Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET DERGİ Şakacı bir televizyon kahramanı. Işi şaka üretmek, uygulamak, paylaşmak... Kimliğinin başına eklediği bu etiketten şikayeti yok, Çetin Çiftçioğlu'nun. Kendisinin de bir şakaya kurban olduğu zamanlar yaşamış, o izleyici ile bağını onlardan biri olarak kurmuş... üşünün ki, bir alışveriş merkezindesiniz, bankta oturuyorsunuz. Birden bir bavulun size doğru hareket ettiğıni görüyorsunuz. Bu gerçek olabılir mi? Ya da garda tren bekliyorsunuz ancak trenin lokomotıfi bozulmuş, onlarca insan onu itiyor. Üstelık sızden yardım istiyorlar. Bu kadar insanın ciddi ciddi uğraştığını görünce siz de yardım etmeye kalkmaz mısınız? Kanalizasyon çukurundan çıkan biri size Yalova'ya nasıl gidileceğini sorarsa, kafanız karışmaz mı? Bütün bu taşlann altından çıkan kişinin Şakacı olduğunu söylemeye gerek yok herhalde. Şakacı'mn son büyük şakası ise belki de uzun süre konuşulacak. Kadın muhabir, Bakırköy'de bir vatandaşa yılbaşının klişe sorusunu soruyor: "Milli Piyango'da büyük ikramiye size çıksa ne yaparsınız?" Vatandaş tam cevap vereceği sırada Şakacı araya giriyor ve "Yeniköy'de tripleks ev alırsın, almaz mısın?" diyor. Adam önce şaşınyor ve sonra yapacağı yardımları, bir parça da abartarak anlatmaya başlıyor: "Fakire fukaraya yardım edeceğim, yaşhlara bağışta bulunacağım" derken Şakacı tekrar araya girip, adamı fırçahyor: "Neden tuttuğun futbol takımına yabancı futbolcu satın almıyorsun?" Adamcağız bir kez daha konuşmaya başlıyor ancak rahat yok, mikrofonu kapan Şakacı kendi görüşlerini sıralamaya başlıyor. Şakazede, mikrofonu geri almak için mücadeleye girişiyor, çevredekiler olaya müdahale edip ayırmasalar iş dayağa kadar varabılir. Sonuçta şakazede söyleyeceklerini söyleyemeden bir kamera şakasına kurban gittiğini öğreniyor ve olay tatlıya bağlanıyor. "Şakacı" Çetin Çiftçioğlu, her pazar, Şakacı Çetin Çiftçioğlu iş başında... Şaka peşindeki şakacı D EMİN ENGİN MISIRCI yapılacağı otogardaki bir otobüs şirketinin yazıhanesine hareket ediyoruz. Şakacı, sokakta veya herhangi bir yerde yapılan hiçbir şaka için izin almıyor; bu sefer de öyle: "Artık herkesle tanışıklığım var, zaten sorun çıkarsa en fazla bir iki telefonla gerekli izni ahyorum" diyor. Şaka mahalline gıriyoruz. Panik şaka grubu, yazıhanede sürekli gülerek, bilet almayı bekleyen bir müşteriyi şaşırtmaya hazırlanıyor. Şaka ekibi, getirdiği kamerayı, ofisteki ayna camlı bilgisayar dolabının içine yerleştinyor. Diğer bir kamera da siyah fon beziyle kamufle ediliyor. Gizli kamera ise, bilet satışının yapıldığı masanın hemen arkasındaki Türkiye haritasının üzerine konuyor. Küçük bir mikrofon da, bekleme odasındaki çiçeklerin arasına yerleştiriliyor. Şakacının şakadaki rolü, otobüs şirketinin bir görevlisi kılığında, gülerek gürültü yapan Panik şaka grubunu susturmak. Şakayı izleyen 40 yaşlanndaki bir erkek yolcu, "Burada da mı! Bu kadar da olmaz ki!" derken bazı yolcular olan bıtenı tebessümle izliyor; tıpkı diğer şakalarda olduğu gibı. Şakazedeler, kendilerine yapılan şakalara genellikle gülerek tepkı veriyorlar ama bazen işlerın karıştığı da oluyor. Acaba Şakacı, çalışmalar sırasında hıç dayak yemiş mi? "Şimdiye kadar şakazedelerden hiç dayak yemedim. Sadece, kırmızı ışıkta durmasına engel olduğum bir taksiciden tokat yedim, o kadar. Bu da dayak sayılmaz ki! Biz her zaman ilginç şakalar peşindeyiz. 1 lemen yayınlayıp kamuoyunun tepkısinı ölçmek istedik. Daha önceden tasarlanmış bir reyting kaygısıyla böyle bir işe girışmedik." Peki unutamadığı bir şaka var mı? "Unutamadığım ve üzülerek hatırladığım bir şaka oldu; on dakika sürmesı gereken 'Ağbi, beni tanıdın mı?' şakasını yarım saate uzattım, şakanın sonunda adam beni afYetmedi maalesef." Peki şakacıyı hiç "şakalayabilmişler" mi? Kanal 7'nin Ankara muhabirlerinden Erhan Çelik bunu başarmış. Millervekıllenni şakalamak için Ankara'ya gelen Şakacı'mn çekimleri sırasında bir polis memuru program çalışanlanndan birinden basın kartını sormuş. "Yok" cevabını alınca basın kartı olmayanlann meclise giremeyeceğini söyleyerek tüm ekibin meclis bahçesini terk etmesini istemiş. Polis memurunu ikna etmeyi başaramayan Şakacı bunun üzerine dönmeye karar vermiş. Dönmek üzereyken şakalandığı açıklanmış. Çiftçioğlu'nun, gerçekleşmesi muhtemel başka projeleri de var. Bunlardan biri, "Kaçak kim, bul?" adlı yanşma programı. Bu projesini, sekiz yıl önce noterden tasdik ettirip televizyon kanallanna başvurduğunda sıcak bakmamışlar. Fakat o, artık harekete geçme vaktinın geldiğini düşünüyor. Aynca uzun süredir çekmek istediği iki sinema filmi projesi var. lkisi de dram türünde olan filmlerden biri, Urfa'dan gelip şöhreti yakalayan ve sonra tüm kazandıklarım kaybeden bir sazcımn dramını anlatıyor. Diğeri ise, "Türk'ün efendisi köylüdür" sözünün nasıl ve niye ortaya çıktığını konu edinen email: eminenginmiha@mynet.com Kanal 7'deki şaka programında karşımızda. Çiftçioğlu'nun şakaları, kimileri tarafından çok sevilıyor, kımılerince rahatsız edici buluııuyor. Artık bu tip programların devrinin geçtiğinin düşünüldüğü bir zamanda ortaya çıkan Şakacı, belki de ekonomik krizin yarattığı sıkıntılı ortamı renklendirdiğinden hedefi vuruyor. Çiftçioğlu eskiden müzisyenmiş. Daha sonra sigorta eksperliği işine girmiş ancak bu işin kendisine uygun olmadığını fark edince, müzisyenken edindiği sahne tecrübesiyle yapabıleceği bir işin peşine düşmüş. Yakııı arkadaşı Saadettin Teksoy'un yardımıyla eğlence dünyasına adım atmış. "Şakamatık" programını hazırlayıp sunan Çiftçioğlu'nun hayatının dönüm noktası, oynadığı bir yemek kıtabı reklamı olmuş. Bu reklanıdan sonra Kanal 7'den teklif alarak "Şakacı" programı için anlaşmış ve adı kısa sürede programıyla anılır olmuş; Çiftçioğlu artık "Şakacf'ymış. Şakacı, şaka peşinde... Seyircilerini sürekli yeni sürprizlerin beklediğı bu program, beş altı kışılık çekirdek bir ekip ve Şakacı'mn "Hayatın içindeki gerçek tipler" diye nitelendirdiği "Panik Şaka Grubu"nun, ortak çalışmasıyla hazırlanıyor. Ayrıca nitelendirdiği "Panik Şaka Grubu"nun, ortak çalışmasıyla hazırlanıyor. Ayrıca "işbirlikçi şaka"cılar da ekibe yardım ediyor. Bu işbirlikçiler, arkadaşlanna şaka yapılması için programa başvuruyor ve şakanın içinde yer alıyorlar. Aynı anda dört kamerayla, haftada dört gün süren çekimlerde şakalar yaklaşık beş altı kişiye yapılıyor. "Eğer ilk denememizde başarılı olursak, tek şakazede bile yeterli oluyor" diyor Şakacı. Şakalann yaratıcıları ise sadece program takımı değil; profesöründen memuruna, çocuğundan yetişkinine kadar geniş bir yelpazeyi oluşturan izleyicilerden de birçok öneri geliyor. Seyirciler de kendilehni programın bir parçası olarak görüyorlar, tıpkı program takımının halkın bir parçası olması gibi. "Izleyicıler ekrana parmaklannı soktuklannda bana dokunacaklannı hissederler" diye açıklıyor bu bağı Şakacı. Belki de "bizden biri"'olduğu için şakazedeler hâlâ onun Şakacı olduğunu fark edip uyanamıyor. Kanal 7'den çıkıp günün şakasımn