileri şöyle bir gözden geçirelim. Antikçağda yolculuk çok zordu; bu zorluk 2000 yıl öncesinin koşullarından kaynaklanmaktaydı kuşkusuz. llk sorun yol durumunda kendını gösterir. Her yerde, Selanik kentinı Adriyatık Denizi "ndeki Durazzo (Arnavutluk) limanına bağlayan "Via Egnatıa" (Egnatia Caddesi) gıbi uluslararası yollar bulma olanağı yoktu. Dağ ve tepeleri aşmak için geçile geçile oluşmuş patikalar en gözde yollardı. Kara yolculuğu atla ya da tahtırevanla yapılabilirse de bu olanak varsıllara özgüydü; genelde yaya olarak yapıldığını gezgınlerin yazılarından anlıyoruz. örneğin gezerek, görerek tarıh yazan Heredotos, sik olmayan börtü böceklerden kurtulma şansının olmadığı şu söylentıden anlaşılır: Aziz Yuhanna'nın gecelediği bir handa tahtakurulanyla başı derde girer, bunları odadan kovar; böcekler bu buyruğa uyup dışan çıkarlar, ama ertesı sabah odanın ka pısında kuyruğa girip içeri gırmek için azi ayağına çabuk bir adamın Kilikya'dan (Adana yöresi) Sinop'a beş günde gidebıleceğındcn söz eder. Yolculukta sorun olan başka bir konu da, gezgınlerın yolculuk sırasında kalmak zorunda kaldıkları hanlardı; iki bın yıl önce buralannın insanın başına cn tatsız olayların gelebıleceğı pek iç sıkıcı yerler olduğundan söz edılir. Aynca buralarda hıç ek zin iznini beklerler... Demek kı, aziz olmayanlann hanlarda rahat uyuma olanağı yok gibi! Deniz yolculuğuna gelince, bu yolculuğu yapmak ısteyenler bir yük gemisıne bınmek zorundaydılar. Yolculuk mart ayından kasımayınadekyapılabılırdi.Bugemılerde yolculara özgü bir yer yoktu, onlara güvertede bir yer gösterilirdı. Yolcu kendi yı